![]() |
Vimanalar (Tarih Öncesi Uzay Araçları)
.
. . . Insanligin en eski metni RigVeda'da gecen uzay tasitlari: Jalayan - hem suda hem havada seyahat icin dizayn edilmis bir tasit (Rig Veda 6.58.3) Kaara- hem yerde hem suda seyahat icin dizayn edilmis bir tasit (Rig Veda 9.14.1) Tritala- uc katli bir tasit(Rig Veda 3.14.1) Trichakra Ratha - havada ucan uc tekerlekli bir tasit (Rig Veda 4.36.1) Vaayu Ratha- havadaki gazlari ayristirma gucuyle calisan araba (Rig Veda 5.41.6) Vidyut Ratha- guc kaynagi tasiti(Rig Veda 3.14.1). Ramayana'da "iki katli cok pencereli goksel tasitlar. Bir kuyrukluyildiz kadar gorunene dek gokyuzunde gurluyorlar." Avatar Rama'nin ucus rotasi: . Mahabharata'da " kanatli simsekten guc alan ... bir gemiydi havaya dalan, hem gunes sistemine hem de yildiz sistemlerine ucan". Mahabharata'da 41 yerde gecer Asura krali (insanliga dusman bir uzay medeniyetinin lideri) Salva'nin uzay gemisi Saubha-pura ile Krishna'nin baskenti Dwaraka'ya fuze ve misillerle saldirdigi. Kautilya Arthasastra 'si (Isa'dan Once 3.yuzyil) gecmiste yasamis bazi hindu tuccar teknokratlardan bahseder ki bunlar bir sehri ucuran pilotlardir: Saubhikalar. Ayrica savas pilotlari olan : Akasa Yodhinah Bunlar sadece bazi orneklerdir, milattan cok asirlar onceye dayanan tum hindu metinlerinde ucaklardan, uzay tasitlarindan , diger uzay medeniyetleriyle savastan bahsediliyor. Hindu tarihi yeni teknolojinin bu durumunda hayal bile edilemeyecek yuksek bilim , kudret ve san ile doludur. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Vimana=gokyuzunde ucan araclarin ortak adi. Vimanalar konusunda araştırma yapmak isteyen kişinin Asya ve Güney Asya kaynaklı çeşitli metinlere bakması yeterli olacaktır. Çünkü bu konuda o kadar çok ve ayrıntılı bilgi vardır ki, tüm bunlar özellikle muhafazakar bilim çevreleri tarafından kabul görse sanırım havacılık tarihini sil baştan yazmak gerekecektir.. Çin ve Hint kökenli kaynaklarda, metinlerde ve destanlarda göklerde seyahat etmek için yapılmış pek çok araç yer almaktadır. Bu konuda bir diğer kaynak ise (her ne kadar Çin ve Hint kadar olmasa da) Mısır ve kadim Amerika uygarlıklarıdır... Hindistan’ın Vedik edebiyatında Vimana olarak tanımlanan uçan araçlarla ilgili tanımlar vardır ve bunlar iki ana kısma ayrılır. 1-İnsan yapımı olan ve kuş benzeri kanatlar vasıtasıyla uçan araçlar. 2-Alışılmadık şekilleri olan ve insanlar tarafından yapılmamış olan araçlar... İlk gruba giren araçlar Sanskrit dünyasının mimari yapısına uygun, askeri kuşatma araçları ve diğer mekanik araçlarla eş düzeydedirler. İkinci gruba giren araçlar ise Rig Veda, Mahabharata, Ramayana ve Purana’larda tanımlanan araçlardır. Bunlarda anlatılanlara göre evren Maya’nın ürünüdür ve sanal bir gerçeklik olarak düşünülebilir. “Pradhana” adlı geleneksel enerji sürekli yayılıp genişleyen MahaVişnu tarafından harekete geçirilir. (yani MahaVişnu evrensel programlayıcıdır) Aktif pradhana, enerjinin özel bir formu olarak oluşur ve kaba maddeye dönüşür. Şiva’nın eşi Uma sanal enerjinin tanrıçası diğer bir anlamda yükleyicisidir. Uma Ana Tanrıça olarak bilinir, Şiva ise hayallerin ve teknolojinin efendisidir. Şiva ve Mahabharata’da adı geçen Salva arasında doğal bir iletişim söz konusudur. Çünkü Salva bir vimanaya ve Maya Danava’ya sahip olmak istemektedir. O zaman hayallerin ve teknolojinin efendisi oolacak ve enerjiyi o üretecektir... Güney Hindistan’daki bir tapınakta bulunan Sanskrit metinlere göre vimanalar uçan tüm araçların en üst noktasında yer almaktaydılar. İtalyan bilimci Dr.Roberto Pinotti 1998’de Bangalore’da yapılan Dünya Uzay Konferansı’nda yaptığı konuşmada Hindu antik metinlerinde tanrılarla insanlar arasında yapılan bir savaşın anlatıldığını belirtti. Pinotti metinlere destansı bir yaklaşımla bakılmaması gerektiğini söylüyor ve göklerde uçan silahlı araçlarla yapılmış bir savaşın tüm açıklığıyla anlatıldığını belirtiyordu. Kullanılan silahlar savunma ve saldırı amaçlıydılar. Yedi ayrı biçimde mercek ve ayna sistemleri içermekteydiler. Örneğin, araçları kullananları kötü ışınlardan koruyan “Pinjula” bir görsel ayna idi. “Marika” adlı silahla düşman araçları vuruluyordu. Dr. Pinotti bu antik silahların günümüz lazerteknolojisinden pek de farklı olmadığı görüşünü savunuyor ve şunları da ekliyor: “Araçlarda Somaka, Soundalike ve Mourthwika adları verilen özel ısı emici metaller kullanılmış olmalı. İtici güç prensibi elektriksel ve kimyasal olmalıydı ama güneş enerjisinin kullanımı da çok ileri düzeydeydi...” Dr. Pinotti ve onu takip eden diğer araştırmacılara göre Hindu kökenli Sanskritçe metinler daha ayrıntılı bir biçimde gözden geçirilmeli ve tanımlanan vimana modelleri daha bilimsel bir incelemeye tabi tutulmalıdır... Yine Hindistan Mysore’da bulunan Uluslararası Sanskrit Araştırma Akademisi’nin direktörü olan G.R.Josyer 1952’de yaptığı bir açıklamada 7 bin yıllık yazmalarda çeşitli tiplerde uçan araçların yapımlarının anlatıldığını söylemişti. Buna göre üç tip vimana vardı. “Rukma, Sundara ve Shakuna” yaklaşık 500 stanzada (dörtlük) boyunca karışık detay veriliyor, metallerin seçilmesi ve hazırlanması anlatılıyordu. Ayrıca yazmada çeşitli vimana tiplerinin parçaları tanıtılıyordu. Yazma sekiz bölümdü ve bir hava aracının yapım planlarının yanı sıra su altında gidebilen ve duba gibi su üzerinde durabilen bir vimana planını da içeriyordu. Bazı dörtlüklerde ise araçları kullananların eğitimleri anlatılmaktaydı... Vimanalar konusundaki diğer kaynaklar ise Kuzey Hindistan ve Pakistan’daki çöllerde klarına rastlanan çok eski bir devlet ile ilgilidir. Rama diye bilinen bu devleti Aydınlanmış Rahip Kral yönetmektedir ve yedi büyük kenti klasik Hindu metinlerinde “Yedi Rishi Kenti” olarak geçmektedir. Bu metinlerde de uçan vimanalardan söz edilir. Vimanalar iki katlıdır, daire biçimindedirler ve kubbelerinde bir giriş kısmı vardır. Rüzgar hızıyla uçarlar ve melodik bir ses çıkarırlar. Çeşitli şekillerde vimanalar vardır. Bazıları tabak şeklinde bazıları ise silindir biçimlidir. Vimanalar iki ana türde anlatılır. “Ahnihotravimana”nın iki motoru (veya sistemi) vardır. “Elephantvimana” ise daha gelişmiş bir araçtır. Mahabharata’nın bir bölümü olan Dronaparva ve Ramayana’da özellikle belirtilen küre biçimli bir vimana vardır. İnanılmaz bir hıza ulaşmakta ve ardında büyük bir hava akımı bırakmaktadır. Her yöne gidebilmektedir. Çok ani biçimde yön değiştirebilmekte , aniden durup yine aynı hızla ters yöne de gidebilmektedir. “Samar” adlı başka bir Hint destanında vimanalar demir makineler olarak tanımlanırlar. Örgü gibi yüzeyleri vardır ve arkalarında kükreyen bir alev püskürtürler! “Samaranganasutradhara” adlı antik metinde ise vimanaların nasıl yapıldığı anlatılır ama uygulanması için yeterli çözümleme henüz yapılmamıştır. Eski Sanskrit yazmalarının iyice etüt edilmesini öneren Hintli bilgin Maharşi Bharadwaja, “Havacılık: Tarih Öncesi Geçmişten El Yazması Bir Metin” adlı çok ilginç bir çeviri yapmıştır. Uluslararası Sanskrit Araştırma Akademisi’nce yayımlanan şu özet oldukça ilgi çekicidir: “Bu kitapta fikirlerle dolu ve çekici olan sekiz bölümde insanlığın refahına katkıda bulunacak olan birleştirici bir güç olarak, gökyüzünde düzgün ve rahat bir şekilde yolculuk yapmaya ilişkin çeşitli araç tipleri imal etme sanatı tanımlanmaktadır. Bir içsel kuvvetle yeryüzünde, su içinde ve havada hareket eden bu araçlara vimana denmektedir.” Bazı bölümlerde de şunlar vardır: 1-Ateşle yok edilmeyen, kırılmayan, parçalanmayan ve çökertilemeyen uçan araçların yapımına izin veren sır... 2-Uçan araçları havada hareketsiz durduran sır... 3-Uçan araçları görünmez kılan sır... 4- Düşman uçan araçlarının içindeki konuşmaları dinleten sır... 5-Düşman uçan araçlarının içindeki görüntüleri yakalatan sır... 6- Düşman uçan aracının yönünü saptıran sır... Ayrıca şu anlatımlar çok daha ilginçtir... “Uçan aracın kullanıcısı “Agnimitra” tarafından tarif edildiği şekliyle mevsim değişikliklerine göre değişik materyallerden yapılma giysilerle teçhiz edilmek... Uçan araçların kullanıcılarına yılın mevsimlerine uygun olarak her bir Kalpa-Şastra’ya tekabül edecek şekilde yiyecek verilmelidir. Yiyecekler beş şekilde olur. Pişirilmiş tahıl, yulaf lapası, lapa, ekmek ve esans.. Hepsi de sıhhi ve bedeni takviye edicidir... Mahabharata’da vimanaların güzelliği ve ışıldamaları şöyle anlatılmaktadır: “Işıyan vimana şiddetli bir parıltı çıkardı... Tam teçhizatlı vimana parıl parıl parlıyordu... Yola koyulduğunda kükreyişi dört bir yanı kapladı... göksel araba ateşin ışımasına sahip... Bhima, gürültüsü gökgürlemesine benzeyen güneş gibi ışık saçan vimanasına binmiş gidiyor... Sanki gök kubbede iki güneş var gibiydi. O göğe doğru yükseldiğinde tüm gökyüzü alev alevdi... Yaz gecesi ateşi gibi kudretli bir ışıma ile ışık saçıyor... Yine Mahabharata’nın “Samsaptakabadha” adlı bölümünde şöyle denilmektedir: “Cukra, tüm yeryüzünün göklerinde ve denizlerin üzerinde uçabilmesine rağmen, Militha’ya yürüyerek gitti...” Aynı kahraman daha sonra ilginç bir uçuş yapar: “Kailasa Dağları’nın bağrından yükselerek gökyüzüne doğru süzüldü. Kendisini rüzgar ile özdeşleştirdi. Gökyüzünden rüzgarın hızı ile geçerken, tüm yaratıklar gözlerini ona diktiler. İlerlerken gökyüzünün tümünü her yere yayılan bir sesle dolduruyordu. Aşağıdaki bütün kabileler onun gelişini görerek hayretler içersinde kaldılar. Cukra, sonra Malaya Dağları’na doğru ilerledi...” Vimanalarla ilgili kadim Sanskrit tasvirleri, bunlar sadece efsanelerdir diyerek dikkate alınmayabilir. Ancak ne var ki, Sanskrit araştırmacıları “Daiva” denilen mitlerle “Manusa” denilen gerçeklere dayalı kayıtların arasındaki ayrım üzerinde titizlikle durmaktadırlar. Manusa açıklamalarında vimanaların yapımıyla ilgili en küçük ayrıntılar dahi yer almaktadır. Örneğin bu türden bir kaynak olan “Samaranganasutradhara” da vimanaların hafif metallerden yapıldıkları, şekli yerinde olan sağlam bir karosere sahip oldukları anlatılmaktadır. Yapımlarında genel olarak demir, bakır ve kurşun kullanılmaktadır... Samaranganasutradhara, vimanaların yapımprensiplerine (ve ayrıca barış ve savaş zamanlarındaki kullanımlarına) tam 230 kıta ayırmıştır. Bazı bölümlerde vimanaların manevra yapmaya son derece elverişli olduklarından havadaki ya da yerdeki herhangi bir şeye kolaylıkla hücum edebildikleri belirtilmektedir. Vimanaların üç ana hareketi bulunmaktadır. 1-Dikey olarak yükselmek.. 2-Uzun mesafeler boyunca uçabilmek.. 3-Durmak ve alçalmak... Samaranganasutradhara’da verilen ve sanki bir mühendisin elinden çıkmış bir yapıt gibi vimanaların çok yönlü oluşları da anlatılmıştır ve performanslarına işaretler verilmiştir 1-Meyilli gidiş.. 2-Dikey yükseliş.. 3- Dikey alçalış.. 4-İleriye gidiş.. 5-Geriye gidiş.. 6-Normal yükseliş.. 7-Normal alçalış.. 8-Görünmez olabilmek.. 9-Yolcu taşımak.. 10-Sessiz hareket edebilme.... Vimanaların silah donanımları da oldukça ilginçtir. V.R.Ramachandra Dikshitar “Kadim Hindistan’da Savaş” adlı ilginç kitabında Daytan Savaşları’nda kullanılan ve havadan atılan “Astra” silahlarının bir dökümünü yapmaktadır. Buna göre... Soposamhara (fırlatma silahları) 1-Sikharastra- alev kusan füzedir. 2-Avidyastra- yanıltıcı güçleri olan füzedir. 3-Prasvapana- uyku okudur. Düşmana geldiğinde uyutan bir nevi gaz bombası. 4-Gandharvastra- yıkıcı Vişnu’nun bir silahı. 5-Samvarta- duman çıkartır. 6-Agni Astra- alev tabakası içinde seyreden ve gökgürültüsü gibi sesler çıkaran füzeler. 8-Indra’nın Oku- dairevi bir yaydan atılan ve çok etkili bir silah türü.... Son olarak yine Mahabharata’nın “Drona Parva” adındaki bölümünden anlatılan bir silah olan “Agneya” nın yaptığı etkiler şöyle anlatılmaktadır: “Adwatthaman o vakit kararlı bir halde vimanasında durarak suya dokundu ve Agneya’yı harekete geçirdi. Düşman kahramanların karşısında durarak ve hepsine nişan alarak dumansız bir ateşin parlaklığında ışıklar saçan bir sütuna (füze mi..?) ilham verdi ve her yandan dışarıya saldı. O zaman havada sütundan her yana bir ok yağmuru yayıldı. Bu oklar, kızgın alevlerle kaplı olarak Parthie’yi her yandan kuşattı. Birden düşmanı yoğun bir karanlık sardı. Dört bir yan karanlık ile örtülmüştü. Rakşasalar ve Vicoçalar bir araya toplanarak dehşetli çığlıklar attılar. Rüzgarlar esmeye başladı. Güneş artık hiç ısıtmıyordu. Bulutlar kan yağdırarak gümbürdüyorlardı. Güneş dönüyor gibi görünüyordu. Agneya’nın sıcaklığı ile kavrulan her yer sanki ateşler içersindeydi. Tüm yaratıklar o dehşetli güçten korunmak için korku içinde koşuştular. Suyun kendisi de ısınmıştı ve suda yaşayan yaratıklar tedirgin olmuşlardı ve sanki yanıyor gibiydiler. Dört bir yandan ve havadan dahi rüzgarı arkasına alan Garuda’nın (hava aracı..?) tez canlılığı ile keskin ve kızgın ok yağmurları yağdı. Aşwattam’ın hepsi de o sütunların isabet ettiği ve yaktığı düşman savaşçılar, dehşetli bir yangının kül ettiği ağaçlar gibi yerle bir oldular...” Vimanalar konusunda kadim Hint metinlerinde anlatılanlar bu kadarla sınırlı değildir.. Şurası bir gerçek ki tüm bunlara destan, mit ya da efsane deyip geçmek işin kolayına kaçmak olacaktır.. Yoksa gerçekten de “Güneş altında yeni hiçbir şey yok mu..” Ne dersiniz..? dır |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.