![]() |
İmge
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1284538907
imge a. (im'den im-ge). 1. Daha önceki bir algılamadan zihinde oluşan ve bir sözcükle, görülen bir şeyle ya da bir kimseyle çağrıştırılan zihinsel betimleme: Görsel bir imge. (Eşanl. imaj.) —2. Kendi kullanıldığı alandan başka bir alanda, benzerlik ve anıştırmayla gerçeği çağrıştıran anlatım: Zengin imgeleriyle dikkati çeken bir şiir. (Eşanl. imaj.) —Fels. Aristoteles'e göre, "duyumun bir nesnesine benzeyen" varlık (phantasma) [Peri Psykhe (Ruh üzerine), 3, 8], || Des-cartes'ta, zihnin, şeylerden edindiği tasarım ya da düşünce. —Ruhbil. Cinsi! imge, aynı kategoriden nesnelerin, belli bir sayıda ya da birçok ortak algısal özelliklerinden başlayarak oluşturulan zihinsel imge. (Bugün bu terimin ortayaçıkma imgelere değil, tip imgeye uygun düştüğü kabul edilmektedir.) || Zihinsel imge, bir nesnenin, bir kişinin, bir görünümün vb. yokluğunda, o nesne, o kişi ya da o görünümün, uyanıklık etkinliği sırasında ortaya çıkıveren öznel ve güncel tasarımı (bu durumda ortayaçıkma imge'den söz edilebilir); bu olayı açıklamak İçin bellekte bulunduğu varsayılan zihinsel özlük (bu durumda tip imge'den söz edilebilir).. ansikl. böl.] [Bk —ANSİKL. Ruhbil. Zihinsel imge. Bu kavram XX. yy. başındaki öznelci ruhbilimde büyük bir rol oynadı ve 1960'lı yılların ortalarından başlayarak yeniden ele alındı. Dilin hem öznelerin "içinde" olup bitenler konusunda sağladığı yanıtlar ve açıklamalar, hem de bu öznelerdeki zihinsel olaylardan çıkarmayı önerdiği olanaklar sayesinde, ilkin dille birlikte incelendi. En basit örnek bir ad vererek, öznelerden bu ada karşılık düşen imgeyi tasarlamalarını istemeye dayanır; böylece sözcüklere ya da bireylere göre değişen "imgelik değerler" saptanabilir ve bu etkinliğin bel-lekselleştirme, okuma, kavrama, vb. bir dizi öteki etkinliklerle ilgisi kurulabilir. Zihinsel imgelerle bunlara karşılık düşen algılar arasında çok sıkı ilişkiler vardır; böylece öznelerden zihinsel imgeler üzerinde çeşitli tipten işlemler yapmaları, örneğin onları kendi üzerlerinde döndürmeleri, onlara yaklaşır ya da onlardan uzaklaşır gibi yapmaları istenebilir. Bu konuda zihinsel İmgenin -algıya göre- "analojik" özelliğinden söz edilir. Öznel, güncel zihinsel imge ya da "ortayaçıkma imge"nin bilişsel ortamının, öznenin belleğinde varolan ve gene imge ya da "tip-imge" olarak adlandırılan belli bir tür özlük olduğu bugün genellikle kabul edilmektedir. Bu özlükle sözcüklerin anlamları, kavramları vb. arasındaki İlişkiler, tartışma ve araştırmalara konu olmaktadır. J. Piaget'nin çalışmaları zihinsel imgenin algıdan doğrudan doğruya çıkmadığını, özne tarafından etkin bir yeniden kurma, içselleştlrilmiş bir taklit olduğunu ortaya koydu. J. Piaget, tezini desteklemek için, A. Rey'nin hem işaret parmağıyla basit ritmik bir bükme hareketi yapıp, hem de aynı parmağın herhangi bir şekil çizdiğini düşünmenin özne için olanaksız olduğu yolundaki gözlemini (1948) ve H. Gastaut'un elektroansefalografi çizgisindeki değişikliğin (beta dalgalarının ortaya çıkması), bir hareketin gerçekten yapılması sırasında da, zihinsel anımsanması sırasında da aynı olduğunu saptayan gözlemini (1954) ileri sürdü. Böylece bir özgül vücut hareketinin zihinsel imgesi, algısal hareketlerin Içselleştirilmlş bir taklit biçimiydi. Zihinsel imge, ancak somut bir gösterim (grafik ya da jest yoluyla gösterim) aracılığıyla incelenebilir. J. Piaget iki zihinsel imge tipi ayırır: şimdiki ya da daha önce algılanan görünümleri anımsatan gösterici imgeler ve nesnenin değişimlerini, hareketlerini ve bunların daha önce görülmeyen sonuçlarını tasarlayan önceleyici imgeler. Çocukta zihinsel imgelerin belirmesi, göstergesel işlevin ortaya çıkmasına bağlıdır: gösterilen (gerçek nesne) ile gösteren (onun zihinsel imgesi) arasındaki ayrım, nesneyi yokluğunda anımsamak olanağını verir. Piaget ve B. inhelder, ilk zihinsel imgelerin ortaya çıkışını duyusal devimsel dönemin sonuna (ikinci yaşın ortasına) yerleştirmektedirler: o zaman bu imgeler gösterici imgeler (kopya imgeler) oluştururlar. Önceleyici imgelerse çok daha sonra, somut işlemler sırasında (7-8 yaşa doğru) ortaya çıkarlar. Gösterici imgelerin statik özelliği, değişimleri değil durumları bilen önişlemsel düşüncenin niteliğine dayanır; oysa değişimleri öncele-mek ve tasarlamak olanağını veren işlem-sel düşüncenin ortaya çıkmasıyla bu durum değişecektir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.