![]() |
Aşılamayı Engelleyen Durumlar!
Günümüzde aşıların 3 milyondan fazla yaşamı kurtardığı hesaplanıyor,zaman içinde sadece enfeksiyonlardan değil, alerjik hastalıklardan kanserden otoimmun hastalıklardan korunmak için de aşıların kullanılabileceği düşünülüyor. Son yıllarda aşıların hayranlık uyandıran başarılarına rağmen bazı toplumlarda aşı oranlarında düşmeler gözleniyor. Aşı karşıtı görüşleri olan kişi ve toplulukların sesleri yükselmeye başlıyor. Aşı oranlarındaki düşme, bir aşının yapılmaması yalnızda aşılanmayan bireyi hastalıklara duyarlı getirmekle kalmamakta toplumsal bağışıklığı da engelleyerek mikroorganizmanın toplumda dolaşımını sürdürmesine, böylece enfeksiyon ve belki mutasyon tehlikesinin sürüp gitmesine de yol açıyor. Aşı oranlarındaki düşmelerin nedenleri gelişmekte ve gelişmiş ülkelerde bazı farklılıklar gösteriyor. Gelişmekte olan ülkelerde aşılanmamanın nedenlerinden biri aşıya ulaşamamaktır. Sağlık hizmetlerinin yetersiz olması, ailelerin istekli olması durumunda bile tüm çocukların aşılanmamasına yol açıyor. Kenya, bengaldeş gibi. Yaygın olarak uygulanan aşı programları aşı ile korunabilir birçok hastalığı görünmez hale getirdi. Özellikle bu başarı gelişmiş ülkelerde çarpıcı oldu. Pek çok gelişmiş ülkede aşıların yan etkileri, koruduğu hastalığın kendisinden daha sık görülüyor.Bu difteri, tetanoz gibi pek çok çocukluk hastalığında geçerli. Bir aşının kabulünde aşının uygulama yolu (ağızdan ya da iğne ile) yan etkilerin sıklığı ve şiddeti, aşının zorunlu ya da isteğe bağlı olması, parasının devlet ya da sigorta tarafından karşılanıp karşılanmaması, kişinin kendinin ya da çocuğunun risk grubunda olmadığı görüşü, ailelerin hastalık ve aşı hakkında doğru bilgilendirilmiş olup olmamaları da değişik çalışmalarda önemli bulunan etmenlerdir. Hekimler ve hemşireler, bireylerin kendisinin ya da çocuğunun aşılanması hakkında karar verirken danışabilecekleri kişilerdir. Erişkinlerin kaygılarını gidermek, aşının koruduğu hastalık, gerekirse aşılanmanın ve aşılanmamanın sonuçları hakkında insanları bilgilendirecek olan da onlardır. Bir çalışmada aşı konusunda önerilerin yüzde 95 oranında hekimden alındığı, broşürler, dergiler ve internetin daha sonra geldiği saptandı. Ancak hekimler çoğu zaman ailelerin gereksinimlerini iyi bilmiyor yoğun poliklinik çalışmaları arasında onların kaygılarını gidermeye zaman ayıramıyor. Aileler hekimlerle daha ayrıntılı görüşmeler yapmaya, hekimler ise insanlar arası iletişim tekniklerini daha iyi öğrenmeye gereksinim duyuyor. Yazan : Prof. Dr. Ufuk BEYAZOVA Gazi Üni.Tıp Fak. Çocuk Sağ Ve Hast. AD Sosyal Pediatri BD Kaynak : Bayposta.com |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.