Bariş Manço: Uzun Saçli Dev Adam...
 

Bariş Manço: Uzun Saçli Dev Adam...

Eskisi gibi değil. Birkaç görüşme sonrası kitapçıyla ahbap olup, gürül gürül yanan sobanın yanıbaşında çay kahve içip, dükkânın o sevimli, o tembel kedilerinden birini kucağınıza alıp severken iki satır sohbet edeceğiniz kitapçılar çok gerilerde kaldı. Hüzünlere gark olmayalım durup dururken; çağ böyle, uyum sağlayacağız mecburen. Heyhat, o günleri anarak - şimdilerde 'nostalji' dense de- sızlanmak da hakkımızdır sanırım. Haksız mıyım ama?
Beyoğlu'nda o, çok katlı kitapçılardan (hani şu zincir kitapçılardan) birine uğradım; bir delikanlı, 'yardımcı olabilir miyim bey amca?' der gibi baktı. Gözlerimle, 'hayır' dedim. Kalabalığı yarıp raflardan birinin önüne dikildim; 'yeni çıkanlar' yazıyordu tepesinde. Bir tek kitap, Friedrich Dürrenmaatt'ın 'Fizikçiler'ini alıp çıkacaktım. Olmadı. Bir kitap daha aldım.
Hulusi Tunca ismini duymuştum. Uzunca başlıklı bir kitap yazmıştı: 'Barış Manço: Uzun Saçlı Dev Adam -O Bir 'Masal'dı.
Sultan Hanım paltomu asıp karşımdaki koltuğa kurulmuştu. Çokca Beyoğlu'ndan, biraz da soğuklardan konuştuk. Sehpanın üzerine bıraktığım kitapları aldı, "Hayrola, sen, sever miydin Barış Manço'yu" dedi. Bir iki şarkısını severek dinlemişliğim vardı; 'Kol Düğmeleri' hiç de fena değildir. Ben daha çok, Manço'nun öldüğü günü düşündüm. Evinin önü, ölüm haberini duyan sevenlerince mahşeri bir kalabalıkla dolmuştu. Sonra cenaze töreni; arkasından televizyonlarda Manço için yapılan programlar... En hazini ise, birkaç yıl önce otobüste duyduklarımdı belki. İki genç konuşuyordu, biri, "Adam, genç sevgilisinin kollarında öldü be abi!" Beriki artırdı: "Ya o arabalara ne demeli; sonra karısının yaptıkları..."
Sultan Hanım'ın sesiyle odaya döndüm, "Yemeğe oturalım mı?" Kalktık. Kitabın arka kapağında 'Biz milyonlar hiç unutmadık seni' diyordu. Kitabın satışından kaç milyonun Barış manço'yu unutup unutmadığını göreceğiz. Umarım unutmamışlardır. Zaman en büyük törpü. Her şey gibi sevgiler de azalıyor.
Ben mi? Barış Manço'yu sever miyim? Cem Karaca da öldü değil mi? Neydi o eski şarkıları..
alıntı