ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Hayatından Kesitler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=396)
-   -   Atamız Hakkında (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=28688)

bukettt 10-07-2007 07:41 PM

Atamız Hakkında
 
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk´ün olağanüstü yaşamı boyunca başından son derece ilginç ve gizemli olayların geçtiği biliniyor. Bu sayfamızda da bunların bir kısmına yer vermeye çalışacağız. Zaman içinde bunlara bulduğumuz yenileri de ilave olacak. Hepsini yanyana getirdiğimizde Atatürk´ün üstün şahsiyetinin yanısıra birde olağanüstü ve bilinmeyen bir yanının da olduğu gözler önüne serilmiş olacak.

İLK BAŞ KALDIRIŞI :
Atatürk, oldu olası Arapça derslerinden, yere bağdaş kurarak oturmaktan ve dizleri üstünde durarak yazı yazmaktan hiç memnun değildi.Yine dizlerinin üstünde durmaktan dizlerinin ağrıdığı bir gün ayağa kalkarak dersi ayakta dinlemeye başladı.Fakat bu seferde hocası bundan memnun olmamıştı ve Atatürk´e yerine oturmasını söyledi.Atatürk ise dizlerinin ağrıdığını ve oturamayacağını söyledi. Bunun üzerine hocası sinirlenip, deliler gibi haykırarak ;"Neee bana karşımı geliyorsun " dedi. Atatürk bunun üzerine ;"Evet karşı geliyorum" dedi.Tam bu anda diğer bütün çocuklarda ayağa kalkıp ;"Evet karşı geliyoruz" diyerek aynı sözleri tekrarlayınca,hoca ne yapacağını şaşırarak onlarla uzlaşmak zorunda kalmıştı. Bu onun ilk baş kaldırışıydı. Liderlik vasfının ve kitleleri peşinden sürükleyen karizmasının ilk ortaya çıkışıydı.

15 YIL HÜKÜM SÜRECEKSıN...
Atatürk hakkında yapılmış birçok kehanet vardır.Bunların en ilginci onun el falına bakan bedevinin söyledikleridir.Mustafa Kemal arkadaşları ile Bingazi´ye, Trablusgarp savaşına katılmaya gidiyordu.Yolda bie bedevi´ye rastladılar.Bedevi el falına çok iyi baktığını ve genç subaylara da isterlerse bakabileceğini söyledi.Hepsi ellerini açarak bedevinin söylediklerini dinlemeye başladı.Sıra Mustafa Kemal´e gelince, o önce baktırmak istemedi ama arkadaşlarının ısrarı karşısında, sonunda o da elini bedevi´ye açtı.Bedevi ele bakar bakmaz yerinden sıçradı ve heyecan içinde ;"Sen padişah olacaksın" dedi ve ilave etti "15 yıl hüküm süreceksin."Genç subaylar gülüştüler ve yollarına devam ettiler.Aradan yıllar geçti, Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti´nin Cumhurbaşkanı oldu.Cumhuriyetin 14.yılında hastalandı.Karaciğeri kötüye gittiğinde çevresindekiler ona "Artık içme Paşam" dediler.Atatürk onlara birzamanlar yolda rastladıkları falcı bedevi´yi hatırlattı ve gülerek ;"Arap vaktiyle söylemişti, Bizim padişahlık(espri olarak bedevinin sözlerine hitaben)nasıl olsa 15 yıl sürecek...Hesapça bu son senemizdir..."Yıl 1938 ´di...

SECCADE ÜZERıNDEKı KEHANET:
Bilindiği gibi Hint halkı Atatürk´ü ve Türk halkını yanlız bırakmamıştı.Kurtuluş savaşından yıllar sonra ,1929 yılında Bir hintli Mihrace Atatürk´ü Pera Palas´taki 101 No´lu odasında ziyarete gelmişti.Mihrace´nin Atatürk´ü hangi nedenle ziyaret ettiği ve adı ve ziyaret sebebi hala bilinmiyor.Mihrace´nin ziyaretindeki bir sır da getirdiği hediyede yatmaktadır.Bu hediye altın sırmalı, hint işi ipek bir seccadedir.
Seccadenin üzerinde bir şamdanın asılı olduğu düz bir kemeri,her iki yanında birer güvercin bulunan beş kubbeli bir diğer kemerin çevrelediği görülmektedir.Bordür de fillerden oluşmaktadır.
En ilginç yer ise her iki kemerin arasında orta kısımda dal kıvrımları ve güllerin çevrimi ile oluşan boşlukta romen rakkamlı bir saatin bulunmasıdır ve saat ; 09.08´ i göstermektedir. Atatürk Mihracenin ziyaretinden 9 sene sonra saat 09.05 ´te vefat etmişti.
Seccade halen Pera Palas´ ta bulunmaktadır.

ATATÜRK´ÜN GELECEKLER İLGİLİ YAŞADIKLARI :
Atatürk 1931 yılında,2.Dünya savaşı´nın patlamasının yakın olduğunu söylemiş ve bu konudaki düşüncelerini General McArthur´a şöyle anlatmıştı."Versay antlaşması,1.dünya savaşı´na yol açan nedenlerden hiçbirini ortadan kaldırmadı.Tersine rakipler arasındaki uçurumu büsbütün derinleştirdi.Şimdi içinde yaşadığımız barış dönemi,sadece bir ateşkesten ibarettir.Avrupa´nın geleceği Almanya´nın alacağı tavra bağlıdır."General McArthur´a göre,savaşın 1940-1945 yılları arasında çıkacağını söyleyen Atatürk,Almanya´nın ancak Amerika´nın savaşa katılması ile yenileceğini ifade etmiştir.Atatürk hayatının sonlarına doğruda şöyle diyordu ;"Bir dünya savaşı yakındır.Bu savaş sonucunda, dünyanın durumu ve dengesi baştanbaşa değişecektir."ATATÜRK, Mussolini hakkında da şu görüşlerini açıklamıştı ;Mussolini bir maceraperesttir.Milletini bir uçuruma sürüklemektedir.Her tarafa saldırıyor.Bu adam yüzünden,çok şımarmış olan bu millete dersini vermeyi çok isterdim.,lakin yakında bir küçük millet onlara layık olduğu dersi verecektir.Ve şunuda hatırlatırım ki,bir gün gelecek,Mussolini´yi kendi milleti linç edecektir."Bu görüşleri aynen gerçekleşmiştir.

ATATÜRK´ÜN RÜYASI :
Atatürk´ün bir rüyasını da Dr.Reşit Galip Bey´den öğrenmekteyiz,"Mustafa Kemal ,Ankara´ya geldikten bir süre sonra ilginç bir rüya görmüştü.Ertesi gün bana şöyle anlattı. ;"Reşit Bey,rüyamda bana ´Paşam ,ınönü´den ne haber?´diye sordunuz.Bende ´vaziyet kritiktir´ cevabı verdim.´Kritik nedir? Anlamadım ki!´dediniz.Bende ´Bunun cevabını 15 dakikaya kadar veririm´ diyerek odama çekildim."Mustafa Kemal bana bu rüyasını anlattığında düşman henüz ızmir´e çıkmamıştı,ınönü mevkii de henüz bir önem taşımıyordu.Aradan yıllar geçti 2.ınönü savaşı´nın kritik günlerinden biriydi.Mustafa Kemal´in arabası Millet Meclisinin önünde durdu.Hemen yanına koşarak,telaş ve endişe içinde, "Paşam ,ınönü´den ne haber?" diye sordum.Aynen şu cevabı verdi ;"vaziyet kritiktir"O zaman ben ;"Kritik nedir? Anlamadım ki!" dedim.O da ;"Sana bunun cevabını 15 dakikaya kadar veririm" dedikten sonra gülümsedi ve ;"Hani Ankara´ya geldikten sonra bir rüya görmüşdüm,hatırladın mı?"Hafızamı yokla¤¤¤¤¤, rüyasını anlattım.Gülerek ;"işte, rüya ayniyle vakidir.Ben ısmet´i tanırım,göreceksin 15 dakikaya kadar kendisinden muzafferiyet haberi alacağız."Gerçekten de 5 dakika geçmeden bir telgraf gelmiş ve 2.ınönü savaşı´nın da zaferle sonuçlandığını öğrenmişlerdi...

ATATÜRK´ÜN 1907´DE ÇıZDıĞı T.C. HARıTASI :
Atatürk, Kurtuluş savaşından çok önce, ittihatçıların Trakya´da 1907´de yaptıkları bir toplantı sırasında, bir Türkiye haritası çizmişti.Orada bulunanların anlattıklarına göre,o günkü Osmanlı devleti sınırlarıyla hiçbir ilgisi olmayan ve o zaman hiçbir anlam veremedikleri bu harita, gelecekte, yine Atatürk´ün kuracağı Türkiye Cumhuriyeti´nin haritası olacaktı.Haritada bugünkü sınırlarımıza uymayan tek bir fark vardı ;Atatürk, bizden ayrılmasına gönlünün bir türlü razı olmadığı Kerkük´ü de Türkiye topraklarına katmıştı.

DENEME UÇUŞU :

Uçakların ilk deneme ve gelişme dönemleriydi.Fransa´da yapılan bir uçak gösterisine katılan, birçok ulusun temsilcileri arasında, Osmanlı ateşesi olarak Mustafa Kemal´de katılmıştı.Gösteriyi izleyenler, sırasıyla uçağa bindirilerek gezdiriliyorlardı.Sıra Mustafa Kemal´e geldiğinde, gösteride bulunan ve genç ateşenin komutanı olan şahıs,birden bir rahatsızlık du¤¤¤¤¤ Mustafa Kemal´in uçağa binmesine engel oldu.Öteki temsilcilerle havalanan uçak kısa bir süre sonra düştü ve içindekilerden sağ kurtulan olmadı.

ATATÜRK VE "9" VE "19" Rakkamları :
Atatürk´ün hayatında "9" rakkamının kendine özgü önemli bir yeri olmuştur.Örneğin Atatürk´ün doğum yılı olan 1881 rakkamı, "9" rakkamı ile birçok ilşkiler göstermektedir.
1+8=9 8+1=9 18=2x9 81=9x9 18+81=99 19x99=1881
Atatürk´ün harb okuluna girdiği tarih : 1899
Vatanı kurtarmak için Samsun´a ayak bastı : 19/05/1919
Bandırma vapurunda yolcu sayısı 19 ´dur.
ıttihat ve Terakki´nin yıllık toplantısına Trablusgarp delegesi olarak katıldı : 22/09/1909
Sivas kongresinde Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesini kurdu : 04/09/1919
Erzurum Mebus adaylığını kabul etti : 19/10/1919
TBMM tarafından kendisine gazi ünvanı verildi ve Mareşalliğe terfi ettirildi : 19/09/1921
Atatürk 19.yüzyılda 19 yıl yaşamıştır.
Atatürk 19.yüzyılın bitmesine 19 yıl kala doğmuştur.
Atatürk´ün ilk askeri görevi, 19.Kolordu Komutanlığıdır.
Mustafa Kemal Atatürk : 19 harften oluşmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk´ün nüfus cüzdanının numarası da 993814-B idi.
Bu sayı dizisindeki 938 rakkamı öldüğü yılı hatırlatmakta geriye kalan 9 ve 14 rakkamı da ölüm saatinin yakın bir benzeridir.
"Ne mutlu Türküm diyene" =19
"ıstikbal göklerdedir" =19

ATATÜRK´ÜN ÖNSEZİLERİ :
"Bunlar bir gün olacaktır...Görürsünüz,işitisiniz..."Prof.Dr .Afet ınan "Atatürk hakkında hatıra ve belgeler" adlı kitabında ilginç bir hatırasını naklediyor. Atatürk 09 ocak 1936 Perşembe günü, dil ve tarih coğrafya fakültesi´nin açılış dersinde okuması için afet ınan´a :"tarih belgelerinin ilerideki keşifleri buna dayanacaktır.Her tarihi kişinin söylediği sözler toplanabilecek ve böylece biz onları kendi seslerinden ve sözlerinden dinleyebileceğiz." diyerek yazıyı verir.Buna karşılık Afet ınan :"Bu çok uzak bir gelecekte belki olabilecek keşfin benim ifadem olarak verilmesine cesaret edemiyeceğimi" kendisine söylediğim zaman canı sıkıldı ve şöyle dedi :"Bunlar bir gün olacaktır...Görürsünüz,işitirsiniz..."30 yıl sonra :Atatürk tarafından bu yazının verilmesinden 30 yıl sonra yine aynı ay ve günlere tesadüf eden,01 ocak 1966´ da şöyle bir haber yayımlandı :"Venedik´in Saint Georges Adası´ndaki Benedictis Manastırı Labratuvarları´nda, manastır rahiplerinden Pellegrio´ nun yönetiminde,seslerin ayırımı esasına dayanan çok dikkate değer araştırmalar yapılmaktadır.ıtalya ıçişleri Bakanlığı,1962 ´de başlayan bu çalışmaları kontrol etmektedir.Fakat elde edilen sonuçlar halen açıklanmamıştır.Saint Georges Adası´ndaki bilim kurulunun geçmişe ait sesleri toplayacak,elektronik araçlar üretmeye çalışmakjtadırlar.Bilim adamları özellikle Demosten,Pitagor ve Jul Sezar´ın söylevlerinden kendi sesleri ile parçalar elde etmeye uğraşmaktadırlar."Haberin sonunda ise daha açıklayıcı bilgilerin şu anda verilemeyeceğinden bahsediliyordu.

ATATÜRK´ÜN GÖRDÜĞÜ SON RÜYA :
26 Eylül 1938 tarihinde Atatürk, rahatsızlığı ile ilgili olarak ilk defa hafif bir koma atlatmıştı.Prof.Dr.Afet ınan,olayı şöyle anlatıyor :"O geceyi rahatsız geçirdi,ilk hafif komayı o zaman atlatmıştı.Ertesi sabahki açıklamasında" :"Demek ölüm böyle olacak" diyerek "uzun bir rüya gördüğünü" söyledi ve "Salih´e söyle ,ikimizde bir kuyuya düştük,fakat o kurtuldu" dedi.Atatürk´ün,burada "kuyuya düşme" sembolü ile gördüğü rüya vizyonu,kendisininde söylediği gibi ölümün habercisiydi.Salih Bozol´un kuyudan kurtulması ise bilindiği gibi,Atatürk´ün vefat ettiği gün ,buna çok üzülen Salih Bozok´un da intihar etmesi ve sonunda onun kurtarılmasını simgeliyordu.ışte bu ATATÜRK´ün son rüyası idi...

_samyeli_ 06-19-2008 10:19 PM

Cevap : Atamız Hakkında
 
KEŞKE HALA YAŞIYOR OLSAYDIN :icon_sorry:

Şengül Şirin 05-06-2009 04:05 PM

Mustafa Kemal Atatürk Hakkında Bilgi
 
Mustafa Kemal Atatürk hakkında bilgi

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, 1881 - 1938 yılları arasında yaşamış ulusal önder. 1881 yılında Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi 14-15. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleşti.



http://www.turkcebilgi.com/images/imgk/2393.jpgAtatürk Modern Türkiye'nin kurucusu


Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ( 20 Mayıs 1881Selanik - 10 Kasım 1938İstanbul) tarihleri arasında yaşamış ulusal önder.

1881 yılında Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi 14- 15. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956

Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti ( 1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematikİstanbul'da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi tamamladı. 1905- 1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya atandı.

19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmaybaşkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie Manevraları'na katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı. 1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi. Ekim 1912'de Balkan SavaşıGelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı.

Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak1915'te sona erdi. Bu sırada Birinci Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'deki kahramanlık destanında 19. Tümeni komuta etti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. (bkz. Çanakkele Savaşı)

Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6- 7 Ağustos1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9- 10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir. Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan sonra 1916'da EdirneDiyarbakır'da görev aldı.

1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak MuşBitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Velihat Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyehatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.

Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı topraklarını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs1919'da Samsun'a gönderildi. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle (bkz. Amasya Genelgesi) "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu.

Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı. Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuva-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.

Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır: Sarıkamış ( 20 Eylül 1920), Kars ( 30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün ( 7 Kasım 1920) kurtarılışı.

Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş Şanlıurfa savunmaları ( 1919- 1921) I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921) II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921) Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922) Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.

23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 13 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu.

yılına değin yaşadı. öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, başlayınca Mustafa Kemal ve ve tarihleri arasında da günü http://www.turkcebilgi.com/images/imgk/ata17.jpghttp://www.turkcebilgi.com/images/imgk/magnify-clip.png



Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı. Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz: 1. Siyasal Devrimler:

Saltanatın Kaldırılması (1Kasım 1922) Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923) Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924) 2. Toplumsal Devrimler:

Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934) Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925) Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925) Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934) Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934) Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü(1925-1931)3. Hukuk Devrimi :

Mecellenin kaldırılması (1924-1937) Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937) 4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:

Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924) Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928) Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932) Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933) Güzel sanatlarda yenilikler 5. Ekonomi Alanında Devrimler:

Aşârın kaldırılması Çiftçinin özendirilmesi Örnek çiftliklerin kurulması Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi.

Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti. Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.

15-20 Ekim 1927 tarihinde Türk Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu. Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet İnan, Sabiha Gökçen, Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı.

Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı. 1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu.

Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu. 10 Kasım 1938 saat 9.05'te yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Cenazesi 21 Kasım 1938 günü törenle geçici istirahatgâhı olan Ankara Etnografya Müzesi'nde toprağa verildi. Anıtkabir yapıldıktan sonra nâşı görkemli bir törenle 10 Kasım 1953 günü ebedi istirahatgâhına gömüldü.

ATATÜRK' ÜN YAZDIĞI TEK ŞİİR

Gafil, hangi üç asır, hangi asır, Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarih söylememiş bunu, Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, Dinleyin sesini doğan tarihin, Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak. Yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin. Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa' nın Alpler' inde Oğuz torunları, Doğudan çıkan biz, batıda yine biz; Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz. Hep insanlar kendini bilseler, Bilinir o zaman ki hep biriz. Türk sadece bir milletin adı değil Türk bütün adamların birliğidir. Ey birbirine diş bileyen yığınlar! Ey yığın yığın insan gafletleri! Yırtılsın gökteki gafletten perde, Hakikat nerede?

Mustafa Kemal ATATÜRK


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.