ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Yarının Büyükleri (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=492)
-   -   Karagöz ve Hacivat (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=25588)

Ergenekon 08-27-2007 07:41 PM

Karagöz ve Hacivat
 
Karagöz Nedir?

http://www.kulturcocuk.gov.tr/images/karagoz.gif http://www.kulturcocuk.gov.tr/images/haciii.gif
Karagöz--------------Hacivat
Karagöz, elbette, dünyaca tanınan ve sevilen Türk gölge tiyatrosunun ismidir.
Ama daha önce, Karagöz, Türk Halk Tiyatrosu'nun bir dalıdır. Diğer ismi Türk Gelenek Tiyatrosu olan ve kökü Orta Asya'ya giden öz tiyatromuzun diğer dalları da ortaoyunu, meddahlık, kukla, köy ve tulûat tiyatrosudur.
Dolayısı ile bu dalların hepsinin ortak özellikleri vardır ve Karagöz de bunun içindedir.
Bu ortak özellikler, gösterilerin güldürücü ve eğlendirici amaçlı olması, seyircilerle bağ kurulması ve önceden bir ezberleme gereğinin bulunmamasıdır.
Yani, Karagöz'ü örnek alırsak, sanatçı oynatacağı oyunu özetle bilir fakat ezberlemez ve isterse seyircilerle de konuşarak konuyu serbest olarak perdede işler. Bu olaya "tulûat" ve günümüzde "doğaçlama" denilmektedir.
Karagöz, Türk Halk (Gelenek) Tiyatrosu'nun özüdür ve son temsilcidir.


ALFABEYİ SÖKMEK
(İki arkadaş yürüyorlar.)
HACİVAT - Eeee, görüşmeyeli nasılsın Karagöz'üm?
KARAGÖZ - Köftehor, hergün görüşüyoruz ya!...
HACİVAT - Canım lafın gelişi öyle denir. Yani dünden beri nasılsın, neler yapıyorsun?
KARAGÖZ - Bulduğum her işi yapıyorum.
HACİVAT - Aferin, boş duranı kimse sevmez! Keşke okuma yazman da olsaydı hiç işsiz kalmazdın!
KARAGÖZ - Boş kaldıkça çalışıyorum ya...
HACİVAT - Çok iyi!... Neredesiniz?...
KARAGÖZ - Bizim evdeyiz...
HACİVAT - Canım öyle değil, yani çalışmanın neresindesiniz demek istiyorum?
KARAGÖZ - Çalışmanın içindeyiz Hacı Cavcav!
HACİVAT - Allah iyiliğini versin, sana nasıl anlatmalı? Ne çalışıyorsunuz?
KARAGÖZ - Bilmiyor musun, ilkokul birinci sınıf kitaplarına çalışıyoruz.
HACİVAT - Efendim, onu biliyorum! Haftalar evvel alfabeye başlamıştınız. Harfleri söktün mü?
KARAGÖZ - Ben söktüm de hanım kaybolmasınlar diye tekrar yerlerine dikiyor.
HACİVAT - Öyle değil, yani harfleri artık tanıyor musun?
KARAGÖZ - Tabii tanıyorum da birbirimizi görünce selamlaşıyoruz.
HACİVAT - Senin bugün yine tersliğin üstünde.
KARAGÖZ - Köftehor, seni görünce tersim dönüyor.
HACİVAT - Pekâlâ, heceliyor musun?
KARAGÖZ - Hay hay, geceliyorum.
HACİVAT - Değil efendim, yani yanyana gelen harflerin sesini verebiliyor musun?
KARAGÖZ - Ben ses veriyorum, onlar da bir ağızdan şarkı söylüyorlar.
HACİVAT - Sinirlenmemek için kendimi zor tutuyorum. Bana güzel cevaplar versen sana yardım edeceğim ama fırsat vermiyorsun ki...
KARAGÖZ - Köftehor, yardım ettin de "Olmaz" mı dedim.
HACİVAT - Pekâlâ, bizim alfabede kaç tane harf var?
KARAGÖZ - Herkesin kendi alfabesi oluyorsa sizin alfabede kaç harf olduğunu ne bileyim.
HACİVAT - Allah Allah!... Yani Türk alfabesinde kaç harf var biliyor musun?
KARAGÖZ - Onu bilmeyecek ne var!
HACİVAT - Aferin, söyle bakalım?
KARAGÖZ - Önce sen söyle ki kendin biliyor musun göreyim!
HACİVAT - Canım bilmesem ben okuyup yazabilir miyim! Tabii yirmi dokuz harf var Karagözüm!
KARAGÖZ -Aferin, ben de öyle söyleyecektim Hacı Cavcav!
HACİVAT - Neyse... İlk harfin adı nedir?
KARAGÖZ - Köftehor aklımı karıştırma! Harflerin adı soyadı da mı oluyor?
HACİVAT - Seni ders çalıştırırken oğlun nasıl sabrediyor, "İmdat" diye bağırmıyor, aferin çocuğa!
KARAGÖZ - Oğlumu harflere karıştırmam!
HACİVAT - Efendim ilk harfin adı aaaaa'dır. Neymiş?...
KARAGÖZ - Aaaaaaadır!...
HACİVAT - Aaaaadır değil, aaaaa!...
KARAGÖZ - Hacı Cavcav, bu harfin adı bizim alfabede çok kısa idi ama senin ağzında lastik gibi uzadı.
HACİVAT - Sen kısasını öğren yeter a...
KARAGÖZ - Gördün mü, ben de sana öğretiyorum.
HACİVAT - Pekâlâ, daha sonra hangi harfler gelir?
KARAGÖZ - Bilmeyecek ne var, öteki harfler gelir.
HACİVAT - Efendim, be, ce, çe, de..
KARAGÖZ - Hay hay, peçete gelir. yemek mi var?...
HACİVAT - Hay peçete gözüne girsin! Kaç tane sesli harf olduğunu da bilmiyorsun değil mi?
KARAGÖZ - Harflerin hepsi seslidir Hacı Cavcav!
HACİVAT - Kim söyledi?...
KARAGÖZ - Kimse söylemedi ama harfin sesi çıkmazsa onu nasıl okuruz? Sen beni kandırıyorsun!
HACİVAT - Sen okuma yazma öğrenirsen, kediler de alfabeyi öğrenirler. (Hacivat, sonra Karagöz giderler.)



Okur Yazarlık
(Hacivat, Karagöz'e yetişir.)
HACİVAT - Uğurlar olsun Karagöz'üm! Ben de dükkânıma gidiyordum, birlikte yürüyelim.
KARAGÖZ - Birlikte yün yiyelim.
HACİVAT - Ne yün yemesi canım, yani beraber gidelim.
KARAGÖZ - Hangi berbere gidelim.
HACİVAT - Aaaa, hemen sinirlendirme beni! Yolda yanyana ve konuşarak gidelim diyorum,
KARAGÖZ - İyi ya gidiyoruz işte...
HACİVAT - Neyse, senin hakkında iyi haberler duydum. Çok memnun oldum.
KARAGÖZ - Çok maymun oldunsa bana ne!
HACİVAT - Maymun değil, memnun oldum. Yani duyduğum habere sevindim.
KARAGÖZ - Hangi gazete yazıyor?
HACİVAT - Gazete haberi değil... Senin cahillikten kurtulmak istediğini öğrendim.
KARAGÖZ - Benim Câhitlerde kurt bulmak istediğimi mi öğrendin? Ben onları tanımıyorum.

HACİVAT - Allah Allah, bir lâfı da doğru anlasan olmaz mı? Diyorum ki, bilgini artırmak ve okuma-yazma öğrenmek istemişsin...
KARAGÖZ - Öyle söylesene!..
HACİVAT - Oğlunla çalışmaya başlamışsın...
KARAGÖZ - Başladımsa ne olacak?...
HACİVAT - Ne olacağı var mı? Çok sevindim. Okur-yazar olursan daha kolay iş bulursun.
KARAGÖZ - Öyleyse bulduğum işlerin hepsinde birden çalışırım Hacı Cavcav!
HACİVAT - Hah hah hah!... Öyle şey olur mu? Yine tek işte çalışırsın ama, daha başarılı olursun.
KARAGÖZ - Okur-yazar olunca başı sarılı mı olacağım? Yine şapka giysem olmaz mı?
HACİVAT - Canım saçmalama!... Daha başarılı olursun, yani işlerini daha iyi yaparsın.
KARAGÖZ - Şey, okuma-yazma öğrenince memurluğa da girerim Hacı Cavcav!
HACİVAT - Karagöz'üm, hele önce dışarıdan imtihana gir, ilkokuldan diploma al!
KARAGÖZ - Su mu taşıyacağım?
HACİVAT - Yine ne anladın, ne suyu taşıyorsun?
KARAGÖZ - Köftehor, "İlkokuldan dipli kova al!" dedin ya!
HACİVAT - Hay dipli kova da, dipsiz kova da kafana geçsin! Diploma diyorum, yani ilkokulu bitirdiğini gösterir, imzalı-mühürlü bir kâğıt...
KARAGÖZ - Hacı Cavcav, ben oğlumun müdürünü iyi tanıyorum, beni çok seviyor. Söylesem o kâğıttan bir tane bana vermez mi?
HACİVAT - Vermez efendim!... Oğlun yardım edecek, biz yardım edeceğiz. Sen de çalışıp ilkokul derslerini öğreneceksin... O zaman alırsın!
KARAGÖZ - İmza atmayı da öğrendim.
HACİVAT - Âferin, âferin Karagöz'üm! Nasıl yapıyorsun.
KARAGÖZ - İsmim Karagöz değil mi? Gözü kara bir Karagöz resmi çiziyorum. İmza oluyor.
HACİVAT - Allah iyiliğini versin, öyle imza olur mu?
KARAGÖZ - Pataklarım ha!... Eski insanlar resim yaparak yazı yazıyormuş ya!... Efendim, biz artık eski insanlar değiliz. Yazı yazmak için harflerimiz ve rakkamlarımız var, noktalama işaretlerimiz var.
KARAGÖZ - Okkalama işaretleri de ne demek?
HACİVAT - Okkalama değil, noktalama... Nokta, virgül, üç nokta, noktalı virgül, falan...
KARAGÖZ - Hacı Cavcav, yazı yazmayı öğrenince dünyanın her yerinden gelenlere de istediğimi yazıp anlatırım.
HACİVAT - Efendim onlar Türkçe bilmiyor ki senin yazdığını anlasınlar!
KARAGÖZ - Öyleyse ben de önce Türkçe öğretirim.
HACİVAT - Karagöz'üm, hele sen git de önce kendin yazı yazmasını öğren bakalım! (Gider.)
KARAGÖZ - Şimdi öğrenip - gelirim. (Gider.)





Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.