![]() |
Psikolojide Bilincin Değişik Biçimleri
BİLİNÇ NEDİR?
Bilinç, farkında olmak demektir. İnsanın kendisinden ve çevresinden haberdar olması halidir. Bilinç kapsamı içinde çeşitli düzeylerde farkında olma dereceleri vardır. Uyanıklık, uyku, rüya, hipnoz ve meditasyon insandaki bilinç durumlarıdır. NORMAL BİLİNÇ DURUMLARI Normal bilinç durumu, bireyin kendi duyumlarının, uyarıcıların, kendi kararlarının, düşüncelerinin farkında olduğu uyanıklık durumudur. Birey, normal bilinç durumunda; • Dikkatli ve uyanıklık halindedir. • Çevresindeki uyarıcıları algılayabilir. • Onları bilgiye dönüştürebilir. Bireyin o anda kavrayabildiği duyum alanı, bilinç alanıdır; dikkatin en çok yoğunlaştığı, en iyi algılayabildiği konu ise bilinç odağıdır. Sınıftaki duyumlanan ve algılanan şeyler bilinç alanıdır; öğretmenin hareketlerine dikkatin yoğunlaştığı alan ise bilinç odağıdır. Bilince Fizyolojik Yaklaşımlar Bilinç , beyin kabuğu ile sinir hücreleri ararsındaki ilişki sonucu ortaya çıkar.Bu ilişkinin yavaşlaması ya da bozulması bilinci güçsüzleştirir ya da büsbütün ortadan kaldırır. Örneğin trafik kazası geçiren ya da zehirlenen bireyler çevre uyarıcılarına karşı duyarsız hale geldiklerinde, “bilinci kapalı” denir. Beden ile zihin uyumlu bir bütünlük gösterir. Birbirinden bağımsız değildirler. Bedensel etkiler ruhsal durumu, ruhsal durum da bedeni etkiler. Örneğin aşırı stres yaşayanlarda mide kanaması (ülser) ortaya çıkar. Kafa travması geçiren kişi, asabi biri olup çıkabilir. İnsan kan kaybından hayatını kaybedebildiği gibi, heyecan şokundan da hayatını kaybedebilir. Beden ile zihin yapısı arasındaki ilişkinin incelenmesi nörofizyoloji, lokalizasyon ve EEG(Beyin dalgalarının kaydedilmesi) gibi alanları ortaya çıkarmıştır. Nörofizyoloji: Bilinç üzerindeki sinirsel mekanizmanın etkisini ve işlevini inceler. Sinir düzenlerine elektrot yerleştirme işlemiyle beyin-zihin bağlantısının detaylı incelenmesi sağlanır. Lokalizasyon : Beynin çeşitli bölgelerinin elektrik akımıyla uyarılarak hangi bölgenin neyi gerçekleştirdiği anlaşılır. Örneğin occipital lob’unun görme olgusu hareketlendirdiği, frontal lob’unun koku almamızı sağladığı, hipotalamus’un açlık dürtüsünü harekete geçirdiği bilinir. EEG(Elektroansefalograf) : EEG işlemi elektroansefalograf denilen aletle ölçülür. FARKLI BİLİNÇ DURUMLARI Normal bilinç durumu dışında uyku, rüya, meditasyon, hipnoz farklı bilinç durumlarıdır. Uyku ve Rüyalar Uykunun hafif uykudan derin uykuya kadar çeşitli aşamaları vardır. Bu evrelerde beynin biyoelektrik kayıtlarının farklı dalga boylarında oldukları görülmüştür. Bu evrelerden biri olan REM uykusu, rüyaların en çok görüldüğü evredir. REM uykusunda hızlı göz hareketleri görülür, sinir sisteminin aktivitesi artar. Birey REM uykusundan uyandırılınca büyük bir olasılıkla, uyandırılmadan önce rüya görmekte olduğunu bildirecektir. Uyku halinde bilinç pasif değil, aktiftir. Kimi psikologlara göre rüyalar günlük yaşantıları yansıtır. Çeşitli meslek gruplarından birçok kişinin rüyaları incelenmiş bunların meslek ve çevreyle yakın ilişkisi olduğu görülmüştür. Biyolojik Saat, Biyolojik Ritm (Bioritm) Büyüme, uyku-uyanıklık döngüsü, adet döngüsü gibi biyolojik ritmleri ve döngüleri düzenleyen biyolojik bir iç zamanlama mekanizmasıdır. Bioritm, zaman algısıyla ilgilidir, organizmanın zaman sürelerini algılayabilme özelliğidir. İnsan çoğu durumda saate bakmadan, zamanı doğru tahmin edilebilir. Biyolojik saat, organizmanın içinde bulunduğu çevreye uygun bir biçimde çalışır. Güneş ışığından yoksun mağara, maden ocağı gibi yerlerde beden kendi programına göre uyku devresini ayarlayabilir. Uykunun Bilinen Yapısı Uykuda beş dönem görülür. İlk dördü NONREM (NREM), beşincisi ise REM dönemidir. NREM dönemlerinde beyin aktivitesi yüksektir; enerji tüketiminde artış görülür. Metabolizmanın düzenlenmesi bu dönemin ana özelliğidir. Büyüme hormonu salgılanır, protein sentezi artar. Böylece bedenin dinlenmesi sağlanır. Bu dönemde iyi uyunamazsa, sabah yorgunluk hissedilir. REM döneminde uyku hafiftir. Rüyaların büyük bir bölümü REM uykusunda görülür. REM döneminde hızlı göz hareketleri olur. Uyku, organizmanın dinlenmesinde işlevseldir. Uyku sırasında oranizmanın tepkileri yavaşlar; tüm sistemler otomatik olarak yeniden düzenlenir. Beyin, uykudada aktivitesini sürdürür; uyanıkken öğrendiklerini ayıklar, gruplar, depolar. REM veya NREM uykusu az olursa bir sonraki gecede bu eksikliği kapatacak şekilde uykuda artış görülmektedir. Bu bulgulara göre uyku bir sağlık göstergesidir. Uykuda işlemlerin temelini, uyanıklıkta toplanan bilgiler oluşturmaktadır. Dışarıdan yeni bilgiler gelmediğinden, zihindeki bilgiler bir sonraki aşamanın başlatıcısı olmaktadır; yani her bir imge bir diğerini başlatmaktadır. Rüya, beynin bilinçli tepkilerde bulunmaması, dış dünyaya kapanarak bilinçli olmadan imgeler kullanarak faaliyetini sürdürmesidir. Rüyalar beyindeki görme merkeziyle ilgilidir. Doğuştan kör olanlar sadece sesle rüya görürler. Rüyalar üzerinde geçmiş deneyimler, yaşantılar, ortam, fizyolojik yapı, bilinçaltı etkenler etkilidir. Uyku Bozuklukları 1. Sık sık uyanma 2. Uyumada güçlük çekme 3. Yeterince uyunduğu halde yorgunluk hissetme 4. Az uyuma yada erken uyanma 5. Uyurgezerlik 6. Narkolepsi: Birkaç dk. İçinde gelen Rem uykusu 7. Apne : Uykuda nefes alamamak Diğer Bilinç Durumları Meditasyon Sessiz ve sakin bir şekilde oturup, yoga egzersizleriyle yapılan farklı bir bilinç durumudur. Amaç , bireylerin ruhsal dinlenmesini sağlamaktır. Ayrıca meditasyon tekniğiyle zihin sakinliği, çevreyle barışık olma ve kendini iyi hissetme duygusu oluşturulması amaçlanır. Bu teknikle kişi bedeni üzerinde ruhsal denetim sağlayarak gerginlik ve kaygıdan kurtulmaya çalışır. Hipnoz Hipnoz; telkin aracılığıyla otaya çıkan; tam olmayan bir uyku halidir. Bir kişinin, diğer bir kişinin davranış, duygu, düşünce ve algılarını kontrol etmesi halidir. Hipnozda bilinç uyuşmuştur ama duygular varlıklarını korur. Zengin hayaller uyanır. Gerçeklik algısı azalır. Hareket irade dışıdır. Hipnoz etkisi altında acı duyumu azaltılabilir, sigaradan tiksinme sağlanabilir. Ancak şunu özellikle belirtmek gerekir ki normal hayatta bireyin üstesinden gelemediği işleri ( fiziksel) hipnoz yöntemiyle gerçekleştiremeyiz. Örneğin zeka seviyesini yükseltemeyiz, kaldıramadığı ağırlığı kaldırabilme gücü sağlayamayız. Hipnoz sırasında olanlar genellikle sonradan hatırlanmaz. Madde Bağımlılığı Bazı maddelerin kullanımı ile organizmanın uyarılması, gevşemesi, uyuması, uykunun önlenmesi, algılaması etkilenebilmektedir. Psikolojik etkileri olan bu maddelere psikoaktif maddeler denir. Alkol, tütün, eroin gibi maddeler vardır. Bu maddelerin oluşturduğu bilinç durumlarının hoşa gider olması bireyleri bağımlı kılmaktadır. Burada söz konusu maddeleri kullanmak için dürtüler oluşur. Tekrarlanan kullanımlar sonunda birey bu maddelere bağımlı hale gelir. İnsanların başlangıçta bu maddeleri kullanmaya başlaması, özenti, (özdeşim kurma) merak, değişik bir durum yaşama isteği, zihinsel acıdan kaçış, can sıkıntısı, sosyal uyum eksikliği gibi psikolojik nedenlerle olabilmektedir. Önceleri psikolojik olarak duyulan gereksinim zamanla fizyolojik bağımlılığa dönüşür. alıntı |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.