ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Bir Tutam Hikaye (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=456)
-   -   Nokta Hala Destanı (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=204296)

Prof. Dr. Sinsi 07-11-2012 07:45 AM

Nokta Hala Destanı
 
http://collect.myspace.com/music/pop...g198mPa4Fu26zb



NOKTA HALA DESTANI




Çolvaroş köyünde Haşiloğlu cevherin kızı Hacınumanoğlu İsmail’in karısı nokta hala adında bir Hemşin gelini 3 kızı ve bir oğlu dünyaya geldikten sonra çok genç yaşta dul kalır. Ama oda birçok Hemşin kadını gibi evlenmek istemez ve kaderine razı olur. Oğlu Ahmet’i büyütmek için bütün şefkatini ve fedakârlığını seferber eder. Onun en büyük arzusu Ahmet’i büyütmek ve gurbet ellere Kırım’a yollamaktı.(Hemşin’de yaşlıların dilinde gurbete Kırım denirdi çünkü genelde yöre insanları yöre insanları gurbete Kırım, Batum tarafına giderlerdi) yıllar çabuk geçti. Nokta halanın Ahmet’i büyüdü köyde herkesin sevdiği takdir ettiği akıllı bir delikanlı oldu. O da her Hemşinli erkek gibi genç yaşında ailesinin geçimini, sorumluluğunu kalbinde, taze omuzlarında duyarak gurbete çıktı. Kırım'da hemşerisinin yanına gelen Ahmet, orda çalışmaya başladı gurbet hayatı 4 yıl sürdü. Bu sırda ise Nokta Hala Ahmet’in özlemiyle yaşıyordu, kardeşlerini ve eşini çok genç yaşta kaybeden Nokta Hala yalnızlığını ve özlemini hep Ahmet’i için biriktiriyordu. Fakat nokta Halanın kara bahtı gülmeyeceğe benzerdi onuruna çok düşkün olan Ahmet patronu ile kavga etmiş, çok kısa süreli olsa hapis yatmıştı. Veremin amansız kollarına hapishanede yakalanan Ahmet’in üzüntüden bu hâle düştüğü sanılmaktadır. Özellikle Nokta hala bu olaya böyle yorumlamaktadır. Memlekete hasta dönen Ahmet bu korkunç hastalıktan kurtulamayarak öldü. Nokta Hala ise oğlunun acısını en büyük şiddetiyle tattı. Bu acılara Nokta Halaoğlu Ahmet için söyledikleri zamanla destan olarak dilden dile yayıldı. Bu destanda bazen isyan, bazen tevekkül, bazen cemiyet, bazen felek, bazen mazi, bazen hal, bazen istikbal, fakat her zaman Ahmet vardır. Bu destanın dört yüz kıta civarı olduğu sanılıyor günümüzde yüze yakın dörtlüğü mevcut ayrıca İbrahim Can , Birol Topaloğlu ve Gökhan Birbenin ayrı ayrı kasetlerine koydukları ağıtlar dinlenmeye değerdir. Aşağıda bu destanın küçük bir kısmı var, kalemsiz kâğıtsız dilden dile dolaşan bu destandan bir annenin evladı için hissettiklerini bulacaksınız.


AHMEDUM DESTANI


Kirova şehrine ettim intizar,

Kara bıyıkların aldı mı nazar?

Ahmet anasına bir mektup yazar,

Şimden sonra yazamazsın Ahmedum.


Uğramasın Kirova ya makina,

Felek ağu kattı tatlı aşına.

Çok oturdum mezarının taşina,

Şimden sonra daha yazmam Ahmedum.


Kirova şehrine makine işler,

Batum limanında gemiler kışlar.

Yaram derindedir ciğere işler,

Şimden sonra yara almam Ahmedum.


Kirova dediğin adenli şeher,

Kara bıyıkların dünyayi değer.

Ağaç meyve verir dalini eğer,

Senden sonra daha yemem Ahmedum.


Merağım yok, koca ile kardaşa,

Eyvah, evladımla çıkmadım başa.

Felek beni ne hain çaldın taşa,

Dört yanımdan yara aldım Ahmedum.


Tam yirmi yaşında aldı eşimi,

Deryalara kattım bu göz yaşımi.

Kim kabre indirecek leşimi,

Kuran okuyanım yoktur Ahmedum.


Düşsem deryalara deryalar boğar,

Evladı olana bir gün gün doğar.

Bizim dağa yağmur ile kar yağar,

Senden sonra hiç kalkmasın Ahmedum.


Kirova dediğin kırımın ucu,

Kahpe felek seçmez kocayı genci,

Kavga ettin seni kaldırdı kolcu,

Belki hapsoldun da korktun Ahmedum.


Ben seni büyüttüm kıymetli nazlı,

Mektubun içimden okudum gizli.

Ananun haberi çok acı sözlü,

Belki ondan verem oldun Ahmedum


Yaz gelince çoban kurar yataği,

Herkesin işliyor şendir peteği.

Biz kahpe felekten yedik köteği

Bu kötekten iflah olmam Ahmedum.


Bizim çorap ipti baştan söküldi,

Geldi vereseler sınır dikildi.

Anan dört kat oldu beli büküldi.

Sınır dikenlere ahım kalsın Ahmedum.


Yol ver dağlar aşacağım buzlama,

Yeter yaralarım daha sızlama.

Ahmedum un mektubunu gizlema

Verin okuyayım sitem yazılı.


Dedim 'ölüm olmaz',hastalık şaka,

Meğer Azrail'e vermiştin yaka.

Yetim kızlarıma kim olsun arka,

Senden sonra arkam yoktur Ahmedum.


Dumanlanur gemilerun borisi

Azrail da aldi evun birisi

Benum gurbetcimun geldi gerisi

Senden sonra gurbet yansun Ahmedum.


Evvel bahar gelur merakli aydur

Mezarun yüksekdur etrafi çaydur

Kirpiklerun uzun kaşlarun yaydur

Senden sonra daha görmem Ahmedum.





Gülüm soldi,doli vurdi bostana

Benum dertlerumi yazun destana

Haber sorsam Haladaki ustana

Acap meraktan mi eldun Ahmedum.


Ben dertliyim, öz canumdan bezerum

Dağlara, taşlara destan yazarum

Abdal oldum her kapiyi gezerum

Eller güler ben ağlarum Ahmedum.


Her an dumanlidu bizum dağumuz

Bülbül ötmez viran kaldi bağumuz

Cefa ile geldi geçti çağumuz

Bu dünyayi viran gördum Ahmedum.


Sen meraktun çağlayanun suyina

Ben yangunim evladumun boyina

Çikamadum Çolvaroşun köyina

Senden sonra varoş yansun Ahmedum.


Hunut daği çiçeklenup aşmasun

Dereler kurusun, asla taşmasun

Ana yuvasuzdur, nasil şaşmasun

Şimden sonra yuva görmem Ahmedum.


Gemi yolci ister, borisi sesler

Kuşlar yavrisini yuvada besler

Başina koydiler kırmızi fesler

Senden sonra fesli görmem Ahmedum.


Güz gelince bizum dereler buzlar

Evladun acısi içerden sızlar

Toplanun yanuma sahipsuz kızlar

Şimden sonra 'baci'demez Ahmedum.





Çiçekli yaylalar toprakli, taşli

Eyvah, ben gezerum gözlerum yaşli

Eller gelin eder kutni kumaşli

Senden sonra gelin görmem Ahmedum.


Deli gönul daim gitme havada

Ben bülbüli uçurmişim yuvada

Yol bulamam, kaldum bir düz ovada

Ne tarafa gideceğum Ahmedum.


Deli gönül, her an çekersin firak

Çok çektum dünyada dert ile merak

Kahpe felek elleri etti çirak

Bize hayat kara oldi Ahmedum.


Benum gönlüm herdem duruyor garip

Mahşerde görürüm, olursa nasip

Bize yardum etsun Hazreti Habip,

Hayatumda gülemedum Ahmedum.


Arı oğul verdi sardı peteği

Koyin otlar, çoban kurar yataği

Ben felekten hain yedum köteği

Bundan sonra daha yemem Ahmedum.


Göçler çat düzina ederler düşüm

Dedum yuva kuram, bozuldi işum

Kudretten sineme vurdi bir kurşun

Bu yaradan iflah olmam Ahmedum.

ALINTI


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.