![]() |
Haritacılık Tarihinde Önemli Olan Türk Bilim Adamları Ve Çalışmaları
Haritacılık Tarihinde Önemli Olan Türk Bilim Adamları Ve Çalışmaları Nelerdir ? -Piri Reis -Kşgarlı Mahmud - Seydi Ali Reis - Ali Macar Reis - Katip Çelebi - Matrakçı Nasuh - El İstahri - Evliya Çelebi - Mehmet Aşık Ali Macar Reis Ali Macar Reis bilindiği kadarıyla ilk Türk Atlasını yapan kişidir. Bu nedenle yapılan atlas çalışması ona ithaf edilmiştir. 7 haritadan oluşan Ali Macar Reis Atlası bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.osmanlı denız harıtacısı olarakta bılınır.. atlasta yer alan yedi harita : 1. Azak denizi, Karadeniz ve Marmara sahil kent ve limanlar 2. Akdeniz, Eğe denizi, Mora yarım adası, Adriyatik sahilleri, Anadolu’nun bazı sahil kentleri 3. Akdeniz, İtalya, Adriyatik sahilleri, Kuzey Afrika 4. Batı Akdeniz, İberik yarımadası, Gaskonya körfezi, Kuzey Afrika 5. İngiltere, İskoçya, Almanya sahilleri 6. İstanbul Boğazı, Girit adası bir kısmı, Ege denizi, Adriyatik sahilleri 7. Dünya haritası (Avusturalya yok) Kaşgarlı Mahmut Kaşgarlı Mahmud’un ünlü eserinin tam adı: Kitabu Dîvânü Lûgati’t-Türk’tür. Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.Dîvânü Lugati’t-Türk; bir sözlük olmakla birlikte, Türk milletinin yüceliğini de anlatan bir âbide eserdir. Sekiz bölümden oluşur. Bölümler ve sıralamalar Arap alfabesindeki harflere göredir. Kitapta yaklaşık 8.000 kelime vardır. Kelimelerin anlamlarının iyi anlaşılması için deyimlerden, atasözlerinden ve şiirlerden, hattâ bâzı Âyet ve Hadis-i Şerif’lerden örnekler verilmiştir. Bu yönüyle eser, bir kültür hâzinesi değerine kavuşturulmuştur. Eserde yer alan harita ise, Türk Dünyası ile ilgili olarak yayınlanan ilk haritadır. Haritada; dağlar kırmızı, denizler yeşil, ırmaklar mâvi, kumluk alanlar sarı renkle gösterilmiştir. Türkler’in oturdukları bölgeler ve komşularının isimleri özenle belirtilmiştir. Eser, güneşle birlikte, kültürün de doğudan dünyayı sardığının önemli bir göstergesidir. Dîvânü Lugati’t-Türk, Türk milletinin yalnız savaş meydanlarında değil, kültürel alanlarda da önder, öncü ve örnek olduğunu gösteren bir âbidedir. Piri Reis Türk Amirali Piri Reis (1470-1554), Osmanlı Donanması amirallerinden Kemal Reis’in kardeşinin oğludur. Piri, amcası ile birlikte bir dizi deniz savaşına katılmış, deniz navigasyonunun vazgeçilmez aracı olan haritalar ve haritacılık ile ilgilenmiştir. Piri Reis’in bugüne ulaşmış üç adet eseri bilinmektedir. 1923 yılından sonra başlayan yeniliklere paralel olarak müzecilik alanında da atılımlar başlamıştır. Topkapı Sarayı’nın düzenlenmesi sırasında Milli Müzeler Müdürü Halil Erdem’in bulduğu bir Atlantik Haritası Alman bilimci Paul Kahle tarafından incelenmiştir. Kahle tarafından yapılan araştırmalar ile harita bilim dünyasına tanıtılmış, bu çerçevede Türk tarihçileri Afet İnan ve İbrahim Hakkı Konyalı da özellikle haritanın nasıl üretildiği konusunda araştırmalar yapmışlardır. Daha sonraki yıllarda haritaya olan ilgi giderek artmış, yabancı bilim adamları harita ile ilgilenmiş, Piri Reis adına sempozyumlar düzenlenmiş, Erik Von Daniken’in “Tanrıların Arabaları” isimli kitabındaki iddialar ile harita tüm dünya kamuoyuna mal edilmiştir. Araştırmacılar 1513 tarihli Atlantik Haritası ve Kuzey Atlantik Haritasının Piri Reis’in çoğu parçaları kaybolan Dünya Haritasının birer parçası olduklarına inanmaktadırlar. İTÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Başkanı ve Kartografya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan UÇAR’ın da yaptığı çalışmalar neticesindeki sonuçlar da bu doğrultudadır. 21 parçadan meydana gelen bu haritanın 65×90 cm’lik bir paftası Topkapı müzesindedir. Colombus’un 1489 tarihli bir haritasından da yararlandığını haritasının üzerine yazan Piri Reis’in bu tarihte Amerika içlerini ve güney kutbundaki dağları da gösteren bu haritayı nasıl yaptığı bilim adamlarınca merak konusu olmuştur. Ayrıca “Hadikat’ül Bahriye”, “Netayic’ül-Efkar fi Cezayir’ül Bihar”, “Bilad’ül- Aminat” ve harita yapımıyla ilgili “Eşkalname” (o zamanlar haritaya eşkal deniliyordu) adında bir bilim kitabı ile 1528 tarihini taşıyan “Hint Denizi Haritası” gibi yapıtları İstanbul Deniz Müzesindedir. Piri Reis Hürmüz kalesi kuşatmasında uğradığı bir iftira sebebi ile 1554 de idam edilmiştir. Piri Reis’in harita çizme merakı artarak devam etmiş, Akdeniz ve Ege Denizi limanlarına ve adalarına ilişkin tuttuğu krokileri kullanarak Osmanlı donanmasının hakim olduğu denizlere ait “Kitabı Bahriye” isimli eserinde çeşitli liman, koy, körfez, kıyı, kale vb. yerlere ait haritalar ile bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar, sığ yerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgileri de vermiştir Matrakçı Nasuh (Ölümü 1533) haritacı anlayışı minyatüre uygulayan ilk ressamdır. Sopa veya demirci çekici ile yapılan ve bir çeşit harp oyunu olan matrak (Mitrak) oyunu mucididir. Menazil (Hedefler) isimli yapıtında 16. yüzyılda yapılmış Anadolu atlası vardır.”Umdet’ül-Hisab” (Hesabın ilkeleri) isminde bir yapıtı (1517) ve “Beyan-menazil-i sefer-i Irakeyn” ismindeki kitabında Kanuni’nin 1534 de Irak seferine katılarak İstanbul-Tebriz-Bağdat-Tebriz-Diyarbakır-Halep-İstanbul geçkisi üzerinde fethedilen yerleri, kaleleri isim ve güzel haritalarla anlatır. El İstahri (Ebu İshak İbrahim bin Muhammed el Farisi el İstahri) (15. yüzyıl), “Kitab al masalik val mamalik” (Masallar ve Ülkeler) isimli yapıtında dünyanın çeşitli yerlerine ait 20 harita vardır. Bu kitap yaklaşık 1460 yıllarında Karakoyunlu Türkmen imparatorluğu Şehzadesi Pir Budak zamanında yazılmıştır. Seydi Ali Reis Kanuni Sultan Süleyman saltanatı sıralarında devlet hizmetine giren Sinop’lu bir aileye mensup sonradan Amiral olan SEYDİ ALİ REİS, (? -1563) deniz astronomisini ve deniz coğrafyasını çok iyi bilen bir bilgindi. Piri Reis’in donanmasını Basra’dan Süveyş’e getirme görevi verildi 64). Ancak bazı nedenlerden dolayı dört yıllık (1553-57) uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra Edirne’ye dönebilmiştir. Bu seyahatı Bursa-Konya-Kayseri-Halep-Urfa-Musul-Bağdat-Basra-Hürmüz Boğazı -Ahmadabad-Delhi -Lahor-Kabil-Semerkand- Buhara- Farab -Merv- Tus -Nişabür -Bağdat- Musul- Mardin- Diyarbakır- Sıvas-Ankara-İstanbul-Edirne geçkisini izleyerek Arapça ve Farsçadan yaptığı derlemelerle “Miratül Memalik” (Ülkelerin aynası) adlı yapıtı yazmıştır. Bu kitap 1815 de Almancaya, 1826 da Fransızcaya, 1899 da İngilizceye, 1963 de Rusçaya çevrilmiştir. 1554 de Ahmedabad’ta yazdığı “Mohit” (Okyanus) çeşitli batı dillerine çevrilmiştir66). 10 bölümlük bu kitapta yön bulma, azimut ve yıldızların yüksekliklerinin hesabı, zaman hesabı, takvim, güneş ve Ay’a bağlı tanımlanan yıllar, denizcilikte önemli bazı yıldızların doğmaları, batmaları ve adları, ünlü limanlarla adaların enlemleri, astronomiye ait bilgiler ve bazı limanların arasındaki uzaklıklar, Hind Okyanusundaki adalar, kıyılar, rüzgarlar, ünlü limanlar ve topografik coğrafya konularını içermektedir. Bir başka yapıtı “Mirat-ül Kainat (Kainatın aynası)67) kitabı da Farsça ve Arapça bir çok kitaplardan derlenmiş olup bir çok astronomi aletinin tanımı ve kullanılışı, güneşin yüksekliği, yıldızların konumu, kıble, öğle zamanı saptanması, nehir genişliği saptanması, rubu tahtası ve usturlab’ın yapım ve kullanılışı konularını içermektedir. 1549 da Halep’te Ali Kuşçu’nun astronomi ile ilgili Fethiye yapıtının Türkçesine bazı ilaveler koyarak “Hülaset’el-Haya” ismini vermiştir 68). Seydi Ali Reis yerin yuvarlak olduğunu, dağların yüksekliğinin yerin yuvarlaklığını bozmayacağını söylemiş ve yer yarıçapının 1545 fersah olduğunu yazmış, ağır cisimlerin yerin merkezine doğru düştüklerini eklemiştir. Ancak yerin günlük hareketini kabul etmediğini göstermek için de o zamana kadar ileri sürülen kanıtları açıklamıştır. Mehmet Aşık Büyük Türk gezgincilerinden Mehmet Işık (1555-?) 21 yaşında geziye çıkarak 25 yıl içinde bir çok ülke gezmiş ve gezi notları 1595 de “Menazır-ül Avalim” (Dünyanın görünümü) adıyla basılmıştır. Mehmet Reis 1590 da Menemenli Mehmet Reis’in çizdiği bir Akdeniz haritası Venedik’te Correr müzesindedir. Benzer şekilde 16. yüzyılda Tunus’lu Hacı Ahmed’in Dünya haritası Venedik’te San Marco kütüphanesindedir. Katip Çelebi Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen ve tarih, coğrafya, bibliyografya ve toplum bilimi alanlarında 27 yapıtı bulunan Katip Çelebi (1609-1657) Girit seferi dolayısı ile (1645-46) haritaların nasıl yapıldığını öğrendi. En önemli yapıtı “Cihannüma” (Dünyayı gösteren) coğrafya alanında doğu görüşten batı görüşe geçişte bir dönüm noktasıdır. Beş haritalı, 75 sayfa olan ve 1648 de yazılmağa başlanan bu kitapta Dünyanın yuvarlaklığı üstüne kanıtlar verildikten sonra Japonya’dan Erzurum ve Irak’a kadar ülkelerin coğrafyasını, kısa tarihini, bitki ve hayvanlar alemini anlatmaktadır. “Keşf-üz-Zunun” (sanıların keşfi) isimli kitabı da ünlüdür. 1727 de basımevinin icadından hemen sonra 1732 de basılan bu kitap çeşitli dillere çevrilmiştir. Katip Çelebinin bundan başka “Kozmoğrafya” adında bir kitabı daha vardır. İstanbul’da ilk defa pusula sapmasını belirlemiştir. |
Cevap : Haritacılık Tarihinde Önemli Olan Türk Bilim Adamları Ve Çalışmaları
4 Eklenti(ler)
Ali Macar Reis
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1292328714 A li Macar Reis 16’ncı yüzyılda yaşamış ünlü bir Türk denizcisidir. Daha çok yapmış olduğu haritalar ve denizcilik konusundaki çalışmaları ile tanınmaktadır. Ali Macar Reis, hazırlamış olduğu eserlerini 1566 yılında tahta çıkan Sultan II.Selim’e sunmuştur. İnebahtı Deniz Savaşı'na da katılan Ali Macar Reis, bu savaşta Türk Donanmasının merkez bölgesinde bulunan gemilerin birinde kaptan olarak görev yapmıştır. ALİ MACAR REİS tarafından 1567 de dokuz ceylan derisi üzerine 31x43 cm boyutlu yedi haritadan oluşan bir dünya haritası çizdi. Topkapı müzesinde bulunan bir atlasta bulunan haritalar sıra ile: http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1292328714 Azak denizi, Karadeniz ve Marmara sahil kent ve limanlar Akdeniz, Eğe denizi, Mora yarım adası, Adriyatik sahilleri, Anadolu'nun bazı sahil kentleri Akdeniz, İtalya, Adriyatik sahilleri, Kuzey Afrika Batı Akdeniz, İberik yarımadası, Gaskonya körfezi, Kuzey Afrika İngiltere, İskoçya, Almanya sahilleri İstanbul Boğazı, Girit adası bir kısmı, Ege denizi, Adriyatik sahilleri Dünya haritası (Avusturalya yok) haritaları vardır. Ali Macar Reis'in yapıtları 1935 de cumhuriyetin kültür yayınlarından biri olarak basılmıştır. EL-İSTAHRİ EL-FARİSİ http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1292328894Hayatı: El-İstahri'nin hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. X. asrın ilk yarısında yaşayan İslam Coğrafyacıları'ndan birisidir. İstahri, Fars Eyaleti'nde İstahr (Persapolis) şehrinde doğdu. 915 yılında uzun bir seyahate çıktı. Atlas Okyanusu'na kadar olan yerleri gördü. Gezdiği, gördüğü yerlerdeki gözlem ve incelemelerini derleyerek, 919 yılında meşhur eseri Kitab el-Mesalik ve'l Memalik'i yazdı. Eserini tamamlamadan önce ünlü coğrafyacı ibn Havkal ile görüşen İstahri'nin, ondan haritalar konusunda yardım aldığı bilinmektedir. Eseri: İstahri'nin yazdığı coğrafya kitabının adı Kitab el-Mesalik ve'l Memalik'tir. De Goeje, yazarın bu eserini Zeydü'l-Belhi'nin coğrafyasını gözden geçirdikten sonra yazdığı ileri sürer. Eserin diğer bir özelliği ise haritaların ilave edilmiş olmasıdır. İslam Dünyası'nda haritacılık ilk defa bu eserde görünür. Burada her kıtanın renkli haritaları vardır. De Goeje tarafından bu eser 1870 yılında tıpkı basım olarak yayınlandı.İstahri'nin bu eseri, İrec Afşar tarafından Farsça'ya tercüme edildi ve 1990 yılında Tahran'da basıldı. İstahri'nin bu eseri Türk Tarihi bakımından önemilidir. Eserde, Batı Türkleriyle ilgili verdiği bilgiler tatminkardır. Hazarlar, Bulgarlar, Peçenekler, Karluklarla ilgili bilgiler verilmektedir. Türk Dünyası ile ilgili genel bilgilerle eser tamamlanır. Evliya Çelebi 1611-1682 http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1292329069 Türk, gezgin. Gezdiği yerlerde toplumların yaşama düzenini ve özelliklerini yansıtan gözlemler yapmıştır. Evliya Çelebi b.Derviş Mehmed Zillî İstanbul’da Unkapanı’nda doğdu, 1682′de Mısır’dan dönerken yolda ya da İstanbul’da öldüğü sanılmaktadır. Babası Derviş Mehmed Zillî, sarayda kuyumcubaşıydı. Evliya Çelebi’nin ailesi Kütahya’dan gelip İstanbul’un Unkapanı yöresine yerleşmişti. İlköğrenimini özel olarak gördükten sonra bir süre medresede okudu, babasından tezhip, hat ve nakış öğrendi. Musiki ile ilgilendi. Kuran’ı ezberleyerek “hafız” oldu. Enderuna alındı, dayısı Melek Ahmed Paşa’nın aracılığıyla Sultan IV. Murad’ın hizmetine girdi. Evliya Çelebi’nin geziye karşı duyduğu ilgi, çocukken babasından, yakınlarından dinlediği öykülerden, söylencelerden ve masallardan kaynaklanır. Seyahatname adlı yapıtının girişinde geziye duyduğu ilgiyi anlatırken bir gece düşünde Peygamber’i gördüğünü, ondan “şefaat ya Resulallah” diyecek yerde şaşırıp “seyahat ya Resulallah” dediğini, bunun üzerine Peygamber’in ona gönlünün uyarınca gezme, uzak ülkeleri, görme olanağı verdiğini yazar. Bu düş üzerine 1635′te, önce İstanbul’un bütün yörelerini dolaşmaya, gördüklerini, duyduklarını yazmaya başladı. 1640 dolaylarında Bursa, İzmit ve Trabzon yörelerini gezdi, 1645′te Kırım’a Bahadır Giray’ın yanına gitti. Yakınlık kurduğu kimi devlet büyükleriyle uzak yolculuklara çıktı, savaşlara, mektup götürüp getirme göreviyle, ulak olarak katıldı. 1645′te Yanya’nın alınmasıyla sonuçlanan savaşta, Yusuf Paşa’nın yanında görevli bulundu. 1646′da Erzurum Beylerbeyi Defterdarzade Mehmed Paşa’nın muhasibi oldu. Doğu illerini, Azerbaycan’ın, Gürcistan’ın kimi yörelerini gezdi. Bir ara Revan Hanı’nı mektup götürüp getirmekle görevlendirildi, bu nedenle Gümüşhane, Tortum yörelerini dolaştı. 1648′te İstanbul’a dönerek Mustafa Paşa ile Şam’a gitti, üç yıl o dolaylarda gezdi. 1651′den sonra Rumeli’yi dolaşmaya başladı, bir süre Sofya’da bulundu. 1667-1670 arasında Avusturya, Arnavutluk, Teselya, Kandiye, Gümülcine, Selanik yörelerini gezdi. Kaynakların bildirdiğine göre, Evliya Çelebi’nin gezi süresi 50 yılı kapsar. Evliya Çelebi’nin gezilerinin oldukça geniş bir alanı kaplaması iki bakımdan önemlidir. Birincisi Osmanlı İmparatorluğu’nun komşu ülkelerle olan ilişkilerini yansıtması, ikincisi insan başarılarına ilgilendirir. Bu geziler yalnız gözlemlere dayalı aktarmaları, anlatıları içermez, araştırıcılar için önemli inceleme ve yorumlara da olanak sağlar. Seyahatname’nin içerdiği konular, belli bir çalışma alanını değil, insan düşüncesinin ürettiği bütün başarıları kapsar. Bu özelliği nedeniyle Evliya Çelebi’nin yapıtı değişik açılardan bakılarak değerlendirilir. Üslup bakımından ele alındığında, Evliya Çelebi’nin, o dönemdeki Osmanlı toplumunda, özellikle Divan edebiyatında yaygın olan düzyazıya bağlı kalmadığı görülür. Divan edebiyatında düzyazı ayrı bir yaratı ürünü sayılır, şiir gibi ağdalı, ayaklı-uyaklı bir biçimle ortaya konurdu. Evliya Çelebi, bir yazar olarak, bu geleneğe uymadı, daha çok günlük konuşma diline yakın, kolay söylenip yazılan bir dil benimsedi. Bu dil akıcıdır, sürükleyicidir, yer yer eğlenceli ve alaycıdır. Evliya Çelebi gezdiği yerlerde gördüklerini, duyduklarını yalnız aktarmakla kalmamış, onlara kendi öznel yorumlarını, düşüncelerini de katarak gezi yazısına yeni bir içerik kazandırmıştır. Burada yazarın anlatım bakımından gösterdiği başarı uyguladığı yazma yönteminden kaynaklanır. Anlatım belli bir zaman süresiyle sınırlanmaz, geçmişle gelecek, şimdiki zamanla geçmiş iç içedir. Bu özellik anlatılan öykülerden, söylencelerden dolayı yazarın zamanla istediği gibi oynaması sonucudur. Evliya Çelebi belli bir süre içinde, özdeş zamanda geçen iki olayı, yerinde görmüş gibi anlatır, böylece zaman kavramını ortadan kaldırır. Seyahatname’de, yazarın gezdiği, gördüğü yerlerle ilgili izlenimler sergilenirken, başlı başına birer araştırma konusu olabilecek bilgiler, belgeler ortaya konur. Bunlar arasında öyküler, türküler, halk şiirleri, söylenceler, masal, mani, ağız ayrılıkları, halk oyunları, giyim-kuşam, düğün, dernek, eğlence, inançlar, karşılıklı insan ilişkileri, komşuluk bağlantıları, toplumsal davranışlar, sanat ve zanaat varlıkları önemli bir yer tutar. Evliya Çelebi insanlarla ilgili bilgiler yanında, yörenin evlerinden, cami, mescid, çeşme, han, saray, konak, hamam, kilise, manastır, kule, kale, sur, yol, havra gibi değişik yapılarından da söz eder. Bunların yapılış yıllarını, onarımlarını, yapanı, yaptıranı, onaranı anlatır. Yapının çevresinden, çevrenin havasından, suyundan söz eder. Böylece konuya bir canlılık getirerek çevreyle bütünlük kazandırır. Seyahatname’nin bir özelliği de değişik yöre insanlarının yaşama biçimlerine, davranışlarına, tarımla ilgili çalışmalarından, süs takılarına, çalgılarına dek ayrıntılarıyla geniş yer vermesidir. Yapıtın kimi bölümlerinde, gezilen yörenin yönetiminden, eski ailelerinden, ileri gelen ünlü kişilerinden, şairlerinden, oyuncularından, çeşitli kademelerdeki görevlilerinden ayrıntılı biçimde söz edilir. Evliya Çelebi’nin yapıtı dil bakımından da önemlidir. Yazar, gezdiği yerlerde geçen olayları, onlarla ilgili gözlemlerini aktarırken kullanılan sözcüklerden de örnekler verir. Bu örnekler, dil araştırmalarında, sözcüklerin kullanım ve yayılma alanını saptama bakımından yararlı olmuştur. Kimi yabancı kökenli sözcüklerin söyleniş biçimi halk ağzına göredir. Bu da dilci için bir yöre ağzının oluşumunu anlamaya yarar. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si çok ün kazanmasına karşın, bilimsel bakımdan, geniş bir inceleme ve çalışma konusu yapılmamıştır. YAPITLAR (başlıca): Seyahatname, (ö.s.), ilk sekiz cilt: 1898-1928, son iki cilt: 1935-1938. |
Cevap : Haritacılık Tarihinde Önemli Olan Türk Bilim Adamları Ve Çalışmaları
Öncelikle selamun aleyküm arkadaşlar ben DJ DİKKAT
|
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.