ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Beslenme, Diyet ve Sağlık (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=608)
-   -   Abartılan Çocuk Sevgisi (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=302194)

Prof. Dr. Sinsi 07-25-2012 09:19 AM

Abartılan Çocuk Sevgisi
 


Abartılan Çocuk Sevgisi Aşırı istenilen,geç kavuşulan,tek çocuk,ilk çocuk,tek erkek veya kız çocuk,en

küçük çocuk,geniş bir sülalenin tek erkek çocuğu gibi çocuklar genellikle

abartılmış sevginin odak noktası olurlar.El bebek gül bebek

büyütülürler.Kucaktan yere indirilmezler.Genellikle bu tür çocuklar erken

konuşup geç yürürler.Aile tarafından çocuğun her çağrısına cevap verilir.Bir

kral gibi her dediği hiç istisnasız anında yerine getirilmeye çalışılır.Bu tür

çocukların üzerlerine titrenir.Ağlamasın,üşümesin,terlemesin hasta olmasın,

yorulup incinmesin,mikrop kapmasın diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm

gayreti gösterir.Adeta çocuk bir cam fanus içinde büyütülür.

Abartılmış sevgi ve aşırı koruyuculuk daha çok anne çocuk ilişkisinde ortaya

çıkmaktadır.Aşırı koruyuculuğun ve sevginin altında yatan ana sebep annenin

yalnızlığı ve hayattan özellikle de eşinden ve evliliğinden beklediğini

bulamamış olmasıdır.Aşırı koruyucu anne çocuğuyla öyle bütünleşir ki onun

büyüdüğünü ve olgunlaşabileceğini asla kabul etmek istemez.Bu tür anne baba lar

(Çocuklar genelde üç yaşından itibaren rahatlıkla kaşık kullanabilir)çocukları

8-9 yaşlarında olmasına rağmen yemeklerini kendileri yedirmek isterler. Ergenlik

çağında bulunan 13-14 yaşındaki çocuklarına kendileri banyo yaptırmak

isterler.Çocuğun veya gencin kıyafetlerini anne baba seçer.Çocuğa evde seçim

konusunda pek söz hakkı verilmez.Çocuk ergenlik çağına girmiş olmasına rağmen

anne çocuğuyla yatmak ister.Sebep olarak da Geceleyin çocuk korkulu bir rüya

görür de, korkarsa ben onun sesini duyamam,onun yanın da olmalıyım .gibi

bahaneleri vardır.Anne bu tür davranışlarıyla çocuğu- na olan derin sevgisini

dile getirdiğini ve çocuğuna yardım ettiğini düşünmek- tedir.Ama gerçekte kendi

yalnızlığını ve mutsuzluğunu ,çocuğuna kendisini adayarak telafi etmeye

çalışmaktadır.Çocuğunu kendine aşırı bağımlı yaparak kendisini değerli ve eşi

bulunmaz hissetmektedir.Çünkü çocuk en ufak davranışta dahi annesinin fikrini

almaktadır.Anne çocuğu kendisine tutsak etmekte ve bağımlı kılmaktadır.

Aşırı koruyucu ve abartılı sevgisi olan anne babalar çocuklarına derin duygusal

bağla bağlıdırlar.Anne baba çocukları için sebepsiz yere aşırı kaygı

içindedirler.Bu kaygı da onları çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir. Çocuğu

mutlu edemeyeceklerini düşündükleri için hep endişelidirler.Çocuğa karşı boğucu

şefkat gösterirler.

Çiçeğin suya ihtiyacı vardır ama çok sularsanız ölür gider.

Bu tür ailelerde çocuğa doğal yaşam hakkı verilmez.Onu ilgilendiren kararlar da

yaşı kaç olursa olsun fikri sorulmaz.Çocuğa ve onun problemlerine karşı objektif

davranılmaz.Çocuğun yanlışları anne baba tarafından görülmek istenmez, olanlar

ise bertaraf edilmeye çalışılır. Anne baba çocuğa yaptırmak istedikleri bir

davranış için duygu sömürüsü,(yemedim yedirdim,giymedim sana

giydirdim,gençliğimi sana feda ettim..) metodu ve şiddetli şefkat yöntemi

kullanırlar.

Aşırı bağımlı bir çocuk kendine ait bir kişilik yapısı geliştirmekte çok

zorlanır.Aşağıdaki örnek sanırım size biraz yardımcı olacaktır.

8 yaşındaki A.Ö. okul başarısızlığı nedeniyle annesi ile birlikte sorunun çözümü

için başvurmuştur.Kısa bir öz geçmiş ve genel problemin hikayesi

(Anemnez)alındıktan sonra çocuğun okul korkusu geliştirdiğini tespit ettim.

Aramızda şu konuşma geçti.

En çok hangi yemeği seversin A.Ö. ?

Çocuk çekingen ürkek bakışlarıyla önce annesine sonra bana baktı.Annesinin

sorduğum soruya cevap vereceğini ümit ederek susmayı tercih etti.

Peki patates kızartmasını sever misin?Diye sorduğumda ise annesine yönelerek

Anne ben patates kızartmasını seviyor muyum? dedi.8 yaşındaydı ve hala hangi

yemeği severek hangi yemeği ise sevmeden yediğinin farkında dahi değildi.Çünkü

bu güne kadar ona bu konu hakkında hiç soru sorulmamıştı.

En iyiyi anne baba bilir.Çocuk için en iyi kararları anne baba

almalıdır.Mantığı evde hakimdi.Çocuk okulda ailenin verdiği sevgi ve desteği

bulamadığı için okulu sevmiyor ve ders çalışmıyordu.Amacı ise okuldan bir an

önce kovulmak ve evde rahat bir hayat sürmekti.

Bu konuda verebileceğim diğer bir örnekse:

Çocuk 9 yaşında idi.Gece gündüz devamlı altını ıslatıyordu.Herhangi bir fiziksel

bozukluğu da bulunmuyordu.Yaptığım görüşmeler sonucunda ise anne- nin çok titiz

ve aşırı koruyucu olduğu ,bu nedenle de ortalığı kirletecek düşün- cesiyle 5

yaşına kadar çocuğun devamlı altının bağlandığı ve 5 yaşından sonra ise gece

bezlenmesine devam edildiği ,çocuk tuvaleti kullanmak istedi -ğinde ise normal

temizliğinin kendisi tarafından değil de annesi tarafından yapıldığı

öğrenildi.Çocuk tepki davranışı olarak artık devamlı altını ıslatmayı tercih

etmişti.Böylelikle annesine sinir krizleri geçirttirerek ondan bir nevi intikam

alıyordu.
Bu somut örneklerde anne babanın aşırı koruyucu tavır ve yoğun sevgi

bombardımana çocuğun tutulmasının ne kadar yanlış olduğu görülmek- tedir.Çocuğun

yeterli kas gelişimine sahip olduktan sonra tuvaletini kendi kendisine yapmasına

ve kendi başına yemek yemesine ,uyumasına,giyinip soyunmasına,kendi seçimlerinin

olmasına,arkadaşlarının davetlerine katılmasına ve onları davet

etmesine,psiko-sosyal gelişiminin tamamlanmasına sevgi ve koruyuculukta ölçülü

davranarak onlara yardımcı olmalıyız.Onlara özerklik tanımalıyız.
ABARTILMIŞ SEVGİ VE AŞIRI KORUYUCU ANNE BABA TUTUMUNUN

ÇOCUĞUN KİŞİLİK GELİŞİMİ ÜZERİNDE KALICI ETKİLERİ
Aşırı koruyucu ve abartılmış sevgi ile büyütülen çocuklar hayata ve sosyal

yaşama gereğince hazırlanamazlar. Hayattan edinmeleri gereken deneyimleri

edinmeden hayatla karşı karşıya kaldıklarında uyum sağlamakta güçlük

çekmektedirler.Ailenin sıcak kucağından ayrılmak istemezler.Toplum içinde bu tür

çocuklaraAnne kuzusu veya Süt çocuğu gibi isimler takılmakta ve bu şekilde

muamele görmektedirler.Beceriksiz, çekingen ve sakar görünür- ler.Atılım ve

başarma gücünden, kendilerini kabul ettirme istek ve yetene ğinden

yoksundurlar.İçlerindeki cevher kolay kolay su yüzüne çıkmaz . Çoğunlukla

başarısız ve mutsuz olurlar.Toplumsal yaşam bir kavga ve bir güç yarışıdır.Çocuk

bu yarışta baştan yenilgiyi kabul eder.Çocukta yarışma isteği dahi

görülmez.Aileden uzak yaşamak çocuk için oldukça acıdır.

Ailenin aşırı hoşgörüsü ve çocuğa olan düşkünlüğü çocuğu bencil yapar. Çocuk

dünyanın merkezi olarak kendisini görür.Daima dikkat çekmeye ve etrafındaki

kişileri kendi emri altında tutup,hizmet ettirmeye çalışır.Çok zayıf bir sosyal

uyumu vardır.Arkadaş çevrelerinde lider olmadığı zamanlar dışlanır- lar.Çocuk

kendini topluma kabul ettirmek için zaman zaman isyankar davranışlar

sergileyebilirler.

Çocuk ailesine olan bağımlılığını dış çevreye de genelleyebilir.Onu himayesi

altına alabilecek herkese karşı bağımlı olmaya başlar.Yaşamı boyunca bu böyle

devam eder. Ailesinden gördüğü sevgi ve himayeyi de eşinden bekler.Hiç

büyümeyenYetişkin-çocuk olarak kalırlar.

Anne baba olarak çocuğa doğal yaşam fırsatını vermeliyiz.Psiko-sosyal gelişimi

için yardımcı olmalıyız.Gelecekte girişimci,sosyal ve olgun bir kişi olması için

imkanları sağlamalıyız.

Çocuklar hayatları boyunca kendi ayakları üzerinde kendileri durabil-

melidirler.Anne baba olarak bizim görevimiz çocuklarımıza iyi örnek olarak

rehberlik etmek ve kendi başlarına sağlıklı ,mutlu bir hayat sürmeleri için

gerekli imkanları sağlamak ve eğitimi verebilmektir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.