Üç Hikaye, Beş Ders...
 

Üç hikayem var, en güzeli sonuncusudur, okumayacak olanlar yalnızca sonuncuyu okuyabilir

Hikaye 1.
Bir karga hiç bir şey yapmadan ağacın üzerinde oturuyormuş.
Küçük bir tavşan kargayı görüp sormuş:
"Ben de sizin gibi hiçbirşey yapmadan bütün gün boyunca sizin gibi oturabilir miyim?"
"Tabi, neden olmasın."
Tavşan da karganın altına yere oturarak dinlenmeye başlamış.
Aniden bir tilki gelmiş ve tavşanı yemiş

Hikayeden ders: hiçbirşey yapmadan akşama kadar oturmak için çok çok yükseklerde olmalısın.

Hikaye 2.
Bir hindi, bir boğa ile laflıyormuş:
"Şu ağacın üzerine çıkmayı çok isterdim, fakat yeterince enerjim yok" demiş hindi.
Boğa da, "Neden benim atıklarımdan faydalanmıyorsun, onlarda faydalı besinler var" demiş.
Hindi, boğanın sözünü dinlemiş ve boğanın artığıyla beslenmiş ve ilk gün ağacın 1. dalına sıçrayabilmiş.
2. gün aynı şeyi yapmış ve 2. dala sıçrayabilmiş.
ve 3. gün aynı yolla ağacın tepsine çıkmış.
Ağacın tepesindeyken bir çiftçi onu görmüş ve vurmuç

Hikayeden ders: Boğa pisliği (ingilizcede argoda çok değişik anlamlarda, çok yaygın kullanılır.
(Türk stili ile) Büyük birinin pisliği sizi tepeye çıkarabilir fakat sizi orada tutmaz.

Hikaye 3.
Küçük bir kuş kıışn güneye doğru uçuyormuş. Hava çok soğukmuş.
Kuş uçarken donup, bir tarlaya düşmüş. Orada yatarken bir inek gelip üzerine pislemiş.
Pisliğin sıcaklığı ile kuş kendine gelmiş ve mutlu bir şekilde yattığı yerden şarkı söylemeye başlamış.
Oradan geçen bir kedi şarkı sesini duyarak sesin nereden geldiğini araştırmış.
Sesi takip etmiş ve pisliğin altındaki kuşu bulmuş, pisliği temizleyerek kuşu yemiş.
Dersler:
1. Üzerinize pislik atan herkes düşmanınız değildir.
2. Üzerinizdeki pisliği kaldıran herkes dostunuz değildir.
3. Boğazınıza kadar pisliğe batmışsanız çenenizi kapalı tutun!