ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Bir Tutam Hikaye (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=456)
-   -   Yaşadığınız Hergün Özeldir (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=204996)

Prof. Dr. Sinsi 07-11-2012 05:48 AM

Yaşadığınız Hergün Özeldir
 
Eniştem; kız kardeşimin tuvaletinin en alt gözünü açtı ve

ince kağıda sarılmış bir paket çıkardı. “Bu” dedi, “sıradan

bir çamaşır değil.” Kağıdı açtı ve çamaşırı bana uzattı.

Zarif ve ipekliydi. Kenarları elişi dantelle süslenmişti .

Astronomik bir fiyat taşıyan etiketi hala üstündeydi.“Jan bunu New York’a ilk gittiğimizde almıştı. Nereden

baksan sekiz, dokuz yıl olmuştur. Hiç giymedi.

Özel bir gün için saklıyordu.” Çamaşırı benden aldı ve

cenaze evine götürmek üzere ayırdığımız diğer giysilerle

birlikte yatağın üzerine koydu. Bırakırken eli bir an

yumuşak kumaşı okşar gibi oyalandı. Tuvaletin gözünü hızla

kapattı ve bana döndü ve dedi ki : ” Hiçbir şeyini özel

bir gün için saklama. Yaşadığın her gün özeldir.”

Cenazeyi izleyen günlerde enişteme ve yeğenime

beklenmeyen bir ölümün arkasından yapılması gereken

tüm üzücü işlerde yardımcı olurken sık sık bu sözleri

hatırladım. Kardeşimin ailesinin yaşadığı şehirden

California’ya dönerken uçakta yine bu sözleri düşündüm.

Kardeşimin göremediği, duyamadığı veya yapamadığı

bütün şeyleri düşündüm. Hala eniştemin sözlerini

düşünüyorum ve hayatım değişti.

Artık daha çok okuyor, daha az toz alıyorum.

Balkonda oturup bahçemi seyrediyorum, uzayan çimlere

aldırmadan. Ailem ve dostlarımla daha çok vakit geçiriyorum ,

iş toplantılarında daha az. Mümkün olduğu kadar sık

“hayatın katlanılması gereken bir dertler zinciri yerine zevk

alınacak olaylar silsilesi olarak görülmesi” gerektiğini

hatırlatıyorum kendime. Her anın güzelliğini duyumsayarak

yaşamak istiyorum. Hiçbir şeyimi özel günler için saklamıyorum.

Kıymetli tabak çanağımı her “özel” olayda kullanıyorum.

Birkaç kilo vermek, tıkanan lavaboyu açmak, bahçemde ilk

açan çiçek gibi özel olaylarda.. En pahalı ceketimi canım

isterse süpermarkete giderken giyiyorum. Teorime göre eğer

zengin görünürsem, küçük bir torba erzak için o kadar parayı

daha rahat ödeyebilirim. Pahalı parfümü özel partiler

için saklamıyorum. Mağazalardaki tezgahların ve banka

memurlarının burunları da, en az parti parti gezen

arkadaşlarımınkiler kadar iyi koku alır.

“Birgün” kelimesi dağarcığımdaki yerini kaybetti.

Bir şey, eğer görmeye, duymaya veya yapmaya değerse, onu

şimdi görmek , duymak ve yapmak istiyorum.

Hepimizin “Yaşayacağımıza garanti gözüyle baktığımız

yarını görmeyeceğini” bilseydi eğer kızkardeşim, neler

yapardı kimbilir ? Sanırım aile fertlerini veya yakın

arkadaşlarını arardı. Belki eski birkaç arkadaşını arayıp

aralarında geçen sürtüşmeler için özür dilerdi.

Belki bir lokantaya en sevdiği çin yemeğini ısmarlardı.

Bunların hepsi birer tahmin. Kardeşimin neler yapamadan

öldüğünü hiçbir zaman bilemeyeceğim. Ya ben ?..

Eğer sayılı saatimin kaldığını bilseydim, yapamadığım şeyler

olduğu için kızardım. Yazmayı ertelediğim mektupları yazmadığım

için kızardım. “Bir gün ararım” dediğim dostları görmediğim

için kızardım. Eşime ve kızıma onları ne kadar çok sevdiğimi

yeterince sık söylemediğim için kızardım. Artık hayatlarımıza

kahkaha ve renk katacak hiçbir şeyi yarına ertelememeye,

duygularımı dizginlememeye çalışıyorum.

Ve her sabah gözlerimi açtığımda kendime o günün

“Özel bir gün” olduğunu söylüyorum. Her gün,

her dakika, her nefes gerçekten Allah’tan bize bir armağan.

(LOS ANGELES TİMES YAZARLARINDAN ANN WELLS’İN YAZISI)


mgez


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.