ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   ForumSinsi Ansiklopedisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=476)
-   -   Haricilik (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=174646)

Prof. Dr. Sinsi 06-27-2012 07:34 PM

Haricilik
 

Bu fırka, Şiilik fırkasıyla ortaya çıkmış, her ikisi de Hz. Ali (R.A.)nin döneminde guruplar halinde görülmüşlerdir. Haricîler de Hz. AH taraftarları idi. Ancak, Şiilik düşüncesi Haricilik düşüncesin­den daha önce mevcuttu.

Haricîye fırkası, «Sıffîn» denilen yerde Hz. Ali ile Hz. Muaviye´-nin arasında savaşın şiddetlendiği zamanda ortaya çıkmıştır. Bu sa­vaş neticesinde Muaviye savaşın acısını tattı, kaçmaya yeltendi. Fa­kat hakem tayin etme düşüncesi kendisine, bu zor durumdan kur­tulmakta yardımcı oldu. Muaviye´nin ordusu, Kur´an-ı Kerîm´i ha­kem tayin etmek için onu havaya kaldırdı. Fakat Ali, aralarında Allah Tealâ hüküm verinceye kadar savaşmakta ısrar etti. Ordu­sundan bazıları, Hz. ´Ali´nin karşısına çıkarak, hakem tayinini ka­bul etmesini istediler. Hz. "Ali istemeyerek bunu kabul etti. Hz. Ali, karşısında bulunanlarla, kendi tarafından bir kişi, Muaviye tarafın­dan da bir kişinin hakem tayin edilmesi hususunda anlaştıktan son­ra, Muaviye Arar b. el-As´i seçti. Hz. Ali ise Abdullah b. Abbas´ı seç­mek istiyordu. Fakat, ordusundan, kendisine karşı gelenler, Ebu Musa el-Eş´ari´yi seçmeye zorladılar.

Neticede, bilindiği gibi hakemlerin kararı ile Hz. Ali azledildi, Muaviye ise hilâfet mevkiine getirildi.

Hakemlerin bu kararı ile Muaviye´nin sürdürdüğü haksızlık, da­ha da güçlendi.

Bundan sonra Haricîlerin durumu çok ilginç bir hal aldı. Şöyleki: Bunlar, önce Hz. Ali´yi hâkem tayinine ve belirli bir hakemi kabul etmeye zorladıkları halde, daha sonra, hakeme baş vurmayı bü­yük bir suç saydılar ve Hz. Ali´nin, işlemiş olduğu bu günahdan do­layı da tevbe etmesini istediler. Çünkü onlara göre Hz. Ali hakeme başvurmakla küfre girmişti. Nitekim kendileri de bu sebeple kâfir olduklarını ve tevbe ederek yeniden İslama girdiklerini sanıyorlardı.

Bazı çöl bedevileri de bunların arkasına takıldı. «Hüküm ancak Allah´ındır» sözü ise sloganları haline geldi. Hz. Ali ile münakaşa ve karşı gelme safhasını da aşıp onunla savaşmaya başladılar.

Bu fırka, İslâm fırkaları arasında mezhebini en çok savunan, düşüncelerini kabul ettirmek için en çok gayret gösteren, genellikle en çok dindar görünen, en atılgan ve en sorumsuz davranan bir fır­ka idi. Bunlar düşüncelerini savunurken ve sorumsuzca davranış­lara girişirken birtakım sözlerin zahirine sarılarak onları kutsal bir dîn hüviyetine soktular, mümin bir insanın, bu sözlerden ayrılmaya­cağını zannettiler. «Hüküm, ancak Allah´ındır» sözü, bunların aklı­nı çeldi. Bu sözü kendilerine din edindiler. Daha önce de işaret etti­ğimiz gibi Hz. Ali´yi her konuşurken gördüklerinde O´na bu sözü söylerlerdi.

Ezarika
hariciliğin bir kolu olarak ortaya çıkmıştır. 13 yıl fiili olarak devam etmiş, sonra farklılaşarak devam etmiştir.Özetle Sıffin de Hakem olayı üzerine dedikleri ve çıkış noktaları:"hüküm ancak Allah ve Resulunündür! Hakem kabul edilemez. Kabul eden kafirdir." Kur'an'ı istedikleri gibi yorumlamışlardır.Bunlara göre kendilerini benimsemeyen bütün ümmet topyekün kafirdir.

Meymuniye
Haricilerden, İslâm dışı sayılan bir gruptur. Meymûn el-Acredî'nin taraftarları tarafından kurulmuştur. İslâm dininde bulunan birçok yasağı bunlar mübah görürler. Örnek olarak, kişilerin kendi çocuklarının kızlarıyla veya kardeşlerinin çocuklarının kızlarıyla evlenebilmesini mübah görmüşlerdir. Bu Farsî gelenekten gelen bir düşüncedir, zaten antik İran medeniyetinde sıkça rastlanan bir durumdur. Meymuniye, birçok antik gelenekten ve hurafeden etkilenmiştir. Bunun dışında, Kuran-ı Kerim'den Yusuf suresini inkâr ederler. Onlara göre bu bir aşk hikâyesidir ve Kuran-ı Kerim'de bulunmaması gerekir. Bu tür düşünceler İslâm akidesiyle çeliştiğinden dolayı İslâm dışı ilan edilmişlerdir.

İbadiyye
(Abadiyye) İslam dininin Hariciyye mezhebinin alt kollarından biridir. Hariciyye mezhebinin diğer kolları kitlesel varlıklarını günümüze kadar sürdürememiş, yok olmuşken, İbadiyye sürdürebilmiştir. Bu sebeple bugün kitlesel anlamda varlığını koruyan tek Haricî koludur. Hariciyye mezhebi genel anlamda aşırı bir mezhep olarak nitelense ve günah işleyen Müminin katlinin helal olacağı gibi fikirleri barındırsa da, İbadiyye Hariciyye mezhebi içindeki en ılıman ve Ehl-i Sünnet'e en yakın kollardan biridir. Bugün özellikle Umman'da varlığını sürdürür.
İbadiyye adını 7. yüzyıl sonunda yaşamış Abdullah bin İbad'tan alır. Haricilerin bu kolu 7. Yüzyılda Kuzey Afrika'da yayıldı. Tiaret'te bir sülale kurdular. 10. yüzyılda Mzab'a yerleştiler.



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.