![]() |
Fenikeliler
1 Eklenti(ler)
Fenikeliler
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1333816176 Suriye kıyısında (Fenike) oturan sami kökenli antikçağ halkı. "Fenikeli", Hellenler'in kendi çağlarında Suriye kıyısında oturanları belirtmek için kullandıkları bir sözcükten ("Kızıllar", anlamına gelen Phoinikes, yeni Fenike'nin en önemli ürünü "kırmızı boya"dan) gelir. Bunlar II. binyılın sonundaki karışıklıklardan sonra hayatta kalan Kenanlılar'dır. israilliler'in, Aramiler'in, Filistinliler'in fetihleri, Fenikeliler'in toprağını, dağlarla korunan G.'de Akko'dan (Akka) K.'de Gabala' ya (bugün Cebele) uzanan dar bir kıyı şeridine indirmişti. Burada, bir limanı ve komşu dağlarla kırsal alanı kapsayan birçok kent bulunuyordu. En öemlileri olan Arados, Byblos, Sidon ve Tir, komşuları üzerinde egemenlik kurdular. Fenikelilerden kalan belgeler az olduğu için bu halkın tarihini, komşu halkların yazılarından (israilliler, Asurlular, Yunanlılar) ve arkeolojik buluntulardan öğreniyoruz. Fenikeliler, iktidarı Yaşlılar konseyi ile sınırlanmış bir kralın (krallık babadan oğula geçiyordu) yönetimindeki kentlerde yaşıyorlardı. Krallığın yerine yargıçların yönetiminin geçmesi (ilk örneği VI. yy.'da Tir'de görülmüştür) daha sonradır. Ticaret, kentlerin temel etkinliğiydi. Kuşkusuz, bunlar kendi yerel zenginliklerini işliyorlardı (dağlardan sağlanan odun, ova ekinleri, murex [dikenli salyangoz] toplama). Ama yabancı ülkelerden gelen hammaddeleri işleyen fenike zanaatları, kara ve deniz ticareti ilişkilerinin kurulmasını zorunlu kılıyordu. Deniz ilişkileri I. binyılda gelişti ve ticaret iskeleleriyle kolonilerin kurulmasına yol açtı. XI. yy.'da Kıbrıs'a yerleşmeye başlayan Fenikeliler, İ.Ö. 900'e doğru, Ege kıyılarına ulaştılar, Atinalılar ve Knossoslular ile ilişki kurdular. Daha IX. yy'da Orta Akdeniz'de Utica, Afrika, Kartaca ve Sardinya adasında Nora ve Sulcis gibi kentler kurdular. VIII. yy.'da birlikte (Fenike ülkesinde ya da bugünkü ischia olan Pithekusai'de) ya da komşu (Sicilya'da) olarak yaşadıkları Yunanlılar'ın ticari rekabetiyle karşılaştılar. Ama Fenikeliler, Malta'da, Libya'da (Leptis Magna), ispanya'da (Malaca [Mâlaga], ibiza) ve Fas'ta (Liks, Suvayra) yeni merkezler kurdukları Herkül sutunları deniz yolunu kendilerine ayırdılar. En etkinleri Tir olan metropoller, bu kadar uzaktan egemenliklerini sağlayamıyorlardı ve VI. yy.'da Kartaca, Batidaki yerleşmelere egemen oldu. Az gelişmiş halklar arasında kurdukları kolonilerden farklı olarak, Doğu'daki fenike kentleri, iç kesimlerdeki devletlere bağımlıydılar; israil'e zanaatkâr ve denizci kiralıyorlar, vergi ödüyorlar ve geçici bir süre için filolarını imparatorluklara veriyorlardı. Ama bağımlılık, iktisadi alandaki canlılıklarını da, yurtlarına bağlılıklarını da engellemiyordu. Böylece, 1111'deki akınlarla, IX. yy.'da sık sık yapılan seferlerle ve 743'ten sonra tam bir boyun eğme ve bağlanmayla gerçekleşen asur egemenliğini pek bir şey kaybetmeden yaşadılar. Bu dönemde Mısır'ın etkisi altında Tirliler ve Sidonlular zaman zaman ayaklandılar. 605'ten sonra Fenikeliler, Babilliler'in egemenliğine girdiler, ama Tirliler Nabukodonosor' un ablukasını hiçe saydılar. Pers krallarının yönetiminiyse (539-332) daha kolayca kabul ettiler. Çünkü Ahemeniler savaş filosunun en İyi bölümünü sağlayan kentleri gözetiyordu. Ama Mısır yeniden bağımsız olunca (404-341'e doğr.), Fenikeliler de yeniden ayaklandı (362-360'a ve 344-343'e doğr.). Tirliler ise özgürlüklerini savunmak için Büyük iskender'e yedi ay dayandılar (332). Büyük iskender'den sonra, IV. yy.'da başlayan kendiliğinden hellenleşme süreci sonunda ulusal anlayış gerilediği için, fenike kentleri bir daha ayaklanmadılar. Fenikeli tüccarlar Ege limanlarına yayılırken, kentleri Lagoslar'ın, sonra Selefkiler' in (198) ve daha sonra Romalılar'ın (İ.Ö. 64) egemenliğine geçti. Kartaca kentlerinin dışında fenike kültüründen, Yunanlılar İle Romalılar'ın benimsedikleri tanrılarla, arkeologların buldukları sanat yapıtlarının anısından başka şey kalmadı. • Din. Fenikeliler in dini, kenan dininin devamıdır. Her kentin, bir tanrı ya da çiftinin egemen olduğu bir tanrılar topluluğu vardı. Bu tanrılar çoğunlukla unvanlarıyla tanınırlar: Efendi (Baal; Adon, yun. Adonis), Kent kralı (Melkart), Tanrıça (Aştar), Kraliçe (Baalat). En önemli kentlerin tanrıları (Byblos'un Adonls'i, Sidon'un Eşmun'u, Tir'ln Melkart'ı), öteki kentler tarafından da benimsenmişti. Doğu güçlerinin kişileşmesi olan tanrılara da yüksek bir yerde ya da düzenlenmiş bir alanda (açık tapınma yeri ya da tapınak) tapınılırdı. Tanrı, buralarda, genellikle bir taşla (baitylas) temsil edilirdi, ama insanbiçimci tasvirler, Mısır ve hellen etkileri altında gelişti. Fenikelilerin, tanrı onuruna kutsal fahişelik ve çocukların kutsal yerlerde yakılarak (özellikle ilk doğan erkek çocuk) kurban edilmesi gibi çok eskiye dayanan dinsel inanışları vardı. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.