![]() |
İşlenmek
İşlenmek
işlenmek edilg. 1. Ham ya da doğal durumdaki bir şeyden söz ederken, onu daha verimli, daha yararlı duruma getirmek: Bu topraklar kolayca işleniyor. İşlenmiş deri. Bakırı işlenmeye elverişli duruma getirmek. —2. Kumaş, deri, bakır vb. sözkonusuysa, üzerine çeşitli süslemeler yapılmış olmak: Kumaşın üzeri taşlarla işlenmiş. Bakır ibrik büyük bir ustalıkla işlenmiş. —3. Günah, suç, hata vb. sözkonusuysa, yapılmak: Ortada işlenmiş bir hata göremiyorum. —4. Yol, bina vb. sözkonusuysa, kullanılır durumda olmak, üzerinden taşıtla ya da yaya olarak geçilmek: Fabrikaya arka kapıdan işleniyor. —5. Bir konu, tema vb. sözkonusuysa, ele alınmak, seçilmek, incelenmek: Romanda tipler canlı bir biçimde işlenmiş. Bu konu geçen ders işlenmiş. —6. Bir duygudan, düşünceden söz ederken, bir kimseye benimsetilmek: Çocukluğundan beri işlenen bu intikam duygusundan kendini kurtaramıyordu. —Opt. ve Foto. işlenmiş objektif, mercekleri yansıma-azaltıcı işlemden geçirilmiş objektif. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.