![]() |
Süveyş Kanalı
Akdeniz ile Kızıldeniz'i birleştiren 161 km. uzunluğunda yapay suyolu. Kanalın genişliği 70-125 m arasında değişmektedir. Derinliği 11-12 m'dir. Su kesimi 10,36 m'den fazla olan gemiler kanaldan geçemez. 1951 yılında trafiği kolaylaştırmak amacıyla el-Kantara ile el-Firdan arasında 13,5 km'lik bir yan geçit açılmıştır. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg M.Ö. 2000 yılından sonra Nil deltasını Acı Göl aracılığıyla Kızıldeniz'e bağlamak için planlar yapılmış, Romalılar ve Araplar tarafından birçok projeler tasarlanmışsa da teknik açıdan karşılaşılan zorluklar ve XV. yüzyılda Ümit Burnu yolunun bulunması bu projelerin uygulanmasını engellemiştir. 1854 yılında Ferdinand Vicomte de Lesseps tarafından çizilen projeyi uygulamak amacıyla "Compagnie Universelle du CanalMaritime de Suez" kurulmuştur. 1861 yılında başlayan çalışmalar 1869'da tamamlandı ve aynı yıl kanal açıldı. 1869 yılında kanalın yönetimi Mısır hükümeti tarafından 99 yıllığına uluslararası bir şirkete devredildi. 1875'te İngilizler %44'üne sahip oldu. 1956 yılında Mısır hükümeti tarafından millileştirildi. Bunun üzerine Fransa ve İngiltere Mısır'a karşı saldırıya geçmesi sonucunda kanal trafiğe kapatıldı. Daha sonra trafiğe açılan kanal 1967'de İsrail'in Mısır Suriye ve Ürdün'e saldırması sonucu kapatıldı ve o tarihten bugüne kadar kapalı bulunmaktadır. http://frmsinsi.net/images/forumsins...sinsi.net_.jpg Kanalın açılmasıyla birlikte insanoğlunun belki o zamana kadar düşünmediği bir şey daha meydana gelmeye başlamıştı. Hint Okyanusu ile Akdeniz arasında bir bağ oluşturan bu kanal ekonomik kazançların dışında farklı ekosistemlere sahip tropik özellikte ki Kızıldenizle, alt tropik olan Akdeniz ekosisteminin birbiriyle kaynaşmasına da sebep olmuştur. Kanalın açılmasıyla birlikte birbirine karışan bu ekosistemde karşılıklı göçler başlayarak çeşitli plankton, algler, deniz bitkileri, süngerler, karidesler, yengeçler, yumuşakçalar, balıklar gibi bir çok canlı, iki deniz arasında geçiş yaptılar. Son kayıtlara göre 60 civarında balık türünün Akdeniz'e giriş yaptığı bilinmekte. Ülkemizdeyse, 40 civarında Lessepsian balık türünün kıyılarımızda yayılış gösterdiği biliniyor. Bunların içinde ekonomik değeri olan paşa barbunu, sokar, orfoz gibi türler de bulunuyor. Kızıldenizli türler Akdeniz'e girdikten sonra davranışları, biyolojilerinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı, türlerin bölgedeki durumları henüz tam olarak bilinmediğinden, Akdeniz ekosistemine nasıl etkiler yapacağı ve uyum gösterip gösteremeyeceği tam olarak bilinmemekte. Yine de bilinen olumlu ve olumsuz etkiler yok değil. Örneğin, Rhopilema nomedica türü deniz anası, Kızıldeniz'de yaşayan ve oldukça tehlikeli olan bir tür. Bu deniz canlısı balıkçılık, turizm ve insan sağlığı üzerinde oldukça olumsuz etkiler yapabiliyor. Ülkemizdeyse, son zamanlarda İskenderun Körfezi'nde balıkçı ağlarına yakalanan balıkların %80'ini Kızıldeniz kökenli türler oluşturmaktadır. Özellikle, son 10 yılda Kızıldeniz kökenli türlerin sayısında önemli ölçüde artışlar görüldü. Bunun yanında, Akdeniz'de tür çeşitliliği Süveyş kanalının açılmasıyla başlayan göçle artış bulunmaktadır. Sonuç olarak, Kızıldeniz'in Süveyş aracılığıyla Akdeniz'e açılmasıyla her yıl 5 ile 10 yeni tür Kızıldeniz'den Akdeniz'e girmekte. Bu nedenle Doğu Akdeniz'in canlı varlığının %10'unu daha şimdiden Hint - Pasifik kökenli türler oluşturmakta. Bu göç sonucunda, belki de Akdeniz tarih öncesi zamanlarındaki zengin deniz yaşamına dönecek |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.