ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Körfez Savaşında Türkiyenin Stratejik Durumu-Körfez Savaşında Türkiye (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1076072)

Prof. Dr. Sinsi 12-20-2012 12:29 PM

Körfez Savaşında Türkiyenin Stratejik Durumu-Körfez Savaşında Türkiye
 
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra Batı açısından stratejik önemini kaybedeceğini düşünen Türkiye'nin endişeleri Irak'ın Kuveyt'i işgaliyle birlikte ortadan kalktı. Özellikle Cumhurbaşkanı Turgut Özal, doğan fırsatı kullanarak Türkiye'nin stratejik öneminin azalmadığını göstermek istiyordu. Körfez krizinde aktif politika izlemek isteyen Özal, temkinli bir siyasetten yana olan Başbakan Yıldırım Akbulut, Dışişleri Bakanı Ali Bozer ve Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay ile karşı karşıya kaldı, Özal'ın tutumuna tepki gösteren Dışişleri Bakanı Ali Bozer (11 Ekim 1990), Milli Savunma Bakanı Safa Giray ve Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay (3 Aralık 1990) görevlerinden istifa ettiler. Ayrıca Özal'ın uygulamak istediği aktif siyaset muhalefet tarafından sert biçimde eleştirildi.

ABD bu kriz sırasında Ankara'dan 3 konuda yardım istedi; Türkiyedeki üslerin Irak'a yönelik hava hareketlarında kullanıdırılması ve Saddam'ın Kuveyt cephesideki asker sayısını azaltması için Türkiye'nin Irak sınırına asker kaydırması. Türkiye bu iki talebe olumlu cevap verirken, Suudi Arabistan'da toplanan koalisyon kuvvetlerine birlik göndermesi isteği ise Özal'ın ısrarına rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin karşı çıkması sonucu gerçekleşmedi. Türkiye bu doğrultuda 180,000 kadar askeri Irak sınırına kaydırarak, Irak'ın kuzeyde 8 tümen tutmasını sağladı ve kara savaşında koalisyon güçleri üzerindeki yükü hafifletmiş oldu.Kaynakwh: Körfez Savaşı'nda Türkiye

Türkiye, Körfez krizinin başında ılımlı bir politika izlemesine rağmen 8 Ağustos 1990'da, BM'nin Irak'a ambargo kararlarına uyarak Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını kapattı. Ambargoya katılmasına rağmen Türkiye, Körfez Savaşı'na fiili olarak katılmadı. Irak sınırına asker yığdı ve İncirlik Hava Üssü'ndeki Amerikan uçaklarının kullanılmasına müsaade etti.

Özal'ın Musul ve Kerkük'ün alınmasından, bölgedeki Arap ülkeleriyle geliştirilecek ekonomik ve ticari ilişkiler ile bu ülkeleri potansiyel silah pazarı olarak görme planları uzun vadede sonuç vermedi. Aksine, savaştan sonra Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını kapatılmasından dolayı Türkiye'nin uğradığı zararın tazmin edilmesi için Körfezi ülkeleri tarafından verilen 3 milyar dolarlık yardımın ödenmesinde bile isteksiz davranıldı. Körfezi ülkelerinden ve ABD'den alınan yardımlar ve tazminatlar, Türkiye'nin, Körfezi Savaşı'ndan sonra da yaklaşık 12 yıl yürürlükte kalan BM ambargosuna uyması nedeniye uğradığı 100 milyar ABD Dolarının üzerindeki zararın karşılanmasında çok yetersiz kaldı.

Ayrıca savaştan sonra ayaklanan Kürtlerin Saddam kuvvetleri tarafından saldırıya uğraması sonucunda, yarım milyon Kürt Türkiye sınırına yığıldı. Türkiye, 1988'deki gibi bir Kürt göçünün yaratabileceği güvenlik ve maliyet sorunlarından çekinerek sınırlarını Kürtlere kapadı. Ancak duruma kayıtsız kalmayıp Kürtlerin sığındıkları dağlardan indirilip, Irak tarafındaki düzlüklere yerleştirilmesi için burada bir tampon bölge oluşturulması fikrini ABD'ye iletti. Bundan sonra Irak'ın kuzeyinde Kürtler için oluşturulan Güvenlik Bölgesi'nin korunması için aralarında Türkiye, ABD, İngiltere ve Fransız askeri kuvvetlerinin bulunduğu Çekiç Güç'ün (Operation Provide Comfort 2) Türkiye sınırları içinde de konuşlanmasına izin verildi (Temmuz 1991). 2003'teki Irak Savaşı'na kadar görev yapan Çekiç Güç'ün varlığı Türkiye'de büyük tartışmalara yol açtı.



Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.