![]() |
İttihat Ve Terakki Cemiyeti ..
GİRİŞ
1-İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ’NİN KAYNAKLARI 1.1- YENİ OSMANLILAR HAREKETİ 1.2-JÖN TÜRKLER HAREKETİ 2-CEMİYETİN KURULUŞU 2.1- SELANİK VE MANASTIR ŞEHİRLERİNİN ÖNEMİ 3-1908-1918 DÖNEMİ VE İTTİHAT VE TERAKKİ 3.1-MECLİS-İ MEBUSAN’IN AÇILIŞI 3.1.1-HÜSEYİN HİLMİ PAŞA HÜKÜMETİ 3.1.2-İBRAHİM HAKKI PAŞA HÜKÜMETİ 3.1.3- HÜRRİYET VE İTİLAFIN DOĞUŞU VE 1912 SEÇİMLERİ 4-İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN ZAYIFLAMASI 5-DÜNYA SAVAŞI VE İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN SONU 6-İTTİHAT VE TERAKKİNİN YARGILANMASI 6.1- LİDERLERİN YURT DIŞINA KAÇMALARI 6.2-YURT DIŞINDA KURULAN CEMİYETLER 7-İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ 8-TÜRKİYE’DE DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE GÖRÜLEN İTTİHATÇI İZLER SONUÇ KAYNAKÇA GİRİŞ İttihat ve Terakki cemiyeti ülkemizde oldukça fazla önemi olan, geçmişte siyasetimizi şekillendirmiş, günümüzde dahi halen daha izleri görülen bir cemiyettir. İttihat ve Terakki Cemiyetini 1860 yıllarına kadar dayandırmak mümkündür. Yeni Osmanlılar ve Jön Türkler diye adlandırdığımız hareket süreci içersinde bu cemiyet oluşmuştur. İttihat ve Terakki’yi ayrıntılı olarak incelersek Atatürk İlke ve İnkılapları içersinde de izlerini görebiliriz. Başlangıçta gizli bir cemiyet olarak Tıbbıye ve Askeri okul öğrencilerini kapsayan bu cemiyet daha sonra içerisine devlet adamları ve sarayda söz sahibi kimseleri de alarak genişlemiş ve bir süre sonra Osmanlı Devleti’nin kaderini de belirlemiştir. İttihat ve Terakki ‘nin siyasal modeli tek parti yaklaşımına dayanmaktadır. Tek parti yaklaşımında devlet ekonomiden kültürel yapılanmaya kadar toplumun bütün sınıf ve katmanları üzerinde egemendir , şekillendiricidir. Günümüzün çok partili hayata geçişte bile halen daha bu cemiyetin izlerini görmemiz mümkündür. Geçirdiği evrime karşın Cumhuriyet Halk Partisi’de bu eğilimler belirli bir süre davam etmiştir. İttihat ve Terakki Cemiyetinin kökenlerinden başlayarak günümüze kadar değerlendirmeye çalıştığım bu ödevde, geçmişten günümüze kadar bir köprü kurarak olayları bu doğrultuda inceledim. Hazırladığım ödevin ilk bölümünde cemiyetin kökenleri üzerinde durdum, İttihat ve Terakki’ yi daha iyi anlayabilmek için bu cemiyetin kaynakları oldukça fazla önem taşımaktadır. Cemiyetin dayanağı çok Osmanlının son dönemlerine rastlar ve Osmanlının o dönem içindeki olayları ile şekillenir. İkinci bölümde cemiyete beşiklik yapan iki şehir anlatılmıştır. Bu şehirlerin o dönem içersinde önemleri son derece fazladır. Manastır ve Selanik’in özgür ortamı sayesinde cemiyet son şeklini almıştır. Üç ve Dördüncü bölümler cemiyetin doğuşu gelişimi ve Osmanlı siyasetini yönlendirmesi üzerinde durmuştur. İttihat ve Terakki’ yi Osmanlının son döneminde tek parti haline getiren düşünce, cemiyetin yapısı , işleyişi yaptığı siyaset ve sarayın üzerindeki etkisi anlatılmaya çalışılmıştır. 1-İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN KAYNAKLARI İttihat ve Terakki Cemiyetinin kaynakları araştırıldığında iki hareket önümüze çıkar . Bunlardan biri Yeni Osmanlı Hareketi diğeri ise Jön Türkler’dir. 1.1-Yeni Osmanlılar Hareketi Son dönemde meşrutiyet düşüncesi Osmanlı Aydınları tarafından tartışılmaya başlanmıştı. Osmanlılar, Avrupa’daki gelişmeleri gördükçe devletin bu düşünceleri uygulayarak yeniden eski gücüne kavuşturulması gerektiğini düşünüyorlardı. İmparatorlukta Avrupai düşünceleri uygulama işi aydınlara kalmıştı. Politik,ekonomik ve kültürel ilerlemeye uygun koşullar 1860’lı yılların başından itibaren başladı.Bu koşullar Tasvir-i Efkâr Gazetesinin etrafında gelişti. Bu gelişimde Şinasi’nin etkisi büyüktür.Yeni Osmanlıları etkileyen çok sayıda akım olsa da fikirlerin temelini atan kişi Şinasi ‘dir Şinasi , 1860 tarihinde Tercüman-ı Ahval Gazetesinde çalıştı.Osmanlının ekonomik, kültürel,ve sosyal ilerlemesi için bu gazetede çözümler üretmeye başladı. Daha sonra kendi kurduğu Tasvir-i Efkâr Gazete’ sinde o zamana kadar açıkça söylenmeyen özgürlük,ulus gibi kavramları gündeme getirdi. Gazete’ nin her kültürlü toplum için gerekli olduğunu ve insanların düşüncelerini gazete yoluyla duyurmaları gerektiğini söylüyordu.Devlet ve Kamuoyu arasındaki ilişkiyi ise şöyle belirtiyordu; “Devlet , ulusun temsilcisi olarak işleri yürütür ve ulusun devamı için çalışır. Ulus ,söz ve yazı yardımıyla kendi idaresi için görüşlerini açıklama hakkına sahiptir.” Zamanla Tasvir-i Efkâr aydınların tartıştığı görüşlerini açıkladığı bir klüp haline geldi.Tasvir-i Efkâr içersinde Namık Kemal’de yazmaktaydı.Bu grup zamanla önemli bir kamuoyu oluşturdu. Bu arada Ali Suavi ‘de Muhbir gazetesini çıkarmaya başladı.Muhbir’de Ali Suavi devlete karşı muhalefet oluşturdu. Ara sıra okuyucu mektuplarına da yer veriyor,halkın da düşüncelerini alıyordu. Şinasi,Namık Kemal,Ali Suavi gibi ilerici kimseler zaman içersinde yazdıklarının uygulanabilmesi için bir örgüte ihtiyaç duymuşlar 1865 yılında Belgrat ormanlarında bir piknik havası içersinde toplanıp “Yeni Osmanlılar Cemiyetini”oluşturmuşlardı. Kurulan örgüt kısa bir süre sonunda yurt dışına da çıkıp orada eylemlerine devam etmişlerdir.Cemiyetin bütün mali problemlerini Mustafa Fazıl Paşa çözüyordu. 1867’den itibaren Avrupa’da çalışmalarına devam eden Cemiyet Mustafa Fazıl Ahmet Paşa tarafından Abdülaziz’e açık bir mektup yazmıştır. Bu mektup Yeni Osmanlıların program taslağı olarak görülebilir. Bu mektubun taslağı şöyledir: Her gelişmenin temelinde özgürlük vardır. Özgür bir kamuoyu memurların hatalarını denetler Özgürlüğün olmaması Avrupalı devletlerin içişlerimize karışmasına neden olur. Özgürlük din ve geleneklerden uzaklaştırma anlamına gelmez. Her ülke için uygun düzen anayasalı düzendir. Zulüm karşısında tek çıkar yol eylemleri denetleyebilen bir yönetimin kurulmasıdır. Namık Kemal,Ziya Bey,Ali Suavi,Reşat Bey,Nuri Bey,Agâh Efendi,Mehmet Bey, Rıfat Bey ve Hüseyin Vasfi Paşa Paris’e kaçmış bulunuyorlardı. Orada Mustafa Fazıl Paşa’nın evinde toplanarak eylemlerine devam ediyorlardı. Daha sonradan Abdülaziz’in Fransa’ya yaptığı seyahat sonrasında Fransız hükümeti orada eylem yapan kişileri tespit ederek yurt dışına çıkardı . Bunun üzerine bütün grup Londra ‘ya giderek orada Muhbir gazetesinin sayılarını çıkarmaya başladılar. Mustafa Fazıl Ahmet Paşa’nın affedilmesi ve yurda dönmesinin ardından cemiyetin parasal kaynakları kesildi. 1868 yılında çıkan Hürriyet gazetesinde Namık Kemal ve Ziya Bey ‘in yazıları çıkıyordu. Namık Kemal ‘in ayrılmasından sonra 100.sayısına kadar Ziya Bey’in yazıları çıkmaya başladı. Affın çıkmasıyla beraber aydınların tümü yurda döndü. Yurda dönen aydınlar Hugo, Lamartine , Möliére ve Rousseau v.b yazarların eserlerini Türkçe’ye çevirdiler. Namık Kemal’in çevresinde toplanarak İbret gazetesini yayınladılar. Gazete yayınlandıktan yaklaşık olarak dört ay sonra kapandı. Gazeteyi çıkaranlar sürgüne gönderildiler. Yeni Osmanlıların attıkları tohumlar yeşermiş, Abdülaziz devrilerek 1876’da I.meşrutiyet ilan edilmişti. Yeni Osmanlılar hareketi asker ve sivil kadrolar dışında çok fazla bir öneme sahip olmasa da vatan,özgürlük,siyaset,ulus gibi kavramların gündeme gelip konuşulması bakımında önem taşımaktadır. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.