![]() |
Ateşleme Mekanizmaları-Fitilli-Çarklı Ateşleme-Çarpmalı Mekanizma-Metal Kartuşlar
3 Eklenti(ler)
Ateşleme mekanizmaları-Fitilli-Çarklı ateşleme-Çarpmalı mekanizma-Metal kartuşlar
Omuzdan ya da elde ateşlenen küçük ateşli silahlarda, ateşleme mekanizmaları, ilk kez 1400'lerde görülmeye başlandı. Daha önceleri küçük ateşli silahlar ve toplar ya kızdırılmış bir kömürle, ya demir çubukla ya da yanıcı bir maddeye bulanmış bir fitille ateşlenirdi. Fitilli mekanizma: Tüfeklerdeki en eski ateşleme düzeni, fitilli mekanizma'dır. XV. ve XVI. yüzyıllarda, bu mekanizmanın üç tipi kullanılmaktaydı. Bunlardan ilki «yılankavi İkinci tip fitilli ateşleme düzeni, emniyet tertibatlı mekanizma'ydi Bunda fitil bir yayla, kundağın altındaki levye tarafından tutuluyor ve falya barutu ile ancak levyenin sıkılmastyla temasa geçiyordu. Bu aygıt, kundağın yanında bulunan uzun ve düz bir plakaya takılmıştı. İç bölümde kol, «horoz emniyeti Fitilli tüfeklerde görülen en son gelişme, tetik çakmağı'dır. Tetik çakmağı XV. yüzyılın son çeyreğinde yapılmıştır. Modern bir tetik mekanizmasına benzeyen bu aygıt, horoz emniyetinin dik açılı bölümüne karşı dikey olarak çalışıyor ve fitil tutucuyu, yayın basıncına karşın, falya barutu üzerine düşürüyordu. Fitilli tüfek mekanizmasının geliştirilmesi, silahı kullanan avcı ya da askerin ateş ederken falya tavasını baruta değiyor mu diye, sürekli gözlemek yerine, hedefe bakabilmesini sağladı. Ancak fitilli ateşleme mekanizmasının da bazı sakıncaları vardı. Fitili sürekli olarak yanık tutmak, barut dolu bir ortamda oldukça tehlikeli oluyordu. Ayrıca, bu mekanizma yağışlı ve rüzgarlı havalarda güçlükle kullanılabilmekteydi. Çarklı ateşleme mekanizması: Bu tür ateşleme mekanizması, 1510 yılında Güney Almanya'da geliştirilmiştir. Mekanizmanın, modern bir sigara çakmağına benzeyen karmaşık parçaları, genişçe bir plaka üzerine monte edilmişti ve merkezde bulunan çarkın üst kenarı, bir yarıktan falya tavasına ulaşıyordu. Çarkın biraz ilerisinde, plakanın kenarında, mandal denen ve üst ucunda demir piritler bulunan hareketli bir kol vardı. Bu mandal, altında bulunan V biçiminde bir yayla yerinde tutuluyordu. Mekanizma, piyano akort anahtarına benzer bir anahtarla kurulmaktaydı. Anahtar, çarkın köşeli kenarına takılıp, çeyrek dönüşlük bir hareket yaptırılıyor ve bu dönüşle horoz emniyeti, çarkın iç yüzündeki bir kertik tarafından tutuluyordu. Çark mili, ana yaya kısa bir zincirle bağlıydı. Falya barutu, falya tavasına konuyor ve tavanın üzeri örtülüyordu. Silahı ateşlemek için mandalı, falya tavasının kapağı üzerine getirmek ve tetiği çekmek gerekmekteydi. Böylece, çark hızla dönüp tava kapağını açıyor ve çarkın, piritler üzerinde yaptığı kıvılcımlar falya barutunu ateşliyordu. Bu tür ateşleme mekanizması, güvenceli olmasına karşın, ağır, karmaşık ve bu nedenle de pahalıydı. Aynı nedenlerle, fitilli ateşleme mekanizmasının yerini alamadı ve yalnızca zengin sporcular ve bazı askeri birtikler tarafından kullanılabilen bir mekanizma olarak kaldı. Çakmaklı ateşleme mekanizması. Çakmaklı ateşleme mekanizması, metal kartuşların ortaya çıkışına kadar kullanılan gelişmiş bir mekanizmaydı. Fransız çakmağı (sözkonusu mekanizmanın geliştirilmesi sırasında bölgesel farklılıklar ortaya çıkmıştı) adı verilen mekanizma 1610'larda bulundu ve 1650'lerde yaygın bir biçimde kullanılmaya başlandı. Bu mekanizmada, falya tavası kapağı sertleştirilmiş demirden yapılmış ve arka kenara takılmış bir plakayla birleştirilmişti. Birleşik kapak, falya tavasının hemen önünde hareket edebilmekte ve altındaki tablaya monte edilmiş V biçiminde bir yayla açılıp, kapanmaktaydı. Ucunda bir çakmaktaşı bulunan ve horoz diye tanımlanan S biçiminde bir kol, tetikle hareket eden parçanın ön bölümüne deymekte, aynı zamanda horoz emniyeti de, bu parçanın arka tarafındaki kertiklere girmekteydi. Horoz böylece, tam ya da yarım olarak kurulmaktaydı. Ateşlemede, falya ta-vasındaki barut ateşlenir ve kapak kapanırdı. Horoz, tam ateşleme durumuna getirilir ve tetik çekilerek ana yayın serbest kalması sağlanır, böylece, horoz aşağı düşer ve çakmaktaşı kapağa çarpardı. Kapağın, geri itilmesiyle falya tavası açılır, falya barutu da. çıkan kıvılcımlarla ateşlenirdi. Çarpmalı mekanizma: Bu ateşleme düzeni, 1805 yılında, İskoç rahibi Alexander Forsyth tarafından tasarımlanmış olmasına karşın, bulucusunun patentini korumak istemesi, aynı zamanda da tasarının karmaşık ve biraz da tehlikeli olması nedeniyle. 1820'lere kadar üretilemedi. Çarpmalı mekanizmanın çeşitli biçimleri, 1820-1850 yılları arasında pekçok yerde kullanılmış ve beğenilmiştir. En çok kullanılan biçimi, 182Ö'de, daha da yetkinleştirilen ve dış ateşleme mekanizması ile metal kartuş arasında bir bağlantı kurulmasını sağlayan, bakır kapsüllü mekanizmaydı. Mekanizmanın yalınlığı ve sugeçirmez oluşu, revolver ve kuyruktan doldurma mekanizmaların gelişmesini sağladı. Kapsüllü mekanizmanın iç bölümleri, çakmaklı mekanizmaya benzemekte, ama dış bölümü, S biçiminde ve kapalı uçlu bir horozdan oluşmaktaydı. Namlunun baş tarafına bir yiv açılmış ve buraya, horozun vuruşu ile ateşlenen ve içinde barut bulunan küçük bir kapsül yerleştirilmişti. Bu barutun ateşi, bir kanaldan geçerek namludaki barut hakkını ateşlemekteydi. ' Metal kartuşlar: Kuyruktan doldurma, İlk ateşli silahlar kadar eskidir. Ancak, namlu gerisi ile kuyruk arasındaki yanlış bağlantı, patlayan barut hakkındaki dumanın kaçmasına olanak verdiğinden, kuyruktan doldurma mekanizması, kapalı kartuşların yapımına kadar, küçük silahlar İçin elverişli görülmemiştir. İlk kapalı kartuş, 1930'larda Fransa'da geliştirildi. Mukavva zarflı bu kartuşun arkasında bir iğne bulunmaktaydı. Kapsülün Üzerinde duran iğne, düşen horozun etkisiyle ateşleme yapmaktaydı. Bundan sonra oluşan patlama, kartuş kenarlarının, namlu çeperlerine doğru genişlemesine ve etkili bir engel oluşturmasına neden olmaktaydı. Merkezden ateşleme kartuşu 1862 yılında İngiltere'de geliştirildi ve kısa sürede iğneli ateşleme kartuşunun yerini aldı. Bu mekanizma, o günden sonra yapılan bütün ateşleme mekanizmalarının temelini oluşturmaktadır. Burada, falya barutu, kartuş tabanının merkezine konmakta ve horoz .üzerindeki ateşleme iğnesinin vuruşuyla ateşlenmektedir. Kenarından ateş alan kartuşta ise barut hakkı, kartuş mahfazasının kenarına konmakta ve iğne.merkez yerine kenara vurmaktadır. Açma ve doldurma ile ateşleme mekanizmalarının birleştirilmesi amacıyla, 1860 ve 1890 yılları arasında birçok modelin ortaya çıkarılmış olmasına karşın, metal kartuşlu doldurucularda uzun süre ayrı bir çakmak mekanizması kullanılmıştır. -1890'larda, dış horoz yaygındı; 1880'lerde ise horozsuz silah çakmağı yaygınlaştı. Bunda tetik mekanizması, ateşleme iğnesine kuyruk içinden vuracak biçime getirilmişti. Günümüzün çift namlulu av silahlarında halâ bu sistem kullanılmaktadır. Bazı tek atışlı tüfeklerde, ateşleme ve doldurma mekanizmaları birleştirilmiştir. Bunların İçinde en kullanışlı olanı, sürgülü mekanizma'dır. Bir tüpten oluşan sürgü'nün, tüfeğin yanına doğru uzanan bir kolu vardır. Sürgünün içindeki bir yay, ateşleme iğnesinin çıkıntısına dayanmaktadır. Sürgünün, kol aracılığıyla mermi yatağını açmak ya da kapamak için döndürülmesiyle, mekanizmanın kurulması sağlanmaktadır. Askeri silahlar dışında, bu tür doldurma mekanizması hâlâ kullanılmaktadır. 1930'larda geliştirilen yarı-otomatik sistem İkinci Dünya savaşında çok kullanılmıştır. Birçok türü bulunan bu silahlarda, barut hakkının patlamasıyla hem mermi ileri doğru itilerek namludan fırlatılır, hem de sürgü geriye doğru İtilir ve kullanılmış kartuş dışarı atılır. Böylece boşalan mermi yuvası, yaylı bir şarjörün ittiği yeni bir mermiyle doldurulmaktadır. Patlamanın gücü kaybolduğunda yay, yatağa yeni bir mermi sürmekte ve silah|yeniden ateşe hazır duruma gelmektedir. Hiç kuşkusuz, bundan sonraki aşama, tam otomatik mekanizma olmuştur. MAKİNALI TÜFEK'te olduğu gibi, tam otomatik silahlar, tetik basılı tutulduğu sürece (şarjör boşalana kadar) ateşi sürdürmektedir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.