ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kişisel Gelişim (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=611)
-   -   Zehirlenmekten Korunmak İçin (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=201363)

Prof. Dr. Sinsi 07-10-2012 05:55 PM

Zehirlenmekten Korunmak İçin
 
Doğru Bildiklerimizi İfade Edememe - Dışlanmaktan Korkma - Doğru Bildiklerimizin Yanlış Anlaşılması Ve Bozulan Kişiliğimiz- İlkelerimiz Ve İnançlarımız - İkiyüzlülük Ve Nefret Duygusu


Türkün aklı ya kaçarken yada .....tuvalette başına gelir diye yaygın bir rivayet ve kanı var.



Damak zevkine sahip olmadığımızdan gerek kendi kotardığımız gerekse başkalarının kotararak dayattığı veya aç kalma paniğimiz gereği gönüllü kabullendiğimiz herşeyden bir müddet sonra pişman oluruz.



Ya kulozette çektiğimiz acı bizi aydırır,yada bünyede zehirlenme belirtisi olduğunda aklımız başımıza gelir.



Karşılaştığımız herkes sanki anlımızda yazar gibi bilir çöp tenekesi muamelesi yapılmasına itirazımızın olmadığını.



Ya yeni bir tarifi denerler,yada daha iyisine göz dikmeyelim diye kasti zarar vereceği kesin olanı yuttururlar.



Sıcağa soğuğa,acıya tatlıya,iyiye kötüye itiraz etmememizin,yangından mal kaçırma iç güdüsü ile bir nevi ödleklikten kaynaklandığını,verdiklerini hakkettiğimiz yolundaki varyasyonlarından anlamayız.



Ya kendi başımıza getirdiklerimiz!



Hangi malzeme ile ne yapılır,hangi malzeme diğeri ile yan yana gelirse tepkime doğurur bilmeden kotarırız herşeyi.



Çünki acelemiz vardır.Çünki ihtiyaçlarımızın bir listesini yapmamışızdır.



Çöp ev sakin liği iliklerimize işlemiştir.



Zorunluluklar dışında hareket etmekten ödümüz kopar,bu yüzden REFLEKS nedir bilmeyiz,kullanmayız.



Her işten anlarız,elimizden dört başı mamur hiç bir iş gelmez.



Her konuda fikrimiz vardır,başkalarına yalan yanlış satarız.Büyümeyiz büyümüş gibi yaparız.Büyümenin boy uzamasından başka ne olduğunu merakta etmeyiz.Küçültmekten küçük düşürmekten gizliden gizliye keyf alırız,küçük düşürülmemek için ya yaltaklanırız yada olduğumuzdan başka kişi olmaya çalışır,ÜFÜRÜRÜZ.



Elimizde bir çeyiz sandığı vardır,kapağını açıp bakmayız.



İhtiyaç duydukça kapağını hafif aralar,içine bakmadan elimizi daldırır üç akçe-beş akçe çıkarr kullanırız.



İçindekilerin çürüyüp kokacağını,eskiyip kalp olacağını hele ki içine koymadığımızdan bitebileceğini düşünmeyiz.



İşleyen demir ışıldar deriz,bizi zorlayacak ufacık bir şey görüğümüzde çaktırmadan kaçarız.



Ağlarsa anam ağlar deriz,kendimiz ve kutsal bildiğimiz karşısında en çok biz ağlarız.



Para el kiridir-gavur basar türk harcar diye ata sözleri icat eder,Bilginin kıymetini bilmez dışardan alır alır heder ederiz,sokma akıldan medet umarız.



Endişe,cansıkıntısı,ne yapacağını bilmeme,güvensizlik,yeniliklerden/yeni şeylerden ürkme örümcekleriyle kaplanmış aklımızın ve gözümüzün önüne işe yarama fırsatı çıktığında fark etmeyiz.



Aklımızın ve yüreklerimizin SAĞIRLAŞAN kulakları duymaz,sağarlar diyoloğu ile herşeyi berbat ederiz.



İlkelerimiz yoktur,inançları saniyede satarız.



İki yüzlülükten nefret edermiş gibi kendimizi başkalarına satarız.



Yapmamız gereken bizi zorlayıcı durumlar ortaya çıktığında işi başkalarına havale etmekten geri durmayız.



Havaleleri hep tanrısala veya bize içten içe acıması gerektiğine inandıklarımıza yaparız.Onların ruhu duymaz sesimiz kısıktır,içimizden geçiririz sonra hayal kırıklığı ile büyüklük taslar ve küsmüş,kahırlı adamı oynarız.



Ruhumuz üşür bir çulu yoktur sırtında Ağalık taslarız,ısıtmaya tenezzül etmeyiz.



Yaşamak yerine HAK cümlesinin bize pay çıkarmasını bekleriz.Haksızlığa uğramak Adil olmamamızın kılıfı olur,aklımızı-bedenimizi-reflekslerimizi çalıştırmamanın,ağlaşmanın mabedine dönüşür.



Haksızlığa uğramamızı öğünç madalyamız olarak hep başımızın üstünde taşırız.



Yüz göz olmamayı büyüklük sayar,istemek ve almanın risklerinden kendimizi uzak tutarız.






Bu kadar varlar ve yoklarla hepsini bir birine katarak hayatımızı kaynatırız,beslendiğimizi sanır, bir zaman sonra pişmanlıklar ve suçlulukların TUŞ un da mindere yapışırız.



İnkar icat edilmiş en büyük nükleer silahımızdır.Pişmanlıklarımızı ve suçluluk duygumuzuda inkar ederiz.



Hep daha soğuk kanlı,daha yakışıklı/güzel,daha zengin,daha ZEKİ olanlara öykünürüz.



Kendimizi ve aklımızı hemde geçmişimizi hiç beğenmeyiz.



Ya hep unutkanızdır yada hiç unutmaz başında ağlaşırız.



Y Ü Z L E Ş M E Y İ Z!!!



SAVRUKLUKTAN DAĞINIKLIKTAN KURTULMAK,YERLİ YERİNE HERŞEYİ OTURTMAK İÇİN parmağımızı oynatmayız.



Kötüsünden kurtulmak olan AFFI bu yüzden hayatımıza sokamayız.



Birinin,bir şeyin kafamızın-ruhumuzun ve hayatımızın içini düzene sokmasını bekleriz.Çöp ev sahipleri gibi elde edebileceğimiz her türlü ARTIĞI,pisliği onların içine tıkıştırırız.



Memnuniyetsizliğe derin ULULUK olarak taparız.Memnuniyetsizliğin çivili tabutundan hep şikayet ederiz.



Şikayet etmek yerine gönülden,yürekten kendimiz için bir şeyler yapalım.



Sadeleşmeye,durulmaya,yüzleşmeye,geçmişi unutmaya,gelecek için yürekli olmaya AFFETMEYE başlarsak klozette acı çekmeye,zehirlenip güçten düşmeye son veririz.



Fırsatınız varken AFFEDİN!!!...


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.