ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Serbest Forum (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=151)
-   -   “Bilimsel cahiller”e Dikkat Edelim (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=135349)

Prof. Dr. Sinsi 06-22-2012 11:12 AM

“Bilimsel cahiller”e Dikkat Edelim
 
Çok doğru bir tesbittir sevmişimdir bu bilimsel cahiller sözünü. özellikle

şu sıralar yaşanan olayları gözönüne alırsak kanımca YÖK ve burada değinildiği gibi ona benzer kurum ya da kişiler toplu halde bilimsel cahiller grubuna giriyordur.hiç bir zaman önyargılarını aşamayacaklardır bir de bunların aydın kesimi oluşturmasıı daha da düşündürücüdür


Prof. Dr. Sinsi 06-22-2012 11:12 AM

“Bilimsel cahiller”e Dikkat Edelim
 

''Rektörlere akıl veren komitacı general''




Nevzat Tarhan'ın yazısı...
ntarhan@gmail.com

Çağdaş sistemlerde üniversiteler devletin bilgi üreten, seçenekler sunan, yön veren kurumlarıdır. Bilginin en büyük güç olduğu çağımızda Türkiye’de üniversite hocalarını psikolojik savaş uzmanları yönlendiriyor.

Emekli generallerle çok yakın ilişkisi olan iki Profesör Malatya Üniversitesi rektörü Fatih Hilmioğlu ve Celal Şengör. Aslında her ikisinin de ülkesini seven idealistler olduğunu mesleki birikimlerini riske atmaları nedeniyle anlamak mümkün.

Ancak Fatih Hilmioğlu’nun emekli Orgeneral Şener Eruygur ile yakınlığı Malatya yerel basınına yansımış bir bilgidir. Jandarma Genel Komutanı iken Üniversitedeki hocaları fişleme faaliyetindeki ortak çabaları biliniyor.

Emekli Orgeneral Şener Eruygur iyi bir komitacı ve örgütçüdür. Psikolojik savaşın hem stratejisti hem aktivisti olabilecek nadir yeteneklerden birisidir. Fakat Silahlı Kuvvetlerin Şahinler Grubuna mensup olduğu biliniyor. Nokta dergisini kapatan süreçte Ayışığı ve Sarıkız operasyonlarında önemli bir liderlik süreci var.
Sayın Eruygur’un kendisini ikinci bir Atatürk olarak ördüğünü eylemlerinden çıkarmak mümkündür. Seçim öncesi Cumhuriyet Mitinglerinde ve halen geceli gündüzlü toplantılar yaparak “ikinci kurtuluş savaşı”na aydınları ikna etmeye çalışıyor.

ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) genel başkanı seçildiğinde “Tarihi bir dönüm noktasındayız” sözü basına yansımıştı. Radikal gazetesinde 30.01.2007 tarihli yazıda üniversiteler ve gençleri kendisi ile bütünleştirmeye çağırıyordu.

Yakın gelecekte CHP’ye alternatif siyasi bir hareketin kadrolarını bugün protestocu rektörlerin ve hocaların temsil ve tesis edeceğini söylemek kehanet olmaz.

Plan şu; görevdeki generalleri heyecana getirip yeni bir 27 Mayıs yaptırmak. Şener Eruygur Bülent Ulusu formülü ile başbakan olacak ve protestocu hocalarda bakanlık koltuklarına oturacaklar.
27 Nisan’da Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar bu oyuna gelmişlerdi.
Çok şükür ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisinde ciddi bir sağduyu hâkim. Siyasi nezaketi ve devlet terbiyesini koruyarak perde arkasında hükümetle her şeyi konuşabiliyor. Başbakan şu anda sürüye kurt çekmeden ilerleyebiliyorsa komutanlarla her şeyi konuşabilmesini ve onların eleştirilerini ciddiye almasının büyük rolü var. Komutanlarla karşılıkla siyasi nezaket içerisinde ben böyle düşünmüyorum diyebilen ve ifade terbiyesini koruyan, samimi diyalog yapabilen bir siyasi irade Türkiye için şanstır.

MHP’nin de varlığı önemli bir denge unsuru olmuştur. Darbeyi seçenek olarak düşünmeyen milliyetçi kadrolar Alparslan Türkeş’in yaşadıklarını iyi okuyabilmişlerdir.
Yeni bir 27 Mayıs emir komuta zinciri dışında olur. Ancak Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt TSK’da sevilen ve dirayetli bir komutandır.

Bu nedenle Cumhuriyetimizin demokratik kazanımlarını işi gücü olmayan, orduevinde oturup dedikodu üreten, darbeden başka projeleri olmayan emekli orgenareller nedeniyle tehlikeye atmamalıyız.

Cumhuriyet projesi çağdaşlaşma projesidir. Askeri akılla hareket edenler her şeyi dost düşman düzleminde görürler. Her şeye devrim-karşı devrim penceresinden bakanlar bütünü göremezler. Yüksek ideali çağdaşlaşma olan üniversiteler askerlere akıl verirler, askerlerin aklı ile olayları analiz etmezler. Kendi içerisinde mantıklı ve haklı olan askeri akıl, kışla dışına çıktığında kendi düşmanını üretir. Hep gerilim ister.

Bugün batıda farklı düşünen, radikal düşünen kişilere ödül veriliyor. Çünkü fikirlerin çatışması yeni fikir doğuşlarını getirir. Özgün fikirler kitleleri etkileyen en güçlü silahlar olmuştur. Fakat fikir üretmeyen sadece protesto eden, projesi olmayan sadece yasakları olan bir üniversite Türkiye’ye yakışmıyor.

Türk toplumu doğu değerlerinin yerine batı değerlerini koymadı. Resmi ideolojinin ısrarlarına rağmen kendi modernizmini oluşturmaya çalışıyor. Genç kızların başörtüsü ile toplumda var olması, dinlerinden vazgeçmeden sosyalleşmeleri sosyolojik bir seyirdir.
İnsanlar kapitalist ahlakın acımasızlığına ve modernizmin bencilliğine karşı dinin teselli etme gücüne sığınıyorlar.
İnsanlar dinin yaşama anlam katma gücünü fark ediyorlar. Mücadele edilmesi gereken ve kökü kazınması gereken şey dini değerler değil cehalettir.

Eski modernizm imkansız, ya yeni duruş yahut yok oluş, bunu görmemek cehalettir. Cehaletin en kötüsü de “bilimsel cehalet”tir. Eskiler “cehli mürekkeb” derlermiş. Hem bilmiyor hem de bilmediğini bilmiyor demektir.
“Bilimsel cahiller” önyargılarla hareket ederler. Realite körlüğü içerisindedirler.
Bilim inancı taklit ederse kendi dogmasını oluşturur. Eleştiriye kendini kapatır.

Üniversitelerin ideolojileri, bu resmi ideoloji bile olsa kutsallaştırmaları “bilimsel cehalettir.” “Bilimsel cehalet” ise savaşçı rektörler ortaya çıkarır. Askeri akılla fikrinin önüne dogmayı koyar.
Yahut tek dertleri elleriAndeki gücü muhafaza etmek olanlar, yani nefsini kutsallaştıranlar Türkiye’yi 27 Mayıs karanlığına ***ürmek isterler.

“Bilimsel cahiller”e dikkat edelim.





Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.