Güç Nereden
 

Barış Barış Yazıları - Kişisel Gelişimde Gücün Önemi - Güç Ve Kişilik




Boynu bükük, ezilen biri varsa etrafınızda, birazcık vicdan sahibiyseniz kalbiniz ezilenden fazla yaralanır. Onu o halde görmek en az onun kadar sizi de üzer. Ona yardım etmek istersiniz. Peki nasıl yardım edebilirsiniz?

Bir işyerindeyiz ve siz de orada etkin konumda bir çalışansınız. Çok sevdiğiniz bir arkadaşınız var ve hayat onun için çok zor geçiyor. İşine bir türlü adapte olamamış durumda. Hata üstüne hata yapıyor. Aksi gibi de amiri bu tür durumları fırsat bilip onu yerin dibine sokuyor. Ve siz de yukarıda tanımını yaptığım vicdanlı adamsınız. Buyurun top sizde.

Bu noktaya kadarki senaryo ve bu andan itibaren sizin yapacağınız seçimler tamamıyla gücün kaynaklarıyla ilgilidir. Bakın aksi amirimiz burada yönetici pozisyonundan doğan gücünü kullanmakta. Buna komuta gücü veya pozisyon gücü de denir. Böyle kişiler ellerine geçen bu yetkiyi astları üzerinde katı bir şekilde uygulamayı her zaman doğru bulmuşlardır.Yani aslında amirimiz doğansına uygun hareket etmekte. Şimdi oyundaki diğer iki aktörün ellerine bakmamız gerekiyor. Özellikle de size.

Siz bu noktada iki alternatif ortaya koyabilirsiniz.


Siz bu noktada iki alternatif ortaya koyabilirsiniz.

Arkadaşınızı güçlendirebilirsiniz


Peki sizin elinizde hangi güçler var?


Senaryomuzda işyerinde etkin bir kişi olduğunuzu belirtmiştir. Şimdi bunu kullanma zamanı. Aynı sayın amirimizin yaptığı gibi pozisyon gücünüzü kullanabilirsinz. Eğer siz ondan pozisyonca daha güçlüyseniz uygun bir dille arkadaşınızı ezmemesini söyleyebilirsiniz. Bunu bir çoğumuz yaparız. Fıtratımızdaki sevdiğini koruma içgüdüsü elimizdeki güçleri kullanmaya doğru bizi iter. Ancak böyle bir seçimin risklerini de göze almak gerekir. Dostunuzu korumak isterken yöneticisinin ondan biraz daha nefret etmesini sağalayabilirsiniz. Üstelik bu tercih dostunuzu daha da zayıflatabilir. Hayatı boyunca dersleri hep annesi tarafından yapılmış bir öğrenci düşünün ne denmek istendiğini anlarsınız.

Eğer etkinliğiniz size duyulan saygıdan kaynaklanıyorsa yani kişiliğinizle ilgiliyse işiniz nispeten kolay olacaktır. Bu yapıdaki insanlar kurumlarda hangi pozisyonda olurlarsa olsunlar mutlaka dinlerirler (her söyledikleri yapılır demiyorum), Bu şekilde arkadaşınızın amirleriyle konuşur ve ona biraz zaman tanınmasını sağlayabilirsiniz. Sözü dinlenen biriyseniz gerektiğinde daha üst kademelere de sorunu taşıyabilirsiniz.


Aslına bakarsanız tüm bunlar sizin aktif arkadaşınızın ise reaktif olduğu çözümlerdir. Dikkat edin bu oyunda iple sizin ve amirin elinde. Arkadaşınızın şu dakikaya kadar kendi kaderi üzerinde bir etkisi yok maalesef. O zaman ikinci alternatifinizi devreye sokmak ve arkadaşınızı güçlendirmek zamanıdır.



Gerçek Nedir


Kişilikte Gerçeğin Önemi - Gerçek Hakkında - Motivasyon Ve Realite


Gerçek nedir? Neye gerçek deriz. Bizim gerçeğimiz başkalarına göre gerçekliği nedir? Yâda hangi durumlarda gerçeği istimal ederiz, neye göre doğrularız? Bir ifadeyi nasıl veya niye doğru veya yanlış olarak tanımlarız?

Gerçek yediğimiz bir şeyin aldığı bir tat mıdır? Gördüğümüz objenin tanımıdır? Tutumuz bir şeyin sıcaklığını veya soğukluğunu anlamak mıdır? Aslında gerçek insanoğlunun yaşamında değerli bir hedeftir. Yüzyıllar boyunca insanoğlu gerçeği öğrenme arzusuyla yaşadı, araştırdı. Gerçeği öğrenme arzusunda merak etme, öğrenme duygusunu geliştirdi. Merak edilen öğrenilmedir. İşte bu durumda dinler ve bilimin karşı karşıya geldiği durumdur. Hem bilim, hem din gerçeği vaat eder. Ve çoğu zamanda apayrı köşelere giderler. İman ederek gerçeğin bize sunulan ilahi açıklamalarını kabul eder ve gereklerini yaparak bu gerçeği yaşantımıza sokarız. Bilime inanarak da gerçeği arama yolunda hem dinin değişmez kurallarının baskısını azaltır, hem de bilimsel yöntemlerle açıklanan çarpıcılığın verdiği korkuyu, doğal davranmaya eğilimli içgüdüsel tavrımızı tatmin ederiz. Aslında insan olarak bütün işimiz gerçeği aramak. Fakat değerlendirebilmek için yeterli veriye sahip olmadığımız için bu arayışı çok sık aralıklarla yapma çabasından uzak dururuz. Çünkü bu çaba düşünmek demektir. Sıradan insanlar olarak daha kısa bir yol olan başkasından dinlemeyi ve öğrenmeyi tercih ederiz. Bu istek bin yıllar boyunca, biçimlenmiş ve karşımıza çeşitli formlarda çıkmıştır. Günümüze dek ayakta kalarak durabilen en çarpıcı iki biçim din ve bilimdir.

Einstein Albert’ ın da dediği gibi “Gerçeği aramak onu elde etmekten daha kıymetlidir.” Düşündürücü olduğu kadar da ince bir yarıntıyı belirtmiştir Einstein Albert. Aramak, araştırmak yâda merak, öğrenme duygusu. Bunlar kapsamı oluşturmaktadır.