![]() |
Zül-Celâli-Vel-İkram (C.C)
Zü?l- Celâli Ve?l- İkram (celle celâlihu)
Zül, sahibi demektir. Arapçada sahib oluştur. Zü?l- Celâl, Celâl sahibi olandır. Celâle sahib olandır. Ve?l- İkram, ikrama da sahib olandır. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlihu Celâlinden ikram eder daima. Gübreden gülü çıkarır. Bir kadın kıyamet koparır bir daha doğurursam diye , Ama çocuğunu kucağına aldığı zaman Cemâl olur. Her şey zıddıyla tesviye edildiğinde ancak Tevhid olur. Lâ ilâhe inkardır. İllallah ikrardır. İkisi beraber Şehadettir. Birini çıkarırsanız şehadet değildir o. İkisini seviyeliyeceğiz. Muhammedî Seviyeye getireceğiz. Birini öldürmeyeceğiz. Birini kaldırmayacağız. Seviyeleyeceğiz o kadar... Körü körüne Ateşe gerek yok demeyeceksiniz, Ateş lâzım. Ateş 37 derecede Cennettir. 40 derece de Cahim Cehennemidir- Yandırıcı Cehennem Kur?ânımızdaki. 30 derecede sıtma hastalığıdır. bu da Zemharira Cehenemidir ?Dondurucu Cehennem Kur?ânımızdaki. Oysa ateş-ısı, 37 derecede Naim Cennetidir Kur?ânımızdaki. Hepimizin vücud ısısına bir bakın lütfen. Muhammedî Seviye, tesviye daima esastır. Zü?l- Celâli Ve?l- İkram buradaki El Kerîm, ikramdan El Kerîm Esmâsı var. Aşağıda ise Celâl, Celîl ve Celâl esmâları var. Zü?l- Celâli, Celâl Celîldendir çünkü. Onlara bir bakın. Celîl , Celâlette, muhkemlikte, metanette, selâmette oluştur. Yani mevcud ve potansiyel gücünde mertebesi kimseye ihtiyaç olmayandır. Daha doğrusu lânet ve lütuf cem?i yapabilendir. Yaptığı zaman Lâm?ın biriyle lânet yapabilir. Diğer Lâm?la halife de yapabilir. Bu imkanı var yani. Bunu cana ve cihana, cana ve cisme Cem edebilir . Bu gücü olan demektir Celîl onun içinde çift Lâm taşıdığı için benim anladığımı söylüyorum, Ateşlidir . Tehlikedir Celâl İsmi. El Celâl ismi Tehlikeden kastım dikkat edilmesi gereken bir şeydir. Neden? Kime ne dediyse yaptırır. Onun için hiçbir varlık, insan dışında varlığının kendi programının dışına çıkamaz katiyen. Öldürseniz de bir köpeğe koyunluk yaptıramazsınız. Sistemde değişiklik yaptıramazsınız. Tek insan hariç o da imtihan olduğu için. Celâl, Zülcelâl, Cenâb-ı Hakk Celle Celâlihu kahrının, azametinin tecellîsini tüm varlık üzerine tecellî. Tecellî diyoruz bak. Tecellî de bu anlamdadır zâten. Menfi müsbet her ne yapıyorsa mutlaka yapar anlamındadır. Tecellî de Celâl kökündendir demek istiyorum. Celâl tecellîsi ile ikram edendir Zü?l- Celâli Ve?l- İkram . Bunun kuralı Emrullah?a uyuştur. Aksi Celâl hemen lânet olarak tecellî eder. Bizim elimizde bir kablo var ucu açık. Emrullah diyor ki fiş tak ve kullan. İkram edecek sana. Ham akılda diyor ki ne gerek fişe var. Ben alırım elime! Aldığında ne oluyor? Sanki lânet gibi müthiş bir yok ediş olur. Oysa lütuftu o işe yarayacaktı!. Şunu demek istiyorum, Celâldeki lütuf kurallara bağlıdır. Tersi ise negatifi ise kuralsızlıktan dolayıdır. İkramı da böyledir çünkü. Ateşi normal kullandığınızda ısınırsınız aksi takdirde evi yakarsınız. Celâl tecellîsidir bunlar bütün. Onu anlatmaya çalışıyorum. Ateş ocakta aşı pişirir ama tersi olduğunda insanı yakar. İnkar edene Celâl tecellîsi, ikrar edene ordaki Lâm Muhammedîyet kazanır Cemâl?e dönüşür. Lütuf kabul edene, kurala uyana derhal aynen elektrik gibi bakmışsınız ışık olmuş, alet çalıştırıyor. Muhammedî lütufa dönüş, Muhammedîyete dönüşür . Ordaki lânet tecellîsi kalkar yerine Muhammedî Bizim işimize yarayacak fiilen hayatta kullanabileceğimiz hale getirir bunu. Cemâle getirir. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlihu Celâlet sahibi oluşu, Azim mertebesi anlaşılamaz oluşuna Celâl denir. Bir yanda Celâl bir yanda ikram. Celâl lütuf ve ihsanla tecellî edişidir, Cenâb-ı Hakkın. Kahren de gelir lânet olarak, Lütfen de gelir lütuf olarak. Bunun ikisi de Celâlle gelir. Lâzım ve lâyık olana yalınız. Kime lâyıksa, kime lâzımsa o onu bulur. Tıpkı bu Nar-Nur Tecellîsi gibidir. Terse Nar haline dönüşür. Normal ise Nur-İkram haline dönüşür. Bizim Muhammedî tasavvuf âlemimizde terhib-tergib dediğimiz korku ve rağbet tenzir-tebşir, Havf u Recâ ile ancak bu Celâl Tecellîsinden korunulur. Recâ ile Cemâl Tecellîsine rıza ve ihsanullah aranır. Bunun için zâten celâlin ters geleninden lânetinden havf eder, recâ eder ki Cemâl doğsun. Havf-u Recâ bu demektir. Ve önemli bir şeydir. Aşk u Cezbe, Sıdk u Huşû. Havf u Recâ, Zühd ü Takvâ Bunlar Kâbenin dört yüzü gibidir tasavvufta . Ve havf u Recâ da çok önemlidir. Böyle havf edecek. Melamette böyledir çünkü mesela. ?Bir kişi af olmayacak desen o benim!? der. Korkar. ?Bir kişi affedilecekmiş desen o benim!? diye bu kadar da Umar . İşte Celâl Tecellîsi böyle bir, Celâl Esmâsı böyle bir esmâdır ki araya canı sokarsın iki Lâm ın arasına, bu da olabilir, bu da olabilir. Şaşar kalır . Bir yüzünde Firavun, bir yüzünde Musa (as) var gibi araya girer çünkü Celâl Tecellîsi zor tecellîdir. Onu demek istiyorum. Onun için Celle Celâlihu deriz Allah?a. Çünkü Allah cc. Allah?ta da çift Lâm vardır. Esmâdır demek istiyorum. Celle Celâlihu getirir, Allah Celle Celâlihu. Celâl Tecellîsi korkulan bir tecellîdir. Bize çok bağlıdır bizde ayarımız tam olmadığı için korkmamız gereken bir tecellîdir. Zül ikram, Allahu Zülcelâl insanoğlunu mükerrem kılmıştır. ???????? ?????????? ????? ????? ??????????????? ??? ???????? ??????????? ?????????????? ????? ????????????? ???????????????? ????? ??????? ???????? ????????? ?????????? " Ve le kad kerramna beni ademe ve hamelnahüm fil berri vel bahri ve razaknahüm minet tayyibati ve faddalnahüm ala kesirim mimmen halakna tefdiyla: ?Şanım hakkı için biz benî ademi tekrîm ettik karada ve denizde binidlere yükledik ve hoş hoş ni'metlerden besledik, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine geçirdik? (İsrâ 17/70) ?And olsun ki insanoğlunumükerrem kıldı!? Kerem sahibi. Halbuki El Kerîm olan kendisidir Allahu Zülcelâl?in . Ama insana bu sıfattan da yüklemiştir. Maddî manevî bütün nimetleri İmkan Âleminde insana verir. Ama imtihan eder. Tahkikî Tevhidi, bilip, anlayıp, yaşayıp, şâhid olup öyle hesaba gelmeyi emreder. İmkanla imtihan ederken ikram ettiği bütün maddî manevî tüm nimetleri karşılığında hesaba çeker. Ve karşılıksız vermiştir bunları zâten. Ve sonsuz bu nimetleri, sayılamayacak bu nimetlerinin tümünün ikram sahibi, kerem sahibi El Kerîm olan kendisidir. Zü?l- Celâli Ve?l- İkram Esmâsı Kur?ân-ı Kerimimizde Rahmân Sûresinde iki kere geçmektedir: ????????? ?????? ??????? ??? ?????????? ?????????????? "Ve yebka vechu rabbike zulcelali vel'ikrami. : Bakı o Rabbının yüzü o zülcelâli vel'ikramAncak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacak.? (Rahmân 55/27) ????????? ????? ??????? ??? ?????????? ?????????????? "Tebarakesmu rabbike zil celali vel ikram. : Yüce çok yüce rabbının adı onun o celâl, onun o ikram? (Rahmân 55/78) ????????? ????? ?????????? ???????????? " Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani.: Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?? (Rahmân 55/28) Zü?l- Celâli Ve?l- İkram olarak geçer zâten orda da siz bu nimetlerden hangilerini yalanlıyorsunuz? Niye iki tane? Maddî manevî, Zâhir- Bâtın verilenler. İnsana verilenler. Ya da Akıl ve Nakil. Bunlar da insana nimettir. Aklımızın oluşu da bir nimettir. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellem?in nakli getirişi de bir nimettir. Akıl kendini bilip, Rabbini bilecekti. Kendini bilecekti. Nakli bulacaktı. Birlikte olacaktı. Şehadet edecekti ve yaşayacaktı. Şu ANda El Hayy olan Allahu Zülcelâlin Hayy olan şahidi olacaktı. Bu bakımdan da Zü?l- Celâli Ve?l- İkram i düşünmemiz gerekir. Zü?l- Celâli Ve?l- İkram kendisi de öyledir. Onu demek istiyorum. Lâ ilâhe İllallah gibidir. Celâl Lâ ilâhe gibi temizleyendir. İllallah ikramdır zâten. Tevhid gibidir bu esmâ. Yani mânâ bakımından söylüyorum. El Celîl mutlak kendi güç, kuvvetinde lânet ediş ve lütuf verişte en büyük olan yüce Allah Celle Celâlihudur. Celâl de Celîl gibidir. Kayıdsız, kuyudsuz Azamet ve Celâliyet çok kadir kıymeti ve mertebesi olan anlamındadır. Sonsuz kereminden ikramından kullarına hadsiz hesapsız şükreden kullarına lütuf olarak, küfredene ise lânet olarak tecellî eden, celâliyet gösteren bu. Çok dikkat etmek lâzım! Zü?l- Celâli Ve?l- İkram, şükredene lütuf etmekte, küfredene lânet etmek hakkının sahibi olan demektir. Çünkü Celâliyette böyle bir şey vardır. Neden? İkramı, ?ikrama nankörlük yapan, hainlik yapana cehennem yapacağım!? buyuruyor. Âyetler çok çünkü var. Öbürüne ne diyor ?Daru?s Selâm yapacağım!? Yaaa buna çok dikkat etmemiz gerekiyor diye söylüyorum. Bu aslında bizim üzerinde çalıştığımız esmâ idi yani bir zamanlar bunun üzerinde bayağı çalışılmıştır. Burda insan kendisi tercih ve cüz?i irade kullanıyor imtihanda. Aklı olduğu için duyduğu için tebliği, gördüğü için Kâinâtı kendisinin bir tercih yapması gerekiyor. Ve cüz?i irade kullanıyor. Yani İlmen bildiği şeyi irade edebiliyor. Karar veriyor İdrak edip doruğa çekiyor tepeye ve İştirak e geçiyor fiilen işleyerek imtihanı içinde yaşıyor. Diğer varlıklarda böyle bir şey yoktur. Herkes kendi ana görevi ne ise aksesuardır. İmtihan kağıdı gibi, kâlem gibi herkes bir yerde kullanılmaktadır. İnsan için kullanılmaktadır. Hür türlü varlık bir sebebi vardır, hikmeti vardır ve de hakikaten onlar o işte kullanılırlar. Burda İclâl kökü, Celâlin de Cemâlin de Celîl inde temelinde olan iclal kökü kullanılmıştır. Bu da çok önemlidir. Yani bütün Allahu Zülcelâl Esmaları inasana hizmetteyken çok az esmâ bildiğim kadarıyla şiddet esmâlarıdır. İntikam alıcıdır, kahredicidir, kahhardır, manidir meneder. Ed- Dârru, El- Kâbızu, El- Kahhâru, EL-Kâhiru, El- Mümîtü, El- Mâniu. EL- Müntakimü? Ed dardır zarar verir, dalal, saptırır. Bu esmâlarda tercihlere göre kullanır. Kendi esmâlarıdır Allahu Zülcelâlin ve ağır şekilde söyler. Allah intikam alıcıdır diye. Tüm bunlar celâl tecellîsidir. Yani celâli ciddiye almamak durumunda Allahu Zülcelâl bunu hiç affetmez. Çünkü kendisine karşı şey yapılmıştır. Ama benim bu hususta size söyleyeceğim şey Kemâl da bununla ilgilidir. Cemâlle ilgilidir çünkü. Bu olgunluğa erdiği zaman çok cemâl kemâle dönüyor. Sizin olur artık. Meyve vermiş bir ağaca dönersiniz, sizden artık cemâl fışkırır. Celâl susar. Cemâlullah, Muradullahı Emrullahta işleyenler Cemâlullaha giderler. Bir de Cemâlde bir şey vardır, Muhammed Aleyhisselâmın güzellîği vardır. Onun için hizmet ile desti kemâl, himmet ile seyri cemâl. Nedir himmet? Himmet çift Mimlidir. Zâhir ve Bâtın Muhammedî lütfa ermektir. Hakk olmasıdır. Ne demek? Verenin de alanında Muhammedî olması lâzım. Fişinde Pirizinde, alanında vereninde. Ellerin ellerin... ????? ????????? ?????????????? ???????? ???????????? ??????? ???? ??????? ?????? ??????????? ????? ??????? ?????????? ??????? ????? ???????? ?????? ??????? ????? ??????? ???????? ??????? ????????????? ??????? ???????? " İnnellezine yübayiuneke innema yübayiunellah yedüllahi fevka eydihim fe men nekese fe innema yenküsü ala nefsih ve men evfa bi ma ahede aleyhüllahe fe se yü'tihi ecran aziyma: Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.? (Fetih 48/10) ?Sana biat edenlerin, ellerini ellerine verenlerin ellerinin üzerinde Allah?ın elleri var!.? Bu senin elinden Allahu Zülcelâlin eline kadar Muhammedî ellerdir bunlar. Zü?l- Celâli Ve?l- İkram gerçekten muhteşemdir. Daha fazla bilgi için ana sayfadaki esmâlar var. Orda esmâlarda Tirmizi?nin listesinde de vardır. Hepisinde de vardır da. Orda üç tane liste vardır orda çünkü esmâlara basarsanız. Tirmizi, İbn-i Mace, İbn-i Hacer. İbn-i Hacer Kur?an-ı Kerîmdekileri tespit etmiştir. İbn-i Mace ve Tirmizi?de kendileri Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellemin hadisinden esmâlar getirmişlerdir. Ama bunların tümü hadisle gelen birbirinden çıkardığımız zaman 140 esmâ vardır. Bir zaman bu esmâlar üzerinde çalışmıştık bunların orda detaylı bilgisi vardır. Size bunu söyleyen arkadaşımız neden söyledi 100 tane çekmeyi bilemiyorum ama. Esmâdır harikadır hepsi güzeldir. Bütün esmâlar harikadır zâten. Herkesin kendi bir sırrı vardır. Ama sabah namazından sonra Zü?l- Celâli Ve?l- İkram , celâlinden ikram eden, zülcelâl ü velikram, celâlinden ne ikram eder onu biz bilemeyiz. Bir sahabe çok sevilen bir sahabe gelmiyor. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellem soruyor diyor ki ?nerede?? ?Çok hasta oldu . Sekarete düştü.? Allah Allah. Bir günde nasıl oldu ki hemen olmuş. Bir bakalım ziyaret edelim. Yanına girince Rasûlullah Salllahu Aleyhi Vesellem diyor ki: ?Sen zararlı bir ot mu yedin? Bir şey mi yedin?? diyor. O sahebede diyor ki: ?Ya Rasûlullah ben dün dedim ki Ya Rabbi öbür tarafta çekeceklerim varsa birazını burada çekeyim!? demiştim. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellem cevap veriyor: ?Fesubhanallah. Burada çekeceğine beni affet deseydin ya!? Hacı Osman Efendinin sağlığında anlattığı ve çektiği bir zikir var. Ed Dalâl esmâsını çektirdiğini duydum. Ed Dalâl, sapıklık esmâsını çektirdiğini duydum. ?Fesubhanallah" dedi Hacı Osman Efendi. "Ne işi var bu çocuğun Ed Dalâl esmâsıyla, sapıklık esmâsıyla, bu ne demek? dedi. Yani esmâları çekerken de, çekende de, çektirende de bir düzen olsa iyi olur derim. Sizin için demiyorum ama. Bu Zü?l- Celâli Ve?l- İkram güzel bir esmâdır. Çekilir, hepimiz çekeriz ama. Neden çektiriyorlar, nasıl çektiriyorlar. Kim diyor bilemiyorum. Ama Zülcelâl Velikram olduğu için söylüyorum çekilmez demiyorum fakat ben bilmiyorum diyorum. Ama birisi dese ki Ed- Darr çekeceğim. Zarar veren, yani zarara sokan esmâyı çekeceğim dese ki derim: ?Yavv niye Ed Darr?ı çekiyorsun. Ed Darrı çekeceğine ne bileyim ben Er Rezzak?ı çek. Zültikam, intikam esmâsını çekeceğine Er Rauf?u çek!? gibi ne bileyim ben. Esmâları çekenin, çektirenin bir sebebi bir bilenin olması uygun olur. Sübhâneke Allahümme ve bihamdike eşhedü en Lâ ilâhe ille ente vahdeke lâ şerike leke estağfiruke ve utubi ileyh. Bu biliyorsunuz antivirüs gibi bir şeydir. Rasûlullah Sallallahu aleyhi Vesellem Efendimizin hadisi şerifidir. Abdestlerden sonra ve sohbetlerden sonra 3 defa okunması istenmiştir. Elhamdulillahi Rabbül âlemin. Allahümme salli ala seydina muhammedîn abdike ve nebiyyike ve rasûlike nebiyyil ümmiyyil ve ala alihi ve sahbihi ve ehl-i beytihi. Ya Rabbül âlemin. Selâmün aleyküm. Allah gecelerimizi gündüz eylesin Hakkta ve hayr da buluştursun! Bizi Rasûlullah Sallallahu aleyhi Vesellem Efendimizin; Tevbe Biz-Birliğini Dua Biz-Birliğini RızaBiz-Birliğini Şehâdet Biz-Birliğini Bilip, Bulup, Olup da Yaşayanlardan Kılsın!.. İnşâallah? kaynak:Esmâ'ül Hüsna Şerhi |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.