ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Hayvanlar Alemi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=641)
-   -   Artık Öksüz Değiller (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=120169)

KRDNZ 09-12-2011 11:30 AM

Artık Öksüz Değiller
 
http://www.nationalgeographic.com.tr...nu_buyuk_3.jpg
Yazı: Charles Siebert
Fotoğraflar: Michael Nichols
Saldırı ve kaybın yarattığı travmayı iyileşme izliyor. Bunun için de fillerin hislerini ve zekâsını daha iyi anlayabilmemiz gerekiyor.


Kenya'da, Nairobi Ulusal Parkı'nın kuzey kıyısı boyunca birbirine dolanmış kroton ağaçlarının bazılarının boğum boğum dallarının üstüne serilmiş, gizemli, rengârenk yün battaniyeler görürsünüz. Bölgeye hâkim olan mat kahverengiler ve yeşillerin arasında asılı battaniyelerin eski bir kabile ritüelinden kaldığını düşünebilirsiniz. Ta ki her akşam saat beşe yaklaşırken, battaniyelerin iki canlı türü arasındaki yeni bir deneyin parçası olduğu anlaşılıncaya kadar. Uzaktan parlak yeşil renkli yağmurlukları, beyaz buruşuk safari şapkalarıyla birkaç kişi görünür. Yüksek oktavdan, müzikal bir tonla çağırdıkları isimler duyulur sonra: "Kalama!" "Kitirua!" "Olare!" Bir anda çalıların arasından bebek filler çıkar. Uzun hortumlarının yusyuvarlak gövdelerini büyüleyici bir zarafetle yönlendirdiği yelken kulaklı 18 kahverengi kafa, dağınık bir sıra halinde beliriverir. Eve doğru yürümeye başlamadan önce renklerle bezeli ağaçların altında durduklarında, bakıcıları her birinin üzerine üşümemeleri için birer battaniye bağlar...
Burada ev derken kastedilen, öksüz filleri kurtarma ve rehabilite etme alanında dünyanın en başarılı merkezi olan David Sheldrick Yaban Hayatı Vakfı'nın Nairobi'deki yuvası. Ve bu yuva, çoğu yasadışı avlanmanın veya insan-yaban hayatı çatışmalarının kurbanı olan öksüz filleri Kenya'nın dört bir yanından toplayıp sütten kesilme yaşlarına kadar büyütüyor. Filler burada iyileşip sağlıklarına kavuştuktan sonra, güneydoğuya doğru 160 kilometreden fazla yol kat edip, Tsavo Ulusal Parkı'ndaki iki geçici merkezden birine taşınıyor. Bu merkezlerde, kendilerine göre bir hızda (ki bu 8-10 yılı bulabiliyor) yeniden yaban hayatına geçiyorlar. Bu program, türler arası empati üzerine kurulu ve ancak insanlar duyarsızlığı en uç noktaya vardırdıklarında zorunlu hale gelen çok ilerici bir deney.
Dünyanın en büyük kara hayvanı için çok üzücü ve tehlikeli bir dönemde yaşıyoruz. Bir zamanlar filler dünyada susuz balinalar gibi gezer, şaşırtıcı hafızalarına kazınmış eski göç yollarından gidip gelirlerdi. Şimdiyse giderek daha çok parçalanan alanlara sıkıştırılmış durumdalar. Dişleri veya etleri için öldürülmedikleri zamanlarda, bu kez de insan nüfusunun getirdiği baskı ve kuraklığa bağlı yaşam alanı kaybıyla mücadele ediyorlar. 1979 tarihli bir taramada, Afrika fillerinin tahmini nüfusu yaklaşık 1 milyon 300 bin olarak belirlenmişti. Geriye yaklaşık 500 bin kadarı kaldı. Asya'da yaban hayatında yaşayan fil sayısı ise tahminlere göre 40 bine düştü. Fil nüfusu giderek azalıyor olmasına rağmen, insan-fil çatışmalarının sayısı giderek artıyor. Afrika'da fillerle köylülerin karşı karşıya gelmesiyle ilgili haberlere neredeyse her gün rastlanıyor.
Nairobi'deki yuvaya son gelen fillerden Murka, Tsavo Ulusal Parkı yakınlarında kurtarıldığında, alnına saplanmış bir mızrak, iki tarafında ve sırtında ise açık mızrak ve balta yaraları varmış. Derisinden 25 santim içeri giren mızrak yüzünden hortumuyla su içemez haldeymiş. Derin yaralarında kurt kaynıyormuş. Büyük olasılıkla kaçak avcıların annesini kâr amacıyla öldürmesi üzerine öksüz kalan 1 yaşındaki bebeğin, geleneksel otlatma alanlarını park yüzünden kaybeden öfkeli yerel Maasai kabilesi üyelerinin saldırısına uğradığı düşünülüyor. Gezici bir veterinerlik birimi onu ilaçla sakinleştirdikten sonra yaralarını temizleyip mızrağı çıkarmayı başarmış.
Fillerin yaşadıkları sıkıntılar öyle berbat bir noktada ki, en büyük düşmanları olan insanlar aynı zamanda onların tek umudu. Daphne Sheldrick'i 1987 yılında yuvayı kurmaya iten de işte bu karmaşık durum olmuş. Ailesinin Kenya'da doğan dördüncü neslini temsil eden Sheldrick, ömrünün büyük bölümünü yaban hayvanlarına bakarak geçirmiş. Ünlü bir doğa bilimci ve Tsavo Doğu Ulusal Parkı'nın kurucu korucusu olan kocası David Sheldrick, 1977 yılında kalp krizinden ölmüş. Daphne terk edilmiş bebek Afrika mandaları, dikdikler, antiloplar, zebralar, düğmeli domuzlar ve kara gergedanlar gibi başka canlıları büyütse de, en çok büyülendiği hayvanlar filler olmuş.
Öksüz bebek filleri yetiştirmek çok zor. Çünkü filler yaşamlarının ilk iki yılında tamamen, dört yaşına gelene kadar da kısmen anne sütüne bağlılar. Tsavo'da geçen on yıllar boyunca, bir anne filin sütünün besin değerine denk bir mama bulamamaları nedeniyle Sheldrick çifti 1 yaşın altında hiçbir öksüz fili yaşatmakta başarılı olamamış. Fil sütünün yağ oranının yüksek olduğu bilinciyle, mama karışımına krema ve tereyağı eklemeyi denemiş, ama bebeklerin bunu sindirmekte zorlandığını ve kısa sürede öldüklerini görmüşler. Ardından fillerin daha kolay sindirdiği yağsız bir süt kullanmışlar, ama bu mamayla beslenen öksüz yavrular da giderek zayıfladıktan sonra yine ölüme yenik düşmüş. David'in ölümünden kısa bir süre önce çift, sonunda insan bebek mamasıyla hindistancevizinin doğru karışımını bulmuş. Bu mama, Aisha adlı üç haftalık öksüz filin hayatta kalıp günbegün güçlenmesine yardım etmiş.
Öksüz bir fil yetiştirmede yaşamsal önem taşıyan bir diğer unsuru Daphne'ye gösteren de yine Aisha olmuş. Daphne, kızlarından birinin düğün hazırlıkları için Nairobi'ye gittiğinde, o dönemde altı aylık olan Aisha'yı bir yardımcısına bırakmış. İki haftalık yokluğunda, anlaşıldığına göre ikinci kez annesini kaybetmenin kederiyle baş edemeyen Aisha, yemek yemeyi bırakıp ölmüş. "Aisha öldüğünde, yaptığım hatayı anladım," diyor Daphne. Acısı hâlâ taze. "Beni çok özlemişti. Bir filin tek bir insana fazla bağlanmasına izin vermemelisiniz. Daha geniş bir aileyi devreye sokmadan bunu yapabileceğimi düşünmek benim aptallığım oldu. Yani, yabani filleri tanımıştım. Evlilik hayatım boyunca Tsavo'daki filleri izlemiştim, bunun olacağını tahmin etmem gerekirdi. Ailenin onlar için önemini anlamak için bir grup file bakmanız yeterli aslında. Bu yüzden filin doğal ortamında sahip olduğu şeyleri ona sağlamanız gerek."
Makalenin devamını National Geographic Türkiye'nin Eylül 2011 sayısında okuyabilirsiniz.

KRDNZ 09-12-2011 11:47 AM

Cevap : Artık Öksüz Değiller
 
http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.1.jpg

David Sheldrick Yaban Hayatı Vakfı'na ait olan Kenya'daki Nairobi Fil Yuvası'nın kendilerini görevlerine adamış bakıcıları, özel yapım bir yağmurlukla bebek Shukuru'yu yağmurdan ve zatürree riskinden koruyor.

http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.2.jpg

Sabah yürüyüşleri için yuvadan ayrılan öksüz bebekler bile fil toplumunun karmaşık yapısını anlıyor gibi. Fotoğrafta en büyük öksüzler yere yatmış, minikleri üzerlerinde oynamaya davet ediyor.


http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.3.jpg
Namunyak Yaban Hayatı Koruma Vakfı'nın Samburu'dan kurtardığı Wasin, bu fotoğraf çekildiğinde yaklaşık iki haftalıktı.


http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.4.jpg

Öksüz filler, bakıcının ayakları dibinde yatan küçük bebek Sities'in bitiremediği bir şişe mama için neşeyle çekişiyor. Uzun yıllar içinde geliştirilen bu özel mama her üç saatte bir öksüzlere veriliyor.

http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.5.jpg

Nairobi Fil Yuvası'nın kurucusu Daphne Sheldrick, akşam devriyesine çıkmış. Yaban hayvanlarının rehabilitasyonuna öncülük eden Sheldrick, 1987 yılında yeni doğmuş öksüz bir Afrika filini büyütebilen ilk insan oldu. ,


http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.6.jpg

Öksüz fillerin Tsavo Ulusal Parkı'na nakledilmesi, yıllar önce kaçak avcılık yüzünden yıkıma uğramış bir bölgeye yaban sürülerin geri dönmesini sağlıyor. Ithumba Dağı, parkın kuzey sınırının yakınında yer alıyor.

http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.7.jpg

Filler Tsavo Ulusal Parkı'nda çitlerle çevrili Voi yakınında gün ortası banyonun keyfini çıkarıyor. Fillerin sağlığı açısından büyük önem taşıyan günlük çamur banyoları, güneşten korunmalarını sağlamanın yanı sıra fillerin derilerindeki böcekleri ve keneleri de temizliyor.


http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.8.jpg

Yaban hayata salınmış eski bir öksüz olan Emily, artık serbestçe dolaşan 22 filin oluşturduğu bir topluluğa öncülük ediyor. Çitlerle çevrili Voi'ye bacağına saplanmış bir okla döndüğünde, Tsavo bölgesinin gezici veteriner birimi bu oku çıkardı.


http://www.nationalgeographic.com.tr...mercek.3.9.jpg


Artık sürüsünün anaerki olan 17 yaşındaki Emily, bir gün önce gövdesinden kaçak avcılara ait bir oku çıkarmaya yardım eden bakıcı Joseph Sauni'yi selamlıyor. Yaban hayatına salınan fillerin yardım gerektiğinde sık sık geri geldiğini söylüyor Sauni. "Bebeklerini göstermek için de geliyorlar."


http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.10.jpg

İki yaşındaki yavruyu kaldırıp ahırına yerleştirmek için çok sayıda insan gerekmiş. Yavru hemen ertesi gün ölmüş. Vakfın yöneticisi Sheldrick, "Yaban hayatında aileleriyle uzun zaman geçirmişlerse işler zor," diyor. "Denemiyorlar bile."



http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.11.jpg

Bir bakıcı, mızrağın 20 aylık Murka'nın başından ne kadar derine girdiğini gösteriyor. Kurtarılmasından bir yıl kadar sonra Murka yuvadan ayrılmış. Artık yabani bir fil grubuna yeniden katılmaya bir adım daha yaklaşmış durumda.

http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.12.jpg

İki haftalık Wasin bir battaniyeyle kundaklanmış, ama kundağın ağırlığı ve sıcaklığı, katledilmiş annesinin yerini alamıyor. Haftalar sonra Wasin aniden, bilinmeyen bir nedenle öldü.


http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.13.jpg

Yasadışı avcılığın kurbanı Mzima, Tsavo Ulusal Parkı'nı ziyaret eden öğrencileri selamlıyor. "Kaçak avcılar için," diyor Daphne Sheldrick "filler sadece para ve et demek. Ama bu değişiyor. Genç nesillere farklı bilgiler ulaşıyor."


http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.14.jpg

Nairobi'deki yuvada öksüz bir fil beslendikten sonra yere uzanmış kestiriyor. Bizden yardım görmemeleri halinde, yeryüzünün en zeki yaratıklarından olan fillerin bir geleceği olmayabilir.



http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.15.jpg

Ürkmüş, öksüz bir filin en çok ihtiyaç duyduğu şey başka fillerle birlikte olmaktır. En kötü yaraları iyileşir iyileşmez, sosyalleşme süreci başlıyor.


http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.16.jpg


Artık serbest olan büyük filler, yüzmekten hoşlanan öksüz bebek Meibai'nin başında toplanmış.



http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.17.jpg

Shukuru adlı bu fil, Kenya'daki Mzima-Mombasa boru hattı için açılan bacalardan birine düştükten sonra yöredeki çobanlarca kurtarılmış




http://www.nationalgeographic.com.tr...ercek.3.18.jpg

Öksüz filler bakıcılarıyla güçlü bağlar kuruyor ve aynen karşılık görüyorlar. "Bu iş sırf para için yapılmaz," diye açıklıyor kıdemli bir bakıcı. "Birlikte ne kadar vakit geçirirseniz, bundan aldığınız keyif o kadar artıyor. Onları seviyorsunuz işte."

bonsoir 12-03-2011 01:19 AM

Cevap : Artık Öksüz Değiller
 
Çok teşekkür ederim verdiğin bilgiler için.Emeğine sağlık KRDNZ..


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.