![]() |
Bölüm 2 : Emek mi ? Sevgi mi ?
Bu yazımda bir çok insanın hayatını çok zor durumlara sokan kavram kargaşasından bahsedeceğim.
Emekte sevgide insanlar için çok önemli kavramlardır.İçinde bulunduğumuz şu dünyada bulunması zor ama insanları birbirine bağlayan en önemli unsurların başında bu iki kavram gelmektedir. Bu iki kavramın arasındaki farkın bilinmesi mutlulukla mutsuzluk arasındaki ince çizginin belirginliği açısından çok önemlidir. Sevgi kavramı genel manada iki türlü yorumlanabilir. 1- Bir kişiyi sevmek.Minnet duygusu olmaksızın kişinin karakterinden, hal ve hareketlerinden, size uygun bir düşünce yapısının olmasından vs. kişiye hissettiğiniz sevgi duygusudur. Kendi başına güçsüz ve pek bir değeri yoktur. 2-Bir kişiyi sevmek.Büyük emeklerle yoğurulmuş, minnet duygusunun sonuna kadar hissedildiği sevgi türüdür.Karışılıklı olarak veya sadece bir kişinin verdiği emekler sonucunda iki insanın arasında oluşan sevgi bağıdır.Çok kuvvetlidir ve vazgeçmek çok zor olur.Bu sevgi türü çok yoğun yaşanır ve sevgi bağının kopması çok zordur.Safça ve temiz bir duygudur.Kişilik sahibi insanların bu sevgiyi görmezden gelmesi çok zor olur. Üzerinde durmak istediğin kavram 2. şıkta belirttiğim sevgi kavramıdır, verilen emeklerin sonucu orataya çıkmış sevgi kavramıdır. Emekler üzerinde büyüyen bu duygu yani sevgi hissiyatı güzeldir ve her insanın hayatında olması gereken bir hissiyattır. İnsanların en çok görmek istediği şey başka birinin kendisi için birşey yapması, onu düşünerek önemli şeylerden vazgeçebilmesidir.Eğer birisi sizin için emek veriyorsa ki bu emeğin nedeni gerçek sevgidir "emek+sevgi" sizin artık önemli bir karar almanız gerekiyordur.Durup dururken bir kişi sizin için birşeyler yapmaz.Mutlaka ama mutlaka sizi sevmiştir ve sizin için birşeyler yapmayı kendine zevk edinmiştir.Burada çok dikkatli olmanız gerekmektedir.Karşıdaki kişiye beslediğiniz duyguları iyi analiz edemezseniz ileride çok büyük sıkıntıların içine düşebilirsiniz.Çünkü emek karşılığı olmadığı sürece bir anlam ifade etmez.Bu kadar güzel bir duygu bile tek kelime yada tek bir harekette yok olabilir. Karşınızdaki kişi sizin için bir dost ise mutlaka verilen emeklerin karşılığında sizde ona sevginizi ve verebiliyorsanız onun için emek verin. Uzun ve sağlam dostlukların altında karşılıklı verilen emekler vardır. Eğer karşınızdaki kişi sizi arkadaş veya dost olarak görmüyor size sevgiliniz gözüyle bakıyorsa sizin atacağınız adım o kadar önemli bir hal alır ki yapacağınız bir yanlış sizinde karşı tarafında uzun süre üzülmesine sebeb olacaktır.Sadece üzülme ile kalmayacak onca zaman verilen fedakarlıklar boşa gidecektir. Siz karşı tarafı sevgili olarak görebiliyorsanız benim tavsiyem gelenin on katınıda siz verin.Uzun ve mutlu bir birliktelik için bu şarttır ve ne sevginiz ne vereceğiniz emekleriniz bir hiç şekilde boşa gitmeyecektir. Siz karşı tarafı sevgili olarak göremiyorsanız mutlaka bir adım atıp karşıdaki insanı bu durumdan haberdar ediniz.Sizin için birşeyler yapmasından vazgeçiriniz. Bunu yapamadığınız her geçen zaman altından kalkamıyacağız bir müsuliyetin altına girersiniz.Karşınızdaki kişiyi farketmeden devamlı kandırırsınız ve uzun yıllar mutluluk oyunu oynamak zorunda kalırsınız.Bu oyunun sonunda genelde çok acılı biter, karşı tarafı süründürür kendinizi öldürürsünüz. Şunu unutmadan yaşamak sizi her zaman sonu kötü bitecek olaylardan korur."Tüm yalanlar ve tüm yalancı duygular ortaya çıkmak zorundadır" . Bu hatayı yaparak ne kendinizi ne karşınızdakinin hayatını sahte mutlulukların içine atmayınız.Çevrenizdeki evliliklere bakınız,birbiri için ölmeye hazır ama birbirini hiç şekilde kaldıramayan, hiç bir ortamda birlikte güzel vakit geçiremeyen, birbirinden herşeyi gizleyen, özel yaşamları bile yalan üzerine kurulu o kadar çift görürsünüz ki birlikte mutlu olabileceğiniz insanı seçmek sizin için eziyet haline gelebilir. Bu hataya düşmek çok ama çok kolaydır.Genelde şu şekillerde olur, * Kişinin yaşı küçüktür birşeyleri birbirinden ayırt edebilecek durumda değildir bu hataya düşer, * Kişinin gerçek anlamda tutunacak dalı yoktur yada çok fazla hayal kırıklığına uğramıştır bu hataya düşer, * Sizin çok zor zamanınızda karşınıza çıkmıştır karşıdan görebileceğiniz bir kaç güzel hareket sizin duygularınızı karıştırmış onun doğru kişi olduğunu zannetmişsinizdir, * Birde bile bile herşeyin farkında olarak bu ilişkilere başlayanlar vardır.Bu kişilerde şu psikoloji hakimdir.Seveceğim,sevmeye çalışacağım, şöyle iyi bölye güzel vs. bu kelimeleri kullanırlar şuhursuzca.Daha başlamadan bunları söyler ağızları.Daha karşısındakinin zayıflıklarını kötü taraflarını bile görmemiştir bunları söylerken.Zanneder ki bu kişi hep böyle olacak benim yaptığım tüm hataları her zaman böyle kabul edecek hep yüzüme gülecek.En basit olarak fiziğin "bir enerji vardan yok edilemez" kanunu bilmezler herşeyin yok olacağını utunutulacağını zannederler.Bu kişiler Polyana yı bile gölgede bırakırlar.Bunların sonlarını düşünmek bile üzer insanı.Genelde bir olumsuz söz ama sadece bir olumsuz söz bu ilişkilerin sonunu getirir.Emek veren ve bir çok şeyi içine atan bu kişi sevdiği emek verdiği kişiye düşmanlık beslemeye başlar yalanlarla başlayan ilişki acılarla biter. Bu sıkıntıyı 3. seçenekte yazdığım durumdan dolayı kendimde çektim.Bu konu üzerine çok fazla düşünme olanağı buldum. Olaylar şu şekilde gelişmiştir. Zor bir zamanınızda göreceğiniz bir kaç güzel şey hatta size verilmeye başlanan emekler zaten sağlıklı olmayan duygularınızı tamamen göçertiyor.İlk zamanlar sorunlar çabuk çözülüyor herşeyi çabuk kabulleniyorsunuz.Karşınızdaki insanı kabullenmek zor olmuyor.Bir süre mutluda oluyorsunuz. Zaman ilerdikçe karşınızdaki insana duyduğunuz minnet duygusunun ağırlığı altında ezilmeye başlıyorsunuz.Artık onun sevinci sizin sevinciniz haline dönüşüyor. Onu mutlu edebilmek için o kadar çok şey yapmaya başlıyor o kadar şeye razı oluyorsunuz ki kişiliğinizin silindiğini hissetmeye başlıyorsunuz. Sizin ne düşündüğünüzün, ne hissettiğinizin hiç bir önemi kalmıyor.O sizin için o kadar şey yapmıştır ki kendinizden taviz vermek çocuk oyuncağı olamaya başlamıştır artık. Ve beklene sona doğru yaklaşmaya başlarsınız.Artık kendinizi mutlu hissedemezsiniz.Her açtığınız kapıda bir mutsuzluk ve soru işaretleri belirmeye başlar. Bu durumu karşınızdaki kişi hemen farkeder çünkü karşınızdakini öyle şeylere alıştırmışınızdır ki, sizden devamlı bunları bekler.Sizin için üzülmek, düşünmek, kendinize zaman ayırmak denen kavramlar yok olmuştur.Kendi kişiliğiniz ne zaman ortaya çıksa bir tadsızlık ve bir huzursuzluk ortaya çıkar. Bir zaman gelir işte o zaman, şu sözü duymaya başladığınız zaman "artık beni sevmiyorsun".Bunu duyduğunuz zaman şunu anlamalısınız. Artık rol yapacak gücünüz kalmamıştır, rol yapamazsınız sizinde yaşamaya ihtiyacınız olduğunu hissetmişsinizdir. Bu zamana kadar onun hoşuna gittiği için zorunlu yaptığınız herşey size eziyet haline gelmiştir.Onla birşeyleri paylaşamadığınzı artık çok net görmeye başlarsınız. Çok basittir bunu anlamak.Hiçbir sözü yada hareketi sizi etkilemez,güldüremez.Konuşmaları ve fikirleri size aptalca gelmeye başlar.Onu çok güçsüz görmeye başlarsınız. Dişiniz çıkmaya başlamıştır.Söz dalaşı bile olmayan bir ilişkide kavgalar başlamıştır.Nefes almakta bile zorlanmaya başlarsınız.Sizin hoşlandığınız herşey onu kasmaya başlar. Onun üzülmesini hiçbir şekilde istemesiniz ama artık çok geçtir onu üzüntüden üzüntülere atmaya başlamışsınızdır. Artık şu geçerlidir."Atsam atılmaz,kalsam kalınmaz".O kişiyle mutlu olabilecek bir sürü insan varken bir zayıflığınız yüzünden o kişinin hayatını rezil edersiniz. Sizin suçunuzdur bu onun değil.O size safça içtenlikle yaklaşırken sizin zayıflığınız onun doğru kişi olduğunu kabul etme inadınız yüzünden herşeyi berbat edersiniz. İki yol vardır; Ya yolları ayıracaksınız bence doğru seçimdir. Yada kendinizi bir kafese kitleyip ömrünüzün son bulmasını bekleyeceksiniz. Evet bu iki kavram "sevgi ve emek" bu kadar güzel ve bu kadar tehlikelidir.Bu kavramları ayırt edemezseniz sonuçları çok kötü olabilir. Sonuç şudur eğer sevmiyorsanız uzak durun.Yol yakınken dönün.Sevmek uzun soluklu bir kavram değildir.Zamanla oluşmaz zamanla oluşan duygu şudur."Minnet" |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.