ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Beslenme, Diyet ve Sağlık (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=608)
-   -   hipertansiyon nedir Hipertansiyonun Göz Bulguları HİPERTANSİF RETİNOPATİ NEDİR? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=150811)

Prof. Dr. Sinsi 06-25-2012 02:06 AM

hipertansiyon nedir Hipertansiyonun Göz Bulguları HİPERTANSİF RETİNOPATİ NEDİR?
 
hipertansiyon nedir

Hipertansiyonun Göz Bulguları


HİPERTANSİF RETİNOPATİ NEDİR?

Hipertansif Retinopati, gözün iç ve arkasında yer alan ve görme işlevini oluşturarak görüntü uyaranlarını beyne ileten retinada (ağ tabaka ya da sinir tabakası), hipertansiyon ve arterioskleroz nedeniyle hasara yol açan damarsal bir hastalıktır.


HİPERTANSİYON NEDİR?

Hipertansiyon, kan basıncının patolojik yükselmesi olarak tanımlanabilir. Sınırı Dünya Sağlık Örgütünün tanımına göre sistolik (maksimal veya büyük tansiyon) 140 mmHg, diastolik (minimal veya küçük tansiyon) 95 mmHg. dır.Toplumun yaklaşık yarısını etkiler. Tekrarlanan kan basıncı ölçümleri, benzer ırk ve çevresel alt yapıdan gelen insanlarla karşılaştırıldığında anormal bulunursa hipertansiyon olarak kabul edilir. Tanı ve tedavideki gelişmelerle hipertansiyona bağlı hastalık ve ölüm hızı oranlarındaki azalmaya rağmen hastalığın komplikasyonlarının tedavisi hekimler için problem olmaya devam etmektedir.

Damarsal hastalığın ilerlemesinde kan basıncı yüksekliğinin rolü tartışmalıdır. Hipertansiyon kan basıncının yükseldiği dönem olarak kabul edilir. Daha farklı bir durum olan hipertansif hastalıkta ise beyin, kalb, böbrek ve gözlerdeki damarsal lezyonlarla birlikte atardamar basıncında devamlı patolojik yükselme ve çevresel damar direncinde artış vardır. Hipertansif hastalık toplumun yaklaşık %5 inde ortaya çıkar. Sistolik basıncın yükselmesi primer olarak kalbin dışa atımına bağlı olmasına rağmen diastolik basıncın yükselmesi sistolden sonra artan çevresel damar direncine, dolayısıyla hipertansif hastalığa ait klinik anomalilerin göstergesidir.


?Esansiyel Hipertansiyon' hastaların yaklaşık % 90 ını oluşturur ve özgün bir nedeni yoktur. Iyi huylu tipi yaygındır, sinsi başlar, kadınlarda erkeklerden daha fazladır, güçlü ailesel yatkınlık ve dominant geçiş gösterir ve komplikasyonları hastalığın ortaya çıkmasından 10-15 yıl sonra gelişebilir. Kötü huylu tipi ise genellikle genç yetişkinlerde, sıklıkla 30'lu yaşlarda görülür, doğrudan veya hipertansif hastalıklarda hızlı kan basıncı yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Daha çok böbrek kaynaklıdır ve diastolik basıncın 120 mmHg'nın üzerine çıkması ile kendini gösterir. Baş ağrısı, kusma, kovülsiyonlar ve koma ile beraber ensefalopati sık görülür. Göz bulguları da ciddidir.


ARTERİOSKLEROZ NEDİR?

Arterioskleroz atardamarlarda sertleşme ve kalınlaşmayı ifade eden genel bir terimdir. Arteriosklerozda hipertansiyon daha çok sistolik basıncın yükselmesine bağlıdır. ?Ateroskleroz' (intima katında değişiklikler), ?Medial skleroz' (media katında değişiklikler) ve ?Arterioloskleroz' (intima ve mediada değişiklikler) olarak sınıflanabilir. Ateroskleroz ve arterioloskleroz retina damarlarını etkileyen en sık arterioskleroz tipleridir. Çok karıştırılır ve birbirlerinin yerine kullanılırlar.

*Aterosklerozun karakteristik lezyonu olan aterom plağı, daha çok büyük atardamar duvarlarının katmanları arasında birikmiş lipid (yağlı madde) yüklü hücrelerden gelişmiştir. Genellikle kalsifikasyon (kireçleşme) ve fibrozis (lifli bağ doku oluşumu) ile birlikte olur ve lümeni tıkayarak damar tıkanıklığına yol açabilir.

*Arteriolosklerozda ise atardamar dalcıklarının duvarları, katmanlarındaki ilerleyici değişiklik ve kalınlaşmalar sonucu ?soğan kabuğu' görünümü almasıyla karakterizedir.

Arterioskleroz, atardamar ve dallarını etkileyen bir yaşlanma sürecidir. Yüksek kan basıncına bağlı değildir fakat bundan etkilenebilir. 60'lı yaşlardan sonra ve öncelikli olarak büyük damarları etkiler. Gözdibi muayenesinde görece olarak düzgün ve yaygın daralmış atardamar dalları, keskin köşeli dallanmalar ve damar duvarının saydamlığı değişmeksizin kan sütunundaki renk değişikliği görülür.


HİPERTANSİYONDA RETİNA-GÖZDİBİ DEĞİŞİKLİKLERİ NELERDİR?

Richard Bright böbrek hastalıklarıyla görme bozuklukları arasındaki ilişkiyi tanımlayan ilk kişi olmasına rağmen, von Helmholtz 1851 de oftalmoskopu bulana kadar retina damarları incelenememiştir. Bu alandaki en saygın oftalmolog ise retina damarlarındaki sklerotik değişiklikler ve retina, merkezi sinir sistemi ve boşaltım sistemindeki damar değişikliklerinin ilişkileri hakkındaki gözlemleri hala klasik kabul edilen Marcus Gunn'dır.

Sistemik kan basıncının yükselmesi, otoregülasyon yoluyla retina atardamar dallarının lokal ve genel olarak daralmasına neden olur. Damarlarda çeper, yansıma ve çaprazlaşma değişiklikleri meydana gelir. Yüksek basıncın süresindeki uzama nedeniyle ?iç kan-retina bariyerinin yıkılması' sonucu plazma ve kırmızı kan hücreleri damar dışına sızar. Retinanın oftalmoskola muayenesinde retina kanamaları, atılmış pamuk tarzında eksudalar (retinanın iç tabakalarındaki sinir lifi aksonlarının dejeneratif değişikliklerinin yol açtığı bir grup hücresel cisimcik), retina içi lipid ( yağlı madde), ciddi hipertansiyonda yağlı maddelerin makula yıldızı şeklinde yerleşmesi ve retina damar uç-dalcıklarının tıkanması görülebilir.

Retina kanamaları çoğunlukla yüzeyel sinir lifi katına uyan mum alevi şeklinde olurlar. Daha derin katlardaki sık yerleşimli yuvarlak ve mürekkep lekesi şeklinde kanamalar ve bunlara eşlik eden sarı-beyaz renkli retina içi yağlı maddelerin varlığı hipertansiyonun ciddiyetini gösterir. Atılmış pamuk tarzı eksudalar, gri-beyaz renkte tüysü görünümdedirler ve daha çok arka kutupta yerleşirler, birkaç haftada kaybolurlar, çevrelerine saçılmış küçük damar baloncukları görülebilir.


Herhangi bir nedenle olan akut hipertansiyon, görme siniri başında ödemle kendini gösteren hızlanmış veya malin bir evreye girebilir. Retinadaki iç kan-retina bariyerinin yıkılması mikrokistik tipte bir retina ödemine yol açabilir. Akut hipertansiyondaki yüksek kan basıncı esas olarak retina pigment epitelini ve koroidi yani retinanın altındaki damar katını etkiler. Koroid damarlarının etkilenmesi ile dış kan-retina bariyeri de yıkılır ve koridin uç dalcıklarında tıkanma meydana gelebilir. Retinadaki damar değişiklikleri, iskemik değişiklikler ve retina pigment epiteli değişiklikleri fundus floresein anjiogreafisi (FFA) yapılarak izlenebilir.

Hızlanmış veya akut bir hipertansiyonda optik sinir başının şişmesi ve optik sinir damar dalcıklarının genişlemesi tartışmalı bir konu olmakla birlikte, bunun nedeni muhtemelen atar damar dallarındaki tıkanıklığa bağlı iskemi ve genişlemiş uç dalcıklardan serum sızmasıdır. Bazı olgularda muhtemelen iskemik ve mekanik faktölere bağlı artmış kafa içi basıncının eşlik ettiği hipertansif ensefalopatinin rolü de olabilir.

Kronik hipertansiyonda koroid atardamarları üzerinde gelişen koyu pigmentli çizgi (Siegrist çizgileri) nadir bir bulgu olup, sklerotik koroid damarları üzerinde uzanan retina pigment epitelinin hiperplazisi ve bu bölgedeki koroid uç dalcıklarının incelmesine bağlıdır.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.