![]() |
İnsanda Sinir Sistemi...
SİNİR SİSTEMİNİN GENEL YAPISI
Sinir sisteminin yapı ve görev birimi olan nöron; geniş bir hücre gövdesi ve bu gövdeden çıkan uzantılara sahiptir 1. Nöronun Yapısı ve Özellikleri Nöron gövdesinden iki tip uzantı çıkar. Bu uzantılardan kısa ve ince olanlarına dentritakson denir. Aksonlar miyelinli ve miyelinsiz olmak üzere iki çeşittir. Miyelinsiz aksonlarda izolasyonu sadece hücre yapar. Miyelinli aksonlarda impuls iletimi. miyelinsiz aksonlara göre 10 kat daha hızlıdır. denir. Dentritler içinde en uzun ve kalın olanı ikinci uzantıyı oluşturur. Buna http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Şekil: Bir Sinir Hücresinin Yapısı 2. Nöron Çeşitleri Nöronlar görevlerine göre üç gruba ayrılırlar.
Dıştan veya içten gelen uyartıların sinir hücresinde oluşturduğu elektriksel ve kimyasal değişime impuls adı verilir. Nöronlarda impulsun iletilme yönü daima nöron gövdesinden akson uzantılarına doğru olur. Uyarının nöronda impuls oluşturması ve impuls iletimi elektro-kimyasal olarak gerçekleşir. Nöron hücreleri uyarılmadığı zaman polarize (kutuplaşmış) durumdadır. Yani hücre dışı (+) içi ise (–) durumdadır. Bu olay sodyum ve potasyum iyonlarının eşit olmayan dağılımından kaynaklanır. (Na+) dışta fazla. (K+) ise içte fazladır. Sinir hücre zarının Na+ ile K+ iyonlarına karşı geçirgenliği farklıdır. Sinir hücrelerinden Na+ aktif taşımayla hücre dışına verilirken. K+ hücre içine aynı yolla alınabilmektedir. Sodyum pompalanması olarak bilinen bu işleme bağlı olarak. dinlenme durumundaki sinir hücresinde. dış ortama oranla. daha çok K+ bulunduğu halde daha az Na+ bulunur Bu nedenle sinir hücre zarı kutuplaşmıştır (Polarizasyon). Şekil : Uyarılmış Sinir Telinde İyonların Değişimi ve İmpulusun İletimi (Elektriksel Etki) Sinir hücresi uyarılınca. uyarılan bölgede Na+ ve K+ iyonları zıt yönde yer değiştirirler. Bu değişim hücre zarının o bölgesindeki zarın dıştan (–). içten ise (+) yüklenmesine neden olur. Sinir hücresindeki bu değişim olayına depolarizasyon denir. Bir bölgede gerçekleşen depolarizasyon yan taraftaki Na+ ve K+ iyonlarının da yer değiştirmesine neden olur. Bu şekildeki değişim tüm sinir hücresinin aksonu boyunca ilerler. İmpuls sinir telinin bir bölgesinden geçtikten sonra o bölge eski durumuna döner (Repolarizasyon). Böylece bu bölge yeni bir impulsun iletimine hazır hale gelir. Eğer sinirin uyarılan bölgesi. eski durumuna dönmeden. aynı nokta ikinci kez uyarılırsa. sinir bu uyartıya tepki göstermez. İmpuls iletimi sırasında hücre bol miktarda O2 harcar. ATP kullanır. Sonuçta CO2 ve ısı açığa çıkar Bir nöronda impulsun başlayabilmesi için gereken en az uyarı şiddetine eşik şiddeti“ya hep ya hiç” prensibi adı verilir. 4. Sinaps ve İmpulsun Sinapstan Geçişi Bir sinir hücresinin aksonu ile diğer bir sinir hücresinin dentritinin uç uca geldikleri bölgelere sinaps (bağlantı) denir. İmpulslar daima aksonlardan dentritlere sinaptik bölgeler üzerinden iletilirler. Yalnız bu bölgelerdeki iletim sinir hücresi boyunca olan iletimden daha yavaştır. Çünkü geçiş sadece kimyasaldır. Sinapsı oluşturan akson ucu ile dentrit arasında bir açıklık bulunur. Akson ucuna gelen impulslar. sinaptik keselerinden nörotransmitter adı verilen bazı kimyasal maddelerin sinaptik boşluğa boşalmasına neden olurlar. Diğer sinir hücresinin üzerindeki reseptörler tarafından algılanan bu maddeler bu hücrede yeni bir impulsu başlatırlar. Sinapsların özellikleri: (eşik değer) denir. Bu değerin altındaki uyaranlar impuls oluşturamaz. Sinir hücresi. eşik şiddeti veya bunun üzerindeki uyartılara karşı maksimum tepki verir.
Sinirsel iletim sinirler ve hormonların ortak çalışmasıyla olmaktadır. İlk uyaran bir iç salgı bezini etkileyerek hormon salgılanmasına neden olur. Hormonların kanda belirli bir konsantrasyona ulaşmasıyla ilgili dokunun hücreleri uyarılır. Çevreden gelen uyarılar sinir sistemini etkiler. Sinir sistemi de sinir yoluyla ilgili dokuları uyarır. Şekil : Sinir ve Endokrin Sistemin Birlikte Çalışması Çevreden gelen ilk uyaran önce sinir sistemini etkiler; sinir sistemi iç salgı bezlerini uyarır ve iç salgı bezleri de kan yoluyla ilgili doku hücrelerini harekete geçirerek uyarana cevap verilmesi sağlanır III. İNSANDA SİNİR SİSTEMİ İnsanda sinir sistemi merkezi sinir sistemi ve çevresel sinir sistemi olmak üzere iki kısımda incelenir. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg A. MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ Beynin kısımlarını ve omuriliği içine alır. 1. Beyin ve Kısımları Sinir sisteminin esas merkezini oluşturan beyin. omurilik soğanı ve omurilik isimli yapılar üç katlı bir bağ dokusu ile sarılmıştır. Buna meninges (beyin zarı) denir. Menenjit hastalığı bu zarların iltihaplanması olayıdır. Beyin zarı üç kısımdan oluşur:
Örümceksi zar ile ince zar arasındaki boşluklarda beyin sıvısı (beyin omurilik sıvısı = BOS) bulunur. Bu sıvı beynin şiddetli sarsıntı ve çarpmalara karşı korunmasında yardımcı olur. Omurilikteki zar yapısı da beyindeki gibidir. Beynin en büyük ve geniş kısmı ön beyin adını alır. Uç beyin ve ara beyin olmak üzere iki kısımdan oluşur. a. Uç Beyin (Beyin Yarımküreleri): Bu bölüm insanın öğrenilmiş davranışlarını yönetir. Kompleks psikolojik olaylardan olan bilinç. hafıza. zeka. sağduyu ve duyuların değerlendirilmesi. beyin yarım kürelerinin fonksiyonlarına bağlı organizma faaliyetleridir. b. Ara beyin : Ara beyin. talamusu. hipotalamusu ve hipofiz bezinin arka bölgesini içine alır. Bitkisel hayatın kontrol merkezi veya bütün otomatik hareketler ile :-):-):-):-)bolizmada dengelerin kurulması bu merkez sayesinde olur.
d. Arka Beyin : Arka beyin beyincik ve omurilik soğanından meydana gelir.
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Şekil : Merkezi Sinir Sisteminin Kısımları
Omurilik. omurganın ortasındaki boşluğa yerleşmiştir. Omuriliğin dış tarafı beyindekinin tersi bir yapıda olup ak maddeden. iç kısmı ise boz maddeden meydana gelmiştir. Omurilikten 31 çift duyu ve hareket siniri yani karma sinir çıkar. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Şekil : Omuriliğin Enine Kesiti ve Sinirlerin Durumu Omuriliğin temel görevleri şöyle sıralanabilir :
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Şekil : Bir Refleks Yayının Çalışması İnsanlarda doğuştan gelen bazı ortak refleksler vardır. Bunlara kalıtsal refleksler denir. Örneğin; yeni doğmuş bir bebekteki emme refleksi. göz kapağının kırpılması ve parlak ışıkta göz bebeklerinin küçülmesi gibi. Daha sonra öğrenilmeyle oluşan refleksler de vardır. Bunlara da şartlı refleksler denir. Örgü örmek. güzel yazmak. tören yürüyüşü. yüzmek. araba kullanmak. müzikle dans etmek. limon görünce tükrük salgılamak birer koşullu reflekstir. Beyin. gerektiğinde refleksleri baskılayabilir ve yönlendirebilir. B. ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ Beyin ve omurilikten çıkan. onları vücuttaki bütün alıcı ve uyarılan dokulara bağlayan sinirlere çevresel sinir sistemi denir. Sinirler ve bazı küçük sinir düğümlerinden oluşmaktadır.
1. Somatik Sinir Sistemi Motor ve duyu nöronları ile donatılmıştır. Bu nöronların hücre gövdeleri merkezi sinir sisteminde bulunur. Aksonları ise doğrudan iskelet kaslarına gider ve isteğimizle çalışan organları (iskelet kaslarını) idare eder. Koşma. zıplama. bağırma. resim yapma gibi beynin kontrolünde olan hareket ve davranışlarımızı bu sistem yardımıyla yürütürüz. 2. Otonom Sinir Sistemi Çevresel sinir sistemi içinde incelenir ve organizmadaki istemsiz hareketlerin kontrolünü sağlar. Otonom sinir sisteminde sadece motor sinirler vardır. Bu motor sinirler organların hızlı çalışmasını veya yavaşlamasını sağlar. Beyin şuurumuz dahilinde otonom sinir sistemine hükmedemez. Ancak otonom sinir merkezlerini kontrol eder. Bu sistem birbiriyle zıt çalışan sempatik ve parasempatik sinirlerden meydana gelir. a. Sempatik Sistem : Sempatik sistem. özellikle organizma zor durumlarda kaldığı zaman etkilidir. Hızlandırıcı etki yapar. Sempatik sistemin çalışmasıyla kan basıncı ve kan glikozu yükselir. kalp atışları hızlanır. kıllar dikleşir. kan damarları daralır. terleme artar ve göz bebekleri genişler; genellikle vücutta bir stres doğmasına neden olur. Bu durum uzun sürerse vücudun direnci azalır ve zayıflar. b. Parasempatik Sistem : Sempatik sistemin aksine organların faaliyetlerini yavaşlatıcı bir etkiye sahiptir. Ayrıca sindirim sisteminin peristaltik hareketlerini hızlandırır. Parasempatik sinirlerden olan vagus siniri asetil kolin hormonu salgılayarak kalp atışlarını yavaşlatır ve kan basıncını düşürür |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.