ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Sanat Tarihi / Arkeoloji (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=593)
-   -   Eski Yapıtların Korunması, Yapılar, Tarihsel Sitler, Sanat Yapıtları (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=110228)

Şengül Şirin 08-11-2010 01:34 PM

Eski Yapıtların Korunması, Yapılar, Tarihsel Sitler, Sanat Yapıtları
 
Eski Yapıtların Korunması, Yapılar, Tarihsel sitler, Sanat yapıtları



Son yıllarda insanoğlunun geçmişine ilişkin kalıntıları canlı tutma gereksinimi, genellikle «koruma Sözgelimi, bir yapının korunması için yeni bir çatı yapmak gerektiğinde, kullanılan yeni malzemeyi «es-kileştirme

Yapılar:


Yapıları koruma çalışmaları, genellikle mimarlarca yürütülür. Ne var ki, günümüzde mimarlık eğitimi, büyük ölçüde beton, çelik, bölme tahtaları gibi modern malzemelerle yapılan işlere dayandığı için, koruyucular, ayrıca bir eğitimden geçip, geçmişteki yapım yöntemlerini öğrenmek zorundadır. Korunması gerekli birçok yapı, yalmzca bakımsızlık yüzünden bozulmuştur ve onarılması oldukça kolaydır; ama yıllar boyunca değişiklikler ve eklemelerle bozulmuş olanlar da vardır. Bunlar, aynı türden başka yapılara, çağdaşı resim ya da betimlemelere, mimarın özgün tasarımlarına başvurulup onarılarak, aşağı yukarı ilk durumlarına getirilebilir.

Kötü çevre koşulları, bazen yapıların hızla eskimesine neden olur. Sözgelimi, Oxford'da kış boyunca nem oranının yüksek olması ve havanın kükürt diok-sitle kirlenmesi, o yörede çıkarılıp birçok üniversite yapısında kullanılan kireçtaşının hızla bozulmasına yolaçmıştır. Bu yapılar, deney sonucu çevre koşullarına dayanıklı olduğu anlaşılan bir taşla, yeniden kaplanmıştır. Atina'daki Akropolîs de, benzer çevre koşulları yüzünden aşınmaktadır. Akropolis'ten getirilip British Museum'a (İngiltere) yerleştirilmiş olan Elgin mermerlerinin, Akropolis'teki aynı tür heykellerden çok daha iyi bir durumda olduğu gözden kaçmamaktadır.

Mermer yüzeyinin, bazı kimyasal işlemlerle daha zor çözülür duruma getirilebileceği belirtilmişse de, hu soruna henüz doyurucu bir çözüm bulunamamıştır.
Çökme de sık sık sorun yaratır. Sözgelimi, Winc-hester'daki (İngiltere) bir katedralin temelleri, üstüne kurulmuş olduğu batak toprağın kuruması sonucu çatlamış, ama temelin alttan çimentoyla desteklenmesiyle yapı kurtarılmıştır. Kentin kurulmuş olduğu adaların, yapısal değişim sonucu giderek denize battığı Venedik'te ise, sorun çok daha farklı bir boyuttadır. Belki de son çözüm, kent çevresine çevirme bentlerinin kurulması ve içerdeki suyun sürekli pompalamayla azaltılması olacaktır.

Tarihsel sitler:

Tarihsel sitler de değişen çevre koşullarından etkilenebilir. XX. yüzyılın başında yapılan kazılarla ortaya çıkarılmış bir Tarihöncesi kenti olan Mohenco-Daro*da taban suyu düzeyinin (yeraltı suyunun yüzeyi) yükselmesi, yapımında kullanılmış olan tuğlalar yoluyla suyun yukarı çıkmasına yolaçtı. Bu suyun yapı yüzeyinden buharlaşması, kalın bir tuz tabakasının birikip sürekli çözülmesine neden oldu. Bu durumda önerilecek çözüm, yöre çevresinde birkaç kuyu açıp, su düzeyini alçaîtmak için sürekli pompalamaktır.
Ancak, tarihsel sitlerde çok daha sık raslanan bir tehlike, normal hava koşullarının yolaçtığı aşınmadır. Bu amaçla uygulanan koruma yöntemlerinden biri, İtalya'daki Romalılardan kalma bir villada yapıldığı gibi, genellikle saydam plastikten bir çatı ya da kubbe yapmaktır. Yalnızca temellerin ayakta kaldığı durumlarda, yapıyı yeniden «inşa etme

Sanat yapıtları:

Günümüzde, büyük sanat galerilerinin çoğunda koruma çalışmalarının yürütüldüğü stüdyolar vardır. Resimler çeşitli nedenlerle bozulur. Ressamın kullandığı boya, kalıcı olmayabilir, hava kirlenmesinden etkilenebilir ya da fazla ışık yüzünden solabilir. Boyanın altındaki tahta ya da tuval, çok kuruyarak küçülebilecegi gibi, nemli ortamlarda şişme ya da küflenme yapabilir. Bu fiziksel değişiklikler, boya tabakasının çatlamasına, soyulmasına yolaçar. Tuval, eskime yüzünden de çürüyebilir. Vernik, zamanla koyulaşarak alttaki boya tabakasının görülmesini engelleyebilir. Resim koruyucusu (Bk. TABLO RESTORASYONU), iki ana alanda çalışır: Resimlerin sergilendiği ya da saklandığı çevrelerdeki koşullara dikkat eder; bozulmuş olan resimleri onarmak için uygun yollar bulur. Onarım için kullanılacak malzemelerin resimlere uyup uymayacağını araştırması gerekir.
Günümüzde birçok müzenin, çeşitli sorunlarla uğraşan koruma laboratuvarları vardır. Sözgelimi, bazı koleksiyonların büyük bir bölümü, tahta, tüy ve kumaş gibi kısa süre dayanacak maddelerden yapılmış olabilir.

Bu tür nesnelerin dikkatle denetlenen çevrelerde bulundurulması gerekir; çünkü kimyasal etkilere, küfe, böcek ya da güvelerin zararlarına karşı korunmasızdırlar. Morötesi ışık, zamanla hem boyaların solmasına, hem de eşyaların yapımında kullanılan proteinlerin ve selülozun kimyasal yapısının bozulmasına yolaçar.
Kitaplar, çizimler ve arşivler de aynı etkenlerden zarar görebilir. Bu nedenle, birçok kütüphanede de koruma çalışmaları sürdürülür. Özellikle odun hamurundan yapılmış kağıt, ortaya önemli bir sorun çıkarır: İçerdiği asitli maddeler, doğrudan doğruya selüloz iplikçiklerini ayrıştırır. Bazı kağıtları kurtarmanın tek yolu, iki saydam polimer tabalrası arasına yerleştirmektir.

Arkeoloji kalıntılarının korunması, genellikle^ çok zordur; çünkü burada, çürüme süreci sonucu iyice güçsüz ve sürekli çözülme içinde kalmış nesnelerin yok olmasını önlemeye çalışmak gerekmektedir. Sözgelimi, iyice aşınmış bir bronz silahta ilk sorun; onu eski durumuna getirmektir. Bu, genellikle el aletleriyle yapılan çok zor bir iştir. Ancak bu yapıldıktan sonra, kalan metalin aşınması kimyasal yöntemlerle durdurulabilir. Aşınmayı önleme yöntemlerinden biri, eşyayı, alçak basınç altında bir benzotriazol çözeltisi içine batırmaktır. Böylece, metal yüzeyinde bir «edilgen


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.