Çalışan Kadın Özgür Olabilir Mi?
 

Çalışan Kadın Özgür Olabilir mi?

Kadının çalışarak özgür olması, Batılılar tarafından ortaya atılmış bir anlayıştır. Bunun altında yatan nedenleri de öğrenmek gerekir. Geçmiş­te Batılılar, kadına öylesine haksızlık ve zulüm yapmışlar ki, şimdi birtakım hakları tanıyor görünümüne bürünmüşlerdir.
Batı’dan gelen sosyal ve kültürel değerleri, her yönüyle süzgeçten geçirmeye mecburuz. Bünyemize uyan, kültüre! kimliğimizle örtüşen doğruları nereden gelirse gelsin alıp yararlanmalıyız. Ama bize uyma­yan akımlara karşı, tavrımızı almak zorundayız.
Buna göre Batı dünyasının, çıkar üzerine kurulduğunu açıkça ortaya koymalıyız. Yaptıkları her şeyde “çıkar ve sömürü” vardır. Kadının sah­te bir şekilde yüceltilmesi, ona birtakım haklar tanıyor görünümü, çağ­daş sömürünün bir başka şeklidir. Bu sömürünün şekli ve çizgileri eskisinden çok farklıdır.
http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg

Sonuç itibariyle Bati dünyası, kadına insan olarak hiçbir dönemde gereken değeri vermemiştir. Kadına iltifat etmiştir ama adaletli davran­mamıştır. Kadına “adaletli” davranan, yalnızca “islam dinidir.
Batı dünyası, şimdi de kadının hak ettiği nafakayı ödememek için, onu bizzat çalıştırarak kendine ödettiriyor. Kadını yüzyıldan beri yuvasından kopararak adeta bir “ haline” getirmiş; eşinden, çocuğundan ayır­mış; yuvasına ve ailesine karşı olan sevgi ve saygısını unutturmuştur. Ailenin kutsallığıyla birlikte, kendi toplumunun kültüre! değerlerini de yok etmiştir.
Batı dünyası, yaptığı bu yanlışın bedelini çok ağır bir şekilde öde­mektedir. Şimdi, aile kurumunu kurtarabilmek ve evliliğe teşvik edebil­mek için her yolu deniyorlar. Geleceklerini teslim edecekleri yeni nesil­leri olmadığından, eğitimi ön planda tutuyorlar. Aile okulları; ana-baba, hamilelik ve çocuk okulları gibi eğitim kurumlan açmak suretiyle açık­larını kapatmaya çalışıyorlar.
Batılıların düştüğü bu yanlışa biz de düşmek üzereyiz. Kadına “öz­gürlük ve eşitlik vereceğiz” diye onu bir haline getirme çabaları maalesef bizde de başlamıştır.
Şimdi kadın, para kazanarak özgür olduğunu zannediyor ama ne ya­zık ki patronuna karşı bağımlıdır. Oysa ki, kadının patronuna bağımlı kal­ması yerine, kocasına ve çocuklarına bağımlı kalması daha iyi değil mi?
Ülkemizde altı milyon insan işsiz kalırken, kadınların ucuz ücretle çalıştırılması ne derece doğrudur?
Kadınların ruhsal ve fiziksel du­rumlarını hesaba katmadan, onların karma bir şekilde erkeklerle yarışır hale getirilmeleri, “haksızlık ve üs­tünlük” sağlama olmuyor mu? Kadın işçilerin çoğalması nedeniyle iş­siz kalan erkekler sürekli kahveha­neleri, meyhaneleri dolduruyor.
Böylelikle “avare bir topluluk” meydana getirilmiyor mu? Bu avare topluluk, toplumun sosyal dengesini ve huzurunu bozmuyor mu? Bu durumda kadın para kazanıp, patronuna bağımlı kalarak; özgür mü oluyor dersiniz?
Bu değerlendirmeler neticesinde bizim ortaya koyacağımız öner­me şudur: “Ailenin fertlerinden biri para kazanıyorsa, biri de onu mu­hafaza edip korumalıdır. Bunu en iyi koruyup değerlendirecek olan da kadındır.”
Kadının Kısa Bir Dönem İçin Çalışması
Ekonomik zorluklar nedeniyle aile toparlanıncaya kadar, kısa bir dö­nem İçin kadınların çalışması yaygın bir anlayıştır. Çevremizde bunun örneklerine çok rastlanmaktadır. Bu masum ve gerekli düşüncenin ken­dine göre haklı nedenleri mutlaka vardır.
Bilhassa kızların bekârlık döneminde bu düşüncelerle çalışıp çeyiz hazırladıklarını biliyoruz. Evlilik dönemlerinin ilk yıllarında çocuk oluncaya kadar çalışıp sonra evinin kadını olmasını tasarlamanın ne sakıncası ola­bilir? Evliliğin ilk yıllarında ihtiyaçlarını giderebilmek ve rahat bir hayat sü­rebilmek için bu yola başvurmanın bir sakıncası yok gibi gözüküyor.
Ancak, yapılan araştırmalara göre, bu durumda olan hanımların or­taya çıkardığı bir gerçeği de hatırlatmakta yarar vardır. İş hayatına ve kalabalık arasına alışan bir insan, aynı durumu daha sonra da devam ettirmek isteyebilir. İşinden ayrılıp evine kapanan bir hanımın kısa bir zaman sonra iş hayatım ve arkadaşlarını özleyeceği hesaba katılmalıdır.
Evinin ve çocuğunun meşguliyeti dışında eski iş hayatına dönme ve arkadaşlarıyla beraber olma ihtiyacı duyabilir. Evde yalnız kalması, onu ruhsal yönden sıkabilir.
* Kreşlerin ve bakıcıların elinde yetişen çocuklar, sevgiden ve ilgiden mahrum kaldıkları için problemli oluyor,
* Çalışan kadının annelik duygusu, büyük ölçüde zedeleniyor.
* Çalışan kadının ruhsal yapısıyla birlikte, fizikî yapısı da yıpranıyor,