![]() |
Sarı Nokta Hastalığı Artık Çözümsüz Değil
Yaşlılarda görme merkezi hasarı ve kanaması ile seyreden Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu”, 10 yıl öncesine kadar tedavi edilemezken, yeni tedavi yöntemleri artık hastaların yüzünü güldürüyor. Yeditepe üniversitesi Göz Hastanesi'nden Yrd. Doç. Dr. Beril Küçümen, sarı nokta hastalığı olarak da bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu hakkında şunları söylüyor: Sarı nokta, retina tabakasında görme hücrelerinin en yoğun olarak bulunduğu bölge olup, net ve renkli görmeyi sağlayan retina bölgesidir. Günümüzde, ülkemizde ve gelişmiş ülkelerde, yaşa bağlı makula dejeneresansı, 60 yaş üzerindeki kişilerde en sık rastlanan körlük sebebidir. Ailede genetik yatkınlık, beslenme biçimi, sigara, hipertansiyon gibi nedenler önemli risk faktörleridir. Bu hastalığın kuru ve yaş olmak üzere iki farklı türü bulunmaktadır. Kuru tipte tedaviyi, beslenme biçimi (antioksidanlar, omega 3 yağ asitleri, lutein vs.), sigarayı bırakma ve vitamin takviyeleri gibi önlemler teşkil eder. Yaşa bağlı makula dejeneresansında retina merkezinde sarı noktanın rengini veren pigment epitelinde bozukluklar ve madde birikimleri meydana gelir. Drusen adını verdiğimiz bu maddeler zaman içerisinde artınca, retina hücrelerinin beslenmesi bozulur ve anormal damarlar içeren bir zar oluşarak sarı noktada sızıntı, ödem ve kanama, yapar. Bu noktada yaş tip yaşa bağlı makula dejenerasyonu türüne geçilmiş olur. Hastaların ilk başvuru şikayeti görme keskinliğinde azalma, merkezi görme kaybı, düzensiz ve çarpık görme, bazen de ani görme kaybı şeklindedir. Hastanın gözünde kanama olursa görmesini aniden kaybeder, sadece ödem varsa hasta çarpık görmekten şikayet eder. Eskiden bu gruptaki hastaların büyük çoğunluğu görme yetisini kaybetmek durumunda kalıyordu. Son yıllarda hastalığı büyük oranda, yavaşlatıp durduran, görme kaybını önleyen ve hatta başlangıç safhasında olan bazı olgularda görmeyi artırabilen ilaç tedavileri bulundu.” Dr.Küçümen, yaşa bağlı makula dejenerasyonunun tedavisiyle ilgili ise şu bilgileri veriyor: Eğer hastalığın üzerinden uzun bir süre geçmemişse, bazı yöntemlerle görmeyi düzeltebiliyoruz ve koruyabiliyoruz. Sarı nokta ve çevresinde anormal damar içeren zarların gelişimini engelleyen ilaçlar var. Halen 3 değişik formüllü ilaç seçeneğimiz bulunmakta. Bu ilaçlar sayesinde damar gelişimi durdurulup geriletilerek ödem ve kanama oluşumu engelleniyor hastalık durduruluyor. Bazı hastalarda bu ilaçları tek bir enjeksiyonla vermek başarı sağlarken, bazılarında birkaç enjeksiyon gerekebiliyor. Şu anda dünya çapında kabul görmüş olan tedavi şeması şu şekildedir: üç ay arka arkaya ilacın hasta göze enjeksiyonu ve ileri olgularda, öncesinde göze fotodinamik tedavi ile lazer yapılması. Daha sonra sarı noktanın tomografisi ile göz izlenerek ödem görüldüğünde ilaç enjeksiyonu tekrarlanmaktadır.” Kaynak: saglicaklakal.com |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.