ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tarih / Coğrafya (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=656)
-   -   Avrupa'da Aydınlanma Dönemi Ve Alman Birliği (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1060387)

Prof. Dr. Sinsi 11-25-2012 10:28 PM

Avrupa'da Aydınlanma Dönemi Ve Alman Birliği
 
XVI. Yüzyılın başlarına gelindiðinde Batı Avrupa'nın en dinamik Ã*********talyan şehir devletleri kültürel-edebî bazda kendilerini ispatlarken. kıtanın merkezindeki siyasî güç Alman Ã*********mparatorluðu ise. sosyo-kültürel ve politik açıdan oldukça geri planda idi. Ã*********talyan şehir devletleri Rönesans ve Hümanist düşüncenin oldukça ileri düzeyde tartışıldıðı ve etkin bir biçimde yerleştiði coðrafya olarak görünüyordu. Özellikle Kuzey Ã*********talya'nın zengin bölgelerinde kurulan şehir devletleri. yeniden eski antik dönemlerdeki bilim. sanat ve edebiyatı keşfetmeye başlamışlardı. Bu arada Ã*********ngiltere'deki hanedanlıklar arasındaki iç çatışmanın sona erdiði dönemde Amerika kıtası keşfedilmiş. Ã*********spanya ve Portekiz gibi iki denizci devlet dünyada hızla koloniler elde etmeye başlarken. aynı zamanda klasik emperyalizme giden yolu da aralıyorlardı.

Batı Avrupa'da Hümanizma’nın taraftar bularak iyice yerleşmeye başladıðı dönemde Orta Avrupa'da hala iç çatışmalar devam ediyordu. Özellikle Alman toprakları üzerinde (Reich) Ã*********talyan kökenli hümanist fikirlerin ve sanat eserlerinin izleri görülmekle beraber. bunların hitap ettiði çevre ve sosyal sınıflar Ã*********talya'ya göre oldukça etkisiz ve pasifize olmuşlardı. Ancak XVI. Yüzyılın başlarında Almanya'da çok sayıda zengin şehir devletlerinin oluşmaya başlaması. Alman toplumu için bireysel anlamda yeni bir uyanışı simgelemeye başlamıştı. Özellikle Güney Almanya'da Jakob Fugger gibi tüccarlar bir taraftan erken kapitalist ekonominin ilk nüvelerini oluştururken. diðer taraftan siyasî alanda sermayelerini bir nüfuz aracı olarak kullanabiliyorlardı.

Alman toplumunun bu dönemdeki bir diðer özelliði de - Ã*********talyan şehir devletlerinin aksine - Ortaçað geleneksel yaşam ve düşünce tarzının hala devam etmesi idi. Ticaret erbabı ile esnaf teşkilatları arasında sürtüşmeler gün gün devam etmesine raðmen. bu huzursuzluklar siyasî alandaki karışıklıklara göre yine de oldukça yeni ve etkisizdi. Prenslerin birbirleriyle rekabeti ve mahallî büyümenin verdiði cesaret ve siyasî güç. daha o zamanlarda Alman birliðine giden dayanakları temelden ortadan kaldırmaya yetiyordu. Siyasî otoriteler arasındaki bu tarz çatışma. büyüme eðilimi ve güç birikimi. zamanla hem topraða baðlı şövalyeleri hem de toprak aðalarını. dolayısıyla çiftçileri derinden etkiledi. Özellikle güçlerini topraktan gelebilecek gelirlere baðlayan toprak aðaları; köylüler ve çiftçiler. para ekonomisinin gelişmeye başlaması karşısında gittikçe zayıfladılar. Bu durum yeni sosyal karışıklıkların ilk habercileri idi. Toprak aðalarının. mahallî derebey prensler karşısında zayıflaması ve bu açıklarını çiftçilerden alacaðı yüksek faiz ve vergilerle kapatmak istemeleri. topraða baðlı üretici grupları daha da fakirleştirdi. Ã*********övalyeler ise. paralı askerlerin devreye sokulması aşamasında etkisizleşince. siyasî ve sosyal yeni bunalımların habercileri olarak göründüler.

Almanya'daki bütün bu siyasî ve sosyal bunalımlara ek olarak dinî problemlerin de artması durumu daha da karmaşıklaştırdı. Aslında din adamlarının tahrip ettiði Hıristiyanlık ve dinî gücünü siyasî bir nüfuz aracı olarak kullanan kilise. Alman toplumunu tatmin etmekten oldukça uzaktı. Kilise temsilcilerinin zamanla siyasî yetkilerle donatılması bir taraftan. günahların affedildiðine dair kilisenin verdiði günahtan soyutlama aaakeresi diðer taraftan. halkı ruhani liderlerden soðutmuş ve yeni arayışlar içine itmişti. Çünkü servet sahibi olan sosyal sınıfların dışındaki insanların. günahlarını affettirebilecek her hangi bir güçten yoksun kalmaları. kiliseye karşı olan güveni temelden sarsmıştır. Bu sebeple Alman tarihi içinde Reformasyon hareketlerinin îfÃç ettiði sosyal ve dinî misyon daha açık biçimde ortaya çıkmaktadır. Kilisenin vurdumduymazlıðı ve azmazlıðına karşı oluşan dinî-elit muhalefeti Martin Luther'in şahsında ilk tepkilerini vermeye başlamıştı. 31 Ekim 1517 tarihli protestosunda Ã*********lahiyat Profesörü Luther. Alman toplumunun dinden yabancılaşmasının sonuçlarını irdelerken. Katolik Kilisesi'nin dogmalarına karşı reform istiyordu. Her tür inanç akidesini kiliseden bekleyen geleneksel Ortaçað toplum zihniyetinde. Luther'in görüşleri oldukça yeni ve çekici gelmiş. akabinde kısa süre içinde bu fikirler yayılmaya başlamıştı. Ancak Luther'ın savunduðu fikirlerin Protestan Kilisesi'ni doðurması arefesinde Almanya'da yeni sosyal çalkantıların çıkmaya başlaması. ortamı daha da çetrefılleştirdi. Diðer taraftan Luther'in; kurduðu yeni kiliseyi. Roma'nın otoritesinden kurtulmak için bir atlama taşı olarak kullanmak isteyen derebey prenslerin emrine vermesi. bu siyasî-dinî güçlerin tebaalarını daha kolaylıkla tahakküm altına alabilecek yolu açtı. Ancak Luther'in kilisesi bu sayede derebey prensler arasında oldukça taraftar buldu. Bu dönemde ayrıca Avrupa'da hanedanlık tartışmalarının Fransa ve Almanya arasında gittikçe yaygınlaşması ve bu tartışmada Türkler'in - özellikle Kanunî Sultan Süleyman'ın - oynadıðı rol de gözden ırak tutulmamalıdır. Nitekim kutsal Roma'nın dinî otoritesinin sarsılması ve Katolik Kilisesi'nin yanına Protestan Kilisesi'nin de katılması ile belki. Osmanlı Türkler'ın Batı politikası daha belirgin ve kolay bir zemine kayacaktır. Protestanlıðın. Katolik Kilisesi'nin kompleks bir mecraya sürüklediði Hıristiyan dogmalarını temelden sarsması. Alman toplumunda yeni gelişmeleri de gündeme getirdi. Çünkü Protestan aydınların ya da onların destekçisi prenslerin çabaları ile Almanya'nın her köşesinde sanat ve kültürel alanlarda gelişmelerin ortaya çıkması. Katolikleri de etkilemiş ve mimaride ünlü Barok tarzına giden yolu açmıştı.

1555 Augsburg Barışı'na yol açan en önemli sebep. Türkler'in hızla Batı'ya doðru ilerlemelerinden başka birşey deðildi. Türk tehlikesini bertaraf etmek ve Fransa kralı ile daha aktiv bir biçimde mücadele edebilmek için dinî kargaşaların önlenmesi gerekiyordu. Bu barış dinî kargaşalıkları önlemiş ve Otuzyıl Savaşları'na (1618-1648) kadar olan dönemde Avrupa'ya kısmen de olsa göreli bir barışı getirmişti. Bu dönemde aynı zamanda Orta Avrupa'da eskiye göre canlı bir kültürel hayat yaşanmıştı. Fakat bu canlılık ve dinamizm. Batı Avrupa'daki aktiv yaşam ile kıyaslandıðında oldukça sönüktü.

1618'de başlayan Otuzyıl Savaşları ile Almanya'da girift bir biçimde gerek siyasî ve gerek dini mücadeleler. 1648 Vesfalya Barışı'na kadar devam etti. Bu zaman zarfında gerçekten Avrupa'da siyasî. sosyal. kültürel ve ekonomik açıdan bir deprem yaşandı. Protestanlar'ın Katolikler'e karşı giriştikleri güç yarışında devrim olarak nitelenebilecek yeni prensiplere karşı geleneksel güçler tavır almaktan geri kalmadılar. Özellikle Kuzey Almanya'da oldukça büyük bir taraftara sahip olan Protestan prensler serbest şehirlerle birlikte hareket ederek. geleneksel güçlere karşı 1608'de bir birlik kurdular. Bunlar. Protestan olan Ã*********sveç ve Danimarka ile birlikte. Alman Habsburg Hanedanı'na karşı mücadele veren Fransa'nın da desteðine sahip olacaklarını umuyorlardı. Buna karşı harekete geçen karşı devrimciler de Katolik Birliðini kurdular. Karşı devrimcileri. Ã*********mparator. Papa ve Ã*********spanya destekliyordu. Karşıt prenslikler arasındaki ilk mücadeleler 1609'da başladı[xvii]. Ancak esas anlamda Protestanlar'a karşı Katolik mukavemetinin bir baskıya dönüşmesi aşamasında. 1618'de Bohemya ve Güney Almanya'da gelişen olaylar sonucu. bir ara Protestanlık büyük bir darbe yedi. Birçok yerde Protestan güçleri yenilgiye uðratıldılar. 1635'den sonra Katolik Fransa ile Protestan Ã*********sveç'in Habsburg Ã*********mparatorunun Avrupa ve Almanya'daki gelişmesine karşı ittifak yapması ile mücadelelerin seyri dinî aðırlıktan siyasî mecraya kaydı. Bu kavgada Alman toprakları çok büyük zarar gördü ve tahrip edildi. Sonuçta Alman Ã*********mparatorluðu'na karşı Prensler kendi hukukî durumlarını daha da saðlamlaştırdılar. Bunlar arasında Brandenburg. daha sonraki süreçde (Prusya Prensliði) Alman birliðine giden yolda ön plana çıktı. Ancak Otuzyıl Savaşları sonucunda Alman Ã*********mparatorluðu gerçek anlamda büyük zararlar gördü. Uðruna yapılan din özgürlüðü yine Prenslere yaradı. Çünkü tebaa istenildiði anlamda özgürlük elde edemedi. Ã*********sveç Baltık ve Kuzey Denizi'nde bazı yerleri elde ederek güçlendi. Fransa da. Almanya'nın aleyhine Elsas'a doðru ilerledi ve ilk kez Ren'e doðru genişledi. Bu savaşlarda topraklarını genişleten tek Alman gücü. Brandenburg-Prusya Krallıðı oldu. Yine bu savaşlarda Fransa. Avrupa'nın en güçlü devleti olarak kendini gösterdi. Ancak Fransa. 1715'de XIV. Louis'in ölümünden sonra askeri gücünü gittikçe kaybederek üstünlüðünü Batı'dan Doðu'ya Ã*********ngiltere ve Avusturya'ya terketti.

Bu savaşlar. Alman Ã*********mparatorluðu'nun (Habsburg Hanedanı) tam anlamı ile merkezi gücünü kaybetmesine yol açtı. Bir taraftan mahallî Prenslikler Ã*********mparator'dan baðımsız hareket etme serbestiyetine kavuşurlarken. diðer taraftan Prusya bir başka Alman gücü olarak kendini gösteriyordu. Aynı zamanda Kuzey'de Prusya'nın yükselmeye başlaması. daha sonraki süreçde Alman birliði için yeni fakat önemli bir gelişme idi. Bununla birlikte imparatordan daha baðımsız hareket etme gücüne kavuşan Prensler. Fransa'yı örnek alarak bütünüyle mutlak güce ulaştılar. Topraklarını istedikleri gibi yönetiyorlardı. Burjuva da zayıfladıðından saraya baðımlı hale geldi. Artık Alman halkı. bünyesinde bulunduðu Prenslerin izin verdiði ölçüde yaşamlarını sürdürmeye hazırlanıyorlardı.

Prof. Dr. Sinsi 11-25-2012 10:28 PM

Avrupa'da Aydınlanma Dönemi Ve Alman Birliği
 
Almanya'da Prusya kralı I. Friedrich ölünce yerine 1740'da oðlu II. Friedrich geçti. Yeni Kral. Barok kültüründen etkilenmiş ve özellikle Fransız sanatından ve müziðinden esinlenmişti[xix]. Babası mutlak hakim biri idi. Babasının baskısından kurtulmak için bir ara Ã*********ngiltere'ye kaçtı. Ã*********ngiltere dönüşü Fransız aydınlanmacı Voltaire ile tanıştı ve devlet yönetiminde akla ve barışa dönük adımlar atmaya karar verdi[xx]. Tahta talip bir prens olarak bir hükümdarın kendisini ülkesinin çıkarlarına adaması gerektiðini. çünkü onun "ülkesinin birinci hizmetçisi" lder erste Diener seines Staates "olduðunu dile getiriyordu.

XVIII. Yüzyılın ortalarında Habsburg Hanedanı'nda deðişiklik oldu ve VI. Karl'in ölümünden sonra yerine kızı Maria Theresia geçti[xxii]. Bu dönemde oluşturulan ittifaklarda Prusya Kralı Friedrich. Fransız koalisyonunun yanında yer aldı ve kısa süre içinde topraklarını genişleterek. Avrupa'nın beşinci gücü olarak kendisini kabul ettirdi. Bu dönemde II. Friedrich'in Avusturya'ya saldırması ile Yediyıl Savaşları başladı (1756-1763). Avrupa'nın büyük güçleri ile mücadele eden Friedrich. başlangıçta zaferler kazanmasına raðmen. daha sonraki süreçde Rus. Fransız ve Avusturya koalisyonuna yenildi ve ülkesi büyük darbe yedi[xxiii]. Ancak bu savaşlar sonucunda Friedrich. Avrupa'da ülkesini ilerletmenin en bariz yolunun dışta siyasî anlamda "barışçı". içerde de "aydınlanmacı" reformlara girişmek olduðunu gördü. Yediyıl Savaşları'nda Ã*********ngiltere kesin bir zafer kazandı ve Hindistan ile Amerika'daki Fransız topraklarını ele geçirdi. Bu savaşlar sonucunda imzalanan Paris Barış Anlaşması ile Ã*********ngiltere. Asya'da ve denizlerde bir dünya gücü olarak kendini kabul ettirdi. 1763'den sonra Avrupa'daki din savaşları yerini millî devletlerin oluşum ve genişleme kavgalarına bıraktı. Bu siyasî-millî yarışta azınlık sorunları da gündeme geldi ve büyük imparatorluklar içinde yaşayan azınlıklar (Minderheiten) da. millî devlete giden yolda. fikir alanındaki altyapılarını oluşturma faaliyetlerine giriştiler.

Avrupa özellikle Almanya'da XVIII. Yüzyılın başlarından itibaren aydınlanmanın etkileri en derin olarak görünüyordu. Almanya açısından ise. bu etkilenmenin izlerini en fazla hissettiren yönetici II. Friedrich oldu. Avrupa'daki aydınlanmacı fikirlerin temellerini coðrafî keşiflerden. Rönesans ve Reform hareketlerinden sonraki süreçde aramak lazımdı. Özellikle bu dönemde bilim ve teknikte ortaya çıkan gelişmeler bu aydınlanma mekanizmasının devlet aygıtında uygulanmasını kolaylaştırmıştır. Yeniçaðın başlarında pusulanın bulunması ile Avrupa insanı dünyanın oldukça uzak bölgeriyle irtibat kurma olanaðı yakalamış ve yeni yerler keşfedilmişti. Coðrafî keşiflerin arkasından René Descartes (1596-1651) gibi felsefecilerin aklı ve benliði ön plana çıkaran aydınlanmacı fikirleri ile karşılaşan Avrupa insanı. bir müddet sonra da kilisenin sahte dogmalarına karşı deizme yöneliyordu.

Kralların mutlak hakim olduðu Orta Avrupa devlet sisteminde bazı hükümdarlar. aydınlanmacı felsefeleri etkin bir biçimde kullanmasalar bile mutlak güçlerine halel getirmeyecek fikirleri devlet aygıtını modernleştirebilmek için uygulayabilmişlerdir. Prusya kralı II. Friedrich bu tür aydınlanmacı yapıda biri idi. Prusya'nın Orta Avrupa'daki bu yaklaşımı sadece Kuzey Almanlar'ı etkilemekle kalmadı aynı zamanda Avusturya Ã*********mparatoru II. Joseph'i de etkiledi. II. Friedrich'in aydınlanmacı uygulamaları en fazla dinî tolerans[xxviii]. idarenin merkezileştirilmesi. bütün tebaa için tekli bir hukuk sistemi. eðitim sisteminin yükseltilmesi ve hakimiyetinde bulunan çiftçilere özgürlüðü öngörüyordu. 1752'de yazdıðı "Siyasî VesayetnÃçme" adlı eserinde II. Friedrich. mahkemelerin gidişÃçtına müdahalede bulunmayacaðını açıkça deklare etmesine raðmen. yaşadıðı dönemde uygulamalarından dolayı hiçbir hukuk kurumu kendisine karşı bir harekete geçme cesaretinde bulunamamıştır. Ancak hukuk alanında öngördüðü reform denemeleri. kendisinden sonraki dönemin hukuk kurallarını açıklaması ve yerleştirmesi bakımından önemli bulunmuştur[xxix]. Ancak onun uygulamaya çalıştıðı yenileşme hareketi. aydınlanmacı olmakla beraber o ölçüde de zorlama ile gerçekleşiyordu. Zira 1648'den itibaren Avrupa'da gerçekleştirilen ve 1779'a ulaşan yenileşme hareketleri dönemine (XVIII. Yüzyıl). baskıcı aydınlanmacılık (aufgeklärte Absolutismus) adı verildi.

II. Friedrich'ten etkilenerek ülkesinde aydınlanmacı reformlara girişen bir diðer Alman da Avusturya Ã*********mparatoru II. Joseph'di. 1770'den 1780'e kadarki süreçde genç Ã*********mparator da rakibi II. Friedrich gibi Habsburg Devleti'ni aydınlanmacı reformlara yöneltti. Özellikle din alanında kiliseyi sınırlandırarak gerçekleştirdiði laik yaklaşımlar ve atılımlar. sosyal hayatın bireysel organizasyonunda önemli atılımları başlattı. Köylüler faydasına gerçekleştirdiði iyileştirmeler de kayda deðerdi. Ancak sosyal reformları tebaasına zorla kabul ettirmeye kalkışması. Avusturya Ã*********mparatorluðu içinde yaşayan halk üzerinde olumsuz etki yarattı.

XVIII. Yüzyılın ortalarındaki Avrupa savaşları daha büyük bir oranda Ã*********ngiliz-Fransız sömürge sorunu. Prusya ile Avusturya arasındaki askerî ve siyasî güç yarışı şeklinde aaaahür etmiştir. Bu savaşlar sonucu. Ã*********ngiltere Fransa'ya üstünlük saðlarken. Prusya da önemli bir güç olarak devreye girmişti. Prusya'nın yükselmesi ile Alman toprakları (Reich) üzerindeki ikilem (Dualismus) arttı.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.