ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Beslenme, Diyet ve Sağlık (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=608)
-   -   Doğum Kontrol Hapları - Aile Planlaması (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=289190)

Prof. Dr. Sinsi 07-23-2012 10:19 AM

Doğum Kontrol Hapları - Aile Planlaması
 



Doğum kontrol hapları ya da bilimsel adıyla oral kontraseptifler
(OK) tüm dünyada yaygın şekilde kullanılan ve ucuz. basit ve oldukça
yüksek etkili ilaçlardır. İçinde hormon olduğunun bilinmesi kadın
sağlığı açısından son derece yararlı olduğu bilinen bu ilaç grubu
hakkında pekçok yanlış bilgi ve inanışın doğmasına neden olmuştur.
Sırf bu yanlış inanışlar nedeni ile pekçok kadın doğum kontrol hapı
kullanımından endişe duymaktadır. Yazının tamamını okuduğunuzda bu
mucizevi ilaçlar ile ilgili bilimsel gerçekleri bilecek ve
anlayacaksınız.
TARİHÇE
Kadında yumurtlamanın engellenmesi
ile gebelik arasında ilişki kurulması ilk kez 1900''lü yılların



başında gerçekleşmiştir. Ludwig Haberlandt adlı bir fizyoloji
profesörü yumurtlalıklardan elde edilen ekstrelerin üreme
potansiyeli ve yeteneğini engelleyebileceğini göstermiş ve 1931
yılında doğum kontrolü için hormonların kullanılmasını önermiştir.
Hormonal doğum kontrol yöntemlerinin prensipleri bu dönemde fark
edilmesine karşın teknoloji bu olayı destelemek için yeterli
olmamıştır. Kadında yumurtalıktan salgılanan ana östrojen olan
östradiolün 12 gramını üretmek için 80.000''den fazla dişi domuzun
yumurtalıklarının işlemden geçirilmesi teknolojik yetersizliği ifade
etmek için yeterlidir. Yine 1 gram progesteron hormonu üretmek için
o dönemde 2500 gebe domuzun yumurtalıklarına gerek duyulmaktaydı.
1951 yılına gelindiğinde progesteron hormonu artık sentetik olarak
üretilebilir hale gelmiştir. Aynı yıl progesteronu oluşturan karbon
moleküllerinden ondokuzuncusunun çıkartılması ile maddenin
etkinliğinin daha da arttığı fark edilmiş ve norethindron adı
verilen snetetik progesteron bulunmuştur. 1956 yılında insanlar
üzerindeki ilk deneyler yapılmış ve kanamanın kotrolü amacıyla doğum
kontrol amaçlı kullanılması planlanan ilaçların içinde östrojen
olması gerektiği fikri doğmuştur. Bu çalışmaların sonucu 1960
yılında ilk doğum kontrol hapı olan ENOVID piyasaya sürülmüştür. Bu
hap günümüzde kullanılan haplar gibi hem östrojen hem de progesteron
hormonu içeren kombine bir doğum kontrol hapıydı ancak içerdiği
hormon miktarı çok yüksekti. Kombine oral kontraseptiflerin içerdiği
hormon miktarı ile etkileri arasındaki ilişki 1970''lere kadar tam
anlamı ile anlaşılamadı. Ancak bu yıldan sonra hapların içeridiği
hormon miktarlarını azaltmaya yönelik çalışmalar başladı. Ayrıca
yine farklı progesteron hormonları geçen zaman içerisinde üretildi.
Progesteronlar arasındaki en önemli farklılık istenmeyen etki ortaya
çıkartma potansiyelleridir. Geçen zaman içinde doğum kontrol
haplarının hem içerdiği östrojen miktarı düşürüldü hem de
progesteron içeriği değişerek istenmeyen yan etkilerin görülme
sıklığı ve şiddeti azaltıldı.
Doğum kontrol haplarında amaç en az hormon kullanarak en etkili
doğum kontrolünü sağlamaktır. Günümüzde kullanılan hapların hormon
içeriği ilk kullanılan atalarının yarısından bile daha düşüktür.

İÇERİK
Östrojen
Kadın yumurtalıkları tarafından
salgılanan ana östrojen olan Estradiol en güçlü
doğal östrojendir. Estradiolün doğum kontrolünde kullanılmasının
önündeki ana engel ağızdan alındığında mide içinde hemen özelliini
ve etkinliğini kaybetmesidir. 1938 yılında östradiolün 17 karbon
atomuna bir etinil grubu eklendiği taktirde ağızdan alındığında
etksini yitirmediğinin fark edilmesi doğum kontrol haplarının
gelişiminde dönüm noktası olmuştur. Etinil östradiol adı verilen bu
kimyasal bileşik günümüzde de doğum kontrol haplarında kullanılan
ana östrojen hormonudur. Etinil östradiol çok güçlü bir östrojendir.

Etinil östradiolün etkisi kişiden kişiye ya da toplumdan topluma
değişiklik gösterir. Hatta etki aynı kişide değişik zamanlarda bile
farklılık gösterebilmektedir. İşte bu nedenden dolayı aynı doz bir
kişide yan etkiler ortaya çıkartabilirken diğerinde hiçbir şey
olmayabilir.
Doğum kontrol haplarının ciddi olabilecek yan etkileri
içerdikleri etinil östradiol miktarına bağlıdır. Bu nedenle doğum
kontrol hapı seçerken östrojen dozu önemli bir kriterdir.
Progestin
Kelime anlamı olarak gebeliği
destekleyici anlamına gelen progesteron yumurtlama sonrası
yumurtalıkta kalan ve korpus luteum adı verilen bölümden salgılanan
bir hormondur. Görevi kabaca gebeliğin düşükle sonuçlanmadan
devamını sağlamaktır. Progesteron benzeri etki yapan maddeler ise
progestin olarak adlandırılırlar. Progesteron vücutta asıl olarak
kolesterolün testosterona ve testosteronun da progesterona dönüşmesi
ile üretilir. Erkeklik hormonu olan testosteronun yapısında bulunan
karbon atomlarının değiştirilmesi ile progesteron benzeri etki
gösteren progestinler elde edilir. Doğum kontrol haplarının ilk
zamanlarında kullanılan progestinlerin testosteron benzeri etkileri
tam olarak ortadan kaldırılamadığı için tüylenme, kilo artışı gibi
yan etkiler sıkça görülmekteydi. Bu etkilerin uzun dönemde kalp
damar hastalıklarına yol açacağı endişesi yeni ve testosteron
benzeri etkileri daha az ya da olmayan progestinlerin üretilmesi
için araştırmacıları tetikledi. Bu araştırmaların sonucunda yeni
kuşak progestinler olarak adlandırılan maddeler doğum kontrol
haplarının içeriğinde yer almaya başladı. Desogestrel, gestoden ve
norgestimat isimli bu progestinler yeni kuşak olarak
adlandırılmaktadır ve günümüzde düşük içerikli pekçok doğum kontrol
hapının içinde progestin olarak bunlar bulunmaktadır.
DOĞUM KONTROL HAPLARININ TÜRLERİ
Doğum
kontrol hapları her bir hapın içerdiği hormon miktarına göre
multifazik ya da monofazik olarak iki gruba ayrılır. Monofazik
olanlarda bir kutu içindeki her bir hapın içerdiği hormon miktarı
birbirinin aynısıdır. Bir başka deyişle her hap birbiriyle eştir.
Multifazik ilaçlarda ise ilk 7 hapın içeriği aynı, sonraki 7 hap
farklı ve yine takip eden 7 hap farklı dozlarda hormon içerir.
Multifazik hapların üretilmesinin altında yatan mantık kullanımın
ilk dönemlerinde daha az kanama bozukluğuna yol açmak ve daha düşük
metabolik değişikliğe neden olmaktır. Oysa yapılan çalışmalar
multifazik ve monofazik ilaçlar arasında bir fark olmadığını
göstermektedir. Bu nedenle günümüzde tüm dünyada olduğu gibi
ülkemizde de en sık olarak monofazik ilaçlar reçete edilmektedir.

NASIL ETKİ EDER, GEBELİKTEN NASIL
KORUR?
Normal bir adet döngüsünde beyindeki hipofiz
bezinden salgılanan FSH isimli hormon yumurtalıkları uyararak içinde
yumurta hücresi içeren folikül adı verilen yapıların gelişmesini
sağlar. Her ay belirli sayıda folikül FSH etkisiyle gelişmeye başlar
ve bunlardan sadece biri baskın hale gelerek gelişimini devam
ettirir.Gelişmekte olan folikül östrojen hormonu salgılar.
Salgılanan östrojen hipofiz bezi üzerinde negatif etki yaparak FSH
salınımını baskılar. Yani önce FSH artıkça östrojen artar ve artan
östrojen FSH''yı azaltarak yeni folikül gelişmesini engeller. Gelişen
baskın folikül belirli büyüklüğe ulaştığında bu kez hipofizden LH
adı verilen hormon salgılanır ve bu yumurtlamayı sağlar. Daha sonra
ise yumurtalıklardan progesteron salgılanmaya başlar.
Östrojen ve progesteron içeren kombine doğum kontrol hapları
hipofiz üzerinden FSH ve LH salgılanmasını etkileyerek yumurtlamayı
engeller. Doğum kontrol haplarının asıl etkisi progesteron üzerinden
olur. Progesteron LH salgısını baskılayarak yumurtlama olmasını
engeller. Östrojen ise FSH salgılanmasını baskılayarak folikül
gelişimi olmamasını sağlar.
İlk paragrafa yeniden göz atacak olursak, normal bir adet
döngüsünde östrojen artınca FSH, progesteron artınca LH
azalmaktaydı.Biz östrojen ve progesteronu dışarıdan vererek bu
etkiyi sağlamaktayız.
İlacın içindeki östrojen dozu folikül büyümesini baskılamada
yetersiz kalsa bile progesteron içeriği yumurtamayı engellediğinden
etkili bir koruma sağlanır. Yumurtlama olmayında döllenecek yumurta
ortamda bulunmayacağından gebelik oluşmayacaktır.
İlaç içindeki östrojenin bir diğer etkisi de rahim içini döşeyen
ve endometrium adı verilen zar tabakasının dengede kalmasını
sağlayarak düzensiz kanamaları engellemesidir. Progesteronun
etkisini arttırmak için de östrojen gereklidir.
Öte yandan ilacın içindeki progesteron endometrium tabakasının
yapısında değişikliğe neden olur. Değişime uğrayan endometrium
embryonun yerleşmesi ve büyümesi için elverişsiz bir ortamdır.
Progesteron aynı zamanda fallop tüplerinin hareketini bozar ve
yumurtanın tüplerden geçiş süresini değiştirir. Yine rahim ağzından
gerçekleşen salgıda değişikliğe neden olarak spermlerin bu salgı
içinde ilerlemelerini güçleştirir.
Görüldüğü gibi doğum kontrol hapları birden fazla etkiyle
gebeliği engelemektedir Ancak asıl ve temel etki yumurtlamanın
engellenmesidir.
YENİ DÜŞÜK DOZ DOĞUM KONTROL HAPLARI
Doğum
kontrol hapları ilk kez kullanıma girdiğinde içerdikleri östrojen
miktarları çok yüksekti. Aynı zamanda progestin içeriğinin erkeklik
hormonu olan testosterona benzer yan etkileri oldukça fazlaydı.
Zaman içerisinde yeni nesil progestinlerin geliştirilmesi ile bu yan
etkiler bertaraf edildi. Ancak yüksek doz östrojenin bulantı kusma
gibi basit yan etkilerinin yanı sıra damarlarda pıhtılaşma ve bu
pıhtının dolaşıma geçerek kalp ve beyin damarlarını tıkaması gibi
ölümcül olabilecek yan etkilerinin olduğu bilinmekteydi. Bu amaçla
hapların etkinliğini azaltmadan içeridkleri östrojen miktarını
azaltmaya yönelik araştırma ve incelemeler hızla yayıldı. Bu
araştırmaların sonucunda doğum kontrol haplarının östrojen
içeriğinde giderek bir azalma sağlandı.
İlk çıkan eski kuşak doğum kontrol hapları 50-80 mikrogram
östrojen içermekteydi. Bu oldukça yüksek bir östrojen miktarıdır.
Daha sonra sırasıyla 35 ve 30 mikrogram östrojen içeren preparatlar
piyasaya sürüldü. Günümüzde ise piyasada en fazla reçete edilen
ilaçlar 20 mikrogram gibi oldukça düşük sayılabilecek miktarlarda
östrojen hormonu içermektedirler. Bu düşük miktara rağmen gebelikten
koruma etkisinde en ufak bir azalma söz konusu değildir. Halen 15
mikrogram östrojen içeren haplar ile ilgili çalışmalar devam
etmektedir ve yakın bir gelecekte bu haplar piyasada yerini
alacaktır.Genel olarak 30 mikrogram ve daha az miktrda östrojen
içeren doğum kontrol hapları düşük doz doğum kontrol hapları olarak
adlandırılırlar.
Düşük doz hapların en önemli avantajı östrojen bağlı yan etki
görülme olasılığının en aza indirilmesidir. Ancak düşük dozun bir
dezavantajı vardır. Östrojen dozu azaldıkça endometrium üzerindeki
dengeleyici etki de azaldığından hap kullanımı sırasında lekelenme
tarzında ara kanamalar görülebilir. Bu durum ilaç kullanmaya devam
edildiğinde 3-4 kutu sonra ortadan kalkar. Daha uzun süre devam
etmesi durumunda ise bir üst doza geçmek gerekebilir.
Günümüzde ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok değişik marka
doğum kontrol hapı eczanelerde satışa sunulmuştur. Şu anda satılan
ilaçlar 20 ile 50 mikrogram arasında hormon içermektedir. Üstelik bu
ilaçlar doktor reçetesine gerek olmadan satın alınabilmektedir.
Doğum kontrol hapı almak amacıyla eczaneye giden bir kişi eczacının
tercihine göre hap alıp kullanmaya başlamaktadır. Bu sakıncalı
olabilecek bir durumdur.
HAP SEÇİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
En
basit ağrıkesiciden en komplike kanser ilacına kadar kullanılan her
ilacın potansiyel yan etkileri vardır. Yine her ilacın
kullanılamayacağı kontraendikasyon olarak tanımlanan sakıncalı
durumlar söz konusudur. Bu nedenle hangi ilaç olursa olsun doktor
önerisi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır. Daha önce de
belirtildiği üzere östrojen söz konusu olduğunda aynı miktarda
östrojen farklı kişilerde, hatta aynı kişide dönemden döneme farklı
etki gösterebilir. Bu nedenle doktor önerisi olmadan doğum kontrol
hapı kullanmak uygun bir davranış şekli değildir.
İstenmeyen gebeliklerden korunmak için doğum kontrol hapı
kullanmaya karar verdiğinizde jinekoloğunuz sizi muayene edip
gerekirse bazı incelemeler yaparak size en uygun dozdaki hapı
önerecektir. Doğum kontrol hapları sadece gebelikten korunmak için
kullanılmaz. Pekçok jinekolojik patolojinin tedavisinde de doğum
kontrol hapı yaygın şekilde kullanılır. Değişik patolojilerin
tedavisinde farklı miktarda östrojen içeren ilaçlar gerekli
olabilir. Bu nedenle mutlaka jinekoloğunuzun önerdiği doğum kontrol
hapını kullanmalısınız.
DOĞUM KONTROL HAPININ AVANTAJLARI
NELERDİR?
Düzenli kullanıldığı taktirde çok yüksek
etkinliğe sahip yan etki oranı düşük geri dönüşlü bir yöntem olması
en önemli avantajıdır. Bunun yanısıra kadın sağlığı açısından pek
çok olumlu etkisi vardır. Düzenli kullanım sonrası bazı kanser
türlerine karşı koruyuculuk sağlar. Adet kanamalarıı düzene sokması
bir diğer avantajdır. Doğum kontrol hapı kullanırken adet kanaması
uygun olmaya bir güne denk gelecekse hap kullanımına ara vermeden
devam ederek bu dönem atlatılabilir. Adet kanamasının zamanının
ayarlanabilmesi önemli bir avantajdır.
DOĞUM KONTROL HAPININ DEZAVANTAJLARI
NELERDİR?
Düzenli alınmasının gerekmesi ve yüksek oranda
hasta uyumu gerektirmesi en önemli dezavantajıdır. Yöntemin başarısı
kişinin kullanımına bağlıdır. Özellikle ağzıdan ilaç almayı sevmeyen
ve hap almayı unutabilecek dalgın yapıdaki kişiler için uygun bir
yöntem olmayabilir. Cinsel yönden bulaşabilen hastalıklara karşı
etkili bir koruma sağlamaması özellikle çok eşli kişiler için bir
dezavantaj olarak kabul edilebilir.

Yazar: Dr. Alper Mumcu


Kaynak: Cinsel Sağlık


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.