![]() |
Kuran’ı Kerim – Mearic Suresi Türkçe Meali
Kuran’ı Kerim – Mearic Suresi Türkçe Meali Mekke’de inmiştir. 44 ayet, 216 kelime, 816 harftir. http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1284708494 Kuran’ı Kerim – Mearic Suresi Türkçe Anlamı http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1284708531 Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla 1- İstekte bulunan biri, (muhakkak) gerçekleşecek olan bir azabı istedi. 2- Kafirler için olan bu (azabı) geri çevirecek yoktur. 3- (Bu azap) Yüce makamlar sahibi olan Allah’tandır. 4- Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir. 5- Şu halde, güzel bir sabır (göstererek) sabret. 6- Çünkü, gerçekten onlar, bunu uzak görüyorlar. 7- Biz ise, onu pek yakın görüyoruz. 8- Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün; 9- Dağlar da (etrafa uçuşmuş) rengarenk yün gibi olacak. 10- (Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz. 11- Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu-günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister; 12- Kendi eşini ve kardeşini, 13- Ve onu barındıran aşiretini de; 14- Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa. 15- Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir: 16- Başın derisini kavurup-soyar. 17- Yüz çevirip arkasını döneni çağırır-durur. 18- (Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı. 19- Gerçekten, insan, ‘bencil ve haris’ olarak yaratıldı. 20- Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar. 21- Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder). 22- Ancak namaz kılanlar hariç; 23- Ki onlar, namazlarında süreklidirler. 24- Ve onların mallarında belirli bir hak vardır: 25- Yoksul ve yoksun olan(lar)için. 26- Onlar, din gününü tasdik etmektedirler. 27- Rablerinin azabına karşı (daimi) bir korku duymaktadırlar. 28- Şüphesiz Rablerinin azabından emin olunamaz. 29- Ve onlar, ırzlarını (ferç) korurlar; 30- Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar. 31- Fakat bunun ötesini arayanlar, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir. 32- (Bir de) Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri ahde (harfiyyen) riayet edenlerdir. 33- Şahidliklerinde dosdoğru davrananlardır. 34- Namazlarını (titizlikle) koruyanlardır. 35- İşte onlar, cennetler içinde ağırlananlardır. 36- Şimdi inkar edenlere ne oluyor ki, boyunlarını sana uzatıp koşuyorlar. 37- Sağ yandan ve sol yandan bölükler halinde. 38- Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi umuyor (tamah ediyor)? 39- Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık. 40- Artık, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz; 41- Onların yerine kendilerinden daha hayırlılarına getirip-değiştirmeye. Üstelik Bizim önümüze geçilemez. 42- Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp-oynasınlar, oyalansınlar. 43- Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili birşeye yönelmiş gibidirler. 44- Gözleri ‘korkudan ve dehşetten düşük’ yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azap) günüdür. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.