![]() |
Hafız Ya da Hace Hafız Şirazi (Şemsettin Muhammet)
1 Eklenti(ler)
Hafız ya da Hace Hafız Şirazi (Şemsettin Muhammet)
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1279958186 HAFIZ ya da HACE HAFIZ ŞİRAZİ (Şemsettin Muhammet), iranlı şair (Şiraz 1325 - ay. y. 1390). Mahlası Hafız, lakapları ise Lisan ül-gayb (gaybın bilinmeyen dili) ve Tercüman ül-esrar'öu (sırları çeviren, açıklayan). Divan'ından çıkarılanlar dışında yaşamıyla ilgili bilgiler söylencelere dayanır. Bunlara göre, babası Baha-ettin ya da Kemalettin İsfahan'dan Şiraz'a göç etti ve Hafız burada doğdu. Küçük yaşta öksüz kaldı ve öğrenimini Şiraz'da tamamladı. Geçimini sağlamak için kitap istinsah* etti ve fırıncı çıraklığı yaptı. Başta Kuran olmak üzere, arap dili ve edebiyatı, tefsir, kelam, felsefe ve o dönemde geçerli olan çeşitli konularda kendisini yetiştirdi. Kuran'ı hıfzettiğinden (ezberlediğinden) Hafız mahlasını aldı ve daha çok bu adla tanındı. Gençliği incu hanedanı hükümdarlarından Şeyh Ebu ishak incu döneminde (1343-1353) geçti. Şiirlerinde bu hükümdar ve onun önde gelen görevlilerinden övgüyle söz etti. Yaşamının ikinci dönemi, Şiraz'ın incu hanedanı İle Muzaf-feriler hanedanı arasındaki çekişmelere sahne olduğu döneme (1353) rastladı. Muzafferiler'den Mubarlzettin, Şiraz'ı ele geçirerek 1358'e kadar kente egemen oldu. Bu dönemde şair sıkıntılı günler geçirmekle birlikte dönemin vezirlerine kendisini kabul ettirmeyi başararak saygınlık gördü. Mubarlzettin'in ölümünden sonra yerine geçen oğlu Şah Şüca'nın saltanat dönemi (1358-1384), ülkede karışıklıkların sürüp gitmesine karşın, Hafız'ın şiir yazma bakımından en verimli ve başarılı dönemi oldu. Ünü yalnızca iran'a değil, başta Anadolu olmak üzere Hindistan, Ben-gal gibi uzak ülkelere kadar yayıldı. Şiirlerinden, birçok kez övgü ile söz ettiği Şah Şüca'ya kırılarak İsfahan ve Yezd'e gittiği, buralarda bir süre kaldığı anlaşılır. Timur, Muzafferiler'i ortadan kaldırarak Şiraz'ı aldıktan (1387) sonra, söylenene göre herkesi vergiye bağladı; Hafız'ın payına da bir mangır düştü. Ancak, bu parayı ödeyecek güçte olamayan şairi Timur'un huzuruna çıkardılar. Timur, şaire şunu sordu: "Sen, bir gazelinde bir güzelin ben'i için Semerkand ve Buhara gibi iki koca kenti veriyorsun da, şimdi bir mangırı mı ödemlyorsun?" Hafız'ın cevabı şu oldu: "Bu kadar eli açık olduğumuzdan bu durumlara düştük!" Bu cevap üzerine vergi ödemekten kurtuldu. Öldüğünde, Şiraz'da günümüzde üzerinde görkemli bir türbe bulunan Hafızi-ye ya da Hak-i musalla denilen yere gömüldü. Hafız, yüzyıllar boyu süregelen ününü, tek yapıtı olan Divan'ı ile sağladı. Yapıt, birçok eski şairlerinki gibi aşk, şarap, sarhoşluk, ikiyüzlülük, şikâyet gibi konuları içerir. Ötekilerden farkı, bu konulardaki duygularını çok güzel bir biçimde dile getirmesidir. Şiirlerinde duygusallığın yanı sıra felsefi ve mistik bir hava da egemendir. Bütün bu üstün nitelikleri karşısında, Divan'ın henüz yüzde yüz onun gazellerini içeren bir nüshası ele geçmemiştir. Söylentiye göre, Hafız'ın şiirlerini ilk kez Gulendam adlı öğrencisi bir Divan'da topladı. Gulendam'ın bir de önsözünü içeren bu nüshalardaki gazel sayısı 650-1 000 arasında değişir. Oysa, Hafız'ın yaşadığı döneme yakın bir tarihte (24 ya da 26 yıl) istinsah edilmiş olan nüshalardaki gazel sayısı 450-590 arasındadır. Divan'ın şimdiye kadar bilimsel bir basımı yapılmadığından, bu konuda kesin bir yargıya varılamaz. Ancak, gazel sayısına bu eklerin yapılmasında Hüseyin Baykara döneminde, Hafız'ın gazellerinin kaybolmaması için, para karşılığı herkesin aklında olan bir gazelini yazıp getirmesinin rol oynadığı söylenebilir. Divan'ın bir ölçüde en güvenilir baskısı Muhammet Kazvini ve Kasım Gani'ninkidir (Tahran 1941). Hafız Divan'ı farsça ile yakından ilgilenen Doğu ülkelerinde, özellikle Türkiye' de XV. yy.'dan başlayarak tanındı ve büyük ilgi gördü. En iyisi Sudi'ninki (1591) olmak üzere birçok şerhleri yapıldı. Yapıt, son olarak Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Hafız divanı adı ile türkçeye çevrildi (istanbul 1944). XVIII. yy. sonları ile XIX. yy. başlarında Avrupa'da da tanınan Hafız Divan'\ ünlü osmanlı tarihçisi J. von Hammer-Purgstall tarafından düzyazı olarak almancaya çevrilip yayımlandı (1812-1813). Goethe, bu çeviriden esinlenerek Westöstlicher divan adlı yapıtını yazdı. Sudi şerhindeki metinle, şerhin bir bölümünü yayımlayan H. Brockhaus'la aynı tarihte (1854-1860), Ro-sen Zveig-Schwannan manzum olarak almancaya, H. Bicknell, H. VVilberforce tarafından ingilizceye, Arthur Guy tarafından da fransızcaya çevrildi. Hafız divan'ı İslam ülkelerinde aynı zamanda fal açmak İçin de kullanılır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.