![]() |
Geçmişe Yönelme...
(Batıda) XIX. Yüzyılda Yeniden Geçmişe Yönelme
1830ve 1848 ihtilâlleri Fransa’da halk yönünden olan istekleri gittikçebirinci plana koymuş ve parlamenter rejim kendini kabul ettirmişti.İngiltere’de ekonomik ve politik bakımdan yönetim de burjuvazininyerini kabul etmişti. Ancak Almanya, bu yönde bir kıpırdamaya sahneolmadı. Ve monarşik, disiplinli bir Prusya haline geldi. Bu nedenle,Goethe ve Hegel’in idealizmasına önem verdi. Dolayısıyla, estetikyönden aristokrat ideale yakışan Yunan sanatının, yenidendeğerlendirilmesine önem verildi. İtalyan Rönesans’ı, esas kaynakolarak Roma’yı ele almıştı. Oysa, Johann Joachim Winckelmann(1717-1768) adlı bir arkeolog, Yunan sanatını incelemiş ve onu “asilsadelik, yüce büyüklük” diye nitelemişti. Winckelmann Barok sanat’ısuçlamış, onu formsuz ve ölçüsüz addetmişti. İşte bu ilim adamı’nınBarok sanata karşı, Grek sanatını ortaya atması, XIX. yy.’daAlmanya’nın içine düştüğü, geriye doğru bir akım haline gelmişti.Winckelmann, derin denizlerin dış yüzeyinin hareketli, içinin ise sakinolduğunu söylüyor, sathi sanatın hareketliliğini, asil sanatını isesakin olgun değerlere önem verdiğini, Yunan klasik sanatını örnekgöstererek açıklıyordu. l764’de “Geschichte der Kunst des Altertums”adlı eserinde Vasari’nin, van Mander’in ve Sandrart’ın bol hikayelibiyografilerini yayınladı. Bu yazıları ile Winckelmann, XIX. yy.’ıniçine değin sanatın gösterdiği grafiği çizdi. Ancak o, özelliklehistorizme dayanan bir kopyacılığı savunuyordu. Roma Antikitesi’nindeğil, Yunan eserlerinin ele alınmasını istiyordu. l766’da Lessing“Laokoon” adlı eserinde, bu hareketi bir bakıma kuvvetlendiriyordu.Winckelmmann, Apollonvari sakin bir ideal güzelliği önerirken,Nietzsche “Geburt der Tragödie” adlı eserinde Dionysosvari birhareketin önemine değiniyordu. Bu hareket, aristokratik, ideal, tarihibir sanatın çalışmalarını ortaya çıkardı. Renksiz, çizgiye dayanan,Barok’un aksi anlamda bir anlatış tarzı doğdu. Çevre çizgilerinineğrilerle ilgili çıplak anlatımı, bir çeşit soyutlama geliştirdi. Winckelmann,gerçekçileri, “bayağı doğanın maymunları” diye niteliyordu. Ancak buçizgisel anlatım, yalnız kartonlar üzerinde kaldı. Hatta İngiltere veAlmanya’da resim, renge gittikçe daha çok bağlanıyordu. Desenle ilgiliçizimlerini, David’in atölyesinde çalışmış olan John Flaxman(1755-1826) “Aischylos ve Homer” adlı kitabıyla bütün Avrupa’ya yaydı. “GüneşArabası Üzerinde Apollo” adlı baskı resmi, adaleleri boş, içsiz, bayağıbir Yunan tanrı tasviri oldu. Ve o oranda da Antik anlayıştan uzak birçizimi yansıttı. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Aynıanlatım güçsüzlüğüne, İsviçreli Johann Heinrich FüssIi (1748-I825) dedüştü. Bu, Grek sanatının yenilenmesi hareketi, diğer yönden politikolarak Yunan bağımsızlığını da amaç ediniyordu. l830’da gerçekleşenYunan devletinin kuruluşu, Bavyera kırallığının sarayındanyönetiliyordu. Yunan sanatının bu özenti taklidinin, XVIII.yy.’ınsonu ile XIX. yy.’ın başı sıralarında, heykel alanında da yansımalarıgörüldü. İtalyan Antonio Canova (1757 ile Danimarkalı BerteIThorvaldsen (1770-1844) Yunan klasik sanatının savunucuları tarafındangöklere çıkarıldılar. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Tarihi res mintekniği kuvvetli konu ressamları gibi, heykelciler de, taklidi, tatlısakin ifadeler olarak anladılar. Canova, Napolyon’u heroik birçıplaklık, kız kardeşi Paullne’i de Venüs tipinde yonttu. Thorvaldsen ise, Barok anlayışa bir protesto olarak Doryphoros ve Belvedere Apollonu tipinde eserler yaptı. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Barokheykelin her taraftan görünüşünün aksine, tek cephe güzelliğine önemverildi. Stockholm doğumlu Johann Tobias Sergel, naiv bir şehvetduygululuğu ile antik örneklere paralel eğilim gösterdi. KlassisistRokoko anlayışı ile Venüs’ler yonttu. Figura serpentita denilen (S)formu, Sergel’in figürlerinde yer aldı. Heykel değerlerinden çok, güzelbir kadın vücudunun amaç olduğu bu heykellerde, dolayısıyle, doğagözleminin yorumu değil, itibari değerler ele alınmış ve ortak birgüzelliğe özenilmişti. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Barok,klasik, maniyerist ve Yunan idealizması anlayışlarının birbirinekarıştığı bu heykellerde, sonraları, ince bir heykel tekniği ile sahtebir duygululuktan başka bir şey görülmedi. Adnan Turani, Dünya Sanat tarihi |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.