![]() |
Şans Nedir?
Şans nedir? Ne zaman şanslı sayar insan kendini? Hangi durumlarda? Kocası tarafından 57 yerinden bıçaklanan kadın, bir zamanlar şanslı saymış mıydı kendini onu tanıdığı için? Şansının ne kadar inancındaydı Halis Toprak, Türkiye'nin en zenginleri sıralamasındayken? Çarptığı çocuğu hastaneye götürmek istemeyen suratı nursuz zengin addedilen kadın, içindeki foseptiğe rağmen şükretmiş miydi Tanrı' ya hakketmediği mal varlığı için, şanslı varsaymış mıydı cüzdanındaki kabarıklığı için kendini? Ebru Gündeş ne kadarının farkındaydı şansının, hayata döndüğünde? Süreyya Ayhan onca karalamaya başarısıyla cevap verebildiğinde, sağlığının, başarısının temeli olduğu şansına ne kadar inandı? Anne-babalarının soyadlarından fayda sağlayabilen koca bir nesil, bu sayede kısa yoldan açılan kapıların şans olduğu bilincinde yaşıyorlar mı? Siz, etrafınızdakiler, etrafımdakiler ve ben ne kadarını görebiliyoruz şansın? Bir tomar örnek sıralayabilir ve çoğaltabiliriz şans saydıklarımızı, şans saydığımız uğursuzlukları... Bir başka pencereden bakabilmek adına sıralarsak birbirimize gördüklerimizi, neyin şans, neyin şansızlık olduğu konusunda ani kararlar vermez, önyargılardan uzaklaşırız. İşte şimdilerde şahit olduğum, çözüm aradığım, inanamadığım şansız bir hayat örneği, bunca yıl öğrendiklerim az kaldı....; Soyadı büyük bir ailenin süregeleni olduğu için 'şans' diye nitelendirilen küçük bir kızdı çocukken. Her istediği alınıyor, istediğini yiyebiliyor, yumuşacık yataklarda uyuyabiliyordu. Rüyaları da yaşantısı gibi renkli ve ferah olmalıydı, öyle ya hayata şanslı başlamıştı! Kocaman evlerde büyüyor,kocaman televizyonlarda seyrediyordu çizgi filmleri. Tokaları çeşit çeşit,oyuncakları envai türden. Ebeveynleri bu gerçekle hiçe saydılar doğurduklarını. Fazla şey istememeliydi küçük kız yaşarken maddenin yanında, hele sevgiyi hiç arzulamamalıydı. Doğuranları kadar madde merkezli yaşamalı, sevgiyi umursamamalıydı. Sevgi dediğin parayla satın alınırdı!!! O doğduğunda hediyelere boğulan annesi, ne kadarını verebilirdi ki evlat sevgisinin... Anne-babası manen yollarını ayırdığında içindeki fırtına önemsenmedi. Neyani ayrılan ilk onlar mıydı! Bunca para varken takılır mıydı! Sigaraya bağımlılığı 7 yaşında başladı, yani anne-babası manen yolları ayırdığında. Genç kızlığa biyolojik ilk adımında yalnızdı. Bilmediği çok şey vardı. Öğretmemişlerdi büyüklerini saymayı. Mesela bilmiyordu en basitinden bayram sabahlarını, kandillerde hiç aramadı akrabaları. Aylarca görmediği babasının varlığı paradan ibaretti onun için, annesi öyle öğretmişti. Bir baba vardı görmediği, bir anne vardı hayalet... İsyankar duruşları çoğaldığında hayata herkes şaştı. Kime çekmişti bu kız? Nerden çıkmıştı bu isyan, bir eli yağda-bir eli balda? Evden ilk kaçışı tokattı hepsine, 15 yaşında... Hiç tanımadığı birkaç gencin evinde buldular küçük kızı gecenin yarısı. Önce doktora götürüldü bakirelik testi için, neden kaçtığı sorulmadan... Baba uzundur il kez gördüğü kızının büyümüş olduğunu fark etti metazori. Bugüzel kız onundu, gururdu! Temizde çıkmıştı üstelik doktor raporu... Hiçbir şey olmamış gibi, sorulmadan ne istediği yeniden başlatıldı hayata-baba yanında. Geç kalınmış sevgi gösterileri midesini bulandırıyor, gözleriyle nefret kusuyordu, umursanmıyordu. En büyük arzusu dillendirdiği biraz yakın bulduklarına; yalnız ve bu aileden uzak bir gelecekti. Sevmiyordu hiç birini, istemiyordu saçında dolanacak riya elleri... Sevgisizliği, asiliği, mutsuzluğu, doymazlığı arsızlığına verildi aile kararıyla, dayaklıktı. Kime çekmişti bu kız? Nerden çıkmıştı bu isyan, bir eli yağda-bir eli balda? Parayla kapatılmaya çalışılan hataları delik örtmediğinde yatılı okula verdiler onu... Küçük kız rahattı aslında orda, huzurlu. Uzun sürmedi, vazgeçti yaşamdan,intikamdı istediği genç yaşta. Kaçtı yatılı okuldan leke olsun diye soyadına. Yaşadığı 17 yıllık mutsuzluğun karşılığı olmalıydı ya... Bilemedi paranın gücünü, ört bas edildi, temiz bir dayak yedi!!! İntikam arzusu perçinlendi. Okul hayatı bitirildi soyadı büyükleri tarafından, artık kendide istemiyordu zaten geleceği... Hasta benliği bir doktora falan götürülmedi, duyanlar ne derdi! Kapatıldığı lüks villaya erkek aldı ilk fırsatta, feda etti intikamına genç kızlığını. Önce dayak yedi yine sonra atıldı evlatlıktan, kıyafetleri çocuk esirgeme kurumuna bağışlandı. Hiç bağış yapmamış soyadı büyüklerine yaptırdığı ilk iyi şeydi, önemsemedi. Annesiyle aynı evdeydi yine. Paraya ruhunu satmış bir zavallıydı onun için doğduğu kadın. Nefreti öğrendiği insanlara inat yaşına yakışmayan bir hayata daldı, uyuşturucu, gece hayatı, durmadan değişen yatak damlığı... ... ... ... Bu bataktan kurtulmak için sarıldı önüne gelene, bir haykırıştaydı artık. Bu haykırışı bir onlar duysun istemiyordu... Kendiliğinden kopmaya uğraştı pislik yuvasından, birazını başardı. Okula dönmeyi bile geçirdi aklından, kendisini hayata kazandıracak kurslar araştırdı tek başına. Kafasını çıkarmaya uğraşıyordu çukurdan ama vakti bile yetmedi buna. 18 ine bastığı ilk günlerde ruhu satılmış annesi karşısına aldı küçük kızı; -Artık reşitsin, istemiyorum seni bu evde. Git bu evden lütfen! -Nereye? -Bilemem! -İyide param yok, işim yok anne.... -Onu sen düşün. Sana 2 hafta süre. Uzamasın, çekemem! Beni dünyaya getirirken sormadınız diyemedi, beni kurt yatağına atma diyemedi... Gurur gereksizdi ama sahip olduğu belki de tek şeydi. Cevap vermedi... Kendisine tanınan süre dolduğunda çaresiz evin anahtarlarını verdi, sadece birkaç kıyafet, kontörsüz cep telefonu, yıpranmış hiçe sayılmış çocukluğuyla sokakta sessizdi. O çok ünlü, çok zengin imtiyaz sahibi babası alkışlanırken iş çevrelerince, bilseler devam ederler miydi alkışlamaya? Şimdi bu küçük kız sokakta!!! 'Kör ölür, badem gözlü olur' diye herkes uzağında... Şans mı sizce doğduğu soyadı, yoksa en büyük felaketimi soyağacı? Bir kuleye kapatılacak kadar sevilsin istemez miydi oda tarihi sayfalardaki kız gibi! Sokaklar yılan dolu, o sokaklarda...Yıl 2002 . . . Bir fikriniz var mı merak ediyorum bu şansızlığa? . . . Şükrediyorum Tanrı' ya ki bana sevgi dolu, muhteşem ebeveynlerden doğma şansı verdi. Bu benim en büyük şansım, ya diğerleri? |
Son cümlede noktayı koymuş eğer iyi bir ailen varsa onların cocukları olmaktan mutluysan bu dünyadaki en büyük şanslardan biridir..
güzel anlatımın için tşkkürler angelesdream.. |
şans diye birşey yok ama rastlandı derseniz başka..
mesala bana öss sınavından sonra diyolardi ki belki şansa kazanırsın ama sınava gerekli kadar çalışmadıktan sonra şansla bu işler olmaz... |
Alıntı:
|
ölme yerini şeçememek sanşla alakalı birşey değil bence mesala Dinimizde tevhid diye bir şey var...
|
ben zaten ölüm sansla alakalı demedim ölüm yeri ve zamanını secemeyz dedim.biz inananlar herşeyin sebebi Allah diyoruz ama inanmayanlar için bu şans olarak görülür.
|
zaten inanmayanlar Allah ın var olmadığını ispatlamak için sürekli bir ceevaplar arayış içindedirler..kimse yanlış anlamasın....
|
Alıntı:
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.