![]() |
Fransa’ya Tepki Için Toplandık Maaşlara Zam Yaptık
YAZARLIĞIM boyunca milletvekili maaşlarını eleştirecek, "Çok para alıyorlar" diyecek kadar "ucuzcu" gazetecilik yapmadım. Hatta genelde tersini yaptım. "550 vekilimiz var. Bu millet, vekiline yakışan maaşı vermelidir. En yüksek verebildiği maaş neyse milletvekiline de onu vermelidir" dedim hep. "Bir milletvekili, bir banka müdüründen az maaş almamalı" diye yazdım genelde. Ama zurnanın zırt dediği bir yer de elbet var. Şimdi tam o yerdeyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi önceki gece, nedense gece, toplanmış ve hiçbir konuda birlikte olamayan 4 parti birlikte karar vermişler. O dört parti ki, Fransa Meclisi'ne tepki konusunda bile uzlaşamamışken, maaşlara zam konusunda uzlaşmışlar. Her konuda "caz" yapan BDP bile "uyaroğlu" olmuş konu maaşlara zam olunca. Yok yok, milletvekili maaşına zamdan söz etmiyorum. Bana dokunan "emekli milletvekiline" yapılan zam ve "kıyak emeklilik" durumu. 2 yıl bile milletvekilliği yapsan, 8 bin lira civarında maaşa hak kazanacaksın. Ayıptır yahu! Emin olun milletvekili 20 bin lira maaş alsa sözüm yok, ama bu emeklilik neyin nesi? 4 yıl vekillik yap, hayat boyu milletin cebinden geçin. Hem de en üst düzeyden. Ben milletvekilinin emekliliğine bile kızıyorum. Ne demek "emekli milletvekili". Şanınla, şerefinle vekillik yaparsın. Bittiğinde de dönersin "sade vatandaş" haline. Zaten ölünceye kadar her türlü ayrıcalığa sahipsin. Bir de üzerine bol keseden para. Ayıp, ayıp, ayıp. Kırk kere ayıp. Bin kere ayıp. Hem de bu zammı ve kıyak emekliliği ne zaman geçiriyorlar Meclis'ten görüyorsunuz değil mi? Tam da Fransa'nın "soykırım yok demeye ceza" verdiği günün akşamı. "Koyun can derdinde, kasap mal derdinde" derler ya. Tam o hesap. Soykırımı tanıyan İsviçre niye baştacı? FRANSA'dan büyükelçimizi çektik. 8 maddelik eylem planını uygulamaya koyduk. Niye? Fransa daha önce kabul ettiği "Türkler, Ermenilere soykırım yapmıştır" önkabulünün reddine bir de ceza koydu diye. Fransa daha bu süreci tamamlamadı. Ceza, yasa haline gelmedi. Önünde bir süreç var. Belki de tamamlanmayacak bir süreç. Ama bu süreci tamamlamış bir ülke var. Adı İsviçre o ülkenin. Onlar bunu Fransa'dan yıllar önce kabul ettiler, yasalaştırdılar. Hatta bu yasayı protesto için İsviçre'ye gidip "Türkler soykırım yapmamıştır" diyen Doğu Perinçek ve arkadaşları İsviçre'de yargılanıyor. Peki Fransa'ya "sert tepki" gösteren Türkiye ne yapıyor İsviçre'ye? Söyleyeyim ne yaptığını. Bu kararı alan ve yıllardır uygulayan İsviçre'nin Dışişleri Bakanı'nı Türkiye'ye davet ediyor. Dışişleri Bakanlığı'mızın organize ettiği "Büyükelçiler Konferansı"nda "şeref konuğu" ve "konuşmacısı" olarak. Yahu Fransa'nın yaptığından beş beterini yapmadı mı bu İsviçre. Madem İsviçre'yi baştacı ediyoruz, Fransa'ya niye kızıyoruz? Yoksa bütün bunlar tezgâh mı? İki yıl sonra da Sarkozy'yi mi davet edeceğiz bu gibi toplantılara "onur konuğu" olarak. Dışişleri Bakanı'mız Davutoğlu'nu izledim dün "Büyükelçiler Konferansı"nda esip, gürleyip yağıyordu. Anladık büyük devlet adamısınız, müthişsiniz, stratejik derinliğiniz dehşetli. İyi de "tutarlılık" nerede? Bu halimizle, kim Türkiye'nin dış politikasını ciddiye alsın? Alan var mı bilmem. Ama ben almıyorum. Biliyorum. NE ZAMAN ADAM OLURUZ? Dış politikanın derinlik kadar tutarlılık da gerektirdiğini anladığımız zaman Fatih Altaylı |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.