ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=595)
-   -   Hayat Sorular Mıdır? Yoksa Cevaplar Mıdır? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=260026)

Prof. Dr. Sinsi 07-22-2012 08:05 PM

Hayat Sorular Mıdır? Yoksa Cevaplar Mıdır?
 
Hayat Sorular mıdır? Yoksa Cevaplar mıdır?

Gerçekte yaşadığımız hayat sorulmamış sorlardan mı meydana geliyor yoksa olabilecek tüm sorulara verilmiş cevaplardan mı ?

Kainatta aslında herşeyin cevabı mevcuttur.Ancak bizler acizane insanlar olarak doğru olan bilgiye sorarak ulaşırız.

Ama sorularımızı bilinçli sormayız.Bu konuda çok sayıda "sorularını değiştir yaşamın değişsin" kitabı bulunmaktadır piyasada.Ancak soru sormak Allah(c.c.) tarafından insana verilmiş bir temek farklılık değil midir ?

Beynimizin doğal olarak sorduğu sorular yaradılıştan sahip olduğumuz yagane üstün bir yetenekken buna müdahale edip değişik sorular sormalı mıyız ?

Aslında konunun bu kısmı neden islam felsefeyi sevmez sorusununda ana konusu gibidir.İslam iman esaslı bir din olup sorgulamayı değil kabul etmeyi esas alan bir din değil midir ?

İnsanların ilki olan Hz.Adem (a.s.) önce sorular verilmemiştir.sorması değil öğrenmesi itaat etmesi istenmiştir.İçinde sonsuz cevapların olduğu bir kitap insanlığa hep indirilmiştir.

İnsan gemiye binene kadar istediği soruyu sormak istediği şekilde araştırmak zorundadır.Ancak gemiye bindikten sonra kaptana soru sormayız.Geminin gittiği yolun bir yolcusu oluruz.

Bilim gerçekten sorular sorarak mı ilerler ? Yoksa her buluş daha eski bir buluş yada bilginin yeniden ele alınması sonucu mu ortaya çıkmıştır ?

Hayatı anlamaya çalışırken sorularla vakit kaybetmek yerine öncelikle geçmiş cevapların yani yazılmış eserlerin tamamı okunmalıdır.daha iyisini nasıl yaparız yerine daha iyisini yapan ve başaranları bulup amerikayı tekrar tekrar keşfetme eziyetindende kurtulmuş oluruz.

Beynimizn otomatik programına müdahale edip ona sürekli sorular yüklersek şşüphecilik denilen akımın içinde çıkmazlara gidebilir üstelik aradığım cevapların doğruluğundan da emin olamayız.İşte bu yüzden her insan bir şekilde inanma ihtiyacı hissetmektedir.

Elbetteki sorularsız olmayacaktır.Ama soru sorabilmek yada tam anlamıyla doğru soruları üretebilmek için sürekli okumalı bilgileri beynimize yüklemeli ve aradığımız soru yada cevaplarıda ondan sonra aramalıyız.

Çoğu zaman yeni fikirler eski fikirleri değerlendirir veya onlar üzerine çalışırken ortaya çıkmışlardır.

Mesela önce kuşları gördük.Bu bilginin üzerine uçmayı keşfettik.Önce yıldırımı gördük sonra elektriği bulduk.Önce "salgının bulunduğu yere girmeyiniz ve salgının bulunduğu yerden çıkmayınız" hadisini değerlendirdik ve ilk mikrobu bulduk.Hz.Adem (c.c.) e önce herşey öğretilmedi mi ?

Hayatın başlangıcı sorularla değil bilgilerle cevaplarla olmuştur.Hayatta her bilgi yaratılmıştır.Mesela ölümden sonra ne var sorusunun cevabını asla bulamayışımız bundan değil midir ? Bu soruların cevapları inançların içerisinde açıklanmaktadır.Bu cevaplardan tatmin olmayıp hayatı heba etmek felsefenin temelde en çok eleştirildiği ana konuya temas etmekte değil midir ?

Prof. Dr. Sinsi 07-22-2012 08:05 PM

Hayat Sorular Mıdır? Yoksa Cevaplar Mıdır?
 
Sorular deyince şüpehiz akla ilk gelen kendi sorma tekniğini geliştirmiş olan sokratestir.Sokratese göre sadece sorular sormakla kişi tüm cevaplara ulaşabilmektedir.Ona göre "Akıl doldurulacak bir kap değil tutuşturulacak bir ocaktır" Sokratesin bu yöntemi günümüzde daha sistematik bir şekilde geliştirilmiş pazarlamadan psikolojiye,satıştan reklama,bilimden danışmanlığa kadar pekçok alanda kabul görmüştür.

Peki beynimizin yaradılıştan programlandığı sorulara müdahale edip,onun düşünürken sorduğu soruları değiştirmek beynin soyut gen yapısına müdahale ve tıpkı dna ya müdahale edildiğinde oluşan kanser gibi bir düşünce kanseri şeklinde sürekli kontrolden çıkarak kontrolsüz çoğalan bir sorular yumağına dönüşebilir mi ? Artık bir noktada durup yeter artık sus diye beyninize sitem ettiğiniz olmuş mudur ?

Bugün bazı psikolojik rahatsızlıkların istem dışı yani bilinçsizce beynin soyut dna yapısına eklenmiş yapay gen sorularıyla ilgisi olabilir mi ?

Beyin ve kalp bilindiği üzere sadece fizyolojik değil aynı zamanda hisseden ve düşünen psikolojik organlar olduğunu düşünürsek tıpkı fiziki müdahaleler gibi psikolojik müdahalelerle (ki bunun en etkili yolu soru yüklemektir) dengesini yitirebilir mi ? Ve bunun sonuçları insanlığa mal olabilir mi ?

Bakınız bugün sokratesin teknikleri ve gelişen psikoloji bilimi ile işlenerek oluşturulan çeşitli yöntemlerle yapılan satışlar,reklamlar ile insan beyinlerine blinçli bir empoze soru bombardımanı yapılmakta olup insanların mantık düzeylerini kaybetmelerine ve bunun sonucunda da amaçsızca israf ve aşırı tüketime neden olmamış mıdır ? İnsanlar borçlanarak önümüzdeki 20 yıllık olası gelirlerini bile bugünden harcamamışlar mıdır ? Bu çok gelişen pazarlama ve reklam,hatta otomatik etki unsurları taşıyan psikolojik soru kökenli satış pazarlama ve reklamların birer sonucu değil midir ? Bu kapitalizminde temel mantığı değil miydi ? Bugün dünyada meydana gelen kriz aşırı soran ve üreten beyinlerin kontrolsüzce üreyen soruların bir cevabı olarak dünyanın düzenini değiştirmemiş midir ?

Prof. Dr. Sinsi 07-22-2012 08:06 PM

Hayat Sorular Mıdır? Yoksa Cevaplar Mıdır?
 
Doğru bilgiyi bulmak doğru soruyu sormaksa,aranmakta olan eğer cevaplar değilde sorularsa o zaman bulduğumuz soruların doğru cevaba giden bir yol mu yoksa yanlışa giden bir kapı mı olduğunu nasıl anlayacağız ?

Eğer sorulmamış her soru açılmamış bir kapı ise,her bulduğumuz kapıyı açarak,hadron çarpıştırıcılarını çalıştırarak,dna yapılarına müdahale edip tüysüz tavuklar üreterek,çok üretmek uğruna geleceğimizi dünyamızı yok ederek soruları kontrolsüz sormuş ve kullanmış olmuyor muyuz ?

Hadron çarpıştırıcısı bir sorular yumağının sonucu olarak hazırlanmış bir deneydir.Birçok sorunun cevabını bulabilmek adına yüksek riskler göze alınmıştır.Ama bu göze almalar sorulduğunda bir sorun olmayacağına inanç çok yüksektir.halbuki böyle bir cihaz insanlık tarihinde ilk defa kullanılacak olup gerçekte sorularımıza cevap getirecek bir sistem mi yoksa daha büyük soru yumaklarına dönüşecek bir başlangıç mı olduğu esasen meçhul değil midir ?

İnsan daha fazla teknoloji ve bilgiyle daha fazla soruyla hangi geleceğe doğru koşmaktadır ?

İnancımızdan yola çıkarsak aslında hayatın kainatın bu büyük döngünün en büyük cevaplarına ulaşma mekanı olarak tasavvufta neden sorularla değilde itaatle sonuca ulaşılmakta olabilir ?

Zikrlere bakıldığında sorularla değil bilinen yöntemlerle bilinmeyen kapılara ulaşılmakta olduğu görülmemekte midir ?

Prof. Dr. Sinsi 07-22-2012 08:06 PM

Hayat Sorular Mıdır? Yoksa Cevaplar Mıdır?
 
Hayatın gerçek sırrı müspet ilimlerde midir ? O halde neden ölümün o muazzam sırrı çözülememektedir ? Neden teknoloji insanlık tarihinin belkide en son çeyreğinde aşırı derecede hızlanmış hatta belkide kontrolden çıkmıştır ? İnsan neden bu kadar doyumsuzdur ? Gerçekte amaç kainatı çözmek mi yoksa kendimizi tatmin etmek midir ?
Buluşları yapanlar maaşlı bilim adamları oldukları halde buluşları yaptıranlar neden büyük sermayelerdir ?

İnsanı iradesi dışında bir şey yaptırmak değil midir günümüzde pazarlama ve reklam ?

Bugün esas olan hayatı anlamaksa buna kendisini sormadan yaşamaya adamış evliyaullah ın ulaşıyor olması ilgi çekici değil midir ?

Bugün havas öğrenirken bile dikkat ettiniz mi sorular sorarak ulaşamıyoruz bilgiye ? Teknoloji müspet ilimlere ulaşmayı kolaylaştırırken müspet olmayan ilimlere ulaşmak hala çözülememiş bir sır halindedir ?

Havasta bilgiye ulaşmanın soru yoluyla olmadığı bilginin kalbe akması şeklinde olduğu aşikardır ? Bilgiyi değişik şekillerde aldığımız sorarak değilde yaşayarak bilgiye ulaştığımız hatta çok sordukça gerilediğimiz ilimlerdendir havas.

Bazı arkadaşlarımız bu ilme ulaşabilmek için yanıp tutuşmakta ama onca soruya rağmen teslimiyet esasına uymadıkları için gerçek bilgiye ulaşamamakta ve buda insanları daha kısa olan yanlış bilgiye ve hallere ulaştırmaktadır.

O halde manevi ilimlerde ilerlemek için hangi soru sorulmalıdır ? Veya sormadan teslim mi olunmalıdır ?

Yaşamadan anlaşılmayan Havas ilmi sorulara asla cevap vermemektedir.Bir bilgi hazinesinin kapısı olan bu ilim ancak ulaşana mahsustur ve hatta paylaşıma kapalıdır.İşte bu nedenlede bunca imkana rağmen bir türlü doğrudan bu bilgilere ulaşılamaktadır.Bu bir soru sorma medresesi değil cevapları kabul etme dünyasıdır.

Bu yüzden şu anlaşılmalıdır ki bu ilmin kapısından izin alınmadan içeri giremezsiniz.Girsenizde çıkamazsınız.

Sorular bu noktada yetersiz kalacak ve size verilen bilgiler zaten tüm kapıları açacaktır.Burada önemli olan sorular sormayı bırakıp artık uygulamaya geçmektir.

Prof. Dr. Sinsi 07-22-2012 08:06 PM

Hayat Sorular Mıdır? Yoksa Cevaplar Mıdır?
 
Son söz; İlme sahip olmak istiyorsanız.Sorular sizi sadece bilginin kapısına kadar getirebilir.Gerisi tıpkı büyük hadron çarpıştırısındaki gibi yaşanılıp görülecektir.

O halde son soru şudur;Neden kapıdan içeri girip yaşayarak öğrenmek yerine hala kapının önünde çaresizlikle durup "acaba çitin öbür yanında ki otlar daha yeşil midir " diye soruyoruz ?

Bu ilimlerde sorular değil,kurallar vardır.Ve tüm sorularınızın cevabı tıpkı meşhur filmdeki gibidir "Ya mavi hapı içer kapıda beklemeye devam edersin yada kırmızı hapı içer cevaplarını yaşarsın"...

Bu yüzden artık sormayın.İsteyene verilir.Vur açılır.."Ya bir yol bulacağız yada bir yol açacağız" kararlılığı olmadıkça hiçbirşeyi başaramayız..İstisnasız hiç birşeyi

Her
Arayan
Bulamaz
Ama
Bulanlar
Yalnızca
Arayanlardır.

HABABYA...işte hayatın ta kendisi !


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.