![]() |
Evlilikte Anne Ve Baba Desteği
Evlilikte Anne ve Baba Desteği
İnsan hem bireysel, hem de toplumsal bir varlık olduğuna göre; büyüklerine karşı saygı ve sevgi göstermesi en doğal davranış biçimidir. Konuyu evlilikle ilişkilendirdiğimizde, evlenecek kişiler ne pahasına olursa olsun ailelerinin rızalarını alıp gönüllerini yapmak durumundadır. Anne-babaya değer vermek, onların desteklerini almak, aynı zamanda manevî bir güçtür. Unutmamak gerekir ki, her insan anne ve babası gibi olacaktır, “insan ne ekerse onu biçer.” Bu bağlamda, ailelerinin desteğini almadan evlilik yapanlar, bunun bedelini çok ağır öderler. Aşağıda anlatacağımız olay, bunun canlı bir örneğidir. Evlilikte İki Ailenin Düşmanlığı Selim’in evlilik zamanı gelmiştir. Anne-baba, oğullarına bir eş bulabilmek için çabalıyorlardır. Diğer taraftan, Selim de kendisine göre planlar yapmaktadır. Okuldan arkadaşı olan Zeynep ile evlenmek ister. Anne-baba, Zeynep’i araştırırlar, uygunluğu hakkında tereddütleri olduğu için rıza göstermezler. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Selim bu işe fena bozulur. “Benim istediğim kızı siz nasıl istemezsiniz?” diyerek anne-babasına karşı sert bir tepki gösterir. Bu olaydan sonra ailesi ile bütün bağlarını koparır ve Zeynep ile evlenir. Bir süre sonra, hayatın gerçekleri ile karşılaştıklarında, zorluklarla mücadele edemezler. Ekonomik sıkıntılar yüzünden bunalımlara düşerler. Ev kirası, mutfak masrafı, taksitler derken işin içinden çıkamazlar. Selim, ailesine sığınmaktan başka çare bulamaz. Anne ve babasına durumunu anlatır. Yaptığı taşkınlıklardan dolayı özür diler ve ailesinden yardım ister. Anne-baba yüreği, oğullarının bu durumuna dayanamaz. Onlara yardımcı olabilmek için bir program yaparlar. Baba, oğlu Selim’in bütün borçlarını üstlenir. Kirada olan dairesini de onlara tahsis edeceğim söyler. Selim ile Zeynep bu duruma çok sevinirler. Zeynep, bu sevinci kendi ailesiyle de paylaşmak ister. Selim ile birlikte hemen babasının evine giderler. Durumu onlara da anlatırlar. Zeynep’in babası, bu gelişmeye sevineceği yerde, Selim’in babasına veryansın eder. “Aylardan beri sıkıntılar içerisinde kıvranıyorsunuz. Bugüne kadar neredeydiler? Madem imkânları var, şimdiye kadar neden size yardımcı olmadılar.” şeklinde bir sürü iddialarla Selim’in ailesini suçlar. Hatta Zeynep’in babası daha da ileri giderek Selim’in a-ilesini telefonla arar ve ağzına geleni söyler. Bu çıkış karşısında olaylar daha da büyür. Her iki taraf birbirlerini suçlayarak ithamlarda bulunurlar. İşin garip yönü, Selim de karısının ailesinden yana olarak kendi anne ve babasını suçlar.Olaylar öylesine büyür ki, her iki aile, kanlı bıçaklı hale gelirler. Küskünlükleri daha da depreşir. Selim’in ailesi, oğullarına destek vermek şöyle dursun, evlatlıktan bile reddedecek duruma gelir. Kısa Bir Değerlendirme Şimdi bu olayın kısa bir değerlendirmesini yapalım. Selim, hislerine kapılmayıp ailesinin desteğini önceden alsaydı, her şey yoluna girebilirdi. Anne-baba, onun söylediği kızı istemeyebilir; fakat Selim sabır gösterip, anne ve babasını ikna edebilirdi, inatlaşmaya ve rest çekmeye hiç gerek yoktu. Anne ve babanın kalbi kolay kırıldığı gibi, kolay da yapılabilir. Yumuşak davranarak, biraz da yalvararak anne ve babasını ikna edebilirdi. Nitekim, Selim’in özür dilemesi karşısında anne-baba oğullarını affetmişlerdi. Borçlarını üstlendikleri gibi, kiracılarını da çıkarıp onları kendi dairelerine yerleştireceklerdi. Diyelim ki, Selim birincisinde bir cahillik yapıp duygularının esiri oldu. Fakat sonradan tam işleri yoluna koymuşken tahriklere kapılmasının ne gereği vardı? Evlilikte olsun, başka konularda olsun anne ve babanın desteğini alamayan kaybeder. Hem kendisini, hem de etrafını huzursuz eder. Hiçbir zaman da iç huzuru bulamaz. Estetik Güzellik mi, Ruh Güzelliği mi? Ruh güzelliği, bedenin güzelliği kadar kolay görülmez. Aristoteles Lafa gelince, “Fizik güzelliği önemli değil, ruh güzelliği önemli.” deriz. Uygulamada ise, hiç de böyle olmuyor. İstatistiklere göre delikanlıların kızlarda aradıkları özelliklerin başında “fizikî güzellik” geliyor. Aynı şekilde, kızlar da erkeklerde “yakışıklılık” arıyorlar. Uygulama böyle olduğuna göre, meseleyi bu açıdan ele almamız gerekiyor. Kim ne derse desin, insanın hayatında “güzelin ve güzelliğin” çok büyük etkisi vardır. Bu duyguyu bir tarafa bırakmak mümkün değildir. Evlenecek gençler, yanlış da olsa ilk bakışta güzelliğe bakıyorlar. Ruh güzelliği ve diğer davranışlara sonraki safhalarda sıra geliyor. Ne fizik güzelliğini ne de ruh güzelliğini bir tarafa bırakamayız, ikisinden de vazgeçilmiyor. Bu iki hassas duygu insan hayatının her safhasında vardır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.