ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=595)
-   -   Postfordizm Nedir? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=259868)

Prof. Dr. Sinsi 07-22-2012 08:32 PM

Postfordizm Nedir?
 
Kapitalist ekonomilerde üretim ve tüketim süreçlerinde oluşan krizle birlikte yaşanan dönüşüm, fordizm-postfordizm, endüstriyel-postendüstriyel toplum, örtgütlü-örgütsüz kapitalizm, modernizm-postmodernizm gibi kavramsallaştırmalar çerçevesinde tartışılmaktadır.


1970’li yıllarla birlikte fordist üretim sisteminin daha yaygın olarak uygulandığı gelişmiş kapitalist ülkelerde kitlesel üretimin iç ve dış pazarlarda meydana gelen ani talep değişikliklerine yanıt veremediği ve sistemin kendi içinde hızlı bir şekilde tıkanmaya doğru gittiği öne sürülmektedir. post fordizm, taleplerde farklılaşma nedeniyle ortaya çıkan bir ihtiyaçtan ötürü üretimde farklılaşmaya, başka bir deyişle fordizmde çok sayıda benzer ürünün kitlesel olarak üretilmesinin aksine az sayıda ama çok çeşitte ürünün üretilmesi şeklinde yeni bir endüstriyel yapılanmayı işaret eder.

postfordizmin özelliklerinden biri olan esnek üretim işletmelerin işgücünü ve teknolojilerini üretimdeki farklılaşmaya uygun bir şekilde esnekleştirmesini ifade eder. postfordizmde yüksek teknolojik tezgahlarda fordizmdekinden çok daha az sayıda ve daha nitelikli işgücü ile üretim yapılır.

işgücü, vasıflı, yarı vasıflı ve vasıfsız çalışanların atkinson’un esnek işletme modelinde olduğu gibi, firmaya sayısal ve işlevsel esneklik sağlayacak şekilde kullanılır. çok vasıflı olanlar gerekli teknolojik ekipmanları kullanabilecek değerli işçilerdir ve değişik alanlarda çalışabildikleri için firmaya işlevsel esneklik sağlarlar (merkez işçi). vasıfsızlar ise genellikle sözleşmeli olarak çalıştırılan, talep değişikliklerinde firmaya sayısal esneklik sağlamak için kullanılan işgücünü oluştururlar (çevre işçi). yarı vasıflılar ise bu iki grubun arasında yer alır (yarı-çevre işçi).

üretim sürecinde yatay işbölümü ve ademi yönetsel ademi merkezileşme de esnek üretimde, yani postfordizmde taylorist yönetim anlayışından vazgeçildiğini, çalışanların daha aktif bir şekilde üretim sürecine katıldıkları, hiyerarşinin azaltıldığı bir örgütsel yapıyı ifade eder. tabii burada üretim sürecine aktif olarak katılanlar merkez işçilerdir.


postfordist dönüşümü çözümlemeye çalışan tartışmalar temel olarak üç farklı bakış açısına sahiptir. ilki, fordizm sonrası ortaya çıkan koşulları olumlu bir süreç olarak ele alır, ikinci görüş bu gelişmeleri karamsar bir bakış açısıyla inceler, üçüncü görüş ise böyle bir dönüşümün olduğu fikrini katılmaz.


a) fransız düzenleme okulu (aglietta, boyerve lipietz) daha çok marksist bir çizgi izledikleri halde böyle bir dönüşümün yaşandığını kabul ederler ve bunun, sermaye birikim rejiminin krize girmesiyle açıklanacağını söylerler. bu nedenle fordist krizin aşılabilmesi için sermaye birikim sürecinin, yeni makro ekonomik büyüme rejimine uyumlu hale getirilmesi veya sermaye birikiminin yeniden sürekliliğini sağlayabilecek toplumsal-ekonomik ortamın oluşturulması gerektiğini belirtirler. bu şekilde sermaye birikim rejimine uyumlu bir düzenleme biçiminin oluşturulması, fordist birikim rejiminden post fordist birikim rejimine geçişi meydana getirmektedir.


burada söz konusu olan, ekonominin sermaye birikim rejimi açısından uygun bir şekilde düzenlenmesidir. bu nedenle yeni birikim rejimi için uygun koşulların sağlanmasında kurumlara ve özellikle devlete önemli görevler düşmektedir.
düzenleme okuluna göre, fordizmin krizi aslında fordist birikim rejiminin kendi içinde bir sınırlılığa ve tıkanıklığa ulaşmasından kaynaklanıyordu, çünkü fordist ekonomik yapı içinde varlığını devam ettiren birikim rejimi kısmen dış pazarlardan korunmuş bulunan iç piyasa ile tüketicilerin gelirlerinin düzenli bir artışının sağlanmasıyla varlığını sürdürüyordu. bu krizi aşabilmek için yeni bir düzenleme biçimi oluşturulması şarttır çünkü iç piyasada ani talep değişikliklerine yanıt verebilecek bir esnek üretimin gerekliliği, kitlesel üretime yönelik fordist teknolojik donanımın terkedilmesi anlamına gelmekteydi.


tüketicilerin satın alma güçlerinin üretimdeki verimlilik artışının altında kalması, kâr marjının artırılması için sömürü dozunun artırılması krizi daha da derinleştirmiştir. lipietz’e göre fordizmdeki sermaye birikim rejiminin uyumluluğu, üretim verimliliğindeki artışa paralel olarak satın alma gücünde de artış yaşanmasındaydı. bu dengenin bozulması, kâr marjında ve satın alma gücündeki düşüşün sonucunda tüketimin giderek azalmaya başlaması ve böylece sermaye birikim rejiminin kendi önünü tıkaması biçiminde olmuştur.

lipietz’e göre kâr marjındaki düşüş ister istemez endüstriyel üretimde azalmaya neden olmuştur.
fordizm, bu krizi ve kendi yarattığı sınırlılıkları aşabilmek için üçüncü dünya ülkelerindeki ucuz emeği (bkz: ucuz emek) ve ucuz hammaddeyi yeniden keşfetmiştir. merkez ülkeler başta tekstil ve elektronik gibi emek yoğun sektörler olmak üzere fordist endüstrileri üçüncü dünyaya transfer ederek fordist krizi çevre ülkelere yaymış ve böylece fordist kriz küreselleştirilmiştir. merkez fordist ülkeler, çokuluslu şirketler aracılığıyla üçüncü dünyadaki ucuz emek ve hammadde avantajlarından yararlanmaya ve krizi dışarı taşıyarak kendileri kurtulmaya çalışmaktadırlar ama bu kesin bir çözüm oluşturmamaktadır .çünkü az gelişmiş çevre ülkeler, kendi içlerindeki fordist krizi aşabilmek için bir borçlanma kısırdöngüsü içine girecek ve bu şekilde fordist kriz küresel olarak daha da derinleşecektir. bu açıdan bakıldığında lipietz’in yaklaşımına göre, fordizmin krizi azgelişmiş ülkelere transfer etmesine rağmen atlatabilmesi mümkün değildir.


her ne kadar son yıllarda üçüncü dünya ülkelerinde borçlanma eğiliminin artması, lipietz’in yaklaşımını doğrular görünse de, uzak doğu asya ülkeleri gibi bazı başarılı üçüncü dünya ülkelerinin bu krizi kendi dinamikleriyle aştığı söylenebilir. dolayısıyla, bir ekonomideki krizi sadece sermaye birikim rejimiyle açıklamaya çalışmak, diğer dinamiklerin gözardı edilmesine neden olmaktadır.


b) fordizmden postfordizme doğru yaşanan dönüşümü kabul eden ama bu gelişmeyi kötümser şekilde değerlendiren pollert’a göre günümüzde varolan yeni gelişmeler kapitalizmin emek ve emek süreci üzerindeki kontrolünün güçlendirilmesinden başka bir şey değildir. pollert’a göre kapitalist sermaye verimliliğini ve kârlılığını artırmak için üretim sürecinde kullandığı teknolojik donanım ve işgücü istihdamı açısından esnekliğe her zaman gereksinim duymuştur. şu anda yaşananlar ise kapitalist sermayenin yeni koşullara uyum sağlamasından başka bir şey değildir.


pollert’a göre üretim sürecinde ortaya çıkan esnekliğin emek açısından hiçbir olumlu getirisi yoktur çünkü kapitalist işletmeler işçiler arasında vasıflı olanlar ve olmayanlar ayrımına giderek sayısal olarak az ama işgücü niteliği yüksek olan işçilere göreli yüksek ücret ve iş güvenliği sağlarken sayısal olarak fazla olan düşük vasıflı işçilere düşük ücret ve iş güvencesi vererek bir avantaj elde etmeye çalışmaktadır.


pollert’a göre yarım günlük (part-time) iş, geçici iş ve mevsimlik işyapanlarda büyük ölçüde artış olması, çalışan çok büyük bir kesimin yeterli bir ücret ve iş güvenliğinden yoksun olması demektir. ayrıca pollert bu yolla sermayenin üretim sürecindeki işçilerin sendikal (bkz: sendika) bir güç oluşturmasının da önüne geçtiğini eklemektedir.

atkinson ise kendi esnek işletme modelinde belirttiği şekilde işgücünün esnek kullanımının olumlu olduğunu savunur. işletmenin bu sayede çalışanlar üzerinde daha rasyonel kontrole sahip olduğunu ve rekabetçi ortamda işletme hedeflerine daha kolay ulaşıldığını belirtir.


c) fordizmden postfordizme doğru bir dönüşümün yaşanmadığı görüşü daha çok neo-marksistler (bkz: neo marksizm) tarafından ileri atılan bir görüştür.
williams, fordist anlayışla çalışan ve kitlesel üretim yapan büyük işlemelerin öne sürülenin aksine hiç de birkaç ürün üzerine yoğunlaşmadığını ve kitlesel üretim yapan işletmelerin ürün çeşitliliğinin sanılandan fazla olduğunu ileri sürer.
hyman, belirli bir sektördeki değişmeleri bütün bir ekonomiye genellemenin yanlış olduğunu belirtir. sanayi sektörü kapitalist ekonomilerin üçte birini oluşturur ve tüm ekonomiye genellenmesi gerçekçi olmayacaktır.
clark açısından ise söz konusu değişimler sadece bir ütopyadan ibarettir. clark postfordizmin ne gerçek ne de gelecekte olabilecek bir durum olmadığını ileri sürer. bu tip kavramsallaştırmaların temel dayanak noktası, kapitalist gelişimin kendisinin, fordizmin bugünkü krizi koşullarında tek alternatif olduğu imasıdır.


clark’a göre batı toplumlarında sosyal demokrasinin düşüşü ile neo liberalizmin yükselişinin fordizmin düşüşü ve post fordizmin yükselişi ile aynı döneme tekabül etmesi tesadüf değildir. yani, fordist dönemde devletin ekonomik ve sosyal gelişmedeki düzenleyici rolü kendini sosyal demokrat politikaların yürütülmesi gereği ile meşrulaştırmış iken sözde post fordist dönemde devletin değil piyasanın evrensel olarak gelişmenin gerçekleştirilmesinde düzenleyici olması gerektiği neo liberal politikalarla meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.
fordizmden postfordizme geçişin ya da varolan değişimin bir süreklilik olarak mı yoksa radikal bir kopuş olarak mı ele alınması gerektiği sorunu çok çetrefilli bir sorundur.

radikal bir kopuş olduğunu düşünenler, fordizmi olduğundan daha katı bir yapıya sahip, sadece birkaç ürün üzerine odaklanmış bir kitlesel üretim olarak tanımlamaktadırlar; bunun bir sonucu olarak piore ve sabel’e göre bugünkü endüstriyel üretim yapısı tarihsel olarak çok önemli ve küresel boyutta büyük ölçekli kitlesel üretim yapısından küçük ölçekli esnek üretim yapısına doğru geliştiği, 18.yy’daki sanayi devrimine benzer bir dönemeci, yani “ikinci endüstriyel bölünmeyi” yaşamaktadırlar.
...

*

Prof. Dr. Sinsi 07-22-2012 08:32 PM

Postfordizm Nedir?
 
Üretime odaklanarak insan faktörünü ihmal eden Fordist üretim örgütlenmesinde işgörenler, üretim hattı boyunca sürekli tekrar eden basitleşmiş belli bir iş yaparlar.

İşin bu monoton ve tekdüze yapısının, işgörenler üzerinde psikolojik ve devinimsel bazı olumsuz yansımaları olabilmektedir. Kırılması güç bir uyuşukluk hali yaratan Fordist üretim örgütlenmelerinde yaşanan sorunları ve güçlükleri aşmak amacıyla, örgütteki insan faktörünü önceleme iddiasında olan post-Fordist üretim örgütlenmesi geliştirilmiştir.

İşgörenlerin motorize kariyerler halinde çalıştığı, sorumluluk ve sınırlı özerkliğin tanındığı Post-Fordizm, kalite halkaları ve benzeri yollarla işgörenleri işle ilgili süreçlere katmayı öngörür. Böylelikle işgörenlerin ve dolayısıyla örgütün verimi ve üretimi artırılmaya çalışılır.

Bu çalışmada; insana saygıya dayandığı, işgörenlere demokratik, eşitlikçi ve insancıl bir çalışma ortamı sunan bir sistem olduğu iddia edilen Post-Fordist üretim örgütlenmesi, esnek ve yalın üretim mekanizmalarıyla birlikte eleştirel bir yaklaşımla
değerlendirilmiştir.

Bu sistemin işgörenleri önemseme ve geliştirme iddiasının pratikte nasıl işlediğine ve işgören ile iş süreçlerini bütünleştirici yeni bir kimlik yaratma stratejisinin, işgörenler açısından taşıdığı sakıncalara değinilmiştir. Çalışma, betimsel tarama modelindedir ve alanyazın (literatür) taramasıyla
gerçekleştirilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Üretim örgütlenmesi, post-Fordizm, işgücü niteliği

*
Alıntı


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.