ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Çanakkale Şehidinden Mektup (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=316523)

Prof. Dr. Sinsi 07-26-2012 02:43 PM

Çanakkale Şehidinden Mektup
 
Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken, bir yandan da

onlarla Sohbet ediyor, ' Nerelisin?' gibi sorular soruyordu.

Gözleri bir ara, saçının ortası sararmış bir delikanlıya takıldı Yanına

çağırdı ve merakla sordu:

" Adın ne senin evladım?" dedi.

" Ali, komutanım" dedi.

" Nerelisin?"

" Tokatlıyım, komutanım, Tokat'ın Zile kazasındanım..."

" Peki evladım,bu kafanın hali ne?

Saçlarının ortası neden kırmızı boyalı böyle?"

" Cepheye gelmeden önce anam saçıma kına yaktı komutanım. Neden yaktığını

da bilmiyorum."

" Peki dedi üsteğmen. "Gidebilirisin Kınalı Ali."

O günden sonra Ali'nin adı Kınalı Ali oldu.

Cephede tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle yetinmiyor, saçındaki kınayı da

alay konusu yapıyorlardı. Kınalı Ali, arkadaşlarına karşı sevecen ve dürüst

tutumu sayesinde, kısa sürede hepsinin sevgisini kazandı.

Bir gün memleketine mektup göndermek için arkadaşlarından yardım istedi.

" Anama, babama burada iyi olduğumu bildirmek istiyorum.

Ama okumam yazmam yok. Biriniz yardım edebilir misiniz?"

Biri değil, birçok arkadaşı yardıma geldi.

" Sen söyle biz yazalım" dediler.

Kınalı Ali söylüyor, bir arkadaşı yazıyor, diğeri de Söylenenlerin doğru

yazılıp yazılmadığını denetliyordu.

" Sevgili anacığım, babacığım hasretle ellerinizden öperim. Ben burada çok

iyiyim, beni sakın merak etmeyin."

Kız kardeşini, kendinden küçük erkek kardeşinin sağlığını ve hatırını

sorduktan sonra, köydeki herkesin burnunda tüttüğünü ve kimsenin kendisini

merak etmemesini söyledikten sonra, Biz burada var oldukça bilesiniz ki

düşman bir adım bile ilerleyemeyecektir tümcesi ile bitiriyordu.

Tam zarf kapatılırken Ali " iki üç satır daha ekleteceğini" söyleyerek

Mektubun sonuna şunları yazdırdı.

" Anacığım, beni buraya gönderirken kafama kına yaktın ama, Burada

komutanlarım da, arkadaşlarımda benle hep dalga geçiyorlar. Cepheye gitmek

sırası yakında inşallah kardeşim Ahmet'e gelecek, Onu gönderirken sakın

kına yakma saçına. Burda onunla da dalga geçmesinler. Tekrar ellerinden

öperim anacığım."

Gelibolu'da savaş giderek şiddetleniyordu. ingilizler kesin sonuç almak

için tüm güçleriyle yükleniyorlardı. Cephede savaşan askerlerimiz önceleri

birer, birer, sonraları beşer,beşer,

Onar, onar şehit oluyorlardı. Gelen destek güçleri de yeterli olmuyor,

onlarında sayıları giderek azalıyordu.

Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Ali'nin komutanı bu durum karşısında

çaresizdi. Kendi bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Genç erlerine

insan bedeninin süngü ve mermilerle orak gibi biçildiği bu cepheye

göndermek zorunda kalmaması için Allah'a dua ediyordu.

Komutanlarını düşünceli ve sıkıntılı gören Kınalı Ali ve arkadaşları,

komutanlarına gidip, ondan kendilerini cepheye göndermesini

istediler.Askerlerinin ısrarları üzerine komutanları daha fazla direnemedi

ve ölüme gönderdiğini bile, bile bu isteklerini kabul etmek zorunda kaldı.

Kınalı Ali ve arkadaşları, sevinç çığlıkları atarak cepheye hayır,

bile,bile ölüme gidiyorlardı.

O gün güle oynaya Gelibolu cephesinde ölümle buluşacakları yere koşan

Kınalı Ali'nin bölüğünden tek kişi geri dönmedi. Gidenlerin tümü şehit

olmuştu. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kınalı Ali'ye anne, babasından

mektup geldi. Onun yerine komutanı aldı mektubu ve buruk bir ifade ile

okumaya başladı. Cepheye gitmeden önce arkadaşlarına yazdırdığı mektubuna

aile adına babası yanıt veriyordu.

" Oğlum Ali, nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim, selam ederim. Öküzü

sattık, parasının yarısını sana gönderiyoruz, yarısını da yakında cepheye

gidecek küçük kardeşine veriyoruz. şimdi öküzün yerine tarlayı ben

sürüyorum. Fazla yorulmuyorum da. Sen sakın bizi düşünme."

Babası mektupta köydeki herkesten akrabalarından haberler verdikten sonra

"şimdi * sana diyeceği var" diyerek sözü ona bırakıyordu.

Mektubun bundan sonraki bölümü Kınalı Ali'nin anasının ağzından yazılmıştı

şöyle diyordu anası:

" Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler. Kardeşime de

yakma demişsin.

Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga

geçmesinler.


Bizde üç işe kına yakarlar;


1 - GELINLIK KIZA, GITSIN AILESINE, ÇOCUKLARINA KURBAN OLSUN DIYE

2 - KURBANLIK KOÇA, ALLAH'A KURBAN OLSUN DIYE

3 - ASKERE GIDEN YIĞITLERIMIZE, VATANA KURBAN OLSUN DIYE...


Gözlerinden öper, selam ederim. Allah'a emanet olun

" Ali'nin mektubu okunurken ve çevresindeki herkes onu dinlerken, hıçkıra,

hıçkıra ağlıyordu... "


(Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesindedir.)

Prof. Dr. Sinsi 07-26-2012 02:43 PM

Çanakkale Şehidinden Mektup
 



Bizde üç işe kına yakarlar;


1 - GELINLIK KIZA, GITSIN AILESINE, ÇOCUKLARINA KURBAN OLSUN DIYE

2 - KURBANLIK KOÇA, ALLAH'A KURBAN OLSUN DIYE

3 - ASKERE GIDEN YIĞITLERIMIZE, VATANA KURBAN OLSUN DIYE...




çok duygulandım.eline saglık kardeşim


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.