![]() |
Bankaların Likiditesini Etkileme Politikası
Bankaların likiditesini etkileme politikası
Bankaların likiditesini etkileme politikası. Bu politika, bankaların verebilecekleri kredilerin miktarını, sermayelerinin hacmine (özkaynak, istikraz tahvilleri) ve mevduat miktarlarına göre artırmayı ya da eksiltmeyi amaçlar. Türkiye'de, bankaların kredi kullanımlarına Bankalar kanunu ve Merkez bankası'nın karar, genelge ve tebliğleri ile bazı kısıtlamalar getirilmiştir: bir bankanın vereceği nakdi ve nakdi olmayan krediler ve satın alacağı tahvil ve benzeri menkul kıymetlerin tutarı ile iştirakleri ve taşınmaz malları toplamı, özkaynaklarının 20 katını aşamaz (Bankalar k. md. 38, 47, 50). Ancak, bu genel kredi sınırının (ya da mali sağlamlık oranı) hesaplanmasında nakdi olmayan krediler, risksiz krediler ve özelliği olan krediler için ayrı düzenlemeler yapılmıştır. Öte yandan bankaların gerçek ya da tüzel bir kişiye verebilecekleri kredilerin en yüksek tutarı da (bireysel kredi sınırı ya da risk dağılım katsayısı) sınırlandırılmıştır. Bankalar k. md. 38'e göre bu sınır, banka özkaynaklarının % 10 u olarak belirlenmiştir. Banka kaynaklarının öncelikli kesimlere akmasını sağlamak üzere, bu kesimlerde çalışan firmaların bireysel kredi sınırı daha yüksek tutulmuştur; kalkınma planı yıllık programlarında belirtilen kesimlerdeki işlerde, dışsatımda ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde kullanılmak koşuluyla bir gerçek ya da tüzel kişiye, banka, özkaynağının % 25'i kadar kredi verebilir. Bu sınır, Devlet planlama teşkilatı'nın onayı alınmak koşuluyla Hazine ve dış ticaret müsteşarlığı'nın bağlı olduğu bakanlıkça % 40'a kadar çıkarılabilir. Bundan başka, bankalar toplamış oldukları mevduatın bir bölümünü munzam karşılık (ya da yasal karşılık, zorunlu rezerv) olarak Merkez bankası'nda açılan özel bir bloke hesaba nakden yatırmak zorundadırlar. Bu munzam karşılık oranı, Merkez bankası'nca saptanmaktadır. Merkez bankası, ayrıca, mevduat karşılıklarına verilecek faiz oranını saptamak yetkisini de elinde bulundurur. Öte yandan bankalar, ödeme gücünü koruyabilmek için kendilerinden çekilmesi olasılığı olan para ölçüsünde kasa likiditesi (disponibilité) ve paraya çevrilebilen aktif bulundururlar. Bu nedenle ticari senet ve tahvil portföyü bankaların kısa vadeli aktifleri arasında özel bir önem taşır. Bu portföy, bankaların kasadan sonra ikinci derecede likit aktifini oluşturduğu gibi, kasalarında atıl para bırakmaktan kurtulmalarını da sağlar. Son olarak, bankalar, bir kontrol komisyonunun (Türkiye'de Bankalar yeminli murakıplar kurulu ve Bankalar birliği) denetimine tabidirler. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.