ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Beslenme, Diyet ve Sağlık (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=608)
-   -   Diabet/Şeker Hastaliği 2 (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=307537)

Prof. Dr. Sinsi 07-25-2012 11:25 AM

Diabet/Şeker Hastaliği 2
 


Sayfa: 2/7
Diabet Tedavisinin Amaçları
Çok su içme, çok ve gece idrar yapma, halsizlik gibi günlük yaşamda rahatsızlık yaratan bulguların önlenmesi,

Diyabetik ketoasidoz ismi verilen diyabet komasının önlenmesi,

Şişmanlığa neden olmadan büyüme ve ergenlik gelişiminin sağlanması,

Kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) ataklarının önlenmesi, sayısının ve şiddetinin azaltılması,

Okul ve spor gibi normal yaşam aktivitelerinin ve ruhsal iyilik halinin sürdürülmesi,

İş sahibi olunması ve evlenerek aile yaşamı kurulması,

Uzun dönemli diyabet komplikasyonlarının önlenmesi.
Diabetik Ketoasidoz Koması
Daha çok, insüline bağımlı diyabet hastalarında gelişir. Burada en önemli faktör insülin eksikliğidir. İnsülin eksikliğinde glikoz hücre

içine giremez ve enerji kaynağı olarak kullanılamaz. Vücuda gereken enerji yağlardan elde edilir ve keton cisimleri oluşur. Bunun sonucunda vücudumuzda

keton üretimi artar ve ketonlar zehir etkisi yaparlar. Hastanın bilinci bozulur ve tedavi edilmezse koma tablosu gelişir.
Keton birikimine bağlı kusma, bulantı, yorgunluk, karın ağrısı, zor ve hızlı nefes alma, nefeste aseton kokusu, bilinç bozukluklarıve

diyabet koması gibi bulgular görülür. Bu bulgular hemen hekime başvurmayı gerektirir.
Hipoglisemi (Düşük kan şekeri)
Düşük kan şekeri en uygun koşullarda bile beklenmedik bir anda karşımıza çıkabilmekte, hastaların yaşam kalitesini bozmakta, günlük yaşamı

olumsuz etkilemekte, hastanın motivasyonunu azaltmakta, çok seyrek bile olsa hastanın yaşamını tehdit edebilmektedir. Kan şekeri düşüklüğü, insülin,

sülfoniüreler, meglitinidler gibi dolaşımdaki insülin düzeylerini artıran tedavi biçimleriyle görülmektedir. İnsülinle oluşan hipoglisemiler daha sık görülmekle

beraber kısa süreli ve kolay tedavi edilebilir niteliktedir. Buna karşın ağızdan alınan ilaçlarla görülen hipoglisemiler daha uzun süreli ve tedaviye

dirençlidir. Bu nedenle ilaç hipoglisemilerinde hastaların hastanade izlenmesi gereklidir.
Diabetik hastalar için önemli bir problem olan hipoglisemi, yaşlı diabetiklerde daha büyük sorunlara yol açabilmektedir. Vücudun,

hipoglisemi ortaya çıktığında kendini savunma mekanizmaları vardır. Bunlar insülin karşıtı yaşam kurtarıcı rol oynarlar. Bu hormonlar sayesinde özellikle

genç hastalarda hipoglisemiden fazla korkmadan normale yakın kan şekeri değerleri hedeflenir ve bu insanlar diabetin uzun süreli komplikasyonlarından

korunabilirler. Hipoglisemi ortaya çıktığında insülin karşıtı etki yaparak şekeri yükselten hormonlar, adrenalin (epinefrin), glukagon, büyüme hormonu ve

glukokortikoidlerdir (kortizon). Bu yaşamsal savunma mekanizmaları özellikle yaşlı hastalarda bazı olumsuz etkilere yol açabilir.
İnsanlar yaşlandıkça önemli organları besleyen damarlarda, örneğin kalpteki koroner arterlerde veya beyin damarlarında ateroskleroz veya

damar sertliği denen daralma ve sertleşmeler meydana gelir. Diabetlilerde damar sertliği daha yaygın ve şiddetlidir. Bu nedenle yaşlandıkça kalp krizi, felç

gibi damarsal hastalıkların sıklığı artar. Diabetik insanlarda aynı yaştaki diabetli olmayan insanlara oranla bunların görülme sıklığı daha da fazladır.
Hipoglisemi meydana geldiğinde ilk oluşan savunma mekanizmalarından biri böbrek üstü bezinden adrenalin salgılanmasıdır.

Adrenalinin kan şekerini yükseltici etkisi yanında kan basıncını yükseltici, kalp hızını artırıcı ve bazı damarlarda daraltıcı etkisi vardır. Zaten

damarlarında daralma ve sertleşmeler olan yaşlı bir diabetlide bu etki, sınırda beslenmesi olan kalp veya beyinde iskemi denen beslenme bozukluğuna yol açıp,

miyokard infarktüsü veya felçlere sebep olabilir.
Bu nedenle yaşlı diabetliler tedavi edilirken hipoglisemiden gençlere oranla daha fazla korkulur. Yaşlıların tedavi hedefleri

belirlenirken hipoglisemilere yol açmamak için daha esnek davranılır. İnsülinle oluşan hipoglisemiler, ağızdan alınan ilaçlara oranla daha kısa süreli ve kolay

tedavi edilebilir nitelikte olduğu için yaşlı hastalarda hap yerine insülin tercih edilmelidir.
Düşük kan şekerinin nedeni nedir?
Kan şekerinin azalmasına en çok yol açan nedenler

şunlardır?
Çok fazla insulin veya şeker düşürücü ilaçlar almak

Yemekleri veya ara öğünleri yanlış zamanlarda yemek, kaçırmak veya bitirmemek

Her zamankinden daha fazla egzersiz yapmak

***** alınması

Kadınlarda mensturasyon (adet kanaması) başlaması

Yeni insulin şişesinin kullanılması

İnsülin enjeksiyon yerinin değiştirilmesi

Sindirim güçlüğü ve mide boşalmasının gecikmesi
Düşük kan şekerinin belirtileri:
Sinirlilik

Titreme

Yorgunluk

Terleme

Açlık hissi

Baş ağrısı

Bulanık görme

Çarpıntı hissi

Dikkat dağılması
Düşük kan şekeri nasıl tedavi edilir?
Kan şekerinizin aşırı düştüğünden şüphe ediryorsanız, kan şekerinizi ölçün. Bulduğunuz değer 70 mg/dlden (veya doktorunuzun sizing için

belirlemiş olduğu değerden) daha düşükse, kan şekeri düzeyini yükseltmek için hemen şekerli bir şeyler yemeniz gerekir.

Şeker, kandaki şeker düzeyinizi diğer besinlere kıyasla daha çabuk yükseltir.

Eğer kan şekeri düzeyinizin düşmüş olabileceğinden şüphe ediyor, ancak ölçüm yapamıyorsanız şeker içeren birşeyler yiyin. Şüpheli bir

durumda kan şekerini çok düşük düzeylerde bırakmaktansa, biraz fazla şekerli besin yemek daha güvenlidir.
Bazı şekerli besinler:
Küçük kesme şeker ( 2-3 adet suda eritilmiş)

Toz şeker ( 2 tatlı kaşığı suda eritilmiş)

Meyve suyu ( 1 çay bardağı)

Kuru üzüm

Kurabiye
Sık sık hipoglisemi meydan geliyorsa ve yukarıdaki önlemlere rağmen kan şekeri düzeyiniz yükselmiyorsa, doktorunuza, hemşirenize

veya diabet eğiticinize haber verin.
Uzun dönemli diyabet komplikasyonlarının önlenmesi
Kan şeker düzeylerinin normal sınırlara yakın tutulması, söz konusu komplikasyonların zararlı etkilerini azaltabilir ve önleyebilir.

Sigara içmemek, tansiyonu ve kan yağlarını normal değerlerde tutmak, belirli bir egzersiz programının uygulanması ve doğru beslenme planı riski azaltan güçlü

önlemlerdir.
Diabet ve Komplikasyonları
Diabetik Nöropati
Diabetik nöropati, diabet komplikasyonları içinde en sık rastlanan komplikasyonlardan biridir.

Hastanın yaşı ve diabetin süresi ile yakın ilişkisi gözlenmiştir. Kan şekeri yüksek olduğunda sinir hücreleri şişer. Şişen sinir

hücreleri zamanla vücuttaki organlara sinyaller taşımak gibi temel görevlerini yerine getiremez olurlar.
Nöropati görünüm itibariyle şeker hastalığının ilk tanısındaki metabolik düzensizlik döneminde vücutta dolaşan ağrı, batma, uyuşma,

yanma hissiyle ortaya çıkıp, regülasyonun temini ile kaybolan geçici nöropati tipi yanında, sessiz, sinsi başlayan, giderek ağırlaşan ağrı, yanma, iğnelenme,

keçelenme ve batma hissiyle tedaviye (regülasyon) rağmen çözümlenemeyen, çok değişik araz ve klinik tablolarla seyredip her çeşit nöropatiyi taklit eden

kalıcı tip olarak iki değişik şekilde gözlenmektedir.
Nöropatiye ait belirtiler hem çevre sinirlerinde, hem de otonom sinir sisteminde ortaya çıkabilir: En önemli özelliği de diabetik

nöropatiye özgü belirti ya da belirti kompleksine rastlanmamasıdır.
Sadece beyin-omurilik sıvısında protein artması yegane spesifik bulgusudur. Diabetik ayak ampütasyonlarının nedenlerinden % 60 oranında

sorumludur. Diabetik nöropati sinir sistemini tek taraflı veya kombine şekilde alakadar eder.
Başlangıçta sessiz ve belirtisizdir. Genellikle diabet süresi ve ayarıyla paralel giden bir artışla ortaya çıkar. Ortaya çıkış belirtileri genellikle

diabetin damarsal komplikasyonlarının belirtilerini de içerdiği için klinik olarak hastalarda bu bulguları, tanıda ayırmak zorlaşabilir. Bu yönden

hastaların tip 1 veya tip 2 oluşuna göre ayrım yapmak gerekir.
Nöropatiden korunmada genel ilke metabolik kontrolün Tablodaki gibi düzenli olması ilk ve önemli ön şarttır.
Burada kan şekeri ve HbA1cnin ideal normal sınırlar içinde tutulması bütün güçlüklere rağmen şarttır.
Küçük damar arızalarını (Hipoksiyi) önlemek için sigaradan kaçınmak ve hipertansiyonun önlenmesi gerekmektedir.
İnsülin direncinin doğurduğu kandaki yüksek insülin seviyesinden (hiperinsülinemiden) uzak durulmalıdır.
Diabetik Nöropati Tedavisi
Tedavinin 1. Şartı diabetin ayarlanması, 2. Şartı ise diabetik nöropatiye neden olan patolojik mekanizmaların önlenmesidir.
Ayrıca, diabetik nöropatinin en mühim bulgusu olan ağrı ile mücadele ve bu sahada basit analjezikler, antidepresanlar, antikomvülzif ilaçları lokal

anestezikler bu grupta kullanılan ilaçlar olarak söylenebilir.
Sonuç olarak, diabetik nöropati şeker hastalrının % 90ında ortaya çıkan ve hastayı çok uğraştıran bir komplikasyon olduğu için ne kadar erken tanı konursa

hastaya yöneltilecek tedaviden o derece fayda sağlanmış olur.
Nöropatiye bağlı olarak gelişen fonksiyon bozuklukları:
Diabet ve ****üel İşlev Bozukluğu

Karpal Tünel Sendromu

Nöropati ve ayaklarımız

Diabet ve ağrı


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.