![]() |
Namus Belasına Gardaş
Namus Belasına Gardaş - Ahmet Müfit Kutlu - Makale - İdeolojik Makale
İnsanlar bu dünyaya gelirler , yaşarlar ve ölürler . Ama en önemli mesele niçin yaşadığımızdır . Bosna Kahramanı merhum Aliya İzzet Begoviç der ki “ İlim ve teknoloji ‘nasıl yaşarız’ sorusuna cevap arar ; din ve kültür ise ‘niçin yaşıyoruz’ sorusunu cevaplar . Sosyal adaletsizliğe , sömürüye,iki yüzlülüğe , kimliksizliğe isyan eden bir sanatçı göçüp gitti aramızdan . Azerbaycan Türk’ü bir baba ile tiyatro sanatçısı Ermeni asıllı bir anneden dünyaya gelmiş. Değişik bir ortamda büyümüş , Robert Kolej’de okumuş , askerliğini yaptığı Antalya’da o temiz Anadolu’nun mis gibi havasını solumuş . Hayatında , sanatında ‘niçin yaşıyoruz’ sorusunun cevaplarını aramış , öz kültüründen kopmamış , manevi dünyasındaki fırtınalarla musikiye değişik bir ses ve nefes getirmiş . Düştüm mahpus damlarına , öğüt veren bol olur . Toplasam o öğütleri , burdan köye yol olur . Ana,baba,bacı , gardaş , dar günümde el olur . Namus belasına gardaş, döktüğümüz kan bizim . Önceleri madde planında yoğunlaşan isyanı daha sonra manevi temellerin üzerine oturdu . Bu haykırışlar sisteme , düzene , zorbalara aykırı geldi . Fakat verdiği mesajlar Türk milletinin gönül dünyasında yankılandı . Vatanı,milleti kurtarmak amacıyla yapıldığı söylenen 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra o da kara listeye alınarak vatandaşlıktan çıkarıldı . Sekiz sene Almanya’da gurbeti yaşadı . Sonra 1987 Yılında merhum Turgut Özal’ın çıkarttığı aftan yararlanarak yurda döndü . Haksızlıklara isyan eden hiç eğilmemiş başı yurda döndüğünde tonton Başbakan’ın elini öperken eğildi . Üniformalılar için bestelediği ‘Rep-Rep’ şarkısını severdim . Nazım Hikmet’in şiirindeki mesajı musiki ile verirdi . Ben bir ceviz ağacıyım o Gülhane Parkında Ne sen bunun farkındasın , ne de polis farkında . Millet Tv. kanallarındaki dizilerle meşgulken gerçek sanatçıları pek hatırlayan yoktu . TRT-2 ‘de bir Kurban Bayramı öncesi yapılan programda şöyle diyordu : “ Hazreti İbrahim Efendimiz’in sayesinde … “ Ben mesajı almıştım . “ Ah ,dedim ; sen kimlerin efendi olduğunun farkındasın . Allah merhamet etsin sana ! “ Hacca gitme arzusu da duymuş “ Allah , inşallah bana da nasip eder , o sevgiyi yaşamak istiyorum “ Beş evlilik yapmış , ruhundaki fırtınaları anlayacak ve ona huzur verecek kadınını sonunda bulmuş . ‘Niçin yaşıyoruz ‘ bilmecesini çözmüş , gerçeği görmüş , efendileri tanımış , iki yüzlülükleri, boşlukları ve loşlukları fark etmiş . Son yolculuğunda da tören , sahte gözyaşları , çelenkleri , ruhsuz alkışları istemiyor . Bir çiviyi çakar gibi vura vura günlere Dört nala gidiyoruz , bizi bekleyen yere . Diyerek “ Beni alkışlamayın … Tekbirlerle uğurlayın .” vasiyetini ederek Rabbine kavuşmuş . Sevgili eşi İlkim Hanım diyor ki : " Başı kucağımda son üç soluğu Allahuekber...Allahuekber...Allahuekber diyerek noktalandı . Karaca Ahmet Mezarlığında ebedi uykusuna dalan bu özgür ruhlu sanatçı Karaca Cem ‘i hatırladınız değil mi ? O şimdi bizden alkış değil fatiha bekliyor . Ahmet Müfit Kutlu |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.