ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Osmanlı Kadınları (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=315203)

Prof. Dr. Sinsi 07-25-2012 06:47 PM

Osmanlı Kadınları
 
Osmanlı Kadınları Hakkında - Harem Nedir - Osmanlı Kadınları Eğitimi - Osmanlıda Kadın Hakları

Küreselleşme denen, dünyanın her bir tarafını ‘bir’in etrafında yaşatan durum gerçekleşmemişti. Batı’nın Batı, Doğu’nun da Doğu olduğu dönemdi. Doğu’nun o kendine haslığı Osmanlı ile yaşanıyordu.


Ancak Batı’da da başka şeyler olmaya başlamıştı, bir kırılma yaşanıyordu. Hayat ve zaman bir ‘çatışma’ üzerinden akıyor, arkasından Batı’nın ilerlemesine tanık olunuyordu. Orta Çağ’ın ve mabetlerin büyüsünden sıyrılan Batı, daha çok görünür olana ayarlı aklın iktidarına geçmişti. Tam da bu demlerde Doğu’nun yurdu olan Osmanlı’ya varan Batılı seyyahların yolculuk notları, harem ve kadın etrafında epey sorunlu bir algıyı geliştiriyordu. ‘Gizemli Osmanlı haremi’nde fettan, miskin, teslimiyetçi ve cazibeli kadınlar miti dolaşıma sokuluyordu.


Bu seyyahların çoğu erkekti. Orta Çağ’dan sıyrılmışlığın kibrini taşısalar da, Hıristiyan ve ilerleyen Batı’nın çocukları olarak Müslüman ve Doğulu Osmanlı kadınını okuyorlardı. Düşen Osmanlı, ‘ileri gözler’in okuma nesnesi oluyordu. Fakat kadını (dolayısıyla haremi) ‘örtü’nün altında görünemez olurken, her bir şeyi görür duruma çıkıyordu. Zira Osmanlı haremi ve haremdeki kadınlar, yabancı erkeklere bütünüyle kapalıydı. Bu, görünen ama göremeyen Batılı seyyahların muhayyilelerini kışkırtıyordu. Zihinleri de, o dönemde Batı’da rağbet görmeye başlayan 1001 Gece Masalları’ndaki Doğulu kadın halleriyle doluydu. Böylelikle çok sonra zihinlere kazınıp dolaşıma girecek Osmanlı harem hayatı ve kadın miti şekilleniyordu: “Osmanlı sultanlarının haremi; fettan, miskin, her şeyleriyle erkeklerinin malı cazibeli kadınların yuvasıydı.”


Batılı seyyahların yanlış tasviri


Hareme giremeyen gözlerin göremedikleri kadına dair çizdikleri bu resmin yanlışlığı, sonraki yüzyılda Osmanlı yurduna gelecek Batılı kadın seyyahların gözlemleriyle tespit edilir. Osmanlı coğrafyasında uzun süre yaşamış Lady Montague, Julia Pardoe ve Lucy Garnett gibi Batılı kadın seyyahlar, Batılı erkek seyyahların yanlış bir harem ve Osmanlı kadını resmi çizdiklerini müşahede ederler. Ancak yine de ilk çizilen yanlış resim zihinlerde yer alır. Hem Batı’da, hem de Batı etkisine girmiş yurtlarda bu olur. Ve hâlâ bu böyledir. Böyledir ki, Amerika’da doğmuş, Ohio Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okurken tanıştığı bir Türk ile evlenip Müslüman ve Türkiye vatandaşı olan Aslı Sancar, iyi bir sunumla hazırlanmış harem kitabında karşılaştığı bu yanlış resim sebebiyle Osmanlı’da haremi ve Osmanlı kadınını çalışmayı düşünmüştür. Kendisi gibi Batılı olan seyyahların yanlış resmini düzeltmek üzere okumalara başlayan Aslı Sancar, vardığı sonuçları, Ottoman Woman: Myth and Reality ismiyle kitaplaştırır. Düşünce şudur: Yanlış resim, daha çok Batı’da dolaşımdadır, kitap da ilk önce Batı’da yayımlanmalıdır. Geçtiğimiz yıl İngilizce yayımlanan kitap, Amerika’da 1800 kitabın yarıştığı yarışmada birinciliğe oturur ve Benjamin Franklin Ödülü’nün sahibi olur.


Bu kitap geçtiğimiz aylarda Hanife Öz çevirisiyle, Osmanlı Kadını: Efsane ve Gerçekler ismiyle Kaynak Yayınları arasında çıktı. Kitap altı bölümden oluşuyor: “Batılıların Gözüyle Osmanlı Kadını” başlıklı birinci bölümde, Batılı erkek seyyahlar tarafından çizilen yanlış Osmanlı haremi ve kadını resmini düzelten Batılı kadın seyyahların notlarına yer veriliyor. Burada Osmanlı kadınının dış görünüşü, hal ve tavrındaki incelik, temizliği, dindarlığı, misafirperverlik ve cömertliği, tevazu ve namusu, özgürlüğü, tabiat sevgisi ve toplumsal konumu işleniyor. “Evlerinin Hareminde Osmanlı Kadınları” başlıkları ikinci bölümde haremin ‘kutsal alan’ oluşu anlatıldıktan sonra haremde yaşama mekânları, kayınvalidenin rolü, kadınların sosyal rolleri, ev hanımlarının rolü, anne ve çocukların rolü, sosyal aktiviteler, düğünler, doğum, gezintiler, mübarek gün ve geceler anlatılıyor. Üçüncü bölümde, Osmanlı’da ve saray haremindeki cariyelerin durumuna bakılıyor. “Saray Haremindeki Osmanlı Kadınları” konusu kitabın dördüncü bölümü. Burada sultanların anneleri ve saray hareminin başı olan Valide Sultan’ın konumu, padişah eşleri ve cariyeleri, Hürrem Sultan , prensesler, sultanın sütannesi, saraydaki idari çalışanlar ve hizmetçiler işleniyor. “Mahkeme Kayıtlarında Osmanlı Kadınları” başlıklı beşinci bölüm ise kitabın ezber bozan bölümü. Hiç şüphesiz, toplumların durumu en çok toplumsal sözleşmenin ifadesi olan kanunların tatbikinde görünür. Bu bölümde Osmanlı hukuk sistemindeki kadın haklarını, mesela 17 ve 18. asırlarda kadınların erkeklere karşı açtıkları davaların % 77′sinin kadınlar tarafından kazanıldığını görüyoruz. Kadının evliliği, evlilik sözleşmesi, mehir, nafaka, boşanma/yeniden evlenme, çok eşlilik, kadın dövme, çocuk velayeti, miras ve mülkiyet hakları bölümün ara başlıkları oluyor. Kitabın, “Metafizik Aynada Osmanlı Kadını” başlıklı altıncı ve son bölümünde, Osmanlı kadınının konumunun ontolojisine işaret ediliyor. Yazar, ‘Osmanlı kadını haremi neden bu kadar benimsedi, nasıl bir dünya bakışı vardı ki bunu kabul edebildi?’ sorusunun cevabını, Osmanlı kadınının dindarlığında görüyor.


Durum ilginçtir. Batılı seyyahlar tarafından çizilen yanlış Osmanlı haremi ve kadını resmi çok sonra yine Batılı bir kadın yazar tarafından tashih ediliyor. Osmanlı Kadını: Efsane ve Gerçekler kitabı, çizeni de tashih edeni de Batılı olan bir resmin etrafında dönüyor.


Kaynak: Zaman


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.