![]() |
Ben Oynamak İstiyorum
Ben Oynamak İstiyorum - Emine UYSAL yazıları
Muşamba örtülü tahta masada dört kişi oturmuş, muhtarı bekliyorlardı. Bekleyenlerin ikisi, yaşını başını almış adamlardı. Diğeri, sürekli yere bakan suskun bir gençti. Birisi vardı ki masada, bütün bu kalabalık onu görmek için toplanmıştı. Odaya giremeyenler, pencere önünde birbirlerini itip kakıp duruyorlardı. Görmek istedikleri kişi ise, on üç yaşına gireli iki ay olmuş küçük bir kız çocuğuydu. Zeynep’ti seyrettikleri gelin. Zeynep; bukle bukle sarı saçlarıyla, korkuyla bakan ela gözleriyle, hayata direnmeye çalışan çelimsiz vücuduyla orada neden bulunduğunu idrak edemeyecek yaştaydı henüz. Sokaktaki arkadaşlarıyla oyunlar oynamak, okula gitmek istiyordu. İstiyordu da ona soran yoktu ki; “sen ne istiyorsun?” diye. Etrafındaki büyükleri, Zeynep’in en baştan yazılan kaderini yeniden yazmaya taliptiler sanki. Hâşâ! Kendilerini Tanrı mı sanıyordu bu insanlar(!) Hayat; Zeynep’in hayatı değil de kendi hayatlarıymış gibi yön verip evirip çeviriyorlardı. Hiç kimse sormamıştı Zeynep’e; “evlenmek istiyor musun?” diye. Üzerinde eğreti duran gelinliği ile yüzüne sürülen boyalarla kendisini sirk maymunundan farksız hissediyordu o an Zeynep. Neyi merak edipte toplanmıştı bunca insan? Kadınlar gününde bir çocuğun katledilişini mi? Kaybolan ümitlerini, yok edilen düşlerini mi? Neden Zeynep ve Zeynep gibiler kendi hayatını kendileri seçemiyor, neden istemedikleri hayatı yaşamaya zorlanmışlar ve hâlâ zorlanıyorlardı? Birden kalabalıkta bir uğultu başlamış, beklenen konuk, elinde dolaştırmaktan eskittiği kara kaplı nikâh defteriyle odaya girip masadaki yerini almıştı. Defterini açtı ve Zeynep’e dönerek sordu: “Mehmet kızı Zeynep; Mustafa oğlu Kamil’i kocalığa kabul ediyor musun?” Zeynep; utangaç yüzünü yerden kaldıramadı. Muhtar’ın sözlerine de aldırmadı. Muhtarın birinci, ikinci ve ancak üçüncü soruşunda, kenarda dikilen babalığı usulca masaya yanaşıp, kimseye çaktırmadan Zeynep’in bacağına kuvvetli bir çimdik attı. Zeynep, uykudan uyanır gibi kısık bir sesle, “evet” dedi. Kalabalıkta bir alkış tufanı koptu. O gün; sekiz mart Dünya Kadınlar Günü’ydü. Zeynep kadın olunca anladı(!) SEKİZ MART SIZISI Bir çocuk gelir gözlerimin önüne Nikâha zorlanmakta… Aklı? Yarınki oyunda Saklanacak daha iyi bir yer bulmakta… Fikri(!) Onun fikri yok ki… Emine UYSAL 8.3.2011 |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.