![]() |
Bu Gezegen Kaç Tür İçin
Bu Gezegen Kaç Tür İçin Yazısı - Bu Gezegen Kaç Tür İçin İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Geçtiğimiz günlerde Efe, Leo ve Zihni’den bahsetmiştim. Efe Batu’nun, Leo ise Tuğçe’nin evcil hayvanlarının isimleri. Kedi Zihni ise bir Twitter fenomeni. Leo o kadar yaramaz bir köpek ki Tuğçe yazının yayınlandığı gün şakayla karışık “Leo’yu bir kap suyla Teşvikiye Camii’ne bırakmayı düşünüyorum“ diye mesaj atmıştı bana. Ama Batu’nun ısrarlı önerilerini uygulayarak müthiş bir yol katettiler. Leo artık sokaktayken tuttuğu çişini eve yapmamayı öğrendi... Bu arada Tuğçe evinin bir odasını Leo’ya vermek zorunda kaldı o da ayrı konu... Geçen akşam yemek yerken “nasıl başardınız bunu?” diye sordum. *** Batu anlatmaya başladı: Benim çocuğum olmadı ama ben ebeveyn olmayı Efe ile öğrendim. Üniversiteyi yeni bitirmiştim. Büyük bir umutla iş arıyordum. Her şeyin güzel olacağına inandığım bir zamandaydım. Çocukken çok korkardım köpeklerden. Buna rağmen bir gün bir arkadaşımda gördüğüm bir köpekten çok etkilendim ve ben de bir evcil hayvan sahibi olmak istedim. O dönemlerde Levent Yüksel’le yeni tanışmıştım ve bu konuda sohbet etmiştik. Hiç unutmuyorum söylediklerini. ‘Her şeye hazırlıklı mısın?’ diye sormuştu. ‘Bak madem Golden Retriever istiyorsun, siyah giyemeceksin, çoraplarını ortada bırakamayacaksın, tatile giderken ya onu da yanında götürebileceğin özenli bir yer arayacaksın ya da gidemeyeceksin. Öyle zor bir sorumluluk ki... Hazır mısın hakikaten?’ demişti. Ben de ‘Evet’ dedim üstüne basa basa. ‘Hazırım... Her şeyi değiştirebilirim.’ Değiştirdim de. O henüz 45 günlükken tanıştım ben evcil hayvan sevgiyle... Birlikte uyumaya başladık... Beni uyandırıp her sabah spor niyetine yürüyüşlere başladık. Onun farkına varamadığı ve ona eğlence gelen her türlü zorluğu yenmeye çalıştık. Büyümeye başladı... Büyüdükçe anladım ki hiç kimse kapıdan içeri girdiğinizde bu kadar sevecen karşılamıyor sizi ve kapıdan dışarı çıktığınızdan özlemle beklemiyor... Askerliğimin sonuna doğru geçirdiğim bir ameliyat sonrası eşyalarımı önceden eve yollamıştım. Annem henüz gelmeme 1 hafta olduğundan bavulu balkona koyup geldiğimde atılacak ve sonrasında kullanılacakları ayıklama işine girişmek üzere bavulu balkona koymuş. Sabah uyandığından Efe’yi evin içinde arayıp bir türlü bulamamış ve doğal olarak telaşlanmış. Bizim oğlan kapısı kapalı balkona nasıl girmeyi becerdiyse girip, ağzına benim bir tişörtümü alıp uyuklarken yakalanmış. Aradan geçen 5,5 ayın özlemi... Yahu düşünebiliyor musunuz böyle bir şeyi? Söz bitmişti benim için. Hayvanlar ilk sahiplerini unutmazmış. İlk gözlerini açtıklarında ilk elinizden yedikleri mamayı... Hiç evlenmedim henüz... Hiç çocuğum olmadı da... Ama bir oğlum var benim... Ama ebeveynlik nedir sanırım tecrübe edebiliyorum... Annenizi, babanızı bir şekilde anlayacak bir durak oluveriyorlar... Sevginin durağının nerede, nasıl, ne şekilde olacağı bilinmiyor. Rüzgârda savrulurken, nerede kesilirse orada konaklıyoruz... Bilmem anlatabildim mi? *** Bugünlerde sıklıkla hayvanlardan söz ediyorum. Şu anda yanımda Rıfkı var. Rıfkı bizim Bozcaada’daki Limani Otel’in sahibi Akın’ın köpeği. O bir Fransız Bulldog. Şu anda horlayarak uyuyor. Arada bir kırmızı gözlerini açıp bana bakıp tekrar uyumaya devam ediyor. Birbirine söven, kadın ve çocuk döven, karşısında yaşayana, farklılığa tahammülü olmayanların dünyasında hayvan sevgisinden söz etmek çok saçma değil mi? Ama geçen gün Twitter’da kimden çıktığını takip edemediğim şahane bir söz okudum: ‘Bu dünya sadece insanlar içinse Nuh gemisinde hayvanların ne işi vardı?’ ***** Leo Bu gördüğünüz şahane beyefendi Leo... Biraz yaramaz, biraz inatçı ve çok akıllı... Çok komik bakan gözleri ve kocaman bir göbeği var. Ve ben onu çok seviyorum 2che İclal Aydın |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.