ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Kıbrıs Sorunu (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=174186)

Prof. Dr. Sinsi 06-27-2012 07:37 PM

Kıbrıs Sorunu
 

KIBRIS SORUNU


Türkiye ile Yunanistan arasında, Kıbrıs adası yüzünden çıkan anlaşmazlık. Kıbrıs sorunu başlangıç itibariyle oldukça eskiye dayanır. 157l´de Osmanlı Devletinin egemenliği altına giren Kıbrıs´a, bu tarih­ten itibaren Anadolu´dan insanlar göç edipyerleşti. Bunlar, bugünkü Türk halkı­nın esasını meydana getirdiler. Osmanlı Devleti 1878´de Rusya´ya yenilince, İngil­tere, Anadolu topraklarını muhtemel bir Rus saldırısına karşı koruyacağı garantisi1 ni verdi ve yapılan anlaşma gereği üs olarak Kıbrıs´a yerleşti. Adanın yönetimi de bu şartlar altında İngiltere´ye bırakıldı. Ancak anlaşmaya göre, Kıbrıs üstünde Osmanlı Devleti´nin hakimiyeti devam edecek ve her yıl belirli bîr vergi verecek­ti. Fakat Osmanlı Devleti´nin I. Dünya Sa-vaşı´nda yenilmesini fırsat bilen İngiltere, 1914´te Kıbrıs´ı doğrudan doğruya kendi topraklarına kattı. Kıbrıs´ın İngiltere´ye katılması 1923´teki Lozan Antlaşması´yla Türkiye tarafından da kabul edildi. Böyle­ce Kıbrıs, İngiltere´ye bağlı bir sömürge durumuna getirildi. Bundan sonraki yıl­larda Rumlar, Yunanistan ile birleşmek için birkaç defa ayaklandılarsa da, İngiliz Yönetimi bu ayaklanmaları kolayca bas­tırdı ve Rumların isteklerinin gerçekleş­mesine izin vermedi.

1952 yılında Yunanistan, kıbrıs mesele­sini resmi olarak ele aldı ve ilhaktan sözet-ti. Türkiye ise, İngiltere´nin ayrılması du­rumunda, adanın eski sahibi olan Türki­ye´ye verilmesini istedi. Dolayısıyla, Tür­kiye ile Yunanistan arasındaki Kıbrıs an­laşmazlığı iyice su yüzüne çıkmış oldu. Yunanistan ilhak konusunda, İngiltere´­den olumlu bir cevap alamadı. Bunun üze­rine meseleyi Birleşmiş Milletler´e götür­dü. Ancak istediği sonucu elde edemedi. Arkasından da Kıbrıs´ta tedhiş hareketle­rine başladı. Yunan Generali Grivas, EOKA teşkilatının başına getirildi. Yuna­nistan bu teşkilatı silahla destekledi. 1955´te İngilizlere karşı başlatılan tedhiş hareketleri, kısa bir süre sonra Türkler´e yöneldi. Türkiye, İngiltere´ye bir nota ve­rerek, kanlı olaylar karşısında hareketsiz kalmayacağını bildirdi. Yapılan bütün gö­rüşmeler de sonuçsuz kaldı. Bu arada Yu­nanistan bir kez daha Birleşmiş Millet­ler´e başvurdu. Ancak başvurusu sonuç­suz kaldı. İngiltere ise, adaya muhtariyet

verilmesi konusunda temaslara başladı. Ancak Rumlar buna tepki gösterdiler. Makarios da bu tepkiye adadan destek verdi. Bu gelişmeler içinde tedhiş faaliyet­leri de gittikçe yayılıyordu. İngiltere, Kıb­rıs için bir anayasa hazırlamaya başladı. "Self-determİnation" (kendi kaderini ta­yin) esasını öngörmediği için, Yunanistan bunu reddetti. Türkiye ise, bu sıralarda bir Htaksim"den sözetmeye başladı.

1957´de Makarios sürgün gittiği Şeysel adalarından Kıbrıs´a geri döndü. Türkle­re karşı şiddet eylemleri artmaya başladı. 1958´de "taksim" mitingleri düzenlendi. Türkiye´nin çeşitli İllerinde de İngiltere aleyhinde ve taksim lehinde mitingler ya­pıldı. Aynı yıl içinde tedhiş hareketleri art­tı ve Türkler toplu şekilde öldürülmeye başlandı. Bu durum karşısında Türkiye, İngiltere´ye bir nota verdi ve tek başına gerekli tedbiri düşündüğünü bildirdi. 1958´in Aralık ayında İngiltere, Yunanis­tan ve Türkiye arasında bağımsız bir Kıb­rıs devleti kurulması fikri sözkonusu ol­du. 1960´ta ise İngiltere, Türkiye ve Yuna­nistan´ın garantörlüğünde bağımsız "Kıb­rıs Devleti" kuruldu. Seçimler yapıldı. Makarios cumhurbaşkanı, Dr.Fazıl Kü­çük de cumhurbaşkanı yardımcısı seçildi­ler. Ancak Rumlarla Türkler arasındaki anlaşmazlıklar dinmeden devam etti. 1963´te iki toplum arasındaki bağlar yeni­den koptu EOKA teşkilatı, Yunanistan ile birleşmeyi (Enosİs) gerçekleştirmek için tekrar tedhiş hareketlerine başladı. Türklere ait merkezlere ve ibadethanele­re tecavüzler arttı. Türkler toplu katliam­lara uğradılar, çeşitli yerlerde kurşun yağmruna tutuldular, can verdiler. Katli­amlar ve imhalar artınca, Türk Hava Kuv-vetleri´ne ait jetler, ada üzerinde ihtar uçuşu yaptılar.

Toplumlararası girişimler

"Barış Koruma Kuweti"nin kurulmasını sağladı." Yeşilhat" antlaşması yapıldı. An­cak Rumlar ne tatmin oldular, ne de dur­dular. Türklere yönelik saldırılar yeniden başladı. Güvenlik Konseyi, adaya Birleş­miş Milletler Barış Gücü´nü göndermeye başladı. 1964´te Türklerin maruz kaldığı "Erenköy Katliamı"ndan sonra, iki top­lum fiilen ayrıldı. Türkler kendi yönetim düzenlerini kurma girişiminde bulundu­lar. 1967´de ikinci bir gerginlik yaşandı ise de, Türkiye´nin müdahalede bulunma tehdidi karşısında, Yunanistan adaya gön­derdiği askerlerini geri çekmek zorunda kaldı.

Toplumlararası görüşmeler devam eder­ken, bir müddet adadan ayrılmak zorun­da bırakılan EOKA lideri Grivas, tekrar adaya döndü. Dönmesiyle de Enosİs fikri canlanmaya başladı. 1974´lü yıllara doğ­ru, Kıbrıs´ta izlenilmesi gereken politika yüzünden Makarios´un hem Yunanistan, hem de Grivas ile arası açıldı. Grivas´ın ve adadaki bazı Yunanlı subayların emrin­de harekete geçen rum Milli Muhafız Bir­likleri bir darbe girişiminde bulundular. Makarios adadan kaçmak zorunda kaldı. Kıbrıs´ta hemen yeni bir yönetim kurul­du. Devlet BaşkanlığYna da Türklere kar­şı işlediği cinayetlerle tanınan Nikos Sampson getirildi. Sampson, Kıbrıs´ı Yu­nanistan´la birleştireceğini (Enosis) ilan etti. OlayTürkiye´ de yankı uyandırdı. Ga­rantör devlet olan Türkiye, gerekli diplo­matik temaslardan sonra, 20 Temmuz 1974 günü kıbrıs Barış harekatı´m başlat­tı. I.ve2. Barış Harekatıyla Magosa-Lef-koşeErenkÖy çizgisine kadar ilerleyip Atilla hattında durdu. Böylelikle Kıb­rıs´ın yüzde 40 kadarı Türklerin denetimi altına girdi. Başarıyla sonuçlanan Barış Harekatı, bir yandan Kıbrıs´ta N.Sampson yönetimine son verdi; diğer yandan da Yunanistan´daki cuntanın sonunu ge­lirdi.

1975´te Kıbrıs Federe Türk Devletinin kurulduğu ilan edildi. 15 Kasım 1983 tari­hinde de bağımsızlığı ilan edilerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kurul­du. Türkiye´nin KKTC yi hemen tanıma­sına karşılık İngiltere, Yunanistan ve Kıb­rıs rum kesimi, bağımsızlık ilânını anlaş­malara aykırı görerek kabul etmediler. , İki toplumun ayrılması, Kıbrıs konusun­daki anlaşmazlıkları sona erdirmedi. Kıb­rıs´taki gerginlik ve anlaşlazlık geçmişte olduğu gibi Türk-Yunan ilişkilerini olum­suz yönde etkilemeye devam etti. Bugün de bu olumsuz etkileme devam etmekte, çeşitli düzeylerde sürdürülen çabalardan bir sonuç alınamamaktadır. Durum göste­riyor ki, Kıbrıs Sorunu, Türk- Yunan iliş­kilerini daha uzun yıllar olumsuz yönde, et­kilemeye devam edecektir. ;



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.