![]() |
Yorumsuz İki Mektup.
lki Mektup
Asagida iki acik mektup bulacaksiniz. Bunlar su anda Paris'te yasamakta olan ve bilimsel calismalarla ugrasan iki degerli (ve duyarli) Turk vatandasi tarafindan kaleme alinmis. Birinin cagrisina digeri cevap yazmis!.... Yorumu size ait. Fransiz'larin gerçek yüzünü ögrenmek için bu yaziyi lütfen okuyun. Aslinda bu bütün Avrupa Birligi ülkelerinin ortak görüsü ancak her nedense çikip delikanli gibi konusmayip isi yokusa sürüyorlar. Ben su an Paris'te doktora calismalari yapmak icin bulunmaktayim.... Buradaki basin yaklasik bir haftadir hergun bas sayfadan Turkiye haberleri veriyor, ben de sizinle biraz cikan haberleri paylasmak istedim: Oncelikle sunu belirtmeliyim ki burada, sol basin bile artik irkciliga varan bir Turkiye karsitligi yapiyor. Secimlerden sonra cikan haberler zaten Turkiye'yi neredeyse Afganistan gibi gosterdi ve hemen ardindan Turkiye'nin AB'ye dahil edilmesine elbirligiyle karsi cikilmasi temelini hazirlamak icin gazetelerde Turkiye'yi ve Turkleri kucuk dusurucu haberlerin yer almadigi bir gun bile gecmiyor.... Le Figaro'da cikan bir haber Avrupali bir diplomatin, 'Esasinda onlari kimse Avrupa'da istemiyor ancak nasil disarida tutacagimizi da bilmiyoruz," dedigini belirtirken, bugun Le Monde bas sayfadan, Giscard D'Estaing'in, "Turkiye'nin AB'ye girisi AB'nin sonu olur" baslikli roportajini ve D'estaing'in bir grup Turk'u gostererek "onlar bize benzemiyor" dedigi karikaturunu yayinladi (Le Monde burada en cok okunan ve en saygin gazetelerinden biri bildiginiz gibi!!!!)..... Zaten amac, bu sekilde Avrupa halkini hazirlamak ve sonra da Turkiye'nin AB'ye girisini refaranduma baglayarak halktan red cevabi almak....Gazetelerde ayrica hergun okuyucu kosesi mektuplari yayinlaniyor, ben de bir mektup gonderdim ancak henuz basmadilar....basacaklarini da umut etmiyorum. zaten, sonucta demokratik ve ozgur diye gecinen basin su an gercekten felaket derecede irkci ve yanli propaganda yapiyor.....Zaten Le Monde sitesinde, "Kurtler icin Irak savasi buyuk bir firsat" baslikli bir bolume bile yer vermis durumda..... Ben AB'ci bir insan degilim, uzuntum AB'ye giremeyecegiz falan diye degil, ancak bu kadar da asagilanmayi Turk milletinin ve ulkemizin hak etmedigini dusunuyorum....Bize XV. yuzyilda yahudilere ya da Guney Afrika'da apartheid doneminde zencilere nasil davrandilarsa oyle davraniyorlar ve Avrupa gercekten de her bakimdan Turkiye'ye dusmanca tutum takiniyor...... Bu arada dun de elime ortaokul ve liselilerin okuduklari bir tarih kitabi gecti....Turkiye'yi koloni ulkesi gibi, Mustafa Kemal'i de ulkesini kolonilikten kurtaran (bu arada Ataturk'u tanitmak icin korkunc bir karikatur koymuslar, aglayasim geldi) biri gibi gosteriyorlar .....yani Cezayir, Tunus gibi falan..... ve diyor ki Ortadoğu'da türkiye'nin dışında hicbir musluman ulkesi de bagimsizligini 2. Dunya Savasi'na kadar alamadi....buyrun bakalim.....Sonucta verdigimiz isgalcilerden kurtulus savasiydi, tipki Fransa'nin Almanlar'a karsi savastigi gibi; kolonilikten kurtulma savasi degil!!!!! Sonuc olarak, Avrupa medeniyeti bitmis arkadaslar.....inanin ki burasi irkcilik, Hacli zihniyeti ve ikiyuzlulukten gecilmiyor.... Mesajima son verirken bir de cagrida bulunmak istiyorum, Fransizca bilen arkadaslar, lutfen guzel Fransizcanizla, biraz da bizim sesimizi duyuralim...Le Monde ve Le Figaro okuyucu kosesinde mektuplari yayinliyor Fransizca bilen arkadaslar, elestirilerinizi, Avrupa'nin irkciligini, Turkiye'ye karsi nasil herzaman dusmanca tutum alindigi hakkinda biraz fikirlerimizi gonderirsek, belki birinciyi, ikinciyi yayinlamazlar ama 10.yu kesin yayinlarlar.... Fransizca bilmeyenler Ingilizce de deneyebilirler. Sevgiler, Saygilar, Emel Akcali/ Fr.Ing.Is YUKARDAKI YAZIYA CEVAP VEREN BIR VATANDASIMIZ: Ben de bilimsel arastirmalarim icin bir suredir Paris'te yasayan ve yurdunu oldukca seven bir Turk vatandasiyim. Emel Akcali isimli zati tanimam ama kendisinin de memleketini tanimadigindan eminim. Turkiye Sizlerin de cok iyi bildigi gibi malesef Turkiye Ankara,Istanbul ve Izmir'in kalbur ustu semtlerinden ibaret degildir. Turkiye orneklemi ne Ankara'daki Tunalihilmi Caddesi nede Istanbul'daki Bagdat caddesidi ne de Izmir'deki Hatay Caddesi'dir. Hayatimin bir kismini Paris'te gecirdigim gibi bir kismini da Anadolu'nun kasabadan bozma yeni il olmus bir kentinde acil servis hekimligi yaparak gecirdim. Bu nedenle Turkiye nedir Avrupa neresidir ve kime Turk denir kime benzer iyice ogrenme firsatim oldu. Biz onlara benzemedigimiz kadar onlarin da bize benzemedikleri kesin. Hem de hic mi hic benzemiyorlar. Adamlar kitap okuyorlar. Alelade bir Fransiz'in evinin bir odasinin tum duvarlari mutlaka kutuphanedir. Burada elevizyonda yazili izni olmadan kimsenin yuzunu dahi gosteremezsiniz (haber ne olursa olsun) Fransiz televizyonlarinda paparazzi programi yoktur, bulunmaz. Fransa'da iki banka hesabi actiramazsiniz. "illa ki tek bir tane olmak zorunda" ve gene nedenini nicinini aciklamadan 500 Euro'nun uzerindeki parayi baskasina gonderemezsiniz. Bir hafta icinde bankamatikten 250 Euro'dan fazla para cekemezsiniz (bu Turkiye'de gunluk limittir) Daha fazlasi icin de hesabinizda para olsa dahi bankaya nedenini bildirmek zorundasiniz. Bankaya durup dururken 500 Euro'dan fazla nakit para yatiramazsiniz. O parayi nereden ve kimden aldiginizi soylemek zorundasiniz. Bu haliyle Turkiye tam bir ozgurlukler ulkesi degil mi????? Gelelim Sosyal devlet kavramina; Fransa'da belirli bir gelirin altinda (yilda 20000 Euro / kisi basi)para kazaniyorsaniz, kazanciniz oraninda devlet kiranizi oder. (%65'e varan miktarlarda) Her dogan cocuga daha dogmadan ayda 130 Euro para verir. (Nerede ise Turkiye'deki asgari ucret) Ama bu paranin kullanilacagi yerleri de denetler. (Cocuk bakicisi, kres, okul makbuzu v.s.) Fransa'da istihdam yaratmak icin haftalik calisma saatleri gecen yil 39 saatten 35 saate indirilmistir. Devlet kendi eliyle ayni isi yapmak icin daha fazla adam istihdam etmektedir. Gelelim Turkiye'ye: Benim doktor olarak calistigim 200.000 nufuslu anadolu kentinde cocuklarin 2 yasindan önce hastalanarak olebilecekleri "dogal" kabul edildigi icin doktora goturulmezdi. Goturulse bile ilaclari alinmaz, masraf yapilmazdi. Ama cocuk 2 yasini devirmisse, yatirim yapilabilirdi. Cocuklar kisin zaturre, yazin ishalden olurlerdi, 3 yasindaki cocuga Ankara-Samsun karayolunda saatte 120 km ile giden yolcu otobusu carptigini bilirim.(ne isi varsa o cocugun) Gene ayni sehirde issizlik %65 okur yazarlik oarani kadinlarda %70 idi. Bu il merkezimizde hergun en az 10-12 adli vaka olur, yurdum insani kendini bilmezce icki icip daha sonra birbirinin bogazini keserdi.Kesmeklede kalmaz, sonra hastaneye getirir ve "kurtar bunu doktor, yoksa seni gebertirim" derdi. Bunu goren hastane polisi ilk ortadan kaybolan eleman olurdu. Bahsettigim sirin ilimizin bir beldesinde 6500 nufus yasamaktadir. Ancak bu belde belediyesinde calisan tam 2200 isci vardir. (Iste gercek secim yatirimi....) Bu iscilerden hicbiri ise alindiklarindan beri hic maas alamamistir.Belediye bu iscilerin sigorta pirimlerini odeyemez. (aylik faizini dahi odeyemez) Ama halk hastanelere gider gider gelir. Bu beldede her iki kisiye bir belediye iscisi dusmektedir. (kendini saymiyoruz) degil Fransa dunyanin hicbir medeniyeti bu olcuyu yakalayamaz! Turkiye'de yuzbinlerce aile halen tezekle isinmakta iken Fransa'da enerji Turkiye'dekinin yari fiyatidir. Fransa'da ozel okul, dersane, ozel ders ve ozel hoca kavramlari yoktur. Her cocuk esit derecede egitim alir. Gercek firsat esitligi vardir. Temel egitim lise sonuna kadardir ve ucretsizdir. 26 yasina kadar bir genc ogrenci saglik sigortasi kapsamindadir. Tum saglik giderleri karsilanir. Fransa'da milletvekillerine maas odenmez. Bilemiyorum bu listeyi daha uzatmaya gerek var mi? Benim kizdigim ve sinirlendigim ulkemin kacirdigi firsatlar ve etrafa o vurgunculara sactigi paralardir. Ulkemin insani malesef kara cahildir ve bu artik bir toplum politikasi halini almistir. Bir duzenbaz parasiyla siyasete atilip 3 ayda pilav üstü döner dağıtarak %7,5 oy alıyorsa, bir dolandırıcı memeleketinden 20000 oy aliyorsa ve niye ona oy verdiniz diye soranlara halkim "Hepsi soyguncu, bu soyguncu'nun kirali, biz de gittik en kiralina oy verdik" diyebiliyorsa..... Gercekten biz cok farkliyiz demektir. Bunun icin adamin gazetesine cizdigi karikature gocunmaya gerek yok. Malesef Ataturk'un mirasina sahip cikamadik. Halkimizi egitemedik, egitimli, kulturlu, insanlar azinligin da azinligi hale geldi. Bu 1980 sonrasi siddetle koruklenen politikalarin eseridir. Yeni bir kusak geldi ve olay bitirdi.Bunun icin avrupa'daki gazetelere mektup yazmaya gerek yok, biz once kendi gazetelerimize mektup yazalim da, "kulhan agzi" ile mangalda kul birakmayan 3 gunluk yazarlari kovalayip yerlerine yazar gibi yazar bulalim, insanimiza gazete okutalim. 1979 senesinde Turkiye'de basilan yerel gazetelerin sayisi Tum avrupada basilan yerel gazetelerin sayisindan daha fazla idi. Simdi Turkiye'deki tum gazete okurlari ayni partiye oy verse %1'i ancak geciyor. Sen daha kalkmis "Le Monde"a yazi yazmaktan bahsediyorsun. A kardesim, senin mesajini kim kime yazacak, kim kime anlatacak !!!! 1999 senesinde askerlik islemlerim icin gittigim Cankaya Askerlik Subesi'nde kocca bir sandik vardi. Basinda da bir er. kapidan her girene "TIME'in milenyumun en buyuk lideri"anketi formu uzatiliyordu. Form doldurulmustu. Sen sadece adini soyadini yaziyorsun, pul parasi veriyorsun. Iste bizim Avrupa Birligi de o hesap.... Ne isimiz var bizim oralarda ??? Ben memleketimi mukemmel bir hale getireyim, o gelip benim ayaklarima kapansin. Bu kadar onurumuzu iki paralik etmeyeyim. Yoksa gazetedeki yazi ile Fransizin aklindaki mukemmel Turkiye imaji degismez ki ??? Antalya'da iki hafta tatil yapan Fransiz bir cift bana "HIC TURK GORMEDIKLERINI" soylemislerdi. Cunku sokaklarda carsafli ve sarikli kimse yokmus !!!! Ben daha ne diyim ki? "Haklisin dedim. Antalya ozerk bolge... Turkler giremiyor oraya, turistler icin orasi... Hem zaten cok sicak" Okuz okuzolunca Avrupa'li olsa ne olur, benim beyin hucrelerime yazik degil mi ?? Adama anlatacam orada Antalya Turk dolu, yok oyle birsey diye...Bosver gitsin..... "Turkler Kuzey'de tatil yapiyorlar yazin" dedim gectim.. Haksizmiyim? Cetin Kocaefe |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.