ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Adnan Menderesin Mahkeme Süreçi (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=316465)

Prof. Dr. Sinsi 07-26-2012 02:53 PM

Adnan Menderesin Mahkeme Süreçi
 
Adnan Menderes'in asılma nedeni neydi - Adnan Menderesin Hayatı - Adnan Menderesin Asılma Gerekçsi - Adnan Menderesin Asılması Hakkında - Adnan Menderes Mahkeme Süreçi - Adnan Menderesin Mahkemede Verdigi İfadeler - Adnan Menderesin Asılma Sebebi


Adnan Menderes Niçin Asildi?

ADNAN MENDERES NİÇİN ASILDI?


Uluslararası oyunun Türkiye uzantılarından biri de 27 Mayıs darbesidir. Demokrat Parti iktidarı; bir takım söylem ve eylemlerle, Siyonist Yahudi ve onun içerdeki işbirlikçilerini sıkıntıya soktu. Bunun sonucunda da idamlar geldi.

Adnan Menderes yakın tarihin, halk tarafından en çok sevilen liderlerinin başında gelmektedir. Arkasına geniş halk desteğini almasına rağmen Menderes niçin idam edildi? Ülkede her şey yolunda giderken, Menderes nasıl bir suç işledi ki, darbe ile devrilerek idamla sonuçlanan bir işkence sürecine sokuldu.

Adnan Menderes'i idamına götüren "Bebek" ve "Köpek" davaları mıydı? Elbette değildi. Menderes ve arkadaşlarını idama götüren, milli ve manevi değerlere yakın ilgi duymalardır. Adnan Menderes'i idama götüren nedenleri Menderes'in kendi beyanlarından dinleyelim.


* * *

Menderes diyor ki:

"Ben Müslüman'ım! Müslüman olduğumdan da şeref duyuyorum. Müslümanlığın çağdaşlaşması için çalışmalarımız var. Açtığımız okullar bunun delilleridir. İslâm dininin büyüklüğü, insani yönü, adaleti, ilmi ile en mükemmel dindir..."(14)

Adnan Menderes diyor ki:

"Türk milleti Müslüman'dır! Müslüman kalacaktır. İslamiyet'in bütün icabeti vatandaşlarımız tarafından tam bir serbestliğin içerisinde icra olunacaktır."(15)


* * *

Adnan Menderes diyor ki:

"İnkılâp kanunları halk tarafından benimsenmemişse, jandarma zoruna dayanacaksa, milli vicdanın hilâfına olan bu kanunları kaldırmak, demokratik idarenin başta gelen vazifesi olmak icap eder."(16)


* * *

Adnan Menderes, daha birkaç aylık başbakandır. İlk icraatlarından biri milletin sabırsızlıkla beklediği minarelerden aslına uygun ezan sesi duymaktır. Menderes gerekli kanuni düzenlemeyi yapar ve on beş yıl aradan sonra 17 Haziran 1950 günü ezan ülke semalarında Bilal–i Habeşi'nin okuduğu lisan üzere okunur. O gün Ramazan ayının ilk günüdür. Yıllar sonra minarelerden ezan–ı Muhammedi orijinal hali ile bir mübarek günde duyuldu.

Bu hadise çoklarını rahatsız etmişti. Başta da cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı…


DARBE ŞARTLARINI

HAZIRLADILAR

Rahmetli Menderes'in söylem ve icraatları malum mihrakları harekete geçirdi. Siyonist Yahudi ve onların içerdeki işbirlikçileri ve yardakçısı olan mason locaları harekete geçti.

27 Mayıs darbesinin önemli isimlerinden biri olan Orhan Erkanlı'ya kulak verelim:

"İhtilal yapacak olan teşkilatın kuruluşu 1955 yılıdır."(17)

1955 yılında Türkiye'de darbeyi gerektirecek bir hâl var mıydı? Ülkenin dört bir yanına huzur ve güven ortamı hâkimdi. Köylüler, işçiler ve geniş halk kitleleri hayatlarında ilk defa para yüzü görmüş, hakkını arama imkânı bulmuş, kısaca insan olduğunu anlamıştı. İnsanlar mal ve can güvenliklerinin sağlandığını hissettiler. İlginçtir böyle bir ortamda darbe hazırlığına başlandı.

Orhan Erkanlı: "1956 yılına gelindiğinde ordunun içinde bir sürü gizli kuruluş olduğundan şüphem yoktu."(18)

Birçok darbe teşkilatı, kime ve niçin darbe yapılacak. Ülkenin iyiye gitmesi birilerinin işine gelmemiş olacak ki, çok sayıda darbe organizasyonu oluşturuldu.


ADNAN MENDERES'İN

İDAMINDA SİYONİST MASON VE ABD'NİN ROLÜ

Adnan Menderes'in istedikleri gibi olmadığını gören Siyonist Yahudi ve yandaşları darbe için düğmeye bastılar. Gelişmeleri yabancılardan dinleyelim. İspanyol tarihçi ve araştırmacı Prof. Miguel Angel Cabrera:

"1960'a kadar ABD için Türkiye'de her şey iyi gitti. Ama Washington Menderes Hükümetinin ABD'den koparak kendi ekonomik bağımsızlığını kazanmayı hedeflediğini öğrenince duruma müdahale etti ve Gürsel ABD'nin planladığı bu darbeyi kanlı bir şekilde gerçekleştirdi. (..) Bu tarihten sonra da Washington, kendi politik ve ekonomik menfaatleri nedeniyle birçok ülkede sık sık askeri darbe yaptırdı."(19)

Siyonist Yahudi ve ABD'nin oyununa alet olanlar, ülkeye hizmet ediyoruz, vatan millet edebiyatları ile aslında Siyonist Yahudi ve ABD çıkarlarına hizmet ediyorlardı.

Hiç şüphe yok ki, 27 Mayıs darbesini gerçekleştiren subayların içinde vatanperver, milletini çok seven insanlarda vardı. Ne yazık ki sağlıklı düşünemediler ve vatana millete hizmet ediyoruz zannı ile Siyonist Yahudi ve ABD'ye hizmet ettiler.

Bu sadece 27 Mayıs'a mahsus değil, bütün zamanlar için geçerlidir.


27 MAYIS DARBESİNDE

SİYONİZM'İN ROLÜ

Emekli asker Memduh Eren, Masonların 27 Mayıs darbesindeki rollerini anlatıyor:

"Yurt dışında bir takım bağlantılar olmazsa darbenin başarı şansı yok. 27 Mayıs'ı düşünün. Başta Cemal Gürsel olmak üzere, Nasır Zeytinoğlu ve Agahi Şen, hepside evrensel örgütlerle bağlantılıdır. (..) Biz bu evrensel örgütlere Mason ve Bilderberg teşkilatlarına karşı çıktığımız için işkence gördük."(20)

Bugün olduğu gibi Menderes döneminde de Yahudi, Yahudi dönmesi ve Mason gazeteciler görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiler. Menderes'in ortadan kaldırılmasına yönelik planın en önde gelen isimlerinden biri Vatan Gazetesinin sahibi ve başyazarı Yahudi dönmesi ve mason Ahmet Emin Yalman'dır. (..) Yahudi Kiyam Levi, Yahudi dönmesi Naim Tirali, Burhan Arpad, ve aynı zamanda da Mason olan Sinan Korle, Münir Berik, Necmettin Sadak ve Üstad–ı Azam Selim Ragıp Emeç, bu kişiler ortak bir çalışma içerisine girerek yazdıkları veya sahip oldukları dönemin en yüksek tirajlı gazeteleriyle Menderes ve hükümeti aleyhinde düzenli ve sürekli olarak gündem oluşturdular.(21)

Menderes'in basındaki en büyük muhalifi Ahmet Emin Yalman ve sahibi olduğu vatan gazetesidir. Yalman, Menderes'in milli ve özellikle de dini çalışmalarına şiddetle muhalif olmuştur



Uzun süredir beklenen Adnan Menderes paneli gerçekleşti.




Veto yiyenler gelmemişti tabi. “Herkesin kafasında bu nasıl olacak?” sorusu vardı.




Geçen hafta ki yazımda kafama takılan soruları ve bu panelin neden bu kadar basit bir şekilde geçiştirildiği konusunda endişelerimi dile getirdim.




Beklenen gün geldi. Salondaki yerimizi alamadık maalesef. 1000 kişilik salon dolmuş, taşmış.




Taşanlar için diğer salonlar açılmış, sinevizyon şeklinde konuşmacıların görüntüsü o salonlara yansıtılıyor.




Konuşmacılar bir eksikle yerlerini aldı.




Kim yok?




Süleyman Demirel, Aydın Menderes’ ten veto yemedi mi canım, zaten gelmeyecekti…




Taha Akyol yok.




Başladılar konuşmaya, ilk söz Aydın Menderes’ in…


Uzun uzun o dönemleri anlattı.


Anlattı, anlattı, anlattı…


Adnan Menderes’ in asılmasının dramasını yaşattı bize…




Adnan Menderes’ ten çok o dönemin siyasi kalkınmışlığını, demokrasi mücadelesini, ekonomik atılımları anlattı.




Sonra bir ara ezanın Türkçe okunurken, “isteyen istediği dilde okur” serbestliğine geldi ve o gün bugündür kimse ezanı Türkçe okumuyor dedi. Demokrasi işte budur diyerek noktaladı.




Sonra torun Adnan Menderes aldı sözü.


Sözü aldı ama kısa kesti…


Ben tıp doktoruyum siyasetten anlamam, siyasi konuları üstatlara bırakıyorum dedi.


Ölümünün sekizinci senesinde doğduğu dedesinin ismini gururla taşıdığını, her gün birçok kişinin isminden dolayı onunla çeşitli hatıralar paylaştığını, sarılarak ağladığını anlattı.




Yüksel Taşkın’ a sıra geldiğinde salondan ayrılmalar başladı. Sabır ve tahammül sınırı sona ermişti dinlemeye gelenlerin…




Adnan Menderes’ ten çok Demokrat Parti’ yi anlattı. Demokrat Parti’ nin 1947 ve 1949 yıllarındaki genel kurullarına değindi.




Demokrat Parti sürecini uzun uzun anlattı. Çok partili sisteme geçişi o dönemde yaşananları hatta 1947 deki kongrenin 6 gün sürdüğünü ballandıra ballandıra anlattı. Celal Bayar’ dan bahsetti. İsmet İnönü’ den bahsetti. CHP’ ye vurdu.




Bir vakıf üniversitesinde ders verirken bir öğrencisinin Adnan Menderes’ i köktendinci olarak nitelediğini, Adnan Menderes’ i Yaser Arafat’ a benzettiğini söyledi. Bunu üzerine de Yüksel Taşkın, “Hayır, Yaser Arafat Adnan Menderes’ e değil Bülent Ecevit’ e benziyor” demiş.




Salonda bekleyenler uzun konuşmasına rağmen yine Adnan Menderes dinleyemeden söz sırası Yılmaz Karakoyunlu beyefendiye geldi.




Yılmaz Karakoyunlu salondakilere uzun uzun Edebiyat, Türkçe ve Hitabet sanatı ile ilgili ders vermeye başladı.


Bu dersin uzunca bir süre devam etmesi salonun yavaş yavaş boşalmasına sebep oldu.




Yılmaz Karakoyunlu’ nun, Milletvekili Mehmet Erdem’ in deyimiyle soslu ve süslü konuşmasını anlayabilmek için katılımcılardan bazılarının “sözlük getirmeliydik” demeleri koltuk aralarında gülüşmelere neden oldu.




Milletvekili Mehmet Erdem’ de uçağa yetişmesi gerektiğini söyleyerek salondan ayrıldı.




Yılmaz Karakoyunlu’ nun bağladığı nokta Adnan Menderes’ in hitabet sanatını nasıl kullandığı ve konuşmalarının özelliğine dikkat çekmekmiş.




Beğendiğim konu ise, Adnan Menderes Üniversitesi Rektöründen hocalarından, doktora öğrencilerine, master öğrencilerine Menderes’ in konuşmaları ile ilgili tez çalışmaları vermelerini istemesi oldu.




Sonuç;




Adnan Menderes paneli yapıldı mı?




Yapıldı.




Gelenlerin beklentilerini karşıladı mı?




Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.




Bitti mi?




Bitti.




Geçmiş olsun…




Ohhh beee… Üstümüzden büyük bir yük kalktı…





Yazar: Ümit Kutbay



adnan menderes neden idam edildi


http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg


Adnan Menderes Toprak Kanunu Tasarısı’ nı şiddetle reddettigi ve bu tutumları parti disiplinine aykırı gördügü gerekçesiyle Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte CHP’ den ihraç edildi. Ardından da . Celal Bayar önce milletvekilliğinden, sonra CHP’ den istifa etti. Celal Bayar’ ın Demokrat parti’ yi kurmasıyla Menderes partinin ikinci adamı haline geldi. 1950’ de yolların % 53’ünü alan DP ‘ ye 10 yıl boyunca Adnan Mendeser başbakanlık yaptı. Bu dönem boyunca sanayileşme ve şehirleşme konusunda önemli adımlar atıldı, iç ve dış siyaset güçlendi. Hızlı moderleşme ve sanayileşme başladı. Kore savaşı’ na katılma kararı ve bunu sonucunda NATO ‘ ya giriş de bu döneme denk gelir.


27 MAYIS’ a yaklaşırken :


Hazırlanan hükümet programına ve bazı icraatlarına muhalefet edenler “61’ler grubun”u oluşturdular. Ayrıca bunlar, yolsuzlukları yapan bakanların hakkında meclis araştırması yapılmasını istiyorlardı.


Devlet memurları statüsüne, milletvekili ve bakanların kabul edilmemesi ve suçlamaların gazetelerce delillerinin sunulmaması kanununa muhalefet edilmişti. Bunlarda “19’lar grubunu” oluşturuyordu..


DP’ nin destekçisi Türk Milliyetçiler Derneği kapatıldı.




Halk evlerinin kapatıldı.




Sosyalist partisinin kapatıldı.




Millet Partisinin kapatıldı.




Profesörlerin partilerde fiili görev almasını engelleyen kanun çıkarıldı.




CHP mallarını haczedip, hazineye devreden kanun çıkarıldı.




Menderes hükümeti muhaliflerini artıran ve mevcut muhaliflerin tepkilerini daha da arttıran olaylardır.




1955 yılında iktisadi kriz hızlı kalkınma hareketinin sonucu başladı. Dış borç yükünün ve enflasyonun ağırlığı birçok şehirde hissedilir oranda artması.sonucu hem DP içinde hem de halk içinde güvensizlik arttı.




Menderesin arzu ve isteklerini, yakın mesai arkadaşlarına ve DP milletvekillerine kolayca kabul ettirip istediği kararların TBMM’de alınmasını sağlıyor ve bu durumda aydınlar arasında Menderes “şahsi” yönetim kurmakla suçlanıyordu.




6- 7 Eylül olaylarının patlak vermesiyle, İstanbul’da sıkıyönetim ilanı ve bunla birlikte, Menderesin bazı yakın arkadaşları ve eski bakanları tarafından Hürriyet partisinin kurulması , Demokrat parti grubunun Menderes dışında hükümeti istifaya zorlamasın ,toplantı ve yürüyüşleri kısıtlayan yeni bir kanun çıkarılması, bütün muhalif partilerin güçbirliği şeklinde birleşmesi ve partilerin aday gösterme imkanlarını daraltan ve aday listelerinde değişiklik yapılmasını önleyen yeni bir kanun çıkarılması gergin havayı dindirdi ve DP ertesi seçimi de kazandı. Fakat bu gerginligi dindirmedi ve aksine meclis içindeki kavgalar meclis dışına da taştı.


27 Mayıs Başlıyor…


1957 seçimlerinden sonra şiddetlenen ve mücadeleleri meclis dışına taşan CHP- DP çekişmesi gittikçe arttı. CHP, DP iktidarına karşı sertleşen bir mücadeleye girişti, iktidar ise bu mücadeleyi TBMM dışına taşan şiddet tedbirleriyle karşıladı. CHP lideri İnönü’nün 1959 mayısında çıktığı yurt gezisinde yaralanması olayları başlattı.




Üç gün sonra İstanbul’a gelirken Topkapı’da benzer bir gösteriyle karşılandı ve muhtemel bir suikasta uğramaktan askeri birliklerin müdahalesi sayesinde kurtuldu.




Gazeteler, konan yayın yasakları yüzünden olaylardan bahsedemiyor, muhalefet yapan gazete ve dergiler kapatılıyor, gazeteciler hapse atılıyordu.




İktisadi güçlüklerin artması ve bunla birlikte dış kredi alamama sonucu ortaya çıkan kriz insanların Adnan Menderes’ e olan güvenini azaltıyorsu. Halk üzerinde de oluşan bu karşı etki 27 Mayıs’ ı daha da yaklaştırıyordu.




1960’ da artan siyasi sürtüşmeler. 7 Nisanda DP ‘nin bildirisiyle daha da gerildi. Bildiride, CHP'nin ülkedeki bütün yıkıcı grupları çevresinde topladığı, halkı orduyu iktidara karşı ayaklanmaya kışkırttığı öne sürüldü.ve soruşturma için bir önerge verildi. Yasaya göre oluşturulan Tahkikat Komisyonu üç ay boyunca muhalefetin ve basının eylemlerini soruşturdu. Üniversite profesörleri, komisyon görevine başlar başlamaz, bu kanunla anayasanın açıkça ihlal edildiğini bildirdiler. 26 Nisanda İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri ve 28 Nisanda da öğrenciler merkez binada bir toplantı düzenlediler ve güvenlik güçlerinin toplantıya müdahale etmesiyle çıkan olaylarda 1 ögrenci hayatını kaybetti.




Olaylar nedeniyle Ankara ve İstanbul'da sıkıyönetim ilan edildi ve gece sokağa çıkma yasağı kondu, ancak öğrencilerin gösterileri durmadı.




DP yönetimi, 5 Mayıs günü saat 5'te , Ankara'da Kızılay Meydanı'nda bir gösteri düzenlemeye karar verdi. Buna göre iktidar partisine mensup gençler, Kızılay Meydanı'nda , Meclisten çıkıp Çankaya 'ya gidecek olan Celal Bayar ve Adnan Menderes'i alkışlayıp destekleyeceklerdi. Ama iktidara karşı olan gençler de plandan haberdar oldular ve 555K (5'inci ayın 5'inci günü saat 5'te Kızılay Meydanı'nda) parolasını geniş bir öğrenci kitlesine duyurdular. 5 Mayıs günü iktidara karşı olan gençler, Kızılay'a akın ederken, iktidarı destekleme amacıyla Kızılay'a gelen DP yanlısı gençler azınlıkta kaldı. Saat 6 civarında meydana gelen Bayar ve Menderes burada çok büyük protestolarla karşılaştı.


Ankara'daki 5 Mayıs gösterilerinden iki gün önce de Kara Kuvvetleri Komutanı, Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes'e bir mektup göndermiş ve ülkenin içinde bulunduğu bunalımdan çıkış için bazı önerilerde bulunmuştu. 21 Mayısta bu kez Ankara'daki Harp Okulu öğrencileri iktidarı protesto için bir gösteri yürüyüşü düzenlediler.


VE SON: 27 Mayıs ihtilali:


27 Mayıs sabahı, Silahlı Kuvvetler adına radyodan yayınlanan bildiride,




"Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgalarına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini eline almıştır."




Menderes’in yargılanma süreci (Yassıada duruşmaları)




28 Eylül 1960 günü mahkeme kararıyla DP kapatıldı, 14 Ekim 1960’t Yassıada’da özel olarak kurulan Salim Başol başkanlığındaki Yüksek Adalet Divanı tarafından, Menderes ve öteki DP yöneticilerinin yargılanma süreci başladı.




Sanıklar, Tabii hâkim ilkesi’ ne aykırı özel mahkemede yargılanıyordu. Adnan Menderes ve diger DP’lileri mahkum etmek için Ceza Kanunu değiştirilmiş ve hukuk çiğnenerek geçmişe yürütülmüş, savunma hakkı ihlal edilmiş, doktrin ve içtihada aykırı istisnai karar verilmişti.

Divan Başkanı Başol’un sanıkların konuşmalarına ve savunmalarına karşı tavrı giderek sertleşiyordu. Savunmalar için tanık ve belge göstermeleri sürekli olarak reddediliyor, bunun yanı sıra konuşurken sözleri kesiliyor, savunmalarının bağlantısı kopuyordu.




Menderes’in idamının gerekçeleri:


Adnan Menderes'in ilk yargılandığı dava, Ayhan Aydan'dan olduğu iddia edilen çocuğunu öldürttüğü hakkındaki Bebek Davası oldu. Daha sonra Menderes, 6 -7 Eylül Olayları Davası, Örtülü Ödenek Davası ve Anayasayı İhlal Davasının da açıldığı toplam altı davadan yargılandı.


16 ay boyunca Yassıada'da kalan Adnan Menderes, hakkında açılan 6 davadan birinde beraat ederken, diğerlerinden mahkum edildi. Yüksek Adalet Divanı Menderes'in de bulunduğu 15 kişiyi idama mahkum etti. Menderes'in cezası kararın açıklanmasından bir gün önce intihar girişiminde bulunduğu için tedavisi tamamlandıktan sonra 17 Eylül'de infaz edildi.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.